Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Gökçe:‘Evlendiğime hâlâ inanamıyorum’

        HABERTÜRK MAGAZİN / Neziha KARTAL

        Ünlü şarkıcı Gökçe bugünlerde 'Vazgeçmeseydin Keşke' adlı single'ıyla adından söz ettiriyor. 2014 yılında hayatını Bülent Gençer'le birşetiren şarkıcı " Evlenmeyi hiç düşünmüyordum. Evli insnalara acıyordum Evlendiğime hala inanamıyorum" diyor.

        'BÖĞÜRTLENLİ Reçel', 'Tuttu Fırlattı' ve 'Napardım Bilmem' gibi eğlenceli parçalarla adından söz ettiren Gökçe yeni şarkısı 'Vazgeçmeseydin Keşke'yi müzikseverlerin beğenisine sundu. Kendisiyle buluşup yeni şarkısını, kariyerini ve özel hayatını konuştuk

        Son şarkınız 'Vazgeçmeseydin Keşke ' sizden alışık olduğumuz türde hareketli ve neşeli bir şarkı değil. Tarzınızda farklılığa gitme sebebiniz nedir?

        Aslında bu şarkıyı 3 yıl önce yapmıştım ama unuttum. Şarkılara bakarken buldum ve "Aaa bu çok güzelmiş bunun devamını getireyim" diyerek üzerinde çalışmaya başladım. Kendim için de bir şey yapmış oldum. Tutkulu ama acı bir şarkı.

        Hayranlarınız her yaz sizden enerjik bir yaz şarkısı bekliyor. Yaz şarkısı hazırlıyor musunuz?

        Ben ne heyecanlandırıyorsa onu yapıyorum ama yaza yavaş bir parça yapacağımı düşünmüyorum. Üzerimdeki eğlenceli damgasını atmak istiyorum. Benim yavaş parçalarım çok daha iyi olabiliyor. Sürekli eğlenen, göbek atan kız olmak istemiyorum. Biraz da yavaş parçalarıma ağırlık vermek istiyorum. 'Her şey bitmedi bitemez'le başladık 'Vazgeçmeseydin Keşke'yle devam ettik. Daha gelecek çok güzel duygusal parçalar var. Yaza kıpır kıpır bir şarkı gelecek. Şimdi bir şarkının üzerinde çalışıyorum. 70'ler tadında bir beste var ama henüz karar vermedik.

        Sizden sürekli eğlenceli şarkı beklentisi sizi kısıtlıyor mu?

        Beklenti sanatçıyı kısıtlıyor. Sadece eğlenceli şarkı veya sadece ağlatmayı sevmiyorum. Sadece eğlenceli parçalarım ön plana çıkıyordu. Bu algıyı değiştirmeye çalışıyorum. İkisini de yapabilmek gerekiyor.

        Klipte dans ediyorsunuz profesyonel destek aldınız mı?

        Bir tesadüf sonucu Sirena Nymphai diye bir kızla tanıştım. Kız hayal ettiğiniz her kostümü size yapıyor. Aynı zamanda dans da ediyor. Bana dans dersi verdi, klipteki el hareketleri için saatlerce çalıştık.

        Türkiye'de dans konusunda sanatçılar neden ilgisiz?

        İsim vermeyeceğim ama bazılarının dans etmesini hiç istemiyorum. Beceremiyorsan etmek zorunda değilsin. Avrupa'da insanlar bale eğitimi alıyor şarkıcı olunca da dans ediyor ama sen 40 yaşından sonra dans dersi alırsan kazık gibi dans edersin. Bazı sanatçıların dansçılarında uyum yok. İkisi sahnenin bir tarafında ayrı dans ediyor ikisi ayrı. Onları seyrederken kendimi Antalya'da bir gece kulübünde gibi hissediyorum. Maalesef ondan da etkilenen insanlar var. Yeteneği yoksa kimse zorlamasın.

        Sonrasında albüm mü yapacaksınız yoksa single ile devam mı edeceksiniz?

        Albüm konusunda kafam biraz karışık. Sadece bestelerimden oluşan bir albüm yapmak istemiyorum. Bu tarz albümler zaten satmıyor. Bir konsept düşünüyorum. Albümü artık kendimiz için yaptığımızdan insanlar almadığı için konsept arıyorum. Onu bulana kadar single ile devam edeceğim.

        Klibi de single da yeni kurduğunuz yapım şirketinden çıkardınız. Kendi şirketinizi kurma fikri ortaya nasıl çıktı?

        Eskinden de kiminle çalışırsam çalışayım fikir benim oluyordu. Artık tekim. Yapımcı da yönetmen de benim. Bağlı olduğum şirketten ayrıldım. Bu klipte her şey hayal ettiğim gibi ve çok hızlı oldu. Bu benim ilk göz ağrım. Şirketimde de özgürdüm aslında ama herkese teker teker laf anlatmaktan sıkıldım. Her şeye kendim karar veriyordum zaten bir şirkete bağlı kalmama gerek yoktu. Ayrıca evde de sıkılıyordum şimdi iş kadını olup kendi işlerimi kovalamaya başladım.

        Kendi albümünüz dışında yeni projeleriniz var mı?

        Yaza bir sinema filmi projemiz var. Senaryoyu yazmaya başladık. Ayrıca başka müzisyen arkadaşlara da klip çekiyoruz.

        Sinema filminin konusu nedir?

        Konusundan bahsetmeyeyim ama fantastik bir iş olacak. Geçenlerde imza günü için Mardin'e gittim. Sadece kaldığım otelden bile çok etkilendim. Filmi Mardin'de olacak. Şimdi hikâyeleri topluyorum kaldığım otelin önceki hayatıyla ilgili bir şeyler var.

        'RAKAMLARA DEĞİL SOKAĞA BAKIYORUM'

        'Tuttu Fırlattı' bir dönemin youtube'ta en çok dinlenen kadın şarkıcı klibiydi...

        Evet, çünkü o dönem tık satın alınmıyordu. Telif hakları sebebiyle yurt dışından dinlenemiyoruz ama nasıl 100 milyon izleme oluyor anlamıyorum. O dönem en fazla 20 milyon oluyordu nedense günümüzde 100 milyonları görür olduk. 27 milyonda en fazla klibi izlenen kadın olmuştum. Ne doğru ne yanlış artık bilemiyorum.

        Günümüzdeki rakamların satın alındığı için mi yüksek olduğununu düşünüyorsunuz?

        Hayır tabii ki sadece o değil. Bir günlük internet reklamı için 10 bin lira harcayan insan var. İki günde 20 bin lira harcayıp her yere reklam veriyor. Sonra 'İki günde bir milyon kişi izledi' diyor. Her yerde insanların karşısına çıkınca bu çok normal hâle geliyor. Bunun nesiyle gurur duyup seviniyorlar neden önemsiyorlar anlamıyorum. Bir şarkının sevilip sevilmediği bir buçuk ay sonra anlaşılıyor. Bana 'Tuttu Fırlattı' veya 'Napardım'la gelenlerden sonra sokakta 'Bu Aşk Bitmedi'yi sevgililerine söyletenler çıkıyorsa anlıyorum ki bu şarkı sevilmiş. O çok tıklanan şarkıların gerçekliğinin olduğuna inanmıyorum.

        Sizden bir daha rekor gelir mi ?

        Hiç bilmiyorum, hiçbir hile hurda yapmıyorum. Şarkılarım çok sevilsin istiyorum. Rakamlara değil sokaktaki tepkiye bakıyorum.

        Evlendiniz ancak sizi evliymiş gibi düşünemiyor insanlar...

        Ben de evlendiğime inanamıyorum. Evlenmeyi hiç düşünmüyordum. Evli insanlara acıyordum. İğrenç bir şeymiş gibi geliyordu. Tamamen özgürlüğümden kaynaklanıyor. Özgürlüktek kastım sadık olmamak değil. Benim kumandam, benim koltuğum, benim evim bu güne kadar ev arkadaşım bile olmadan yalnız yaşamışım. Bir insanla beraber yaşama fikri bana korkunç geliyordu. 'Aşk meşk bir yerden sonra bitiyor. Sonrasında ne oluyor?' diye de soruyordum. Eşim de öyleymiş. O da nefret ediyordu ama evlendik. İki nefret bir evlilik doğurdu. Evlendiğimizi gecesinde unuttuk. Düğünle çok alakası varmış.

        Sorun düğünde mi yani?

        Evet düğün yoksa size bakıp ağlayan insanlar yok. Harcadığın büyük bir para yok. İnsanları mutlu edebilme telaşı yok.

        Evlilikten bu kadar nefret ederken nasıl evlendiniz?

        İçgüdüsel olarak evlendik. Evlenmemizin hiçbir mantıklı açıklaması yok. Çabuk evlendik çünkü vazgeçme ihtimalimiz vardı. Her şeyden önce Bülent benim arkadaşım. Zaten arkadaş olabiliyorsanız birlikte eğlenebiliyorsanız evlenmek lazım. Yoksa aşk meşk bir yere kadar.

        Eşiniz Marmaris'te siz İstanbul'dasınız. Evliliği nasıl yürütüyorsunuz?

        7 ay oradayım kışın İstanbul'a dönüyorum. Ayda sadece 10 gün görüşemiyoruz. O bana geliyor ben ona gidiyorum. Arada yalnız kalıyoruz güzel oluyor kafamızı dinliyoruz.

        Çocuk istiyor musunuz?

        Hiçbir zaman çocuk hayali kurmadım ama hep bebek kıyafeti almak istedim. Çocuklara çok düşkünüm ve çok iyi bir anne olacağıma eminim ama bir insana hayatımı adamak istemiyorum. Şu an çok mutluyum. Bir istemiyoruz ama bir kız görüyorum, gitar çalıyor. O zaman çıldırıyorum. 4 yaşında davulun başında bön bön bakacaksa istemiyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ