Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Polat Yağcı bir albüm hazırladı

        HT MAGAZİN / Mehmet ÇALIŞKAN

        Doğan Canku... Ahmet Kurtaran ve Selami Karaibrahimgil ile birlikte her dönem dinlenebilir nitelikte şarkılar üreten Modern Folk Üçlüsü’nün üyesi. Grubun dağılmasından sonra kişisel olarak birçok hit olan şarkıya imza atan Canku’nun kariyerinin 50’nci yılı nedeniyle yapımcı Polat Yağcı bir albüm hazırladı. ‘Doğan Canku ile 50 Yıl’ adlı albümünde ünlü sanatçının şarkılarını Kenan Doğulu, Fettah Can, Murat Dalkılıç, Emre Altuğ, Gökhan Tepe, Yalın, Derya Köroğlu, Toygar Işıklı ve Manga seslendirdi.

        KIT KANAAT GEÇİNİYOR

        Doğan Canku, CVK Park Bosphorus Hotel’de yaptığımız röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalardan biri Sezen Aksu’nun müziğe kötülük yaptığı, diğeri ise 50 yıllık kariyerine rağmen kıt kanaat geçindiği. Ve ilginç bir dipnot; Canku’nun ‘Yaşamak Güzel’ adlı şarkısı iki kişinin hayatını kurtarmış.

        50’nci sanat yılınız size neler hissettiriyor?

        Ülkem için, toplum için ve kendim için hep çalıştım. Bir şeyler yapmaya uğraştım. Bu yaşımda ve bu kariyerimde hâlâ hiç çalışmamışım, hiçbir şey yapmamışım hissiyatına sahibim. 50’nci sanat yılım beni bir heyecan fırtınasının içine aldı. Çalışma, üretme şevkimi artırdı. Bu özel yılımda yapımcım Polat Yağcı ile birlikte albüm hazırladık, konserler de veriyorum. Konserler devam da edecek.

        Bir önceki albümünüzü 16 yıl önce çıkarmıştınız. Bu uzun ara neden?

        Bunun nedeni belli. Çok seçici davranmam. 100 şarkı yapıyorsam 90’ını rafa kaldırıyorum. Geri kalan 10 şarkı üzerinde de yıllarca çalışıyorum. Dinleyicime en iyisini vermekle yükümlüyüm. Her iyiden daha iyi olan bir iyi mutlaka vardır. Ben şarkılarımı bu felsefeyle ürettiğim için albümlerimin arasına uzun yıllar girebiliyor.

        ‘ÜNLÜ OLMA DERDİM YOK’

        En iyisini ararken gözlerden uzaklaşmıyor musunuz?

        Herhalde öyle oluyordur. Ne var ki benim derdim gönüllerden uzaklaşmamak, insanların hatıralarına ihanet etmemek. 50’nci yıl albümümden sonra bir albümüm daha çıkacak. Albümlerimde yer alan şarkılarım keyifle dinlenmeli. Aksi takdirde dinleyicilerime ihanet etmiş olurum. Sonuçta ünlü olmak gibi bir derdim yok.

        Ünlü olma derdi...

        Eskiden hatıra olsun diye kravatımızı keserlerdi. Şimdi yolda yürürken karşılaştıklarımın bazıları beni tanıyor, bazıları tanımıyor. Aslında birçok kişi tanımıyor. Rahatım ama. Gönlümce gezebiliyorum. Kısacası yeniden ünlü olma,gündeme gelme derdine düşüp şarkılarımdan taviz verecek değilim. Taviz vermem dinleyicilerime büyük saygısızlık olur. Ben o saygısızlığı yapacak adam değilim.

        Maddi kayıplarınız oldu mu?

        Albümlerimde de konserlerimde de niceliği değil niteliği ön planda tutuyorum. İstiyorum ki bir şarkım en azından bir kişinin hayatına bir şekilde dokunsun. Yıllar önce bir dinleyicim bana “İntiharın eşiğindeydim. Sizin ‘Yaşamak Güzel’ adlı şarkınızı dinledim ve içime bir umut doğdu. ‘Yaşamak Güzel’i birkaç kez dinledim ve intihar etmekten vazgeçtim” demişti. Böyle bir olayla bir kez daha karşılaştım. Daha çok para kazanma derdinde olan biri olsaydım ve ‘Yaşamak Güzel’i eften püften yapsaydım o iki kişi belki şarkımdan etkilenmeyecek ve içlerine bir umut doğmayacaktı. Belki de intihar edeceklerdi. Hal böyle olunca maddiyatın ne önemi var?

        Peki maddi sıkıntınız mı var?

        Hakkımda ‘Geceleri kulüplerde çalmıyor, albüm çıkarmıyor. Paraya ihtiyacı yok ki’ diyorlar. Hiç de öyle değil. Aslında tam tersi. Ben şu anda sıradan bir müzisyen kadar bir gelire sahibim. Yaşam tarzımı da gelirime göre düzenledim. Bu nedenle kıt kanaat geçinmekten gocunmuyorum. Para uğruna sanatımdan asla vazgeçmem.

        50’nci yılını kutlayan biri olarak kıt kanaat geçinmeye hiç mi isyan etmiyorsunuz?

        Hayır, müziğimden taviz vermemiş olmanın pişmanlığını hiçbir zaman yaşamadım ve yaşamayacağım. Ne var ki bir konuda isyanım var. O da adımın Doğan Canku değil de Johan Kanko olması halinde daha çok ilgi göreceğim ve değere bineceğim gerçeği. Nedense hep bir etiket düşkünlüğümüz ve yabancı hayranlığımız var. Elbette maddi kayıplarım oldu. Ben bir de dik başlıyımdır. Şartlarım yerine getirilmezse acımdan ölsem konsere çıkmam. Klasik bir laftır; Avrupa’da veya Amerika’da olsaydım Euro veya dolar milyoneriydim. Örneğin televizyon yapmak istesem yaparım. Hem de alasını yaparım ama kimseye gidip de ‘Bana bir program yapın’ demem. Benim bilgi birikimim ve deneyimimden yararlanmak isteyen gelip teklifte bulunur.

        Albümünüzde şarkılarınızı seslendiren kişileri siz mi seçtiniz?

        Yapımcım Polat Yağcı önerdi. Albümümde şarkılarımı seslendiren arkadaşların hepsi herhalde beni sevdikleri için katkıda bulunmuşlardır. Bu nedenle hepsine teker teker teşekkür borçluyum. Var olsunlar.

        Doğan Canku, kızı Hece Elif Canku ile baba-kızdan daha çok arkadaş gibi olduğunu belirterek “En büyük servetim kızımdır” dedi.

        ‘Cıstak cıstak yapıyorlar’

        Teknolojinin müziğe katkısı var mı?

        Elbette teknolojinin nimetlerini göz ardı edemeyiz. Ne var ki teknolojiyi hayatımızı daha rahat yaşamak için kullanmak varken nedense yaşamlarımızın kişiliğini bozmak için kullanıyoruz. Müzikte de öyle. Kural bilmeden kural dışı işler yapılıyor. Teknolojiyi kullanarak beste yapan isimler cıstak cıstak yapıyor. Şablon bu çünkü. Hangi kelimeleri kullanacağı belli, hangi notayı kullanacağı, nasıl çalacağı belli. Burada müziğimize en büyük kötülüklerden birini yapanlardan biri ne yazık ki Sezen Aksu ve Garo Mafyan gibi insanlardır. Üstelik bunu bilerek yapıyorlar. Haydi bilmeseler diyeceğim ki ‘Cahil oldukları için bilmiyorlar.” Ama değiller.

        Sezen Hanım müziğe nasıl kötülük yaptı?

        Sezen Aksu’nun Onno Tunç’tan önce yaptığı şarkılara bakın Onno Tunç’tan sonra yaptığı şarkılara bakın. O zaman ne demek istediğim anlaşılır. Başka söze hiç gerek yok. Bu kadar yeter.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ