Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler H. Bunu Konuşuyor Yeşim Büber: Çocuklarım teknede büyüyecek

        HABERTÜRK MAGAZİN

        8 yıldır eşi Mehmet Aksın ile bir teknede yaşayan ve 2 yaşındaki ikizlerini denizde büyüten Yeşim Büber, nasıl bir hayat sürdüğü, çocukların geleceğine yönelik nasıl plan yaptıklarını uzuncorap.com’a anlattı.

        Oyunculuk kariyerine 1996’da ‘Bu Sevda Bitmez’deki ‘Nergis’ rolüyle başlayan Yeşim Büber, toplam 26 televizyon dizisi ve sinema filminde rol aldı. 2006’da görüntü yönetmeni Mehmet Aksın ile evlenmesi hayatında radikal bir karar almasına neden oldu. Aksın, tekne meraklısıydı. ‘Teknede yaşayalım mı?’ sorusuna verdiği ‘Evet’ cevabı üzerine Bodrum’daki teknelerinde yaşamaya başladılar. Tekne hayatını öylesine sevdi ki 2013’te ikizlerini doğurduktan bir gün sonra tekneye geri döndü ve ‘Çocuklarım teknede büyüyecek’ dedi.

        Denizle ilişkiniz nasıl başladı?

        Benim denizde yaşamla tanışmam Mehmet’le başladı. Kendisi dışında hayatıma kattığı en güzel şey tekne. İlk zamanlar teknemiz yoktu, babasının Büyükada’da bağlı 9.40 bir palası vardı. Sık sık onunla çıkar Marmara’da yelken yapardık. Sonra ilk teknemiz Ma’yı aldık. Ve maceramız başladı.

        Ne zamandır ve neden teknede yaşıyorsunuz?

        Hep hayalimizdi teknede yaşamak, yolda olmak. Bu, bir şekilde bize dayatılan biçim ve sınırlara nanik yapmak belki de. Evi kapatıp tekneye taşınalı sekiz yıl oldu. İstediğim an demirimi alıp gidebilme imkânı gerçek bir özgürlük benim için.

        Can Yunus ve Nehir teknede oynamaktan oldukça mutlular.

        Mehmet Aksın, Can Yunus ve Nehir ileteknelerinin motor bölümünde poz verdi.

        Karada yaşanan yıllar için pişmanlık duyuyor musunuz?

        Asla! Kara hayatı kötüdür, deniz hayatı iyidir diye bir şey yok. Sadece hayalini kurduğum bu yaşantının gerçekleşmesiyle mutluyum.

        Anne olmak hayatınızda neler değiştirdi?

        Duyduğum ve tanıklık ettiğim annelik halleri çocuklarım olunca başka türlü hissedeceğimi düşündürmüştü. Bir süre bir şeylerin değişeceğini bekledim. O söylenen ulvi hal gelmedi bana. Annelik bir kimlik olmadı benim için. Neyse ki kadınlığımı annelik üzerinden tanımlamaya ihtiyacım olmadı.

        Denizde ebeveyn olmak bir şeyler değiştirdi mi?

        Elbette. Önceleri seyir halinde iki kaptandık, vardiya usulü giderdik. Ama şimdi bir kişinin sadece çocuklarla ilgilenmesi gerekiyor. Dolayısıyla uzun seyirler çok mümkün olamıyor.

        İkizlerin tek çocuktan ne farkı var?

        Bize tek çocuk hüzünlü gelmeye başladı. Öyle neşeli ki iki çocukla yaşamak. Ama benim için en önemli ve zor olanı adaletli olmak. Hayatımdaki hassas mevzudur adalet. Şimdi iki çocuğun büyümesine eşlik etmek her an adil olmamı gerektiriyor.

        ‘BİR GÜN SONRA TEKNEYE DÖNDÜK’

        Çocuklarınız denizde yaşamaya ne zaman başladılar?

        Tüm hamileliğimi teknede geçirdim. Doğum başladığında da hastaneye tekneden gittik. Ertesi gün çocuklarımızı kucaklayıp teknemize geldik. Hatta kuvvetli bir rüzgâr vardı. Savrula savrula zor binmiştik tekneye.

        Nasıl bir teknede yaşıyorsunuz?

        Daha önce 11 metrelik bir yelkenlimiz vardı. Çocuk yapmaya karar verince daha büyük bir tekneye ihtiyacımız olduğunu düşündük ve uzun süre uygun tekneyi aradık. Sonunda Finlandiya’ya gidip üç ay süren bir yolculuk sonunda 15 metrelik yeni teknemizi Türkiye’ye getirdik.

        Teknede olmanın sevmediğin ya da bezdiren bir yanı var mı senin için?

        Seyahatlerimizde genellikle korunaklı bulduğumuz koylarda demirde kalıyoruz. Karaya çıktığımızda kıyıdan çok uzaklaşamıyoruz. Çünkü rüzgâr kuvvetlenebilir, yön değiştirebilir ya da başka bir tekne üzerimize demir atabilir ve demir tarayabiliriz. Bunun gibi sebeplerle kıyıya uzak yerlere gidemiyoruz. Marinaya bağlanarak mümkün ama pahalı olduğu için tercih etmiyoruz.

        Teknede yaşamak iş hayatınızı etkiliyor mu?

        Aktif çalışmaya devam ediyor musunuz?

        Önceleri çalışmayı bıraktığımız algısı vardı. Ama şimdi ikna oldular. Mehmet, görüntü yönetmeni, daha çok reklam çektiği için kısa süreli çalışmalar oluyor. Ben oyunculuk yapıyorum. Sıklıkla dizilerde yer alıyorum. Çalıştığım zaman İstanbul’da olmam şart tabii.

        ‘DENİZDE YAŞAMAK UCUZ’

        Denizde yaşamak pahalı mı?

        Eğer teknedeki işler için profesyonel birilerine ihtiyaç duyuyorsanız ucuz değil. Bizim gibi her işi kendi yapan denizciler için farklı. Ayrıca tüketimimiz şehir yaşamına göre çok kısıtlı, haliyle daha ucuz bir hayat sürdürüyoruz.

        Çocuklarınız çoğunluktan farklı bir hayat yaşadıklarının farkında mı?

        Diğer yaşantının farkında değiller ama görüyorum ki yaşıtlarına göre çok daha dikkatliler. Vücut koordinasyonları çok gelişkin. Teknede birçok yetişkinden çok daha dengeliler. Ayrıca doğayla iç içe yaşayan her çocuk gibi rüzgâra, güne, aya, hayvanlara karşı çok duyarlılar.

        Çocuklarla birlikte uzun turlara çıkmayı düşünüyor musunuz?

        Biraz onlar belirleyecek zamanlamayı. Şu an uzun seyirlerden keyif almıyorlar. Herhalde bir iki seneye değişir bu durum. Acelemiz yok, kendimizi zorlamak istemiyoruz.

        Sizin gibi yaşamaya niyetlenenlere tavsiyeniz var mı?

        Bence her zaman başka bir alternatif var. Hayatımızdan memnun değilsek sızlanmayı bırakıp neler yapabileceğimize bakmalıyız. Özellikle çocuklu aileler kendilerini mevcut sisteme daha bir mecbur hissediyorlar. Bence ebeveyn mutluysa çocuk da mutlu oluyor. Cesaretli olmalıyız.

        ‘OKULSUZLUĞU BECEREBİLİRİZ’

        Çocuklarınızın eğitimi için planlarınız nedir?

        Mevcut eğitim sistemine hiç inancım yok. Yaşam coşkumuzu öldürmek ve bizi birbirine benzer sistem parçaları yapmak üzerine kurulu bir düzen. Haliyle çocuklarımın en değerli zamanlarını o ruhsuz duvarlar arasında geçirmelerini istemiyorum. Türkiye’de okula gitme zorunluluğu var ama koşulları zorlayıp okulsuzluğu becereceğimize inanıyorum.

        Hayal ettiğiniz eğitim sisteminden söz edebilir misiniz?

        Çocuğun potansiyeline dayalı, onun merakına güvenen bir eğitim düşlüyorum. Yarıştırmanın uzağında farklılıklara saygılı bir öğrenme hali. Ev okulu hatta okulsuzluk. Bence denemeye değer.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ