Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler H. Bunu Konuşuyor HT MASA bu hafta Feryal- Kemal Gülman'ı konuştu

        HT MASA ekibi bu hafta Feryal Gülman-Kemal Gülman çiftinin boşanma sürecindeki karşılıklı suçlamalarını, Ayşegül Yıldız’ın Derya Tuna’ya yaptığı göndermeyi, Gonca Vuslateri’nin Türk erkeklerinden çocuk yapmak istememesini ve Kıvanç Tatlıtuğ’un GQ Dergisi’ne yaptığı açıklamaları masaya yatırdı.

        "PARANIN İNSANI NASIL ZIVANADAN ÇIKARDIĞI ORTADA"

        Feryal Gülman ve Kemal Gülman’ın kavgası gündeme damgasını vurdu.

        REŞAT BALCIOĞLU: Bu boşanma davası olmaktan çıkmış, ekonomik savaşa dönüşmüş bir süreçtir. Türkiye ekonomisine yön veren ailelerin temsilcileri bu tarz ayrıntılara takılmazlar. Ancak burada telaffuz edilen nafaka ve rakamlar oldukça yüksek. Böyle olunca 20-30 yıllık çift bu hale gelebiliyor, bunu gördük. Feryal Hanım’la yaptığım görüşmede Kemal Bey’e verdiği 25 yılın karşılığını kesinlikle almak istediğini anladım. Kavga ikisini de yıpratıyor.

        TAYFUN TOPAL: Keşke olmasaydı. Birlikte bir yuva kurmuşlar, çocukları var. Sonuçta adam işadamı, Feryal Hanım’a rahat bir hayat sundu, sosyeteye girmesini sağladı. Sana bunları sağlayan bir adamın arkasından bu kadar konuşmak doğru değil. Sonuçta Kemal Bey’in bir itibarı var ve o itibarın korunması gerekiyor. Bence Feryal Hanım’ın artık konuşmalarına dikkat etmesi gerekiyor. Sonuçta ne olursa olsun Kemal Bey eski kocası.

        OBEN BUDAK: Burada kadınlık içgüdüsü devreye giriyor. Kadına her şeyi yap ama aldatma. Feryal Hanım’ın tepesi bir kere atmış. Doğal olarak nafaka olarak alabileceği rakamın en iyisini almak istiyor. İstediği rakamı alamazsa can acıtıcı yollara başvurabilir. Sinirlenen hanımların neler yaptığı görüyor ve biliyoruz. Beyefendinin çekeceği var.

        KEŞKE FERYAL HANIM KONUŞMASAYDI

        KADİR KAYMAKÇI: İşin maddiyat boyutu bir yana keşke manevi yönden birbirlerine bu tarz şeyler yapamasalardı. “Ben İTÜ mezunuyum, o ilkokul mezunu” tarzı diyalogları onları alay konusu yapmaktan başka işe yaramaz.

        BÜLENT İPEK: İşin bu noktaya nasıl geldiğini anlamakta zorlanıyorum. Ama bu tarz kavgalara çok tanık olmaya başladığımız için artık alışıyoruz. Bir kişi isterse cemiyetin saygın üyesi olsun, ister İTÜ’yü derece ile bitirmiş olsun kadın-erkek kavgası söz konusuysa fark etmiyor. Sosyetik çiftlerin de taşralı ailelerin de ayrılık sürecindeki kavgası yıkıcı ve yaralayıcı oluyor. Bari cemiyetin örnek ailesi olarak gösterilen insanların ayrılıkları daha medeni olabilse. Rakam büyük olduğundan bu yok edici kavgayı mahkemeyi etkilemeye dönük taktik savaşı olarak görüyorum.

        ESİN ÖVET: Her boşanmada ciddi kavgalar olabilir ama bu çiftin ayrılığı biraz sidik yarışına benzedi. Kaynana programlarında izlediğimiz tarzda görüntülere tanıklık ediyoruz maalesef. Benim de başımdan bir evlilik geçtiği için şunu söyleyebilirim: İnsan boşanırken gözü hiçbir şey görmüyor. Kemal Bey konuşmuş ama keşke Feryal Hanım cevap vermeseydi. Ben her zaman ilk olarak kadına bakarım. Çünkü kadının her zaman erkeği yontup, şekillendirdiğini düşünürüm. Reşat’ın da dediği gibi 4 evlilik yapmış bir adam bu noktaya geliyorsa keşke Feryal Gülman, ağırlığını bozmayıp hiç sesini çıkarmasaydı. Paranın insanı zıvanadan çıkardığı da apaçık ortada...

        "DERYA TUNA'NIN TATLISES'E SIRT ÇEVİRDİĞİNE KİMSE İNANMAZ"

        Ayşegül Yıldız, Derya Tuna’nın İbrahim Tatlıses’i ziyaret etmesinin ardından eğer hırs yapsa Tatlıses’ten boşanmayacağını, Tuna’nın, Tatlıses’in kötü gününde de yanında olması gerektiğini söyleyerek göndermede bulundu.

        E.Ö.: Ayşegül Yıldız, İbrahim Tatlıses’in dişi ağrısa bile koştuğunu düşündüğümüz Derya Tuna’ya ciddi bir gönderme yaptı. Burada kadının kadına ettiğini görüyoruz. İbrahim Tatlıses’in iyi gününde etinden sütünden yararlandığını, kötü gününde yanında olmadığını belirtmiş oldu. Ayda yılda bir konuşan Ayşegül Yıldız şu cümleyle Tuna’ya çok ciddi bir fark atıyor.

        B.İ.: Bunlar hırsla yapılmış açıklamalar. Ayşegül Yıldız’ın madem hırsı yok bu sözler niye? Derya Tuna her zaman İbrahim Tatlıses’in yanında değilse, bu Ayşegül Yıldız orada olduğu içindir. Derya Tuna’nın İbrahim Tatlıses’e sırt çevirdiğine, kötü günde yalnız bıraktığına onları tanıyan hiç kimse inanmaz.

        K.K.: Ayşegül Yıldız bu söylediğinde haklı da olsa bunun zamanışimdi mi? Yaşam ile ölüm arasında mücadele eden İbrahimTatlıses’in sırtında iki kadının tepinmesinin, kavgaya tutuşmasının ne zamanı ne de yeri.

        T.T.: Derya Hanım İbrahim Bey’in her zaman yanında. Bunlar aile içi sorunlar, herkes bir yerden konuşuyor. Bence hepsinin susması ve İbrahim Bey’i dinlemesi gerekiyor. Ben görünce eski bir dostu olarak İbrahim Bey’e çok üzülüyorum. Artık eski sağlığına kavuşması lazım. Kadınların kavgası beni ilgilendirmiyor.

        O.B.: Boşanana kadar Ayşegül Yıldız’ın üzerine çok gidildiğini düşünüyorum. Hakkında hep bir şeyler söylendi ama o sessiz kaldı. Derya Tuna’ya “Sen sus Allah aşkına” tarzında bir serzenişte bulunmak için uzun süredir pusuda bekliyordu bence.

        R.B.: Derya Tuna’ya laf söylemek Ayşegül Yıldız’ın haddine değildir. İbrahim Tatlıses’in hayatına giren kadınlar içinde Ayşegül Yıldız bir noktaya gelmiştir. Asena, Derya Tuna ve Perihan Savaş, Tatlıses’in bu kadar parası ve ünü yokken de yanındaydı. Derya Tuna her zaman Tatlıses’in yanına yakışan bir görüntü çizmiştir.

        "GONCA MAGAZİN SAYESİNDE AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYOR"

        Gonca Vuslateri bir dergiye verdiği röportajda hiçbir Türk’ten çocuk yapmak istemediğini söyleyerek Türk erkeklerini karşısına aldı. Genelde yabancı sevgilileri olduğunu da belirtmiş.

        T.T.: Bazen insanlar böyle ne konuşacağını bilemiyor işte. Bir şey söylüyor, devamında başka bir şey geliyor. Biz de bazı ortamlarda abuk sabuk konuşuyor olabiliriz ama bizimkiler medyaya yansımıyor. Bunlar popüler insanlar olduğu için, her dedikleri medyaya yansıdığı için arasından alıp koyuyorlar. O insan da sanki hep öyle konuşuyormuş gibi oluyor. Hâlbuki bir sürü dizide de oynadı yani. ‘Yalan Dünya’daki tiplemesini unutmak mümkün mü? Hiç ortada olmayıp, iş yapmayıp konuşanlar da var...

        O.B.: Yabancı sevgilileri kimmiş merak ediyorum açıkçası. Kendisiyle aynı ortamlarda gezen biri olarak onu hiç yabancı biriyle görmedim. Dediği yine anlaşılabilir ama bunun yeri şimdi mi? Bir anda söyleyince biraz sakil duruyor. Ayrıca PR çalışması kokuyor. Sanki firmasıyla oturup saçmalamaların üzerinden prim yapma derdinde gibi. Her seferinde medyaya yüksek boyutlu bir saçmalamayla geri geliyor. Bundan sonraki aşamalarda neler yapacak merak ediyorum.

        K.K.: Bu kafayla giderse Cihangir kafelerindeki sohbetlere meze olur başka da bir şey olmaz. Otursun sanatıyla ilgilensin. Bu zamana kadar kazandığı paranın önemli bölümünü terapiste harcamış. Bir Vasfiye Teyze yüzünden bütün parasını terapiye harcadıysa Hülya Avşar olursa ne olur düşünmek istemiyorum...

        E.Ö.: Gonca’nın belirli aralıklarda yaptığı bu hareketlerden ve beyanlardan sonra onu gündeme gelmek için ucuz, basit hamleler yapanlar arasından ilk sıraya koyuyorum. Kadir’in de dediği gibi Vasfiye Teyze dışında elle tutulur işi yok. Bu nedenle magazin sayesinde ayakta kalmaya çalışıyor. Biz de onu konuşuyoruz. Haliyle o da başarmış oluyor. R.B.: Gonca bu açıklamasıyla aşk ırkçılığı yapmış. Bizim toplumumuzda konuşulacak şeyler var, konuşulmayacak şeyler var. Sanat için kariyer yapanları her zaman alkışlarız ama bu arkadaşın ucuz polemik yapanlardan farkı kaldı mı?

        B.İ.: Gonca Vuslateri’ye magazinde gündeme gelme numaralarını öğreten başarısız bir akıl hocası var sanırım. Bu tür açıklamaların modası geçti ve kimseyi ilgilendirmiyor.

        "KIVANÇ BEKLENTİYİ DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYOR"

        Kıvanç Tatlıtuğ, GQ Dergisi’ne verdiği röportajda “Son dizimi yapmayı planlıyorum” demiş. İmirzalıoğlu’ndan sonra o da dizi sektörünü bırakıyor!

        E.Ö.: Dizi sürelerinin uzunluğundan o da şikâyetçi. Sırf o değil Kenan İmirzalıoğlu da bu dertten mustarip. ‘Kurt Seyit ve Şura’ tutmayınca fatura Kıvanç Tatlıtuğ’a kesildi. Keşke bu arada bir sinema filmi daha yapsa...

        T.T.: Adam paralar kazandı, kaç işte yer aldı, artık gönlüne yatanda oynamak istiyordur. Yoksa Kıvanç’a her gün teklif gidiyordur. Bugün bütün yapımcıların tanışmak istediği adamlardan biri.

        B.İ.: Kıvanç bu açıklamasıyla beklentiyi düşürmek istiyor. Yeni yapacağı dizi tutunca arkasından bir dizi daha yapacaktır. Kendisine Türkiye’den ve Ortadoğu’dan bu kadar talep varken başka ne iş yapacak? Kenan İmirzalıoğlu’nun da dizileri bırakabileceğini zannetmiyorum.

        O.B.: Para kazanmak için diziler bir kaçış noktası. Ancak artık bizim oyuncular da bir sinema filmi yapıp tüm sene boyunca yatma lüksüne kavuştu.

        R.B.: Dizileri bırakacağım tarzındaki açıklamalar şımarıklıktan kaynaklanıyor.

        "ÇOCUKLARIN SET ŞARTLARINA KATLANMALARI BEKLENEMEZ"

        Yeni iş güvenliği yasasına göre 14 yaşından küçük çocuklara çalışma yasağı getirilmesi planlanıyor. Mesela 14 yaşındaki Emir Berke Zincidi, ‘Poyraz Karayel’ dizisindeki Ataberk Mutlu gibi isimlere günlük 5 saat çalışma sınırı getirilecek.

        E.Ö.: Bazı anne-babalar çocuklarının üzerinden para kazanmak için onları gece gündüz çalıştırabiliyor. Bu yasayla birlikte çocuğun geleceği için birikim yapmayıp parayı kendileri yiyen anne babalara çok iyi bir ders olacaktır.

        K.K.: Koca adamlar setlerdeki çalışma koşullarının ağırlığından ötürü dizi çekmeyeceklerini, çok yorulduklarını söylüyor. Onlar dayanamıyorken küçük çocukların bu şartlara katlanması beklenemez.

        R.B.: Ülkemizde kadın ve çocuk istismarıyla ilgili o kadar vahim olaylar oluyor ki. Bu kanun çıkarsa ülkede iyi şeylerde oluyormuş deriz. Burada sırf setler de değil, atölyelerde, fabrikalarda zor şartlarda çalışan çocuk işçilerin de şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor.

        B.İ.: Çocuklar tabii ki film ve dizilerde olacak. Ama her dizide ana karakter gibi kullanılmamalı. ‘Poyraz Karayel’ adındaki polisiye- mafya dizisinde bile sanki çocuk dizisiymiş gibi uzun çocuk sahneleri koyuyorlar. Reyting için çocuk istismarı değil mi bu?

        O.B.: Örnek çok. ‘Evde Tek Başına’ serisinin yıldızı Macalay Culkin, kazandığı paraları uyuşturucuya yatırdı ve bir daha hayatını doğrultamadı.

        MASA'NIN ÜSTÜNDEKİLER

        METRODA terlikle kitap okurken fotoğrafı çekilip sosyal medyada alay konusu olan Ali Uçar’a Oğuz Atay’ın kitaplarını hediye eden oyuncu Burçin Terzioğlu.

        HALIÇ Kongre Merkezi’nde düzenlenen Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri töreninde giydiği göğüs dekolteli kıyafetiyle adından söz ettiren oyuncu Zerrin Tekindor

        MASA'NIN ALTINDAKİLER

        ZEHRA Çilingiroğlu ve 18 yaşını doldurmamış daha birçok çocuğu, yasak olmasına rağmen para kazanmak uğruna içeri kabul eden İstanbul’un ünlü mekânları.

        NEPAL depreminden sonra “Hindu tanrıçası için hayvan katledenler cezasız mı kalacaktı? Bugün binlercesi öldü. Tanrıçaları kabul etsin artık ” diyen Leman Sam.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ