Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ovadakiler şefkate aç

        Genel Başkan Mehmet Ağar'ın Güneydoğu'da izlenen politika ve Anayasa değişikliği konularındaki açıklamalarıyla gündeme oturan DYP, 2007'de yapılacak genel seçimlerdeki hedefini öncelikle 'tek başına iktidar' olarak belirliyor; ancak 'sandıktan çıkacak tablo'ya göre olası koalisyonlara da kapıyı kapatmıyor. Kulislerde DYP'nin olası koalisyon ortağı olarak bugünün iktidar partisi AKP'yi seçeceği konuşulurken; Ağar'ın, 'Böyle bir tercih durumunda kalırsak muhalefet partilerine öncelik veririz' söylemi de akıllardan çıkarılmıyor. DYP kurmaylarının seçim sloganları şimdiden hazır: 'Adam gibi adam, adam gibi lider', 'Kaygılanma Türkiye, senin Doğru Yol'un var.'

        TÜRBAN VE KÜRT SORUNU

        DYP lideri Ağar'ın birbiri ardına yaptığı açılımlarla vermeye çalıştığı imaj da çok net: Türkiye'nin sorunlarını çözmeye aday lider. Ağar'ın bu çerçevede, gündemindeki iki büyük başlık 'Kürt sorunu' ve 'türban sorunu' olarak dikkat çekiyor. Ağar'ın çok tartışılan 'Dağda silahla gezmek yerine düz ovada siyaset' söylemi kadar, 'Türban sorununu ben çözerim' iddiası da belleklerde yer tutmuş durumda. Ağar'ın genel seçime yönelik stratejisinde öne çıkan unsur, DYP'nin 'klasik' köylü tabanını genişletme isteği.

        MİTİNGLERDE GÜNDEM

        2007 Nisan'ında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminden önce erken seçim kararı alınmasını isteyen DYP, olası bir seçim için hazırlıklarını sürdürüyor. 4 yıldır, Türkiye'yi köşe bucak dolaşan Mehmet Ağar, mitinglerde, tartışılan gündem maddelerine ilişkin değerlendirmeleriyle kamuoyuna mesaj veriyor.

        'Ağır hasarı' halkla beraber onaracağız

        DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedük'le genel seçim hazırlıklarını masaya yatırdık. 'DYP, 2007 yılının Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli bir yıl olduğunun bilincindedir' diyen Bedük, son dört yılda AKP iktidarının vatandaşta bıraktığı 'ağır hasara' dikkat çekti. Bedük, 'halkla beraber, halk için politika' ilkesine vurgu yaparken, partisinin önümüzdeki süreçteki gündeminde şu başlıkları öne çıkarıyor:

        Ekonomik, sosyal, siyasal sorunların çözümü konusunda çalışmalarımızı bitirdik. Bu dört yıllık dönemde Anadolu'nun her yerine giderek, vatandaşla yüzyüze görüşerek tespitler yaptık ve buna göre çözümler üretip projelerimizi tamamladık. Değişik toplum kesimlerinin beklentilerini tespit etmek, onları anlamak, onlarla anlaşmak, sonuç alarak sonucu paylaşma noktasına geldik. Seçim hazırlıklarımız tamam.

        Esnaf, sanatkar, ticaret erbabı, şoför, nakliyeci esnafının, memur, işçi, emeklinin ihmal edildiğini tespit ettik. Toplumun tüm kesimlerini etkileyen vergi adaletsizliğini ortadan kaldıracak çalışmaları bitirdik.

        BİZ HALKI AZARLAMAYIZ

        DYP eğitim, sağlık, enerji, ekonomi, güvenlik konusunda programlarını hazırladı. Halka durağan ekonomiyi, üretime dayalı ihracatı primlendiren ekonomi haline getireceğimizi anlatacağız. Memur, işçi, emekliyi açlık sınırının altında yaşamaktan kurtaracağız. Sektörel ve bölgesel kalkınma programlarımızla köylünün ve çiftçinin tek umudu biz olacağız. Yapamayacağımız konularda halka söz vermeyeceğiz. Biz halkımızı azarlamayacağız.

        Militan besleyen ortamı kaldırırız

        DYP, ovadan dağa çıkışı engelleme açılımı ile terörü bitirecek. Bu açılımı iyi okumak gerekir. Terör silahlı kuvvetler ve emniyetin mücadelelerine rağmen devam ediyorsa siyaset buradan kendine görev çıkarmalıdır. Güvenlik güçleri mücadelesini yine sürdürmelidir, ancak siyaset bu mücadeleyi kolaylaştırmak için çalışmalıdır.

        Terörü besleyen ovadaki kesimde açlık var, yoksulluk var, cehalet var... Kandırılan gençler bu eksikliklerden dolayı yanlış yola giriyor. Militan besleyen ortamı ortadan kaldırmak gerekir. Ovadaki açlık, yoksulluk, cehalet, şefkat eksikliği giderilirse terör örgütleri buralardan militan bulamaz. Ortak nokta; üniter yapı, vatanın bölünmezliği, cumhuriyet ve hudutların korunmasıdır. Cumhuriyet, laiklik, Müslümanlık ortak değerlerdir. Kimse farklılıkları kutuplaşma noktasına getirme gayretine girmemelidir. Bizim iktidarımızda analar-babalar ağlamayacak.

        Bari yarısını kurtaralım

        DYP kurmaylarının gündeminde 2007'de yapılacak iki tarihi seçim var. Genel başkan yardımcılarından Nevzat Ercan, Köşk seçiminden önce bir erken genel seçim yapılması önerisini seslendirirken, bunun istikrara büyük katkı yapacağını savunuyor. Ercan'a göre bunun yapılabilmesi durumunda 2007 'kayıp yıl' olmaktan kurtulur. Ağar'ın önemli kurmayının 2007 projeksiyonunda öne çıkan tespitleri şöyle:

        2007 yılının tamamı seçim tartışmalarıyla geçecek. Cumhurbaşkanlığı seçiminden iki ay sonra Meclis tatile girecek, ardından da genel seçim. Seçimin 4 Kasım'da olması durumunda 14 Temmuz'da seçim takvimi başlayacak. Türkiye, ekonomi ve dış politika açısından zor bir sürece girecek. Oysa istikrara ihtiyaç var. Erken seçim olursa, ardından da Köşk seçimleri yapılır ve en azından 2007'nin ikinci yarısı kurtulmuş olur. Bu arada yeni Meclis Türkiye'nin içinde bulunduğu durumla ilgili radikal kararlar alabilir. 2007 'kayıp yıl' olmaktan kurtarılmalıdır.

        Bugünkü Meclis, seçmenin yüzde 46'sının oyunu temsil ediyor. Cumhurbaşkanını bu Meclis seçme konusunda ısrar ederse cumhurbaşkanlığı makamı sürekli tartışılır. Bu da Türkiye'de gerilime yol açar ve istikrarı bozar. Bu Meclis'in seçtiği cumhurbaşkanı 7 yıl görev yapacak ve kendisini seçen Meclis ile 6 ay çalışacak. Seçilen yeni Meclis'in bu cumhurbaşkanı ile uyumlu çalışıp çalışmayacağı ise belirsizdir, tartışmalıdır...

        KÖŞK YETKİLERİNE SINIR

        1982 Anayasası'na göre, cumhurbaşkanı geniş yetkilerle donatılmıştır. Yarı başkanlık sistemine benzer yetkilerdir bunlar. Biz bu derece geniş yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanlığını doğru bulmuyoruz. Anayasa değişikliği yapılmasını istiyoruz.

        REJİM TARTIŞMASI YANLIŞ

        Eğer bu Meclis, Cumhurbaşkanı'nı seçmede kararlı olursa, bunu rejim tartışmasına götürme çabası içinde olanlar var. Biz böyle bir çabayı doğru bulmayız. Cumhurbaşkanı'nın geniş mutabakat sağlanarak seçilmesinin önemli olduğu görüşündeyiz. Tüm partilerle bir uzlaşı sağlanmalı. Bugünkü Meclis yapısına bakıldığında AKP, yüzde 34 oyla Meclis'in yüzde 66'sına sahip. Aldığı oylarla Meclis'teki temsili oransız.

        Akşam

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ