Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Sakıp amcamın huyu bana geçti - Makro Ekonomi Haberleri

        Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, 30 yıl birlikte çalıştığı Sakıp Sabancı için "Hayatın kıymetini ondan öğrendim" dedi. Bir de lise yıllarından bir sır verdi: "Tuvalette sigara içerken yakalandığım için Almanca dersinden ikmale kaldım."

        'Sakıp Amcam'ın huyu bana geçti'

        Dünyanın önemli ekonomi gazete ve dergilerinin yaptığı listelere giren Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, 30 yıl birlikte çalıştığı ve 'Hayatın kıymetini ondan öğrendim' dediği amcası Sakıp Sabancı'nın iş yapma şeklini bire bir aldığını söyledi.

        Ekonomiyi Yöneten Kadınlar isimli dizimize Suna Kıraç'tan sonra bugün iş dünyasının en güçlü ismi Güler Sabancı'yla devam ediyoruz...

        * Güler Hanım nasıl bir çocuktunuz? Örneğin okulda çalışkan bir öğrenci miydiniz? Disiplin cezası alır mıydınız?

        Çok aktif ve aşırı hareketli bir çocukluğum vardı. Bununla ilgili çok hikayeler vardır ailede anlatılan. Ama ilkokulda hocaların yaramaz dediği, ortaokul ve lise çağlarında da disipline uymuyor dedikleri tiplerden sayılabilirim. Ben Ankara TED Koleji'nde ortaokul ve lise eğitimimi aldım. O dönemde neredeyse, her yıl şubemi değiştirmek zorunda kalırlardı. Her yılın başında hemen hemen bir iki ay sonra sınıfta liderlik pozisyonuna geçerdim, beni sınıf mümessili gibi görevlere getirmekle çözüm bulurlardı. Annem bu duruma çok üzülürdü.

        Derslerle nasıldı aranız?

        Bana düşen rol başkanlık oldu

        * Çok önemli bir ustanın yanında tecrübeler kazanarak iş hayatınızda yürüdünüz. Kamuoyu merak ediyor olabilir, sonuçta bu görevler bir bayrak yarışıdır, gün geldiğinde bayrağı teslim ettiğinizde nasıl anılmak istersiniz?

        Sakıp Bey kurucuydu, patrondu, 38 sene başkanlık yaptı. Kendisi ve kardeşleri, Sabancı Grubu'nu buralara kadar getirdi. Bizim jenerasyonumuza, bana ve arkadaşlarıma düşen görev, Sabancı Grubu'nu gelecek 10-20-30 yıllara hazırlamaktır. Bu da Sabancı Holding'in daha kurumsal bir yapı içinde sürekli büyüme ve kârlılığını devam ettirmesidir; Sabancı Holding'in her konuda ve her kesim için; müşteriler, çalışanlar, yatırımcılar, tedarikçiler açısından öncelikle tercih edilen ve dünya liginde beğenilen ve takdir edilen bir şirket olmasıdır. Dolayısıya benim ve arkadaşlarımın hedefi bunu gerçekleştirmektir.

        Yani bunu yaratan insan olarak mı anılmak istiyorsunuz?

        Bakın, iş hayatında hiçbirimiz mucit değiliz. Burada hep beraber bir ekip çalışması yapıyoruz. Ama roller var, görevler var, sorumluluklar var. Herkesin bir rolü var oynanması gereken. Benim rolüm de başkanlık.

        * Toplumdaki kadınların örnek alacağı, cesaretle iş hayatına atılacağı bir rol model olduğunuzu düşünüyor musunuz? Bir rol model olarak, kendimi öyle görerek başlamadım iş hayatına. 'Çalışacağım ve kadınların gücünü göstereceğim' gibi bir iddiam olmadı. İş hayatına isteyerek, severek başladım ve başarılı projeler gerçekleştiren bir sanayici olmak istedim. Üretimi, yaratmayı sevdim. Şanslıydım da, bunu yapabilecek durumdaydım. Ama sonraki çalışmalarımda gördüm ki insanlar beni rol model olarak kabul ediyor.

        * Siz aynı zamanda 'ilkleri' gerçekleştiren bir kadınsınız. TÜSİAD üyesi olan ve yönetimine giren, bir üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olan ilk kadınsınız. Aynı zamanda Sabancı Ailesi'nin iş hayatına giren ilk kadın bireyisiniz. Bu size bir sorumluluk yüklüyor mu? Evet, doğrudur. Bu durum başarılı olmak için ilave bir sorumluluk yaratıyor. Biz kadınlar, ister iş hayatında ister akademik hayatta, girişimcilikte veya sivil toplum örgütlerinde, ne yapıyorsak başarılı olmaya çalışmalıyız. İlk olmak gibi bir sorumluluğu olanların daha çok çalışması ve başarıyı araması lazım. Çünkü bizlerin başarısı arkadan gelenleri de ilgilendiriyor. Bizden sonra başlayanlara karşı ortamda "pozitif önyargı" oluşmasını ve kapıların daha kolay açılmasını sağlamak için ilave bir sorumluluk söz konusu.

        * Yani şunu söylemek mümkün mü; ilk olanlar sadece bireysel başarıdan ziyade aynı zamanda bir de misyon üstleniyor. Bir yolu aça aça gitmek zorundalar. Öyle mi? Bunu böyle düşünmüyorsun yaşarken ve çalışırken, başlarken. Ama ister istemez bir misyon da beraberinde geliyor. Örneğin, bizim siyaset hayatımızda biraz böyle oldu. Kadın başbakanımız çok başarılı olmayınca kadınlar biraz siyasetten uzaklaştı gibi geliyor bana.

        * Dünyanın önemli ekonomi gazete ve dergilerinde listelere giren kadınlardan biri oldunuz. Bu durumu nasıl karşıladınız? Listelere girmenin hem kendi adıma, hem de Türk kadını adına önemli olduğuna inanıyorum. Ancak ben "güçlü kadın" yerine "başarılı kadın" denmesini tercih ederim. Ben başarının gücüne inanıyorum.

        İş hayatında iki kez durdum, düşündüm * Hiç aklınızdan başka bir yolda ilerlemek geçti mi? Yani iş hayatında aktif ve ciddi, yoğun ve yorucu bir kariyeri Güler Sabancı kendisi mi istedi? Yoksa tesadüfler mi getirdi?

        Babamı çok genç kaybetmiştim. Babam sanayi hayatında olamamıştı. Ama dedemin çocukluğumdan itibaren beni etkilemesi sonucu, amcalarımın da destekleriyle iş hayatına, özellikle de sanayi tarafında başladım ve başarılı olmak istedim. Dolayısıyla da isteyerek ve severek bu tercihi yaptım. Ancak yaşantımda daha bilinçlendiğim, işte daha ilerlediğim noktalarda bir durup düşünme durumum da oldu. İlk değerlendirmemi iş hayatına başladıktan 6-7 sene sonra yaptım. İkinci değerlendirmemi kariyerimin 15'inci yılında yaptım. Her seferinde, oturdum ve ciddi bir şekilde düşündüm; böyle mi devam etmek istiyorum? Yanıtım 'evet' oldu. Yani bilinçli ve isteyerek devam ettim iş hayatıma. Herkese de kariyerlerinde ilerlerken zaman zaman durup, düşünüp, değerlendirme yapmalarını tavsiye ederim.

        * Sakıp Bey sizi yakından izler miydi?

        Beni, iş hayatındaki kariyerimi ve çalışmalarımı, Sakıp Amcama rapor ettiğim için asıl onun, ancak diğer amcalarımın da takip ettiğine inanıyorum. Kendi aralarında performans değerlendirmeleri yaparlardı zaman zaman. Bu sadece bana özel bir durum değil, bütün üst yönetimde çalışan, ilerleyen herkesi takip ederlerdi.

        Bana torpil yapıldığı hissine kapılmadım

        * O dönemde seçmek istediğiniz bir meslek var mıydı?

        Lise sonda ailede evlenenler vardı ve dekorasyon, iç mimari konularına heveslendim ve iç mimari okumayı düşündüm.

        * İsteseydiniz olabilirdiniz. Ne oldu da fikriniz değişti?

        Yaşantımın sadece birkaç yılında böyle bir hayalim oldu. Rahmetli Hacı Ömer Dedem beni 3 yaşından itibaren fabrikalara götürürmüş. Oradan kalan bir sevgi ve şartlanma denilebilir, hep sanayide çalışmayı arzu ettim.

        DEDEM ROL MODELİM

        * Hayatınızda Hacı Ömer Bey'in etkisi büyük olmuş anlaşılan...

        Babamla annem hayatımda önemliydi tabii. Ama esas rol modelim açıkçası Hacı Ömer Dedem oldu. Babam ilk çocuk olduğu için, annemle babam evlendiklerinde dedemlerle otururlarmış. Ben de öyle doğdum ve büyüdüm. Sonra annemle babam ayrıldı. Çocuktum ayrıldıklarında. Daha sonra da zaten babamı çok genç yaşta kaybettik. Beni dedem büyüttü diyebilirim. 12 yaşımda da dedemi kaybettim. Ondan sonraki rol modelim babaannem oldu. Babaanneme de çok yakındım. Babaannem olağanüstü bir kadındı. Canlı, neşeli ve çok yapıcı bir kişilikti. Altı erkek çocuğu, gelinleri ve torunlarıyla benim belki de hayatta ilk "yöneticilik" dersini aldığım kişi diyebiliriz.

        * Ya Sakıp Bey, onu nereye koydunuz yaşamınızda?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ