Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Bizimle değil Karamanlis ile görüşüyorlar

        Baykal, Emekli Subaylar Derneği Başkanı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu ve dernek yöneticilerini parti genel merkezinde kabul etti.

        Baykal, basına kapalı kabulün ardından yaptığı açıklamada, bir sivil toplum kuruluşu olarak Derneğin Türkiye’ye yönelik duyarlılık çerçevesinde çalışma yaptığını söyledi.

        Türkiye’nin çok önemli bir dönemin eşeğinde olduğunu belirten Baykal, bu süreçte ülke sorunlarının sadece resmi çerçevede değil, toplum olarak her düzeyde ele alınıp konuşulmasına ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.

        Türkiye’nin yakın geleceği konusunda herkesin söz söylemesi ve tavır belirlemesi gerektiğini kaydeden Baykal, ülkenin ulusal birliği, bütünlüğü, laik demokratik bir cumhuriyet olarak bundan sonra da gelişmesini sürdürebilmesinin çok büyük önem kazandığını kaydetti.

        Baykal, "Bu konuda ortaya çıkan sıkıntıları, hepimizi tedirgin eden gelişmeleri gözlüyoruz. Bu gelişmeler karşısında insanların tavır takınma ihtiyacı hissetmesi, bu anlayışlarını toplumla paylaşması çok sevindirici, demokratik bir yaklaşımdır. Bu demokratik yaklaşım içinde artık sivil bir toplumsal örgüt olarak değerli arkadaşlarımızın Türkiye ile ilgili anlayışlarını, değerlendirmelerini ülke olarak dinleyeceğiz. Biraz önce yaptığımız konuşmada Türkiye ile ilgili çok sağlıklı yaklaşımlar içinde olduklarını görmekten çok büyük bir mutluluk duyduk" diye konuştu.

        Küçükoğlu ise derneğin yasayla kurulduğunu ve sivil toplum kuruluşları arasında yerini aldığını söyledi.

        Demokratik parlamenter düzen içerisinde kuvvetler ayrılığı ilkesi ve anayasanın çerçevesi içerisinde kurumların ahenkli çalışmasına inandıklarını ifade eden Küçükoğlu, tüm siyasi parti, kurum ve kuruluşlara eşit mesafede durmaya çalıştıklarını belirtti.

        Cumhuriyetin kazanımları, devletin yapısı, üniter yapı, laik, demokratik, sosyal devletin gelecekte de devam etmesi konusunda hassasiyetlerini dile getiren Küçükoğlu, "Kiminle değerlerimiz örtüşürse onlarla aynı platformda bulunmanın görev ve sorumluluk olduğu inancındayız. Ancak, bizim duyduğumuz hassasiyetlerle örtüşmeyen kuruluşlar ve partiler varsa onlarla da bir arada bulunmamak gibi özgürlüğümüz var" diye konuştu.

        "KIRILMADIR"

        Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Baykal, AB ve Kıbrıs konusundaki son gelişmeler konusundaki bir soru üzerine, Hükümetin bir süre öncesine kadar sürdürdüğü politikayı değiştirdiğini ve dışına çıktığını öne sürdü.

        Hükümetin AB ile "kapalı devre" bir ilişki içine girdiğini ve bir limanı koşulsuz olarak açmayı önerdiğini savunan Baykal, "Bu girişimin amacı KKTC’ye yönelik izolasyonun, ablukanın kaldırılmasından çok AB zirvesinde Türkiye’ye yönelik olarak uygulanacak olan yaptırımları ortadan kaldırmaya yöneliktir" dedi.

        "Biz yapmayacağız dediğimiz şeyi yapmaya başlamışızdır" diyen Baykal, şöyle devam etti:

        "Bunun Türkiye’nin politikasında bir kırılma olmadığını söylemek mümkün müdür? Neyi kamufle ediyoruz? Bu ek protokolü hükümet meclise getirmeye cesaret edememiştir. Meclise getirilmeyen ek protokol ucundan kenarından uygulanmaya başlıyor. Meclis’ten onay almadan nasıl uygulamaya başlayabilirsiniz? Bu, bir kırılmadır. Hiç tereddüt yok. Kıbrıs politikasında reddettiğimiz bir taahhüdün, şarta bağlı olduğunu söylediğimiz, KKTC’ye yönelik izolasyonun kaldırılmasıyla ancak yürürlüğe girer dediğimiz bir taahhüdün hiç bunlar söz konusu olmadan tek taraflı olarak uygulanabilir hale dönüştüğünü biz taahhüt ediyoruz, hükümet olarak. Hükümet, (evet, haklısınız, bu benim borcumdur, ama bu borcu müsaade edin taksitle ödeyeyim) diyor. Borcum borçtur, izin verin taksitle ödeyeyim, diyor hükümet. Eskiden borcum borçtur, demiyordu. Şimdi borcum borçtur izin ver de taksitle ödeyeyim, diyor. İlk taksit de bir liman olsun diyor. Şimdi bu nasıl bir kırılma değildir? Nasıl bir devlet politikasının dışına çıkma değildir? Nasıl yeni bir angajman değildir?"

        "REJİM SORUNU..."

        Baykal, son karar alınırken, meclisin, ana muhalefet partisinin, Bakanlar Kurulu’nun, Genelkurmay Başkanı’nın haberinin olmadığını belirtti.

        Demokrasinin kurumların, organların yetkilerini bildiği, gerekli danışmaların yapıldığı, karar alma sürecinin kolektif olarak işletildiği bir sistem olduğunu ifade eden Baykal, "Bakanlar Kurulu’nun haberi olmayan, meclisin haberi olmayan bir karar demokrasinin gereğidir diye nasıl benimsenebilir? Böyle bir şey olabilir mi" dedi.

        Baykal, şu görüşleri dile getirdi:

        "Genelkurmay Başkanı’nın haberi yok. Başbakan Genelkurmay Başkanı ile istişare etme ihtiyacı hissetmiyor, ana muhalefet partisi ile istişare etme ihtiyacı hissetmiyor, Bush ile Karamanlis ile istişare ediyor. Bu normal mi, bu kabul edilebilir mi? Bu, hem Türkiye’nin dış politikasını çok ciddi bir sarsıntıya soktu, hem de Türkiye’nin iç devlet düzenini çok olumsuz bir çerçeve içinde dünyaya teşhir etti. Türkiye’nin bir dış politika krizini çözeceğiz derken aslında çok tehlikeli bir rejim sorunu ortaya çıkarılmıştır.

        Sayın Başbakan (biz iş yapıyoruz) diyor. Bunu bir çözüm diye kabul etmek hiçbir aklı başında insanın içine sindirebileceği bir tablo değildir. Başbakan Afyon meydanından meydan okumasını biliyor da Brüksel’den gelen tehditler karşısında yelkenleri indiriveriyor. Düne kadar kabul edilemez dediği önerileri uygulamak için apar topar yola çıkmıştır. Yel yepelek yelken kürek Brüksel’in talimatını uygulamaya çalışıyor." Baykal, Türkiye’nin bir tek limanını dahi açmasının Rum yönetimini devlet olarak tanıma doğrultusunda çok önemli bir adım atması anlamına geleceğini belirterek, şunları kaydetti.

        "Bu adımı attıktan sonra Türkiye’nin artık Kıbrıs devletini tanımıyorum deme şansı ortadan kalkacaktır. Fiili bir tanıma olacaktır. O tanıma, bir süre sonra hukuki tanımaya dönüştürülecektir, gerekirse Avrupa mahkemelerinin kararlarıyla ve Türkiye tanıma noktasına gelecektir. Londra ve Zürih anlaşmaları artık çıkmaza girecektir. Bu anlaşmaların çıkmaza girmesi Türkiye’nin oradaki askeri varlığının çok ciddi bir şekilde tartışılmasını gündeme getirecektir. Bu tehlikeli oyun oynanıyor. Bunun kabul edilmemesinden teselli bulmak da mümkün değildir. Bu girişim şu anda zararı zaten vermiştir. Bütün dünya Türkiye’nin tavize hazır bir konumda olduğunun fotoğrafını çekmiştir. Çok büyük bir yanlış yapılmıştır." Baykal, bir başka soru üzerine, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin bitiminde CHP’ye yönelik bir tercih belirtmesi durumunda bundan çok büyük bir mutluluk ve onur duyacağını söyledi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ