Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler H. Bunu Konuşuyor 2015 yılının en çok konuşulan magazin olayları

        HT MASA

        HT MASA ekibi geride bırakmaya hazırlandığımız 2015’te yaşanan magazin olaylarını masaya yatırdı. Ayşegül Aldinç’in konuk olduğu yılın son sohbetinde 2016’dan beklentiler de konuşuldu.

        GÜNLERCE KONUŞULAN OLAYLAR

        AYŞEGÜL Aldinç’in yorumlarıyla renk kattığı HT MASA toplantısında Kaan Tangöze’nin Kıvılcım Ural ile yakalanmasından Kenan İmirzalıoğlu-Sinem Kobal aşkına ve Feryal-Kemal Gülman çiftinin 200 milyon TL’lik boşanma davasına kadar magazin basınını günlerce meşgul eden olaylar konuşuldu.

        2015 ÜNLÜLERE YARAMADI

        RENKLİ sohbette ortaya çıkan genel kanı, 2015 yılının ünlü isimler açısından çok da iyi geçmediğiydi. Boşanmalara dikkat çekip “Evliliğin insan doğasına aykırı geldiğini düşünürüm. Özellikle de sanat dünyasında” diyen Aldinç, “2016’da umuda sarılalım” temennisinde bulundu.

        2015 yılının son HT MASA buluşmasına ünlü yıldız Ayşegül Aldinç konuk oldu. Aldinç’in yorumlarıyla renk kattığı sohbette, Kaan Tangöze’nin Kıvılcım Ural’la yakalanmasından Kenan İmirzalıoğlu-Sinem Kobal aşkına, Feryal-Kemal Gülman çiftinin milyonluk boşanma davasından Halil Sezai'nin biten evliliğine kadar yılın en çok konuşulan magazin olayları masaya yatırıldı.

        "2015 PEK DE İYİ GEÇMEDİ"

        EVET biz HT Masa ekibi olarak tam bir seneyi geride bırakıyoruz. Yepyeni bir seneyi karşılamaya hazırız. Bir yıl boyunca magazin dünyasında olan biteni tartıştık, konuştuk ve masaya yatırdık. Bu sefer özel bir misafirimiz olsun istedik. Taksim Gezi İstanbul’da harika bir yeni yıl yemeği yedik, 2015’i değerlendirdik.

        Güzeller güzeli Ayşegül Aldinç onur konuğumuzdu. Sağ olsun bizi kırmadı ve sohbete eşlik etti. İçtenliği, doğallığı ve tabii güzelliğiyle ekibin erkeklerinin aklını başından aldı diyebilirim. Harika bir sohbet sizi bekler. Bu sefer ben yorumları yapmadım. Bir sene boyu olduğu gibi yine gündemi hazırladım ve ekibin moderatörlüğünü üstlendim.

        Bakalım 2015 magazin dünyası için nasıl geçmiş. Yaslanın arkanıza, keyifli bir magazin turuna çıkaralım sizi.

        ESİN ÖVET: 2015 evlenip boşananların senesi oldu. Mesela Serdar Bilgili ve Nazlı Çelik 14 Şubat’ta evlenip üç ay sonra, Naz Elmas ve Emre Kıramer yılbaşı gecesi evlenip altı ay sonra boşandı. Halil Sezai ve Zehra Kaya evlenip aynı gün boşanma kararı aldılar. Aslında hepimiz Halil Sezai ve Zehra Kaya’nın evlenip boşanmasına takıldık en çok.

        AYŞEGÜL ALDİNÇ: Bu ne hız? Demek ki evlilik aşkı öldürüyor.

        BÜLENT İPEK: Eski sevgiliye inat ve nispet için yapılmış evliliklerin çok çabuk bittiği söylenir. Üç evlilik de böyle özellikler taşıyor gibi

        TAYFUN TOPAL: Gel evlenelim, gel boşanalım diyorlar herhalde. OBEN BUDAK: İnsanlar birbirinden çabuk sıkılabiliyor. Hayatımızda bir değişiklik yapıp evlenelim acaba bir şey değişir mi diye düşünüyorlar ama hiçbir şey değişmiyor.

        KADİR KAYMAKÇI: Halil Sezai ile Zehra Kaya’nın önce boşandıklarını öğrendik akabinde evlendiklerini. Evlendiklerini bilmiyorduk, boşanma haberlerini aldık. A.A.: Genel olarak herkesin çok çabuk sıkıldığı kanaatindeyim. Sanal âlem coşmuş durumda. Dikkat ediyorum da çiftler örneğin bir sabah kahvaltısında ellerinde telefonları, birbirleriyle ama birbirlerinden başka âlemlerde takılıyorlar. Bu çok alışıldık bir durum. Ama öte yandan bu, birbirinden sıkılma alameti değil de nedir sizce? Eskiden ‘dost’ tabir edilen ‘öteki kadın’ muhabbeti yerini günümüzde sanal âlem flörtleşmelerinin çokeşlilik konseptine bıraktı. Bir de fotoğraf ‘like’lamak’ durumu var ki çiftlerin kâbusu! Kıskançlıktan partnerinin saçını yolup eline vermek işten değil:) İlişkiler fazla hızlandı.

        REŞAT BALCIOĞLU: Kadınlar her zaman kıskançtır. Sanat dünyasında bu yıl evlenip, boşanmalara baktığımızda çok büyük sürprizler olduğunu söyleyebiliriz. Aşk bir gece de sürebilir on yıl da.

        ‘BİR YASTIKTA KOCAMAK ZOR’

        Olaylı ayrılıklar da yaşanmıyor değil. Mesela Malkoç Süalp ile Bade İşçil gündemi bir süredir meşgul ediyor. Kemal Gülman ile Feryal Gülman. Sonra Ece Erken ile Serkan Uçar’ın ayrılma süreçleri.

        R.B.: Ece’nin evliliği rezalet. Sen kendinden 10 yaş küçük biriyle evleniyorsan, bunu sürdüremezsin. Bunları görünce bir gecede ayrılan Halil Sezai’yi tebrik etmek lazım diyorum.

        T.T.: Evliliklerde yaş fark etmiyor, yaşam biçimi fark ediyor. Evlenmeden önce kimse gerçek düşüncelerini söylemiyor. Evlenmeden önce her konuda birbirlerine gülen çiftler, evlendikten sonra birbirlerine “Hadi lan oradan” diyebiliyor.

        K.K.: Zamanı 100 yıl öncesine kadar daha hızlı yaşıyoruz. Benim annemle babamın 40 yılda yaşadıklarını günümüz çiftleri iki ayda yaşıyor.

        A.A.: Bu devirde bir yastıkta kocamak zor. Bilgi akışının hızına erişemiyoruz. Zaman algımız değişti. Telefonlarla yatıp kalkmaktayız. Bir insanın sabah kalkınca yüzünü bile yıkamadan cep telefonuna yönelmesi alışılmış bir durum. Yavaşlamayı hatırlamak gerek.

        Peki tekrar iki önceki soruya dönüyorum. Evlilik sonrasında kavga, gürültü ayrılanlara...

        A.A.: Kavga gürültülü ayrılık benim kitabımda yer almaz. Dolayısıyla tuhafıma gider hep nasıl bu hale gelinir diye. Bir taraf konuşunca sanırım diğer taraf altta kalmamak adına açıyor ağzını yumuyor gözünü. Eskilerin bir lafı vardır, sükût ikrardan gelir diye. Susarsam suçlamaları kabullenmişm olurum diye düşünüyor olmalılar. Hemen akabinde de inat evliliklerine rastlıyoruz dikkat ederseniz. Kaçı inattan evleniyor onları siz daha iyi bilirsiniz :)

        K.K.: Etraflarında yer alan anne, baba ve arkadaş çevresi olaya gazla girdiğinde hele içinde küçük bir aldatma varsa olay daha da konuşuluyor.

        R.B.: Kemal Gülman-Feryal Gülman boşanması yılın fiyaskosuydu. İhanete uğradım deyip bunun kayıtlarını basına servis eden isim Feryal Gülman’dı. 200 milyon TL’LİK bir tazminat davası açıp kayıtları mahkemeye ve medyaya sunduğu halde hiçbir şey alamadı. Demek ki bizim bilmediğimiz çok başka şeyler var. Demek ki Kemal Gülman karşı argüman olarak öyle belgeler sundu ki, 25 yıllık eşine 200 milyon TL değil, 2 TL bile vermedi.

        ‘TEOMAN’IN EVLİLİĞİNE ŞAŞIRDIM’

        Hep erkeklere hak verilmiyor mu?

        A.A.: Kesinlikle erkeklere hak veriliyor. Buna kafam basmakta direniyor hep. Ama öyle.

        T.T.: Kadınlar servet avcısı pozisyonuna düştü. İlişki bittikten sonra taraflar “Buna nasıl zarar verebilirim” diyor.

        A.A.: Servet avcısı kavramı o kadar eski ve alışıldık ki. Zengin erkeklerle hayatlarını birleştiren tüm hanımların durumunu bu şekilde değerlendiremeyiz şüphesiz. Evet erkekler korunuyor genel anlamda, bu bir gerçek. Tazminatlar da duygusal zararı karşılamak üzere açılıyor görünüşte.

        O.B.: Bu kavgalı gürültülü ayrılıkların biraz kişilerin magazin bağımlılığından da kaynaklandığını düşünüyorum. Haber olmaya bayılan ünlüler olduğu unutulmamalı. Evliliklerini ve boşanmalarını basında kullanıyorlar.

        B.İ.: Bade İşçil ile Malkoç Süalp kavgasında önce Bade’ye hak verdi kamuoyu. Sonra karşılıklı iddialar o kadar arttı ki hem kendileri hem avukatlar hem de basın danışmanları çatışmanın içine girdi. O yüzden birşey söylenemez artık. Ben Teoman’ın boşanmasına şaşırdım. Müziği bıraktı, artık evinin babası olacak beklentisi yarattı. Sonra her şey eskiye döndü. A.A.: Teoman’ın evlenmesine şaşıranlardanım mesela. Onun müziği bırakması konusuna gelince. Müziği sen bırakamazsın, müzik seni bırakır. Bu işler böyle...

        Evlilik kurumu ünlü insanlara uygun değil mi?

        A.A.: Evlilik bazı bünyelerin kolay kabul edebildiği bir müessese değil. Evliliğin insan doğasına aykırı geldiğini düşünürüm zaman zaman. Özellikle de sanat dünyasında.

        K.K.: İmzayı çıkarıp bu olayı aşka indirgersek, bütün şarkılar, romanlar, filmler bize hayatta bir kişiyi bulup onunla mutlu olmamızı telkin ederken doğamıza bu kadar aykırı olması ilginç değil mi?

        A.A.: Evlenmeden önce herkes birbirine en güzel halleriyle sunuyor kendini. Ama aynı evin içerisinde bunun sürmesi pek mümkün görünmüyor. Birbirlerini her haliyle beğenip sevebilmek en ideali tabii. Bunu gerçekleştirebilen çiftlere bayılıyorum. Saygı duyuyorum.

        A.A.: O meşhur photoshop meselesi asıl burada devreye giriyor işte. Ünlülerin fotoğraflarında eleştiri malzemesi yaptıkları photoshop’u kendi fotoğraflarına uyguladıklarında eleştiri konusu olmuyor. Selfie çubukları da uzaktan çekebilme olanağı sağladığından daha şekilli görünmeni sağlıyor. Yakın çekimlerde sumo güreşçisi gibi görünüyor omuzlar malum:)

        T.T.: Ünlülerin ev hallerini sahnedeki halleri gibi hayal edenler var. Kerem Bursin Akmerkez’e gidiyor, kimin umurunda? Bağcılar’a götür herkes etrafını sarar.

        A.A.: Ünlülerin makyajsız resimlerine internet ortamında ne kadar çok tıklanıyor biliyoruz. İnsana “Ne kadar da kötüymüş gerçek hali” dedirtip rahatlama duygusu sağlayabiliyor.

        ‘BOŞANMALAR ŞAŞIRTMADI’

        Ayşegül Hanım az önce Teoman’ın evliliği beni şaşırttı dediniz, başka kim boşanınca şaşırdınız.

        B.İ.: Yeşim Salkım-Hakan Eratik çiftinin boşanması beni şaşırttı. Kutsi, Ece Erken gibi şaşırmadıklarım da var.

        O.B.: Doğrusunu söylemek gerekirse Çağla Şıkel ile Emre Altuğ’a şaşırdım. Bu ikiliye Alaçatı’da hep rastlıyordum, çok tatlı bir aileleri vardı. Yakışan bir çiftti.

        K.K.: Vildan Atasever ile İsmail Hacıoğlu’nun ayrılığı beni şaşırttı.

        R.B.: Bu boşananlardan hiçbirisi beni şaşırtmadı. Baştan beri söylüyorum su testisi su yolunda kırılır.

        T.T.: 2015’te boşananların hiçbiri beni de şaşırtmadı.

        ‘EVLİLİKTE TAHAMMÜL MEKANİZMASI ÖNEMLİ’

        Acaba insanlar evlensinler ama ayrı evde mi yaşasınlar. Ne dersiniz?

        A.A.: Bu yöntemi deneyen insanlar mevcut. Tuhaf geliyor belki; ben de doğal olmaktan yanayım ama öte yandan birbirine hep taze, hoş halinle görünebilirsin. Çiftler aynı evdeyken bile birbirini kontrol ediyor. Gizli gizli telefonları dikizlemeler falan, acaba ne halt karıştırıyor diye. Nerede kaldı ayrı evlerde oturulacak...

        K.K.: Zamanında okumuştum bir İngiliz çift evlenmiş, çocuklar var ama hiç aynı evde yaşamamışlar. Memduh Ün-Fatma Girik, Hülya Koçyiğit-Selim Soydan’a baktığımız zaman ilişkilerinde hep bir devamlılık var. Neden? Çünkü tahammül mekanizması evlilikte çok önemli. Günümüzde insanın o kadar çok alternatifi var ki “Ben seni mi çekeceğim” diyor ve bitiyor her şey.

        "2016'DA UMUDA SARILALIM"

        Peki hadi gelin biraz da yakalananları konuşalım. Bu sene çok yakalanan isim oldu. En son yeni çocuğu olmuş Kaan Tangöze, Kıvılcım Ural’la yakalandı.

        A.A.: Beğenilme arzusu insan doğasında var. Kaan Tangöze insanlara enteresan gelen, beğenilen ve cool bulunan bir erkek. Sahnedeki adamın ne kadar cazip olduğunu da göz ardı etmeyelim. Bunca talep içinde bir erkek buna ne kadar dayanabilir ki? Bir kadın ünlü bir erkekle olmayı tercih ediyorsa ona olan taleplerin rahatsızlığını yaşamaması zor görünüyor. Buna karşın özellikle Yeşilçam geleneğinden gelen erkek sinema sanatçılarının evliliklerinin yıllardır gayet mutlu, mesut yürüdüğünü de hatırlayalım. Eşleri büyük fedakârlıklarda bulunmuş olmalı diye düşünüyorum.

        Reşat sen böyle bir şey yapsan, karın bunu bilip boşanmıyorum dese, aldatmaya devam eder misin?

        R.B.: Ederim.

        Ayşegül Hanım siz boşanır mıydınız?

        A.A.: Havada karada boşanırdım. Aldatan erkeği affetmek ona tekrar yapması için yol açmak demektir. Bir kereye eyvallah dersen arkası gelir.

        K.K.: Belki de gelmez ya bilemeyiz. Ellerini başının arasına alıp durur düşünür.

        T.T.: Bence Seçkin’i aldatmaya devam edecek. Dördüncü viteste gidiyorsa beşe takacak.

        A.A.: Evdeki kadının çantada keklik olma durumu var. Bu arada aldatma eylemini sadece erkeklere yüklemek de haksızlık olabilir. Kadınların doğasında da mevcut zira.

        B.İ.: Ben olsam herhalde pişman olurdum. Burada Nazire Şenlendirici-Deniz Seki durumundaki gibi Seçkin boşanmaya diretecekmiş gibi bir durum seziyorum.

        A.A.: Bu arada sizlerin birileri üzülmesin diye dile getirmediğiniz, görmemezlikten geldiğiniz çok şey olduğunu da tahmin edebiliyorum.

        Kara kutu sizsiniz aslında.

        E.Ö: Evet öyle Ayşegül Hanım ama özellikle evli insanlar hakkında yazarken çok dikkat ediyoruz. Kaan ile Kıvılcım ilişkisini biz aylardır biliyorduk ama fotoğraf olmadan yazmak istemedik. Fotoğrafı arkadaşımız Nuri Altuntaş çekti ve ilk bizde çıktı.

        Peki birer cümle lütfen. Sizce 2016’da kim evlenir?

        T.T.: Kenan ile Sinem benim favorim, evlenirler. Arda-Aslıhan cephesinde de gelişmeler olabilir.

        B.İ.: Mahsun Kırmızıgül avukat sevgilisiyle bence evlenir.

        A.A.: Mahsun Kırmzıgül bence de evlenir.

        K.K.: Benim temennim Kıvanç ile Başak’tan yana, çok yakıştırıyorum.

        O.B.: Ben de oyumu Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer’den yana kullanıyorum.

        R.B.: Arda Turan ve Mahsun evlenir ama Kenan ile Kıvanç kesinlikle evlenmez.

        "USTALAR ESERLERİYLE YAŞIYORLAR"

        Bu sene çok kayıplarımız da oldu. Ustalarımızı kaybettik. Zeki Alasya- Levent Kırca, Kayahan...

        A.A.: Zincirlikuyu Mezarlığı’nın kapısının üstünde ‘Her insan bir gün ölümü tadacaktır’ yazıyor. Moral bozucu kabul, ama gerçek. Doğduğumuz an sonun başlangıcı. Allah’tan bunu her nefes alışımızda hatırlamıyoruz. Aksi takdirde hayat yaşanmaz olurdu. İnsan doğası ölümü hep başkalarına dair bir gerçek gibi algılar.

        Sanatçıların değerini ise yaşarken bilmek fazlasıyla doğrudur. Ama pratikte bu bir temenni olarak kalıyor ne yazık ki...

        B.İ.: Kaybettiğimiz Kayahan, Zeki Alasya ve Levent Kırca gibi isimler sanatlarıyla toplumda karşılığını bulmuştu. Kayıpları çok üzücü. Ama böyle isimler ölünce yok olmaz. Eserleriyle şarkıları, oyunları, filmleriyle yaşayacak olmaları sevindirici.

        T.T.: Bizde önemli kişiler öldüğü zaman onların üstünden rant sağlıyorlar.

        2016 yılı magazin anlamında bereketli bir sene olur mu?

        R.B.: Hayatta her an her şey olabilir, bunun yılı veya zamanı yok. Ülkede mutlu mesutsak güzel günler geçiririz, aşk da yaşarız. Ülke olarak huzursuzsak hiçbir şeyin tadı tuzu yok. Tek dileğimiz daha yaşanabilir bir ülkede hayatımızı sürdürebilmek. Bunu sadece magazine indirgemek bana doğru gelmiyor.

        A.A.: 2015, genel anlamda arzu etmediğimiz gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Magazinel boyutta ise yine ayrılıklar ve şok birlikteliklerle karşılaşabiliriz. Astrolojik tahminlere göre yine genel anlamda 2016’nın çok neşeli geçeceği beklenmiyor ne yazık ki. Fikir birliği etmişçesine olumsuz tahminlerde bulunuyorlar. Bunları duyduktan sonra insanın kapı dışarı çıkmayıp kendini gardıroplara falan kilitleyesi geliyor:) Yine de enseyi karartmadan umuda sarılalım derim.

        K.K.: Sonuçta yıldızlara bakıyorlar hepsi aynı şeyi görüyor. Hande Kazanova da kötü konuşuyordu. Biz ülke olarak beraber eğlenmiyoruz. Noel’de Londra’ya, Paris’e, Prag’a baktığımızda orada duygu birlikteliğini, eşim dostum bana ne aldı heyecanını görüyoruz. Biz bayram geliyor şeker mi ramazan mı diye tartışıyoruz. Kurban Bayramı geliyor hayvan kesilsin mi kesilmesin mi diye tartışıyoruz. Bu korkunç bir şey. Şimdi magazinde de eğlenmiyoruz.

        T.T.: 2016 yılında sanat dünyası daha bir evine kapanacak. Tutmayan dizi oyuncuları eve kapanacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ