Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler H. Bunu Konuşuyor hande doğandemir ve fatih artman son filmleri hakkında konuştu

        Mehmet ÇALIŞKAN / HT MAGAZİN

        BİR gündü hava ılık. Şehir kalabalık, kalbi sıkışık. Bir kadın çıkıverdi karşısına. Çarpıldı, sendeledi. Acaba kahraman olmak isteyen ‘Rıza’nın aradığı kız ‘Ayperi’ miydi? Acaba kahramanının peşindeki ‘Ayperi’yi esaretten kurtaracak kişi ‘Rıza’ mıydı? Burak Aksak’ın yönettiği ‘Bana Masal Anlatma’da Fatih Artman ile Hande Doğandemir’e Cengiz Bozkurt, Devrim Yakut, Erdal Tosun, Cihan Ercan, Burcu Bildik, Berat Yenilmez, Ercan Yazgan, Tarık Ünlüoğlu, Ani İpekkaya, Gürkan Uygun, Gökçe Bahadır ve Yılmaz Erdoğan eşlik ediyor. 9 Ocak’ta gösterime giren BKM Yapımı ‘Bana Masal Anlatma’, oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. O oyuncu kadrosu izleyiciyi ‘Rıza’ ile ‘Ayperi’ merkezli sıcacık bir mahalle hikâyesinin içine çekip alacak.

        Sosyoloji okuyan biri neden oyuncu olmak ister?

        Hande Doğandemir: Sosyoloji okumamın nedeni ‘Başka okul kazanamadım bari sosyoloji okuyayım’ değildi. Son derece bilinçli bir tercihti. Lisedeyken okulun tiyatro oyunlarında oynardım. Tabii o zamanki oyunculuğum amatörlük düzeyindeydi Ankara’dan İstanbul’a gelerek televizyon sektöründe kamera arkasında çalıştım. ‘Bir gün oyunculuk benim mesleğim olacak’ gibi düşüncelerim yoktu. Ne var ki hayat beni oyunculuğa yönlendirdi. Aslında oyunculuk içimde yok değildi. Oyunculuk yaparak mutlu olacağıma inanmamla birlikte eğitimini alarak kamera arkasından önüne geçtim.

        Sosyolojinin oyunculuğa katkısı var mı?

        H.D.: Sosyolojinin bütün hayatımıza çok katkısı var. Sosyolojinin de oyunculuğun da en belirgin ortak özellikleri gözlem. Oyunculuk direkt olarak topluma yönelik yapılan bir iş. Hal böyle olunca elbette sosyolojinin oyunculuğa olan katkılarını görüyorum.

        9 diziniz var ama ‘Bana Masal Anlatma’ ilk sinema filminiz. Sinema için neden bu kadar geç kaldınız?

        H.D.: Elbette sinema filmlerinde rol almak hep hayalimdi. Açıkçası ilk sinema filmimde komedi oynayacağım hiç aklıma gelmemişti. Nedense hep drama oynayacağımı düşünürdüm. ‘Bana Masal Anlatma’ benim için sürpriz oldu. Daha önce içime sinen teklifler gelmediği için sinema filmlerinde rol almadım. ‘Bana Masal Anlatma’ ise içime oldukça sindi. Bugüne kadar yaptığım işlerin çok dışında bir hikâyenin kahramanı olacağım ve geri dönüşlerinin çok güzel olacağını düşündüğüm için gelen teklifi kabul ettim. Oldukça keyif aldığım bir çalışma oldu.

        ‘Yılmaz Abi başka bir tat verdi’

        Filmde Yılmaz Erdoğan da oynadı. Ne hissediyorsunuz?

        F.A.: Filme başka bir tat verdi.

        H.D.: Hikâyeyi çok sevdiğini biliyorum. Hepimize destek olmak istedi. Rol alması elbette hepimizi mutlu etti.

        Gelecek için nasıl bir kariyer planlaması yaptınız?

        H.D.: Şimdiye kadar içime sinen işlerde yer aldım ve hiçbir işimden pişmanlık duymadım. Bir yerlere gelmekten çok işimi yaparken mutlu olmakla ilgileniyorum. Bu nedenle de mutlu olacağım işleri seçiyorum. Mutsuz olacağımı sezdiğim işlerde bir süre hiçbir iş yapmadan bekleme pahasına yer almıyorum.

        Amatör ruhla profesyonelce çalışmaktan söz ediyorsunuz...

        H.D.: Evet, aynen öyle. Bu güzel bir tanımlama oldu.

        F.A.: En başta hayatımın her anında tiyatro sahnesi olacak. Sonrasında Hande’nin de dediği gibi yaptığım işlerden her zaman mutlu olacağım. Özellikle de sinemada. Sağlam bir hikâyesi olan, canlandırdığım karakterin gerçekten bir derdinin olduğu yapımlarda oldum. Bundan sonra da öyle olacak.

        Şöhret ve para sizleri ne kadar ilgilendiriyor?

        F.A.: Klişe bir laf ama beni gerçekten az ilgilendiriyor.

        H.D.: Evet, aynen. Hayatımızı oyunculuktan kazanıyoruz, para kazanmak zorundayız. Elbette oyunculuğu para kazanmak için yapmıyoruz. Oyunculuk yaptığımız için emeğimizin karşılığını alıyoruz. Şöhrete gelince, gerçekten beni ilgilendirmiyor. Şöhret, sadece yaptığımız için bir getirisi o kadar.

        Şöhret olmak sizi rahatsız ediyor mu?

        H.D.: Hayır. İster istemez geniş kitlelere ulaşıyoruz. Bunun sonucunda şöhret geliyorsa kabul ederim ve sindirmeye çalışırım. Şöhret dürtülerinin benliğime egemen olmasına izin vermem.

        F.A.: Mesleğimiz ‘Keşke şöhret olmasam’ demeye uygun değil. Kendi adıma şöhret beni hiç rahatsız etmiyor.

        ‘Kariyerimde başka BIR YERI OLACAK’

        ‘Behzat Ç.’ serisi dışındaki ilk filminiz. ‘Bana Masal Anlatma’nın kariyerinize nasıl bir katkısı olmasını dilersiniz?

        Fatih Artman: ‘Behzat Ç.’ filmleri kendine münhasır, kaliteli işlerdi. ‘Behzat Ç.’ dışında gelen film tekliflerini kendimi o projelere uygun görmediğim için kabul edemedim. Bir projede var olmama neden olacak unsurlar senaryo, yönetmen, yapımcı, oyuncu arkadaşlar. Bütün bu unsurların uygun olması gerekiyordu. ‘Bana Masal Anlatma’ işte bütün bu unsurları uygun kılacak nitelikte. Kendimi başka bir projede göstermek için oldukça uygun bir film olduğunu düşünüyorum. Kendimi başka bir karakterle de göstermek istedim. İnşallah öyle olmuştur, öyle olduysa benim için de kariyerim için de başka bir yeri olacak.

        Oyunculuğa yönelmenizin ana nedenlerinden biri babanızı kaybetmiş olmanız mı?

        F.A.: Bilmiyorum. Aslında onunla ilgisi olduğunu zannetmiyorum. Babamı kaybettikten sonra bilinçaltımdan bir yerde o durum çıkmıştır ama uzun yıllar sonrasında oyuncu olmam ablamın aklına gelmişti. Sonrasında ben içimdekini keşfetmeye başladım ve benim için doğru olanın oyuncu olmam olduğunu anladım.

        ‘Bana Masal Anlatma’da da babasını çocuk yaşta kaybeden birini canlandırıyorsunuz. O sahneler çekilirken neler hissettiniz?

        F.A.: Elbette benim için oldukça duygusal anlardı ama ‘Rıza’yı özel hayatımı aklıma getirerek canlandırmadım.

        Babasını çocukken kaybeden çocukların filmde olduğu gibi hayattaki duruşu daha mı sağlam oluyor?

        F.A.: ‘Rıza’nın yaşadıklarıyla benim yaşadıklarım üç aşağı beş yukarı aynı. Sorumluluklarının farkına daha erken yaşlarda varmak, hayata daha erken başlamak... İnsan ister istemez daha çocuk yaşlarda olgunlaşıyor. Böyle olunca da fazla hayaller kuramıyorsunuz.

        ‘İlklerin filmi oldu’

        Filmin senaryosunu okuduğunuzda neler hissettiniz?

        F.A.: Açıkçası heyecanlandım. ‘Bana Masal Anlatma’nın diğer işlerden farklı olabileceği, komedinin yalnızca komedi olmayacağını aynı zamanda da biraz haysiyetli komedi olacağını düşündüğüm için çok heyecanlandım. H.D.: Burak’ın bir film yapacağını duyunca ben de çok heyecanlandım. ‘Bana Masal Anlatma’, Burak’ın da ilk uzun metrajlı filmi. Bu nedenle hepimiz için ilklerin filmi oldu. Bir oyuncunun istediği bütün birleşenler yerli yerinde olunca hiç düşünmeden teklifi kabul ettim.

        ‘Rıza’ rolüne hazırlanma dönemi nasıl geçti?

        F.A.: Role özel olarak hazırlanacağım bir şey olmadı. Dolmuş şoförünü oynuyorum diye bir dolmuşçuyla konuşmadım ya da açıkçası bir dolmuş şoförü nasıl olur diye araştırmadım. Çünkü benim için önemli olan karakterin yaptığı işten ziyade ne anlattığı, içindeki o derinliğin ne olduğuydu. O kısımları çok düşündüm. Benden istenilenin ne olduğu üzerine kafa yorarak hazırlandım.

        Ayperi’ için nasıl hazırlandınız?

        H.D.: Çok fazla okuma provası yaptık. Hatta daha çok prova yapabilmek için sete çıkış tarihini bile erteledik. Çünkü Burak sete girdiğimizde her sahneye hâkim olmamızı istedi. Okuma provalarının fazlalığı kamera karşısında işimizi daha da kolaylaştırdı.

        ‘Hâlâ doğduğum evdeyim’

        İkiniz de Ankaralısınız. Tanışıyor muydunuz?

        F.A.: Tanışmıyoruz ama çok yakın arkadaşlarımız var.

        H.D.: Ben Ankara’dan biraz erken ayrıldım. Öyle olmamış olsaydı kesin tanışırdık.

        Ankara’dan son yıllarda çok fazla oyun çıkıyor. Nedir Ankara’nın özelliği?

        H.D.: Aslında Ankara’dan her zaman çok oyuncu çıkmıştır. Belki de yapımların çoğalması ve iletişim ağının gelişmesi Ankara’dan çıkan oyuncuları daha da bir gözler önüne sermiştir.

        F.A.: Devlet Konservatuvarı’nın ilk başta Ankara’da kurulması da bir neden olabilir. Televizyon dizilerinin artmasının birçok Ankaralı tiyatrocuyu ülke genelinde tanınır hale getirdiğini de göz ardı edemeyiz.

        Hâlâ doğduğunuz evde mi yaşıyorsunuz?

        F.A.: Evet. Mümkün olduğunca da ailemle o evde oturmak istiyorum. Ne var ki şimdi İstanbul’da da bir ev tutmak zorundayım.

        Sizi Şahan Gökbakar’ın ilk yıllarına benzetenler var. Siz ne düşünüyorsunuz?

        F.A.: İlk kez duyuyorum, öyle miymiş? Tip olarak benziyor olabilirim de bilmiyorum. Komedi anlayışım çok benzemiyor bence. Şahan, komediye kendi açısından çok güzel bakıyor ama ben öyle bakmıyorum.

        ‘Sektör gittikçe ZORLAŞIYOR’

        BKM gibi bir şirket size bir sinema filmi emanet etti. Bu durum üzerinizde bir baskı oluşturuyor mu?

        F.A.: Üzerime düşen vazifeyi en iyi haliyle yerine getirmeye çalıştım. Necati Akpınar gibi bir yapımcı bize inandı ve güvendi. Dilerim kendisini ve bize güvenen diğer insanları mahcup etmeyiz. Sahip olmaktan son derece mutlu olduğumuz sorumluluğun ne olduğunu farkındayız ve o sorumluluk kendimize olan güvenimizi artırmıştır. Söz konusu sorumluluğun bir baskı oluşturduğunu söyleyemem.

        H.D.: Necati Bey, o kadar sevdi ki bu işi. Bize bunu birçok kez söyledi ve bize her daim destek oldu. Kendisinin desteği de oldukça kıymetlidir. O destek bir baskı oluşturmadığı gibi itici bir güç oldu. Dilerim ‘Bana Masal Anlatma’yı herkes sever.

        Sizce yeni nesil oyuncuların en önemli sorunları nelerdir?

        H.D.: Sektörel bir şeyden bahsedersek çok zor. Gittikçe de zorlaşıyor. Hem çalışma şartları hem dizi süreleri hem reyting sistemi... Ne kadar kaliteli bir iş yaparsak yapalım o işin gerçekten seyirci tarafından kabul edilip edilmeyeceğini ne yazık ki önceden anlayamıyoruz. Belirsizlik hepimiz adına çok zor durumlara neden olabiliyor.

        F.A.: Belirsizliği önemsemeden her şeyi yapmaya çalışan bir yeni nesil olmak bizi başka yere götürebilir. Geniş ve herkesin bir şeyler yaptığı sektörde odak noktası para veya şöhret olursa işler tehlikeye girer. Şu anda iyi iş yapmak, mutlu olmak ve yaptığım işten pişman olmamak en önemlisi. Mutluluk azalır pişmanlık artarsa o zaman işler kötüye gider.

        İzleyiciye ‘Bana Masal Anlatma’yı izlemeleri için nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?

        F.A.: Bence yalnızca komedi olmayan bir film. Komedinin içinde olduğu ve aynı zamanda dramatik anlamda da insanları etkileyecek bir film. İzleyen herkesin keyif alacağını düşünüyorum.

        H.D.: İzleyicinin içinde komedisi de, hüznü de olan sıcacık bir hikâyenin içine gireceklerini, bundan da son derece mutlu olacaklarını düşünüyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ