Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin HT MASA, Ali Erkazan Hakan Meriçliler kavgasını yorumladı

        HT MASA ekibi bu hafta reytinglerde her kategoride birinci olan ve sosyal medyada büyük yankı uyandıran ‘İçerde’ dizisini, Ebru Gündeş-Reza Zarrab ayrılığını, Nazlı Çelik ve Serdar Bilgili’nin yeniden görüşmeye başlamasını, Murat Boz’un eski sevgilisi Eliz Sakuçoğlu’nu stalk’lamasını, Ali Erkazan ve Hakan Meriçliler’in kıskançlık kavgasını ve Demet Akalın’ın “Okan çok istiyorsa beni boşayıp ikinci çocuğu yapabilir” açıklamasını masaya yatırdı.

        "Seyircinin istediği her şey İÇERDE"

        ‘İÇERDE’ dizisi reytingleri silip süpürüyor. Sizce diziyi bu kadar başarılı kılan nedir? Oben Budak : İkinci bölümün aksiyonu çok yüksekti, insanlar normal olarak gözünü alamadı. Çağatay Ulusoy’un performansı da çok yüksekti. Erkekler aksiyonu, kadınlar da dizideki aşk potansiyelini görünce dizinin bağımlısı oldular bence. Yönetmen Uluç Bayraktar’ın etkisini de unutmamak lazım.

        İpek Durkal: Senaryosu, içeriği, çekim kalitesi ve tabii ki oyunculuk başarısı. Herkes Çağatay Ulusoy’un oyunculuk anlamındaki bu sıçrayışını konuşuyor.

        Esin Övet : Herkesi içine aldı. Reyting rekorları kıran rakiplerini geride bıraktı. Bu gösteriyor ki insanlar o dizilerden ve özellikle bazı oyunculardan sıkılmış. ‘İçerde’ tam zamanında yetişmiş.

        Reşat Balcıoğlu: Anlaşılan bu yıl hepimiz ‘İçerde’ kalacağız. Hatta sadece bu yıl değil, önümüzdeki birkaç yıl ‘İçerde’ sayesinde ekranlardan kopamayacağız. Bence ‘İçerde’yi başarılı kılan sadece zengin oyuncu kadrosu veya senaryosu değil, karakterlerinden teknik ekibe, görüntüden müziğe kadar dört dörtlük bir çalışmanın ürünü olması. Şu da bir gerçek ki dizi izleyicisinin böyle kaliteli bir yapıma ihtiyacı vardı.

        Kadir Kaymakçı: ‘İçerde’de bir dizide olması gereken her şey var. Aşk, aile, dostluk, ‘herkesin bildiği sır’, macera, sağlam diyaloglar... “Bütün bunlar diğer dizilerde de var” diyebilirsiniz. ‘İçerde’nin büyüsü tam da burada ortaya çıkıyor işte: Kimya! Oyuncusundan yönetmenine yakalanan uyum, samimiyet ekrana yansıyor. Bu da başarıyı getiriyor. Önünüzdeki günlerde daha da çok izleyiciyi ekran başına çekecektir.

        Bülent İpek: ‘İçerde’nin sırrı senaristlerin kafasının içinde. Dizinin seyirci açısından ilgi çekecek birçok noktası var ama dizide bitmeyen ve bitmeyecek olan sürprizler bence bu işin başarısında çok etkili. Türk dizilerini dünyada Amerika’nın ardından ikinci sıraya oturtan bence sürekli yenilik peşindeki Türk dizi seyircisinin kendisidir. ‘İçerde’ dizisi de seyircinin istediği her şeyi veriyor.

        ‘Biz bu ayrılığı daha çok konuşuruz’

        EBRU Gündeş ve Reza Zarrab’ın ayrılığı gündeme bomba gibi düştü. Sizce yılın ayrılığı nasıl sonuçlanır? O.B.: Eşya paylaşımıyla geçer herhalde, bu ayrılık konuş konuş bitmez.

        İ.D.: Ebru Gündeş bu boşanmayı sessiz sedasız gerçekleştirmek istiyor. Bence öyle de olacak.

        E.Ö.: Bu iş böyle hemen sonuçlanacak gibi gözükmüyor. Yani “Hadi biz ayrılıyoruz. O zaman herkes yoluna” durumu biraz zor gibi gözüküyor. Biz bu ayrılık hakkında daha çok konuşuruz.

        R.B.: Bu ayrılık gerçekten kaçınılmazdı. Ebru Gündeş, ayrılmak istemeyen bir eş olsaydı, gider Miami’de ev tutar, eşinin yanında olur, ona moral verir ve “Hayatı iyi günde paylaştık, kötü günde de yanındayım” derdi. Ama öyle demedi. Hatta bunu yaparken minik kızını öne sürdü ve “Çocuğumun geleceği için boşanıyorum” dedi. Oysa insanlar çocuklarının geleceği için boşanmaz, özveride bulunur. Reza Zarrab’ın durumuna mahkeme karar verecek. Ama gönül mahkemesi bir anda karar vermemeli. Ben Ebru Gündeş’in bir yıl içerisinde yeni bir aşka yelken açacağını düşünüyorum.

        K.K.: Boşanmayla sonuçlanır, başka ne bekliyoruz ki! Ebru Hanım son bir haftadır alttan alta PR çalışmasına başladı bile... Yok yalıyı almadı, yok atı geri verdi filan...

        B.İ.: Sessiz bir boşanma olmayacağı Reza Zarrab’ın açıklamalarının satır aralarında gizli. ABD’de hapiste olan Zarrab, basın açıklamasında Gündeş’in boşanmak için avukatı aracılığıyla baskı uygulamasından söz ediyor. Bu baskı sözcüğü sade bir boşanma süreci yaşanamayacağını işaret ediyor.

        "Eşine saygı duyuyorsa kendisi boşansın"

        DEMET Akalın ikinci çocuk sorularına “Okan’a kalsa 5 çocuk istiyor. Hira da kardeş istiyor ama ben ikinci çocuğu kesinlikle yapmayacağım. Okan çok istiyorsa beni boşayıp ikinci çocuğu yapabilir” cevabını verdi. Akalın’ın bu açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?

        O.B.: Demet eşi Okan uğruna müthiş minilerinden bile vazgeçtiyse ikinci çocuk istememe fikrinden de vazgeçer bence. İki çocuk daha sağlıklı büyüyor deniyor ama kendi bileceği iş tabii.

        İ.D.: İkinci çocuğu kesinlikle doğurmayacak diye yorumluyorum. Okan Kurt da mesajı çok net almıştır.

        E.Ö.: Demet’ten yine konuşulacak enteresan bir açıklama. Ama günümüzde birçok kadın bu yorumu yapıyor. Önemli olan gerçekleştiği zamandaki tutumu. Zannediyorum öylesine söyledi bu lafı. Böyle bir şey gerçekte hayata geçse Demet’in isteyeceğini düşünmüyorum.

        R.B.: Dikkat çekmek için saçmasapan bir cümle kurmuş. Evli bir kadın eşiyle ilgili böyle bir cümle kurmaz. Bunun ciddi bir tartışma olduğunu düşünmüyorum. Gayri ciddi, patavatsızca yapılmış bir açıklama. Eğer gerçekten eşine saygı duyuyorsa kendisi boşasın da görelim.

        K.K.: Okan Kurt’un başka biriyle çocuk yapabileceği şeklinde yorumluyorum! Allah yardımcısı olsun.

        B.İ.: Demet Akalın’ca bir yorum. Halk tarafından sevilmesini sağlayan dalgacı dobralığına has bir açıklama. Tabii ki kocasını çok seviyor, ayrılmak istemiyor. Anlamı şu bence: Başka çocuk istemiyorum, kariyerim çok önemli.

        ‘Yarım kalan her şeyin tekrarı vardır’

        NAZLI Çelik ile Serdar Bilgili boşanmıştı. 6 ay süren evlilik sonrası bir yıl ayrı kalan çift yeniden birlikte. Sizce ikinci deneme başarılı olur mu?

        O.B.: Taraflar akıllanıp ilişkilerdeki ikinci raunda daha iyi hazırlanıyor ama belli olmaz tabii ki.

        İ.D.: Her ikisi de ne evlilikleri ne de ayrılıklarıyla ilgili konuşmadılar, kimseyi de konuşturmadılar. Haliyle ortada yıpranmış bir ilişki yok. 6 ayda boşanma kararı alıp uygulamak, ilişkide bir şeyin asla düzelmeyeceğine inanmaktı bence. Yeniden birlikte olduklarına göre o halledemedikleri mevzu çözüldü.

        E.Ö.: Herkesin ikinci şansa ihtiyacı vardır. Demek ki ikili boşanırken her şey bitmemiş, yarım kalmış. Yarım kalan her şeyin tekrarı vardır. Bu ne ilk olacak ne de son. Ama bu kez evlenmeden yürütürlermiş gibi geliyor bana.

        R.B.: Halk arasında “Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkânıdır” derler. Nazlı Çelik ile Serdar Bilgili nikâh masasına oturduğu zaman şaşırmıştık. Ama ünlü çift, evlendikten 6 ay sonra boşanınca hiç şaşırmadık. Çünkü Serdar Bilgili hızlı aşk hayatıyla bilinen ve tanınan biridir. Hatta evlilik dışı çocuğu bile vardır. Nazlı Çelik ise ikinci evliliğini “Serdar Bilgili’yle mutluluğuyla yakalarım” diye yapmıştı ama çok yakından biliyorum ki yakalayamadı ve soluğu mahkemede alıp boşandı. İkilinin boşandıktan sonra bir araya gelmesi yeni bir şans değil bence şanssızlıktır.

        K.K.: Ben ilişkilerde ikinci şansa inanmıyorum! Belki binde bir bilemedin iki. Mutluluğu bulur ama testi bir kere kırıldı mı geçmiş olsun...

        B.İ.: Çok kısa sürmüştü onların evliliği. Herkesi şaşırttı o zaman. Ayrılığın ardından ayrılma nedenleri kendilerine bile anlamsız gelmiş olmalı ki barışmışlar. Sonucu zaman gösterir, bir şey söylemek şu an zor.

        ‘Metot oyunculuğunun suyunu çıkarmış’

        AYNI dizide yer alan Ali Erkazan ve Hakan Meriçliler’in kavgasının sebebi kıskançlıkmış. Erkazan “Sevgilim Çağlar Kılıç dikkat çekici bir kadındır. Samimidir. Hakan Meriçliler denilen adam meğer ‘Sevgulum, sevgulum’ diye oynarken rol yapmıyormuş, kendini oynuyormuş. Bu fütursuzlukları nedeniyle çıktı kavga” diyor. Sizce bu kavga nereye gider? Setlerde bu tarz kıskançlıklar normal mi?

        O.B.: Normal tabii, setlerde bir hiyerarşi olduğu bilinen bir gerçek. Bu yüzden inanılmaz kavgalar, entrikalar, senaryodan beter hikâyeler yaşanıyor.

        İ.D.: Bu kavga bir yere gitmez çünkü zaten dizi bitti. Bitmeseydi ikisinden biri setten gitmek zorunda kalırdı. Set, oyuncu için işyeri demek. İşyerinizde birlikte çalıştığınız ve pek hoşlanmadığınız birinin, sevgilinizle laubali bir yakınlık kurması sizi de rahatsız eder. Çağlar Hanım’ın tavrı önemli bu noktada. Çizgisini çekti mi yoksa iki erkeği karşı karşıya getirip egosunu mu tatmin etti bilmiyoruz.

        R.B.: Bahsi geçen hanımefendiyi yakından tanımıyorum ama Erkazan ve Meriçliler’i tanırım. Bir kadın için iki erkeğin kavga etmesi, kıskançlık yüzünden kavgaya tutuşmaları kadını yüceltir. Burda kimin haklı, kimin haksız olduğunu bilmiyorum.

        K.K.: “Sevgulum sevgulum” diye rol arkadaşına kur yapmak nedir ya! Dünya ‘set flörtleri’ tarihinin en komik repliği ‘Sevguluuummm’. Eğer doğruysa Ali Bey haklı! Hakan Bey ‘metot oyunculuğunun’ suyunu çıkarmış!

        B.İ.: Dizilerin çapkın adamı Meriçliler’in aslında kendini oynadığı iddiası çok ilginç. Bunu ünlü bir oyuncu söylüyor. Meriçliler’in ajansı yalanlasa da Erkazan’ın anlattıkları daha inandırıcı.

        HABERTURK MAGAZİN / HT MASA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ