Yatacak yerleri yoktu ama dünya onların oldu!

22 yaşında ebeveynlerini trajik bir trafik kazasında kaybettikten sonra küçük kardeşlerine bakmak zorunda kalan Twain, Toronto’da evsizler barınaklarında kalmış, otobüslerde yatmış.

Shania Twain istediği an, şöhret ve paraya kavuşmadan önce yoksulluk, ev içi şiddet ve evsizlik gibi bir dizi sorunla boğuşmuş.

EARTHA KİTT

Irk bariyerini kırarak tarihteki ilk siyahi Kedi-Kadın olan Eartha Kitt, çocukluk zamanlarında epey zor günler geçirmiş. Oyuncu, seksi aktris - şarkıcıya dönüşmeden önce istenmeyen bir çocuk olarak doğmuş. Zamanının ırkçı yaklaşımları ve önyargılarıyla mücadele ederken bir yandan da evsiz bir hayat yaşıyormuş. Kitt, New York’taki çeşitli binaların çatılarında uyumak zorunda kalmış

JENNIFER LOPEZ

Latin süper star bugün 250 milyon dolar değerinde bir seks sembolü ve müzik yıldızı olabilir ancak bu ün ve paraya kavuşmadan önce o da zor zamanlar geçirmiş.

Moda ikonu ve tüm dünyada genç kızlar için bir rol model olmadan önce Jennifer Lopez, dans stüdyosunda kalıyormuş.

Annesi Guadalupe Rodriguez, kızının kariyer seçimine sıcak bakmıyor ve onu çalıştığı yerlerde kalmaya zorluyormuş.

Jennifer dans kariyeri yapmak isterken, annesi Jennifer’ın koleje gitmesini istiyormuş. Kim demiş ki anneler her zaman haklıdır diye?

CHARLİE CHAPLİN

20. yüzyılın ilk yarısının en ünlü aktörü ve sessiz sinemanın tartışmasız kralı Charlie Chaplin, babasını kaybettiğinde hâlâ küçücükmüş. Annesi ise bipolar bozukluktan muzdaripmiş ve çeşitli akıl hastanelerine girip çıkmaktaymış. Chaplin bu zor zamanlarda Londra’nın soğuk sokaklarında çalışmak ve uyumak zorunda kaldığında 10 yaşında bile değilmiş.

HALLE BERRY

Halle Berry’yi En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar kazanan ilk Afro-Amerikan kadın oyuncu olarak tanıyoruz. Ünlü yıldızın şöhret, nüfuz, servet ve seksilik katsayısı o günden beri katlanarak artıyor ancak Berry’nin hayatı her zaman bu kadar kolay değildi.

İki başarısız evlilik, birkaç kötü ilişki ve intihara teşebbüs kulağa yeterince kötü gelmiyorsa, oyunculuk kariyerine başlamadan önce bir evsiz olduğunu da ekleyelim.

Bununla birlikte Berry, Reader’s Digest dergisine verdiği bir röportajda yaşadığı kötü deneyimlerin onu daha güçlü kıldığını ve her durumda yaşamına devam etme gücünü verdiğini söylemiş. Berry’nin bu zor durumlardan kastı, birkaç geceyi evsizler barınağında geçirmesi de olabilir.

JİM MORRİSON

The Doors’un solisti Jim Morrison hakkında birçok iddia ve dedikodu dolanır. Gerçeğin nerede bitip efsanenin nerede başladığını bilemiyoruz. Bununla birlikte müzik tarihinin en iyi şairlerinden ve rock yıldızlarından biri olan Morrison’la ilgili kesinlikle doğru olan şeyler de var. Bunlardan biri, Morrison’ın müzik ve yazın kariyeri devam ederken hâlâ bir evsiz oluşudur. Dedikodulara göre Morrison, birkaç gecesini Venice Beach’deki meşhur iskelenin altında geçirmiştir.

Hayranlarına soracak olursanız size Morrison’ın kısa ve muhteşem kariyeri boyunca Los Angeles’daki La Cienega Bulvarı’nda, ucuz bir otelde yaşadığını söyler ve birkaç da hikâye anlatırlar. Ancak bundan önce bilmeniz gereken şey, adamın bir evsiz olduğu ve bulduğu her yerde uyuduğudur.

CARMEN ELECTRA

Carmen Electra, Baywatch’daki (Sahil Güvenlik) Lani McKenzie rolüyle kendini yeni Pamela Anderson olarak dünyaya takdim etti. Ancak ne yazık ki yeni seks sembolü olma hayalleri pek istediği gibi gerçekleşmedi ve oyunculuk kariyerinden çok tuhaf ilişkileri ve şaşalı yaşamı ile konuşuldu.

Bununla birlikte Carmen her zaman böyle gösterişli bir hayat yaşamıyordu. Baywatch’daki rolünden önce birkaç yılını evsiz olarak Los Angeles’da barınaklarda geçirdi.

JİM CARREY

Jim Carrey bugünlerde en iyi ve 150 milyon dolarlık değeriyle en çok kazanan komedi aktörlerinden biri olabilir ancak hayat yıldıza genç yaşlarında bu kadar iyi ve cömert davranmamış.

Ailenin en küçük çocuğu olan Carrey henüz 15 yaşındayken babası işini kaybetmiş ve ailenin durumu bundan sonra tepetaklak gitmiş. İşsiz kalan baba ve kabaran borçlar sonucu aile yaşadıkları evi kaybetmiş. Bundan sonra aile çareyi bir karavan parkında kalmakta bulmuş. Daha sonra bir ev kiralayacak duruma gelene kadar burada yaşamışlar ve Jim de okulu bırakıp çalışmak zorunda kalmış.

Albay Sanders

Kentucky Fried Chicken’ın kurucusu, “Albay” lakaplı Harland David Sanders, en bilinen ve en zengin iş adamlarından biri. Sanders, Kentucky tavuklarını kızartıp kovalara doldurmayı akıl etmeden önce fakirliğin ve evsizliğin acı tadının ayırdına epey varmış. 10 yaşına geldiğinde üvey babasının dayağına ve suistimaline dayanamayacak evden ayrılmaya karar vermiş. Gizli formülünü bulup Kentucky Fried Chicken markasını yaratana kadar uzun süre evsiz kalmış ve bulduğu her işte çalışmış. 40 yaşına gelene kadar kendine ait bir evi olmamış Albay Sanders’ın.

HİLARY SWANK

Nebraskalı “Milyon Dolarlık Bebek”, Hollywood’un yeni jenerasyonunun en yetenekli ve 40 milyon dolarlık ücreti ile en çok kazanan isimlerinden biri. İki En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kucaklayan aktris, gösteri dünyasının Mekke’si sayılan Hollywood’da lüks bir evde yaşamakta.

90’lara geri döndüğümüzdeyse durumun Swank için böyle olmadığını görüyoruz. Oyunculuk kariyerine başlamadan önce, annesiyle Los Angeles’a taşındıklarında arabalarında uyumak zorunda kaldıkları biliniyor. Ne oldum değil, ne olacağım demeli…

JOHN WOO

Dünyaya başarılı epik filmler Face/Off ve Mission: Impossible II’yi armağan eden Çinli yönetmen, hayatın fırtınalı yüzüyle çok genç yaşlarında karşılaşmış. Babası tüberküloza yakalanıp çalışamayacak hale gelince aile yoksulluk ve gıda yetersizliğiyle yüzleşmiş.

Bu yetmezmiş gibi Woo yedi yaşındayken evleri yanmış ve aile evsiz kalmış. Yangından sonraki iki yıl boyunca yeni bir eve geçebilecek duruma gelene kadar aile barınaktan barınağa dolaşmış.

SYLVESTER STALLONE

Biz faniler için Rocky ve Rambo filmlerinden kazanılan para, bir ömür boyu çalışmadan yaşamamıza yetebilir ancak Slyvester Stallone için bu kesinlikle yeterli gelmedi.

Stallone tüm zamanların en çok kazanan aksiyon yıldızlarından biri ve bir popüler kültür ikonu oldu. Ancak ünlü yıldız da sokaklardan geçmişti. Stallone genç bir adamken, üç hafta boyunca Port Authority otobüs durağında gecelemiş. Bu günler, bir yetişkin filmi reklamında oynayarak 100 dolar kazanmasına dek sürmüş. Gerisini zaten biliyorsunuz…

SUZE ORMAN

Amerikalı televizyon sunucusu, çok satan yazar, finansal guru Suze Orman da fakirlikten gelenlerden. Orman, finansal krizleri ve evsizliği ilk elden yaşamış. Liseden mezun olduktan sonra yaşadığı Chicago’dan ayrılıp hayallerinin peşine düşmüş ve Berkeley, Kaliforniya’ya taşınmış.

Garson olarak çalışırken bir karavanda yaşayan Orman, arkadaşlarından borç alarak ilk restoran işine girmiş ve sonra Tanrı “Yürü ya kulum!” demiş

DAVİD LETTERMAN

Forbes dergisine göre David Letterman, Amerika’nın en etkili ve en zengin televizyon sunucusu ve komedyeni. Gece şovuyla yılda 50 milyon dolara yakın para kazanıyor ancak geçmişinde Letterman da fakirliği ve evsizliği yaşamış.

Los Angeles’a 40 yıl önce ilk geldiğinde 1973 model Chevy’si, Letterman’ın aynı zamanda eviymiş. Birkaç ay sonra şeytanın bacağını kırmış ve Jimmy Walker için espriler yazmaya başlamış ve ondan sonra da almış, yürümüş.

KELLY CLARKSON

Amerika’nın en favori müzik şovu American Idol’ın ilk sezonunun kazananı Kelly Clarkson’dan sonra bu şovu kazanan onlarca kişiden hiçbiri aynı şöhreti kazanamadı. Clarkson, büyük bir ticari başarıya erişti ve albümleri yok sattı.

Bununla birlikte Kelly Clarkson bu başarıları elde etmeden önce bir evsizdi. Los Angeles’a taşınmasından kısa süre sonra yeni taşındığı ev yanmış ve şarkıcı hem işsiz hem de parasız kaldığı için arabasında veya barınaklarda kalmış.

PHİL MCGRAW

300 milyon dolarlık değeri ve 70 milyon dolarlık yıllık kazancıyla Dr. Phil McGraw, modern tarihin en çok kazanan psikoloğu. Beverly Hills’deki ‘fakirhanesi’ ise bir evden çok sarayı andırıyor ancak 1960’lı yıllara geri dönersek, işlerin McGraw için hiç de kolay olmadığını görüyoruz.

Oklahoma’da çok fakir bir ailede doğan McGraw, yoksulluk ve evsizlikle çok küçük yaşında tanışmış ve çocuk yaşta zamanının büyük bölümünde babasıyla arabalarında yaşamışlar veya YMCA’nın (Mezhepsiz, ruhban sınıfına bağlı olmayan küresel bir Hristiyan hareketi) merkezlerinde kalmışlar.

STEVE JOBS

Steve Jobs’ın ismini duyunca afalladınız değil mi? Steve Jobs denildiğinde akla gelen ilk şey, para, para, para ve daha çok para…

Ya Apple’ın kurucusu, eski genel başkanı ve CEO’su Steve Jobs’ın bir zamanlar beş parasız ve evsiz olduğunu söylesek?

iPhone’un babasının kendi söylediğine göre okul zamanı yurt odasına ödeyeceği parası olmadığı için arkadaşlarının evinde yerde yatıyormuş. Jobs, kola şişelerindeki metal açma halkalarını geri dönüşüme götürüp böylece yemek alabiliyormuş.

Ayrıca güzel bir yemek yiyebilmek için Pazar geceleri kilometrelerce yol yürüyerek Hare Krishna tapınağına gidiyormuş.

JOHN PAUL DEJORİA

Amerikalı milyarder John Paul DeJoria, saç ürünleri markası Paul Mitchell’ın ve The Patrón Spirits Company’nin kurucusu. Milyarderliği ve hayırseverliğiyle bilinen DeJoria, yaşamın tüm nimetlerinden yararlanıyor haliyle. Ancak milyarderin çocukluk yılları epey zorlu geçmiş.

Ebeveynleri o henüz iki yaşındayken boşanmış ve DeJoria dokuz yaşındayken sokaklarda gazete satarak çalışmaya başlamış. Yeniyetmelik çağında bir sokak çetesine katılmış ve zamanını Los Angeles’ın sokaklarında geçirmeye başlamış. Kısa süre için sokaklar onun evi olmuş. DeJoria’nın aklını başına getiren lisedeki matematik öğretmeni olmuş. Devam ettirmekte olduğu yaşam tarzının onu bir yere götürmeyeceğini söyleyen öğretmeni ve bu aşağılama DeJoria’nın kafasını toplamasını sağlamış.

STEVE HARVEY

Bugünlerde Steve Harvey, şükredeceği pek çok şeye sahip. Bunların içinde kendi adıyla bir televizyon şovu, birkaç çok satan kitap, karısı Marjorie’yle mutlu bir evlilik ve Chicago ile Atlanta’da iki lüks ev bulunuyor.

1980’lerin sonuna döndüğümüzde işlerin Harvey için bu kadar iyi olmadığını görüyoruz. Kötü bir evlilik ve ondan da beter bir boşanma sonrası kendini evsiz bulan Harvey, bütçesine göre ucuz otellerde veya 1976 model Ford Tempo’sunun içinde yatıyormuş. Ancak yaşadığı bu sıkıntılı günleri onun kelimelerinden daha iyi kimse tarif edemez:

“Gidecek hiçbir yerim yoktu. O yaşama en fazla bir hafta dayanılabilir ancak ben üç yıl boyunca böyle yaşadım. Dibi gördüm ancak en karanlık günlerimde bile işlerin düzeleceğine dair umudumu yitirmedim.”

AXL ROSE

Guns N’ Roses’ın gitaristi Slash’in Hollywood’daki şöhretler bulvarına yıldızının çakıldığı 2012 yılında Charlie Sheen şöyle demişti: “Slash’in bir zamanlar Axl Rose’un bir gün uyuyacağı kaldırımda bir yıldız edinmesi çok anlamlı oldu.”

Charlie’nin bu sözü söylemesinin nedenini tam olarak anlamasak da Axl’in bir gün evsiz kalma ihtimalinin ünlü yıldız için çok yabancı bir durum olmayacağını belirtmek isteriz.

Kaliforniya’ya ilk taşındığında, ünlü ve büyük bir yıldız olmadan önce Axl, arkadaşlarının evinde kalıyordu. Şu sıralar 150 milyon dolar değerinde olan Axl’in nasıl olup da Charlie Sheen’i haklı çıkaracağına aklımız ermiyor ancak yine de ne oldum değil, ne olacağım demeli.

JEWEL

Utahlı güzel şarkıcı Jewel, 1996 yılında yayınladığı “Pieces of You” albümüyle 90’ların ikonlarından biri oldu ve albüm, 15 milyon kopya satarak büyük bir başarı elde etti.

Bundan sonra Jewel, daha fazla platinyum albüm yayınladı, kapalı gişe konserler verdi, 4 Grammy ödülü aldı ve milyonlarca dolar kazandı. Bu başarı, 18 yaşındayken arabasında yatan ve şarkıcı olma hayalleri kuran bir kız için hiç de fena sayılmaz.

DANİEL CRAİG

Şu andaki James Bond, Daniel Craig, son Bond filmi Skyfall’dan 20 milyon dolar gelir elde etmiş (gişe hasılatından aldığı 17 milyon doların dışında). Bu elbette kendini ve ailesini hayatlarının sonuna kadar geçindirmek için yeterli bir para. Bir röportajında Craig, geçinmek için yaptığı korkunç şeyleri anlattı. Bu röportajda ayrıca Craig’in iş yapan bir aktör olmadan önce parklarda yattığını da öğrendik.

SAM WORTHİNGTON

Sam Worthington’ın evsiz bir aktörden bir yıldıza dönüşme hikâyesi abartılmış bir dedikodu değil. Sam’in geçmişi hakkında fazla bilgimiz olmasa da Avatar’daki Jake Sully karakteriyle çıkış yapmadan önce arabasında gecelediği biliniyor. Sam şimdi Hawaii’de bir “saray yavrusunda” yaşıyor.

Michael Oher

Michael Oher’in hikâyesi muhtemelen spor dünyasının en dokunaklı ve duygusal hikâyesi. Bu hikâye ayrıca çok satan “The Blind Side: Evolution of a Game” (Kör Nokta: Bir oyunun evrimi) kitabına ve kitaptan uyarlanan “The Blind Side” (Kör Nokta) filmine de ilham verdi.

Babasını hiç tanımayan ve uyuşturucu müptelası annesi ve 13 kardeşiyle yaşayan Oher, kardeşleri arasında iri cüssesine rağmen hiç ilgi çekmeyen bir çocukmuş. Bir gün evlatlık alınınca kaderi dönmüş ve futbola olan yeteneğini keşfetmiş.

Evsizlikten Ulusal Futbol Ligi’ne uzanan yol, Oher için hiç de kolay geçmemiş. Ancak Michael’in bir röportajda dediği gibi, zor deneyimler yaşamak onu şimdi olduğu kişi yapmış.