Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler H. Bunu Konuşuyor Volkan Konak: Ünlü ve zenginlere alerjim var

        HT MAGAZİN

        Ömür SABUNCUOĞLU

        Anlattıklarını dinlemeyi en sevdiğim insanlardan biridir Volkan Konak. Kimi zaman derin, kimi zaman duygusal kimi zaman da hırçın ama hep birleştirici. Sohbetimize yeni albümü ‘Manolya’yla başladık.

        Yeni albümünüz hayırlı uğurlu olsun.

        Teşekkür ederim. Kitlemiz sabit, aramızda çok güzel bir bağ var. Mesleğimi yapmanın huzurunu yaşıyorum. Üretmeye inanıyorum.

        Size göre bu albümün diğerlerinden en büyük farkı ne?

        Ülkemizdeki mutsuzluktan biraz yüzümüz düşmüş, aşktan uzaklaşmış bir hal var. Nâzım Hikmet’in şiirini de o yüzden albüme koydum. Sanatın gücünü kullanarak ayrışan ülkeyi yapıştırmaya çalışıyoruz. Ama yine de Volkanca bir albüm. Bu arada ben Karadenizliyim ama Karadeniz müziği yapmıyorum. Çok güzel Karadeniz müziği yapan arkadaşlarım var. Ben Volkan Konak müziği yapıyorum. Hiç Trakyalı ya da Orta Anadolulu şarkıcı duymadım hep Karadenizli duydum. Karadenizli olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyum. Albümde iki tane Karadeniz kokusu olan şarkı var. Sahte duygular yok, samimi duygular var.

        ‘Hayalim ileride müzikal yapmak’

        Müzikalleri de takip ediyorsunuz. ABD’de, İngiltere’de izliyorum. Ülkemize de gelmeye başladılar. Işığı, vücut dilini, müziğin tiyatral yönünü oradan yakalıyorum. En büyük hayalim ileride müzikal yapmak.

        Türkiye’de yapılan müzikalleri başarılı buluyor musunuz?

        Yurtdışından gelenleri başarılı buluyorum ama bizimkiler maalesef. Çünkü imkânsızlıklar var.

        BAR MÜZİSYENLİĞİ AĞIR İŞÇİLİKTİR’

        Çok farklı bir sahneniz var. Nasıl hazırlanıyorsunuz?

        Hayatım boyunca mütevazı olmaya çalıştım ama sahnem konusunda mütevazı değilimdir. Sahnede bir iddia ortaya koyuyoruz. Kabare, müzikal ve tiyatral bir sunum var. Bunu 15 yıllık bar çalışmamda edindim. Bizim mesleğin en zor kısmı bar müzisyenliğidir, ağır işçiliktir. Normal konserler, kumda koştuktan sonra çimde koşmaya benziyor. Bar kendime ait olduğu için özgürdüm ve kovulma derdim yoktu. Hâkimiyetim arttı. Başkasının yerinde çalışsam, sahnemi geliştiremezdim.

        Sahnenizde Zeki Müren şarkıları da çok okuyorsunuz.

        Zeki Müren çok önemsediğim bir solisttir. Nüanslarından, şiirle müziği birleştirmesinden çok nasiplendim. Neşat Ertaş’ın yanık, Cem Karaca’nın tiyatral okumasından da çok etkilendim.

        Yeni kuşak sanatçıların eserlerini okur musunuz?

        Bedenime uyarsa hepsine varım. Sanatla uğraşan herkese vurgunum. Keşke herkes enstrüman çalabilse, insanın ruhunu terbiye ettiğini düşünüyorum. Ne demiş Mustafa Kemal, “Bir ülke sanatla beslenmiyorsa, ana damarı kurumuş demektir.”

        Konserlerinize kendi kullandığınız karavanla gidiyorsunuz. Yorucu olmuyor mu?

        Yok. Araba sürmek kafamı boşaltıyor. Karavanım olmasa bu kadar çalışamazdım.

        İstanbul’da araç kullanıyor musunuz?

        Yok, şoförüm kullanıyor. Sülalem şoför, biz kamyoncu ve otobüsçüyüz. Uzun yolda canımı kimseye teslim etmem.

        ‘SANAT CAMIASIYLA GÖRÜŞMEM’

        Karavanınızı tanıyıp da yanınıza gelenler oluyor mu?

        Tabii, sevgi seli yaşıyorum, fotoğraf çektiriyoruz. Adana otobanında kamp yaptığımızda TIR’cılarla yemeğimizi paylaşıyoruz. O bize yumurta veriyorsa, biz ona peynir veriyoruz. Yurtdışı parklarında menemen yapıyoruz. Belli camialara alışamadım. Ünlü ve zengin insanlara alerjim var. Tabii ki görüştüğüm arkadaşlarım var ama genel olarak onların egosu çok yüksek, megolamanlıkları var, benciller. Buna dayanamıyorum, sinir sistemim bozuluyor. Basın ve sanat camiasından kimseyle görüşmüyorum. Ortam oldu mu bir araya geliyoruz ama ben aramam. Telefonumda numaraları yoktur. Toprak, tezek ve zaman zaman ter kokan Anadolu insanına vurgunum.

        Siz de ünlüsünüz.

        İşte o yüzden ünlü olmam çok canımı acıtıyor, hiç hoşlanmıyorum. Sahnedeki Volkan Konak’ı hayatıma sadece 3 saat sokuyorum, ben de ona hizmet ediyorum. Ayıptır söylemesi, sahnedeki Volkan Konak’ı beğeniyorum. Ama öteki Volkan’ı çok seviyorum. Ünlü olmak çok can sıkıcı bir şey

        ‘Bu ülkede kadın olmak istemem’

        5 kız kardeşle birlikte büyümüşsünüz. Zor olsa gerek.

        Ben o yüzden hanımefendilerin kırılıp dökülmesine dayanamıyorum. Ablamlardan çok feyz alıp, kadınların dünyasını öğrendim. Kadınlara verdiğim kıymet belki de ablamlardan başlıyor. Erkek toprağı geniş, kadın derinlemesine kazar. Toprağı derinlemesine kazınca da karşısına çeşitli katmanlar çıkar. Lisede de arkadaşlarım ağırlıklı hep kızdı. Onların dünyasını ve sohbetini severdim.

        Bir kadına yapılmaması gereken 5 şey ne sizce?

        En başta şiddet. Türkiye’de son 10 yılda 5 bin kadın öldürüldü. Ben nasıl durayım bu ülkede artık? Aldatma konusu da önemli. Bir de bir kadın yürürken, adam yarım saat arkasından bakıyor. Bu nedir? En nefret ettiğim şey! Bir beyefendinin yanındaki hanımefendiyle göz teması kurulmasından da hoşlanmam. Otobüs durağında bekleyen kadını bile rahatsız ediyorlar. Durakta beklemeyen kadına da çalınan kornanın, selektörün sonu yok. Ben bu ülkede asla kadın olmak istemem.

        Sizin için en önemli duygu nedir?

        Özgürlüğüm, dürüstlüğüm ve cesaretim. Bunlara dokunulduğu zaman vahşileşebilirim.

        ‘Otokontrol insanı çok yoruyor’

        Sezen Aksu geçtiğimiz hafta sahneleri bırakacağı zamanı açıkladı. Sizin de uzaklaşmak için koyduğunuz bir tarih var mı?

        Prestijli, daha seçici ve frene bastığım bir dönem düşünüyorum. 2016’dan sonra 6 ay Türkiye’de, 6 ay yurtdışında olacağım. Çocukları yurtdışında okutacağım için onların başında olmak istiyorum. Türkiye’de yalanın, hırsızlığın kötü bir şey olduğunu öğretemiyoruz. Çocuklarımı bu sevgisiz ortamda büyütmek istemiyorum. Müzik anlamında da, 80 yerine 30 tane daha prestijli konser veririm. Kitap yazarım, müzikal ve sinema projemi gündeme getiririm. Filmde oynamayacağım ama müziğini yapıp, senaryosunu yazacağım. Zülfi Livaneli’nin son yıllarda yaptığı gibi. Benim gözümde tam bir entelektüel. Bizim işimiz çok zor ve yıpratıcı. Sinirlerinizin çok sağlam olması lazım, yoksa şizofren olup kafayı yersiniz. Sadece Türkiye değil, Makedonya, Selanik, Tebriz, Almanya... Gittiğiniz her yerde fotoğraf çektiriyorsunuz. Bu otokontrol insanı çok yoruyor. O yüzden yayladaki evime kaçıyorum, kendime dönüp, arınıyorum.

        Kitabınızın konusu ne olacak?

        Biyografi ve roman. Amerika’da yaşayan 10 kişinin öyküsü olacak

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ