Özge Ulusoy: Hacı ile doğru yoldayız

* Yeni filminiz hayırlı olsun. Çekimleri temmuz sıcağında Kıbrıs’ta yapmışsınız. Zorlanmadınız mı?
- Sıcak havanın zorlukları oldu tabii ama genel anlamda rahat bir setti. Bir kere tanıdık bir ekibin içine girdim, hiç yabancılık çekmedim. Bir de tatil mi yaptık, film mi çektik belli değildi.

* Yayınlandığı dönemde “Geniş Aile” dizisini izliyor muydunuz?
- Evet, sıkı takipçisiydim.

* Peki canlandırdığınız karakter sizi zorladı mı?
- Hayır, otel sahibinin kızı Şebnem’i canlandırdım. Genç ve şehirli bir kadın. Bana yakın bir karakter olduğundan oynamakta zorlanmadım. Zorlandığım tek konu sıcaklardı. Ancak kışa girdiğimiz bugünlerde o sıcakları çok özlüyorum, yine olsa yine yaparım. (Gülüyor)
* Şebnem’den bahsedelim biraz. Nasıl bir kadın bu?
- Naif bir karakter. Saf ve iyi niyetli. Saf derken, aptal değil, akıllı biri aslında. Çevresinde olup biten her şeyin farkında.

KOMEDİDE OLMAK BENİ MUTLU EDİYOR

* Başrolde dizideki gibi Ufuk Özkan ve Fırat Tanış var. Nasıldı onlarla çalışmak?
- Ufuk’u önceden tanıyordum ama Fırat’la bu sette tanıştım. Onlarla çalışmak çok eğlenceliydi. Setteki muhteşem bir uyum vardı.

* Bazı komedi projelerinde gülmekten çekim yapamadıkları oluyormuş. Sizin sette böyle bir durum yaşandı mı?
- Çok fazla yaşandı hem de. Doğaçlama yapan bir ekip olduğu için gülmekten karnımıza ağrılar girdiği, çekemediğimiz zamanlar oldu.

* Sizi hep komedi işlerinde görüyoruz. Dramayı düşünmüyor musunuz hiç?
- O kadar çok stres yaşıyoruz ki hayatımızda, komedide olmak beni çok mutlu ediyor. Ben esprili biriyimdir. Her ne kadar dışarıdan öyle görünmesem de özel hayatımda komik bir insanım. O nedenle komediyi kendime daha yakın buluyorum. Yeniden dizi yapsam, tercihim yine komedi olur. Hatta keşke bir sitcom projesi olsa da oynasam.

KENDİNE GÜVENMELİ, AKILLI, ESPRİLİ OLMALI

* Filmde Cevahir ve Koyu Bilal, Şebnem için kapışıyor. Siz hiç özel hayatınızda böyle bir durumla karşılaştınız mı?

- Evet, Cevahir’le Koyu Bilal gizli gizli kapışıyorlar. Tatlı bir düşmanlık var aralarında. Gerçek hayatta ise öyle şeyler yaşamadım ben. Sınırlı sayıda kişiyle görüşüyorum. Ayrıca çok çalışıyorum. O yüzden hiç paylaşılamayan kadın durumu yaşamadım.

* İkisi de Şebnem’i etkilemek için her şeyi deniyor. Sizi nasıl bir jest etkiler?
- Nasıl bir jestin etkileyeceğini değil de nasıl birinden etkileneceğimi söyleyeyim. Ben bir kere kendine güvenen, akıllı insanlardan hoşlanıyorum. Bir de espri yapabilen insan seviyorum.

* Gülmeyi ve güldürmeyi sevdiğinizi söylüyorsunuz. Peki hayatta sizi ne üzer?

- Kandırılmaktan hoşlanmıyorum. Hakkımda yalan yanlış bir şey duyduğum zaman da üzülüyorum. Üzüntümü de genelde sevdiklerimle bir araya gelerek bastırıyorum.

"HATA YAPMAK İNSANA ÖZGÜ"

Pişmanlıklarınız var mı?

- Hata yapmak insana özgü bir şey. Bunlardan ders alabilmek gerekiyor. Yaptığım hiçbir şey için “Keşke öyle olmasaydı” diyemiyorum. Her şeyden bir ders çıkarıyorum. Son iki-üç yıldır da insanları daha iyi tartmaya başladım. Önceden bazı insanlara çok güveniyordum, artık kişiyi gözlerinden anlıyorum.

"BANA HUZUR VEREN BİRİYLE BERABERİM"

* Hacı Sabancı’yla ilişkiniz uzun süredir devam ediyor. Evlilik yok mu gündeminizde?
- Öyle şeylerin planı olmuyor. Şu an çok yolunda giden bir birlikteliğim var. Her şey saygı ve sevgi çerçevesinde ilerliyor. Gerçekten doğru bir noktada, doğru bir yolda ilerlediğimizi düşünüyorum.

Evlilik ise kader kısmet işi. Sürekli buna kafa yoran biri değilim. Ama etrafımdakiler benden daha çok düşünüyor bunu. “Bu işin sonu ne olacak?” deyip duruyorlar. (Gülüyor) Ben yanında huzurlu ve mutlu olduğum biriyle beraberim. İyi anlaştığım, beraber gülüp beraber üzüldüğüm, birlikte bir şeyler yapmaktan keyif aldığım, bana huzur veren biriyleyim. Maşallah diyorum... (Hürriyet)