Eylem Toraman: Nikâhsız doğurmak istemediğim için kabul ettim

Coşkun Sabah, aldatma iddiasıyla kendisine boşanma davası açan eşi Ceyda Sabah’a dört daire, bir dükkân ve 2.2 milyon TL vermeyi kabul etmesiyle ilgili “Bu benim gönlümden kopan para. Bende mal çok” açıklamasında bulundu. Sabah’ın bu cömertliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

İPEK DURKAL: Gönlünden mi kopmuş? Kopmasaydı da kanunlar söke söke koparacaktı zaten o parayı Coşkun Bey’den...

OBEN BUDAK: Düşündürücü bir cömertlik sanki, ayrılalım da ne olursa olsun mu demek istemiş yoksa hakkını mı vermiş orasını bilemedim.

KADİR KAYMAKÇI: Dünyayı ‘elektronik ud’la tanıştırdığı gün Coşkun Sabah’ta malın çok olduğunu anlamıştım zaten!

ESİN ÖVET: Maşallah Coşkun Sabah’a. Gönlünden kopmuş vermiş. Açıklaması çok çirkin bence. Kaç senelik eşi. Tabii ki verecek, tabii ki paylaşacak. Böyle dalga geçer gibi “Bende mal çok” diyor. Çok çirkin. Sırf birlikte geçirilen yıllara saygıdan insan böyle bir açıklama yapmaz.

REŞAT BALCIOĞLU: Coşkun Ağabey adamın dibiymiş. Helal olsun, çocuklarının eşine bonkör davranmış. Adamın malı mülkü var ki veriyor. Bazı çiftlere örnek olur umarım, gözü tok. Kavgasız gürültüsüz medeni bir şekilde boşandılar, Allah ikisine de mutluluk versin.

BÜLENT İPEK: Buna mecburi cömertlik diyebiliriz. Eşi boşanma davasını açtığında Coşkun Sabah tazminat isteklerini kabul etmemiş, boşanmaya yanaşmamıştı. Çekişmeli devam eden dava sonucunda anlaşmaya vardılar. Yani Coşkun Sabah’ın ‘gönlünden kopmasa’ belki daha fazlasını mahkeme kararıyla verecekti

‘FENERBAHÇE FUTBOLCUSUNU UYARMALIYDI"

Birçok ünlü ismi Türkiye’ye getiren menajer Ümit Akbulut, Fenerbahçe’nin Hollandalı futbolcusu Gregory Van Der Wiel’i dolandırdığı iddiasıyla göz altına alındı. Wiel’in 4.5 milyon Euro parasını aldığı yönündeki iddiaları yalanlayan Akbulut, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Fenerbahçe’de kadroya giremeyen Wiel’in bu tip bir haberle gündeme gelmesine ne diyeceksiniz?

İ.D.: Wiel’i bilemem de bana Ümit Akbulut hiç tekin bir adam gibi görünmüyor. Zamanında kendisini dünyaca ünlü mimar olarak tanıtan ve ‘Sting’in evini yapıyorum’, ‘Sting’le her gün görüşüyoruz’ diyerek gazetelere haber olan bir adam vardı, onu hatırlatıyor. Referans olsun diye, bir iki futbolcu arkadaşıma sordum, onlar da hiç tanımıyor Akbulut’u...

O.B.: Futbol konusundan zerre kadar anlamıyorum ama Fenerbahçe’nin üzerindeki kara bulutların dağılmasını diliyorum. Zafer haberleri yerine sürekli magazin haberleri konuşuluyor.

K.K.: Van der Wiel futbolcu diye ülkeye geldi, spor sayfalarından başka her sayfada haber oldu! Sevgilisi Rose Bertram’ın ‘yenge’ tişörtü günlerce manşetlerdeydi. Olması gereken yerde, yani sahada olmayınca, zamanını doğru dürüst tanımadığı insanlarla harcayınca böyle haberlerle gündeme gelmesi kaçınılmaz oluyor maalesef. Benim merak ettiğim Fenerbahçe’nin bu kadar yatırım yaptığı futbolcusunu ‘menajerler’ konusunda uyarıp uyarmadığı.

R.B.: Tam bir saçmalık. Nasıl oluyor da Fenerbahçe gibi bir takımın dünyaca ünlü futbolcusu 4.5 milyon dolar gibi bir parasını kaptırıyor. Bu işte bir acayiplik var, eğer iddia edildiği gibi olsaydı, mahkeme ya da savcılık Akbulut’u serbest bırakır mıydı? Bu işin içinde bir iş var bence...

B.İ.: Van Der Wiel’in iddiaları çok sıra dışı. 4 buçuk milyon Euro parasını kaptırdığını iddia ettiği Akbulut’u emniyet sorgulayıp serbest bıraktı. Futbolcu adına üzüldüm. Bu kadar büyük parayı bir şekilde kaybettiyse büyük şanssızlık. Ümit Akbulut ise milli piyango biletine iki kez büyük ikramiye çıkacak kadar şanslı biriymiş.

"EVLENİNCE DEĞİŞİR İNANCI ÇOK YANLIŞ"

İbrahim Toraman’ın boşanma sürecinde olduğu eşi Eylem Toraman “Seni döven adamla neden evledin?” sorularına cevap verdi: “İbrahim’le ilişkimin üçüncü yılında hamile kaldım. Çocuğu aldırmamı istediği için beni dövdü. Ardından yaptığı sürpriz evlilik teklifini çocuğumu nikâhsız doğurmak istemediğim için kabul ettim.” Toraman’ın bu sözlerini nasıl yorumluyorsunuz?

İ.D.: Maalesef ne kadar eğitimli olsa da kadınların temel problemi ‘Bu adam aslında iyi biri. Benimle değişecek’ inancı. Hamileyken ‘Çocuğu aldır’ diye seni darp eden bir adamla evlenebiliyorsan ve onu sevdiğinden bahsedebiliyorsan, kimse kusura bakmasın ama ‘Hem kendime hem evladıma ben bunu nasıl yaptım’ diye şapkayı önüne koyup düşünme zamanı...

O.B.: Doğru söylemiş. Türkiye şartlarında nikâhsız çocuk yapmak çok ütopik değil mi? Hoş istenmeyen çocuğun akıbeti de pek parlak olmuyor ama Eylem Hanım tüm bunları unutturacaktır.

K.K.: Olay, adamın kadını dövmesi! Gerisi boş.

E.Ö.: Bir kadın ya da bir erkek çocuk istemiyorsa o çocuk bir taraf istiyor diye dünyaya gelmemeli. O zaman böyle tuhaf sonlar oluyor işte.

R.B.: Sana şiddet uygulayan adamdan niye çocuk doğuruyorsun? Babalığı ve bir aileyi hak etmeyen zorba erkekleri meşru gösteriyorlar.

B.İ.: En başta şiddete başvuran İbrahim Toraman’ı eleştiriyorum ama Eylem Hanım’ın evlilik kararına da bir türlü anlam veremiyorum.

"MERYEM, ALP ÖZCAN'I UNUTTU BİLE"

Meryem Uzerli bir buçuk ay önce barıştığı Alp Özcan’la bir kez daha ayrıldı. Ayrılığa işadamının spiker Diyar Onar’la yakınlaşması sebep oldu. İlişkiye ikinci bir şans vermek isteyen Uzerli yanlış mı yaptı? Uzerli’nin ayrılık sonası paylaştığı fotoğraflar hakkında neler düşünüyorsunuz?

İ.D.: O fotoğraflar bir dergi için yaptığı çekimin kamera arkasından. Meryem işinde gücünde bir kadın. Bu ayrılığı çok gönülden istediği için Alp Özcan’ın şu anda ne yaptığıyla hiç ilgilenmediğini biliyorum...

O.B.: İkinci şans genelde hüsranla son bulur ama yine de içimiz gider, o şansı veririz. İçimizde kalacağına şansımızı denememiz gerekiyor bence. ‘Ya tutarsa’ fikrinden kurtulmak zor.

K.K.: Bu soruya Meryem Uzerli’nin kendisi cevap vermişti: “Doğru adamı seçemiyorum!” Aynı yanlışı ikinci kez yaparak kendi kendini doğruladığı için onu tebrik ediyorum. Fotoğraflara gelince... Gazetede gördüğümde sanki Instagram’daymış gibi sayfaya iki kez vurarak ‘like’ladım ;)

E.Ö.: Her zaman söylüyorum. Bir ilişki bir kez biterse ikincisinde dikiş tutmaz ki. Meryem Uzerli Alp Özcan’ı unuttu bile, başka limanlara dümen kırıyor. Sürekli isimler duyuyorum. Önümüzdeki günlerde netleşince yazacağım.

R.B.: Meryem Uzerli daha 2 yıl öcesine kadar ulaşılamaz, tartışılamaz bir kadındı. Bugün bakıyorum hem kariyerinde hem aşk hayatında yerlerde. Aşk hayatındaki çalkantılar ister istemez iş hayatına da yansıyor. En kısa sürede toparlaması, özel hayatına çekidüzen vermesi gerekiyor.

B.İ.: Aslında ilk ayrılıktan sonra “Doğru adam seçemiyorum” gibi güçlü bir ifadeyle ilişkiye nokta koymuş, sünger çekmiş, kendine yeni bir sayfa açmıştı. Yani en azından bir sayfa açtığını sanmıştık. Eskiden yeni olmaz derler. Meryem Uzerli bu sözü doğruladı.

"ÖZGE ULUSOY DÜRÜSTLÜĞÜNÜN KURBANI OLDU"

Hacı Sabancı’dan ayrılan Özge Ulusoy, katıldığı bir söyleşide yaptığı “Mankenler fakirlerle mi çıksın” açıklamasıyla gündeme geldi. Özge Ulusoy bu çıkışında haklı mı sizce?

E.Ö.: Bu algı asla silinmez. Sırf Türkiye’de değil, dünyada da böyle bir algı var. Özge soruya sinirlenip söylememesi gereken bir cümle sarf ediyor. Zaten kendisi de anlattı ama 24 saat çalışsa da bu inancı silemeyecek. Boşuna sinir yapmasın, ben kendisine bu tavsiyeyi verdim.

İ.D.: Eğri oturup doğru konuşalım, para ve onun getirdiği güç her kadını cezbeder. Ancak Özge iyi kazanan iyi bir manken, kafa koparmaya çalışan avcı mankenciklerden değil... Özge âşık olsaydı kendinden çok daha az kazanan bir adamla da birlikte olurdu ki vakti zamanında oldu...

O.B.: Özge zaten büyük bir ayrılık depresyonu içindeyken öğrencilerin üzerine gelmesine tepki vermiş sadece. Dışardan bakılınca zengin-fakir ayrımı yapıyor gibi durabilir ama onu tanıyan herkes kalbinin Lady Diana’dan farksız olduğunu bilir. Zaten konuşmasının devamında kendi açıklamasını yapmış ama bir tek orası cımbızlanmış.

R.B.: Özge Hanım’ın bundan sonraki yeni aşkı fabrika işçisi olursa, Özge yüzyılın aşk kadını seçilir, baş tacı olur. Aşkın zengini fakiri olmaz, bu gönül işidir, ne parasına bakarsın ne malına ne mülküne. Özge Hanım ‘Benim paraya pula ihtiyacım yok’ demiş, o zaman niye her gün işten işe koşturup duruyor? Özge Hanım bunları hayır için mi yapıyor acaba?

K.K.: Özge kibarca, “Dağdaki çobanla benim aşkım bir mi?” demiş! Haklı... Fakir adamın ‘date’ parası olmaz zaten; ‘çıkmak’ için para gerek. Serveti, güzelliği olan biri elbette sevgili olarak seçtiği adamın önce ‘mal beyanına’ bakacaktır. Dürüst konuşmuş bence. “Aşk önce gelir, asıl önemli olan gönül zenginliği” falan gibi boş laflar söylese inanacak mıydık? 1.80’lik dal gibi kızların bacakları boyundaki tombul erkeklerle birlikteliğini ‘fizik’ değil ‘iktisat’ açıklayabilir. Özge’ye teşekkür ediyorum, şimdi herkes (bizim gibi) bu açıklaması üzerine yazı yazıp engin görüşlerini bildirecek... Ne zamadır böyle ‘salçalı’ bir demeç gelmiyordu ünlülerimizden...

B.İ.: Özge Ulusoy sevgilisine güvenmedi, daha fazla çalıştı ve son yılların en çok kazanan mankeni oldu. Ben videoyu izledim, Özge Ulusoy, öğrencinin mankenler hakkındaki önyargılı ve genellemeci sorusuna bir tepki olarak bu cevabı veriyor. Ayrıca işadamları güzel kızlarla veya mankenlerle çıkmayı tercih ediyorsa mankenler de pekâlâ zengin adamları tercih edebilir.