Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler H. Bunu Konuşuyor Bade İşçil'in evliliği ağır yaralı

        HT MASA

        HT MASA ekibi bu hafta Bade İşcil-Malkoç Süalp ve Ece Erken-Serkan Uçar çiftlerinin boşanma haberlerini, Sinem Kobal ile Kenan İmirzalıoğlu’nun Londra kaçamağını, Nejat İşler’in futbol okulunu ve yazlık fotoğrafları masaya yatırdı.

        Bade İşcil-Malkoç Süalp çiftinin boşanma dilekçesi bu hafta en çok konuşulan konular arasında kendisine yer buldu...

        Esin ÖVET.: Türkiye’de kadının yaşadığı şiddet ve zulme son örnek! Çok üzücü ve bunu söyleyemeyen, dile getiremeyen çok kadın var maalesef. Ama son durumda Bade boşanma dilekçesini geri çekiyor ve Instagram hesabında aile fotoğrafı paylaşıyor. Bu da yine yuvayı dişi kuş kurar, kurtarır durumu. Bade yine fedakårlık yapıyor ve evliliği, yuvasını kurtarmaya çalışıyor. İnşallah düşündüğü gibi olur ve kurtarır, mutlu olur. Ama ben bunları bir kere yapan erkek hep yapar diye düşünüyorum. Şiddeti bir kere uygulayan erkek her zaman uygular. Yapmayan kişiler tabii ki vardır ama çok az ihtimal.

        Oben BUDAK.: Hakikaten çok üzücü anlatılanlar! Ama ayda 70 bin TL nafaka istenerek boşanma olayı bana proje evlilikleri konusunu hatırlatıyor. Zengin adamın parasını yemek adına proje kurulmuyor tabii, kafanızdaki beyaz atlı prensi karşınızdaki ilk adaya uygulamaya çalışıyorsunuz sadece. Evlenir evlenmez kariyerini hiçe sayıp ben artık evimin kadını oldum kafası çok sağlıklı bir düşünce değil. Sanki zaten evinin kadını olarak yetiştirilmiş de zorla oyuncu yapılmış. Malkoç Bey çalışmayacaksın diye şart koşup iş hayatını bitirdiyse bu 70 bin TL az bile ama Bade kendi kendine durumdan mutlu olarak kariyerini bitirdiğine göre bu ne parası şimdi. Can acıtma parası mı nedir?

        Reşat BALCIOĞLU.: Tarkan-Malkoç Süalp kardeşleri 20 yıla yakın zamandır tanırım. İkisi de sosyetenin playboyları arasındaydı. Malkoç Süalp ile Bade İşcil’in aşk yaşamaya başladığı ilk gün bu ilişkinin kısa süreliği olacağını düşünmüştüm. Bade İşcil ile ilişkisini nikâh masasına taşıyınca “Herhalde bu kez yaş 40 oldu, hayatının kadınını buldu ve nikâh masasına oturdu” diye düşünmüştük. Ama görüyoruz ki öyle olmamış! Henüz bebekleri 1 yaşına basmışken soluğu mahkeme salonunda aldılar...

        Tayfun TOPAL.: Bir kadına yapılması gereken en son şeylerden biri. Çocuğu emzirmeyeceksin, kucağına almayacaksın, sütünü biberona koyacaksın demek çok ağır. Sen bir aile kurmuşsun, bunlar sarf edilecek sözler mi? Bir insan bu raddeye nasıl gelir anlam veremedim doğrusu. Bade’yi sonuna kadar haklı bulduğumu söyleyebilirim. Bade bir de oyunculukta yıldızı parladığı dönemlerde setlerden çekildi. Ama karşı taraf bunun kıymetini bilemedi.

        Bülent İPEK: Malkoç Süalp’in “Çocuğumu emzirmeyeceksin, biberona doldurup dadıya vereceksin” dediği kişi evliliği için mesleğini bırakan oyuncu Bade İşcil. Fazlasıyla Yeşilçam filmi kokuyor. Eğer senaryo değil gerçekse Bade İşcil için çok üzücü. Ve ne yapsalar ağır yara alan bu evlilik sağlıklı biçimde devam etmez. Bu olay, zenginlerle ilişki yaşayan, çeşitli hayaller kuran bazı oyuncular için bir uyarı olur.

        "BAZI ÜNLÜLER EVLENMİŞ OLMAK İÇİN EVLENİYOR"

        Geçtiğimiz haziran ayında görkemli bir şekilde evlenen Ece Erken-Serkan Uçar çifti aradan tam bir geçtikten sonra bu kez boşanma kararı aldı. Bu sizi şaşırttı mı?

        E.Ö.: Hayır şaşırtmadı. Bu konu hakkında bir şey söylemeye gerek yok. Sonun böyle olacağı belliydi ki zaten hiç kimse boşanmak için evlenmez. Ama bu ilişkide durum biraz belliydi. Ortada bir çocuk var ve onun geleceği için çok konuşmamak gerek. Ece anne olmak istedi belli ki ve hemen bir çocuk dünyaya getirdi. Ki ben bir kadın olarak sağlam temellere oturmayan bir evlilik sonucunda çocuk dünyaya getirilmesine karşıyım. Anne ve babası ayrılmış bir geleceği hiçbir çocuk hak etmez. Kadın ve erkeğin iyi düşünerek bu kararı vermesi gerekiyor. Çünkü çocuğun hem anneye hem babaya ayrı ayrı ihtiyacı var. Ama maalesef özellikle bizim Türk insanı kendine çocuk yaptığı için onun geleceğini hiç düşünmüyor.

        B.İ.: Bazı ilişkilerin yürümeyeceğini görmek için aşk doktoru olmaya gerek yok. Ece’nin evliliğinin de çok uzun ömürlü olmayacağını herkes konuşmuştu. Küçük bir bebek varken ayrılmaları üzücü. Ben bazı ünlülerimizde evlilik saplantısı olduğuna inanıyorum. Birbirini yeterince tanımaya fırsat vermeden, ‘evlenmiş olmak için evleniyorlar’ gibi bir izlenim var bende.

        O.B.: Hiç şaşırtmadı. İlk günlerde basına verdiği pozlar, demeçler o kadar yapmacıktı ki, bu evliliğin dosta düşmana karşı yapılmış bir hareket olduğu çok belliydi. Hatta Ece kadar annesi de istemiş olmalı ki her yerde “Damadım da damadım” diye dolaşmalar filan, ortadaki rengi çok belli etti. O yüzden soru şaşırdınız mı ise hayır şaşırmadık. Bence olayı yaşayanlar da sonuca şaşırmamıştır.

        R.B.: Ece Erken’e hiç şaşırmadım, geç bile kaldılar. Daha evlilik kararı verdikleri ilk gün bu evliliğin yürümeyeceği belliydi. Evlenmeden 2 hafta önce bir gece kulübünde kavga etmişlerdi. O gün de Ece Erken, kocasının soyadını sosyal medya hesaplarından silmiş ancak daha sonra ailelerin araya girmesiyle evlilik gerçekleşmişti.

        T.T.: Ece Erken’in Serkan Uçar’la çocuk doğurmak için evlendiğini söyleyenler var ama ben buna katılmıyorum. Her ikisi de bu camiada yer alan düzgün insanlardan. Bu ayrılığın fikir ayrılıklarından ötürü gerçekleştiğini düşünüyorum.

        YAZIN FOTOĞRAFLARI

        Farah Zeynep Abdullah ile güneş kremi süren sevgilisi Gökhan Tiryaki’nin fotoğrafı, geçen haftaya damga vurdu.

        Yaz yine renkli geçiyor. Kimi denizde kimi karada güzel aşk pozları verdi, vermeye devam ediyor. Şimdiye kadar Kıvanç-Başak, Arda-Aslıhan, Farah Zeynep-yönetmen aşkı, Kenan-Sinem, Sinan-Ebru yakalandı. Hangi görüntüyü sevdiniz? Yazın çifti sizce hangisi?

        E.Ö.: Benim çiftim kesinlikle Başak Dizer-Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu-Sinem Kobal. Çok doğal, samimi ve gerçek duruyorlar.

        O.B.: Ben belki öncesini de bildiğim için Başak-Kıvanç ikilisini tutuyorum. İlişkileri ortaya çıkmadan önce de Alaçatı Köyü’nde takılıyorlardı, şimdi de istedikleri yere gidip istedikleri gibi ilişkilerini yaşıyorlar. Gazetecilerden kaçma duygusu bir ilişkiye anca zarar verir. İlişki dediğin şeyin kendi başına bir stresi var, bir de yakalanma korkusunu olaya katarsan eninde sonunda ortamın tadı zaten kaçar. Yakalanmamaya çalışmak da bir başka haber olma yöntemi gibi geliyor bana. Samimi değil.

        R.B.: En beğendiğim çift, güçlü duruşlarıyla Arda Turan ile Aslıhan Doğan’ındır. Sinan Akçıl ve Ebru Şallı’nın da artık kabak tadı verdiğini düşünüyorum. Kıvanç Tatlıtuğ ise klasik yaz pozlarıyla gazete sayfalarını süslüyor. Geçtiğimiz yıl hiçbir projede başarıya ulaşmayan Tatlıtuğ, belli ki bu boşluğu bu yaz gönül işleriyle dolduracak.

        T.T.: Daha çok göz önünde oldukları için Arda Turan-Aslıhan Doğan çifti şu ana kadar yazın çiftidir diyebilirim. Bodrum’da rahat tavırlar sergiliyorlar, fotoğraflarını paylaşmaktan çekinmiyorlar. Bu birbirlerini ne denli sevdiklerinin en net göstergesidir. Arda aşk hayatında olduğu kadar şu an iş hayatında da başarılı. Dünyanın en büyük kulüpleriyle adı anılıyor. Bu arada bizim görmediğimiz daha ne aşklar vardır kim bilir.

        B.İ.: Arda ile Aslıhan Doğan’a ilgi azaldı. Kıvanç ise aşk hayatını kontrollü biçimde dikkatlerden uzaklaştırmayı başardı. Arda Turan’ın aşk hayatı o kadar çok konuşuldu ki magazinin biraz Arda Turan detoksuna ihtiyacı var. Onun hayatında spor-magazin dengesi yeniden kurulmalı. Bence bu yaz Nurgül Yeşilçay’ın doğallığı konuşuluyor. Ünlü kibiri yok. Evini, hatta önünden geçen yolu kolları sıvayıp temizliyor. Nurgül Yeşilçay da bir gün dizi sektörüne ‘E yeter bee’ deyip Nejat İşler gibi Bodrum’a yerleşebilir.

        K.K.: Benim çiftim de Arda Turan-Aslıhan Doğan... Yerli David-Victoria Beckham olurlar mı bilmiyorum. Kenan-Sinem çifti için söylediklerim Arda ile Aslıhan için de geçerli; başarılı bir futbolcu ile hoş bir genç kadın aşklarını doludizgin yaşamayacaklar da ne yapacaklar! Kıvanç-Başak ikilisi ise bize Batılı tarzda bir ilişki nasıl yaşanır gösteriyorlar...

        İSTANBUL'DA DA EL ELE BEKLERİZ

        Sinem ile Kenan aşkını ilk HT MAGAZİN ortaya çıkarmıştı. İkilinin Londra’daki fotoğrafları ilişkinin evliliğe giittiğine bir işaret mi?

        E.Ö.: Ben bu ikiliye bayılıyorum. Sinem Kobal da mutluluğu çok ciddi hak ediyor. İnşallah evlenirler. Ki ben ufukta evlilik görüyorum.

        O.B.: Masada bunlar evlenir mi evlenmez mi diye konuşurken kendimi düğünlerde ailenin gençlerine “Sen ne zaman evleniyorsun bakalım” diye soran sevimsiz teyzeler gibi hissediyorum. İlk biz yazmıştık, ilk bize yalanlamışlardı. Evlenirlerse de ilk biz duyururuz herhalde...

        R.B.: Onlarca genç kız Kenan İmirzalıoğlu’nun peşinden koşarken Sinem Kobal’ın Kenan İmirzalıoğlu ile yeni bir ilişki yaşaması Kenan’ın da aradığı aşkı Sinem’de bulduğunu gösteriyor. Arda Turan’la evliliğin eşiğinden dönen Sinem Kobal, çok yıpranmıştı, çok konuşulmuştu. Ancak belli ki Sinem de daha özverili, daha saygılı, daha mutlu bir birliktelik yaşamak için aradığı mutluluğu Kenan’da buldu. Umarız ikili uzun ve mutlu bir birliktelik yaşarlar. Kenan-Sinem aşkının bu yazın aşkı olacağını düşünüyorum.

        T.T.: Daha önceki masa toplantılarımızda da bu ilişkinin daha ileriye gideceğini söylemiştim. Kenan’ın arabada Sinem ile yakalanmasından bunu anlamıştım. Bir kadın araba sürüyor ve adam yanında oturuyorsa o ikili bir aile olmuştur. Bu yıl içerisinde evlilikleri benim için hiç sürpriz olmaz. Hatta daha ileriye gideyim evlenip çocuk yapacaklarını bile düşünüyorum. Bir süre sonra “Sinem hamile” haberleri çıkarsa şaşırmam.

        B.İ.: Bu kadar ünlü olup, uzun zamandır piyasada düzgün durmaya çalışan Kenan’la Sinem’in mutluluğu fazlasıyla hak ettiklerine inanıyorum. Başka ülke bile olsa dışarıda el ele yürüyorlarsa, demek ki gerçekten güzel bir ilişkileri var. Kenan İmirzalıoğlu 2017’ye kadar ekranlarda olmayacak. Bu dönemde içe döneceğini, hatta aile kurma planları yaptığını tahmin ediyorum.

        K.K.: İki ünlü, bekâr insan umarım Londra’da nasıllarsa İstanbul’da da öyle olurlar... ‘Ün’ denilen şey âşık olmaya, sevdiğinle el ele gezmeye, öpüşmeye Londra’da olduğu gibi İstanbul’da da engel değil...

        BODRUM NEJAT'A ÇOK İYİ GELİYOR

        Dizilerde oynamayacağını açıklayan Gümüşlükspor’a başkan olan ve Bodrum’da kitap satan Nejat İşler kendisine kötülük mü yapıyor?

        E.Ö.: Nejat İşler iyi bir oyuncu. Tabii ki zamanında “Ben dizileri para için yapıyorum” diye bir açıklaması vardı. Zaten sevmeyerek yapıyordu, şimdi de tamamen kendini geri çekti. Ne diyelim, şahsen ben Nejat’ı ekranda seven biri olarak üzülüyorum ama belki bu kararını değiştirir.

        O.B.: Bodrum’dayken Mehmet Erdem ile beraberdim, tatil fotoğraflarına bakarken bir de Nejat İşler ile çekilmiş bir fotoğrafı gördüm. Nejat maşallah onu hatırladığımız çekici haline dönmüş, harika gözüküyordu. Bodrum ona iyi geliyor, orası kesin. Kararına saygı duydum. Nejat İşler bir değerdir, dizi yapmıyor diye unutacak değiliz.

        B.İ.: Nejat İşler kendisine hatta sektöre en büyük iyiliği yapıyor. Dizi piyasası çok iyi para kazandırıyor olabilir ama zorlu koşullarının birçok ünlü oyuncuya tükenmişlik sendromu yaşattığını biliyorum. Nejat, ciddi bir hastalık sonrası bu kararları aldı belki ama artık bambaşka işler yaparak oyunculara çaresiz olmadıklarını gösteriyor.

        R.B.: Nejat İşler bence hayatının en iyi kararını vermiş durumda. Tedavi olduktan sonra hayatında yeni bir sayfa açtı ve çok sevdiği Bodrum’a yerleşti. Belli ki İstanbul’da dostları olsa da sahtekârlıklardan, ikiyüzlülüklerden ve entrikalardan bıkmış ki kendisine yeni bir hayat kurmaya karar vermiş.

        T.T.: Türkiye’de dizi yapmak ruh hastası olmaktan başka bir şey değil. Nejat sağlık sorunlarını geride bıraktı. Gümüşlük’te de yediği önünde yemediği arkasında. Hırsı olmayan da bir adam. Nejat’ın dizilerde oynamaması kendisi için değil sektör için kayıp olur.

        Kadir KAYMAKÇI: Nejat İşler’in yeniden sağlıklı ve mutlu olduğunu görmek oynayacağı bütün dizilere bedel bence... Bodrum’da ‘hayatının en güzel dizisi’ni yaşıyor. Bülent’in de dediği gibi ‘reyting’ denilen acımasız bir çarkın içinde ezilen birçok oyuncuya da hayatın ne olduğunu ve nasıl yaşanması gerektiğini hatırlatıyor.

        MASA'NIN ÜSTÜNDEKİLER

        Oğlu Osman Nejat ve sevgilisiyle tatile başladığı Bodrum’daki yeni evinin tadilatı ve temizliğini bizzat gerçekleştiren Nurgül Yeşilçay.

        Bodrum’a yerleştikten sonra dizilere ara veren, gençleri uyuşturucudan uzak tutmak için futbol okulu açan oyuncu Nejat İşler.

        MASA'NIN ALTINDAKİLER

        Bir eğlence çıkışında görevlerini yaparak fotoğrafını çekmeye çalışan gazetecilere “Yeter artık, bıktık sizden” diye tepki göstererek şaşırtan manken Özge Ulusoy.

        Ünlü oyuncu ve şarkıcıların onlardan daha çok starlığa soyunan, kaprisleriyle organizatörleri, gazetecileri ve yapımcıları bıktıran, bazı basın danışmanları ve menajerler.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ