Tam zamanı gelmişti

Esin ÖVET / HABERTÜRK MAGAZİN

Gazeteciliğe başladığım günlerden bu yana “İbrahim Tatlıses ve kadınları” haberleri yaptık durduk. Onların fotoğraflarını çektik. İbrahim Tatlıses vurulduğunda bile o kadınlar hastane bahçesinde “Ben daha üstünüm” savaşı verdi. Hatta hastaneye ziyarete giden birçok kişi “Acaba hangisinin yanına otursam” durumu yaşadı. Fakat bir dönem İbrahim Tatlıses’in etrafında dört kadından hep bahsedildi. Derya Tuna, Asena, Damla Buket Çakıcı ve Ayşegül Yıldız. Bu dört kadın tek tek İbrahim Tatlıses’in hayatında çok önemli rol oynadı ve sonra sessiz sedasız yok oldular. En son Ayşegül Yıldız ile evlendi, biliyorsunuz bir kızı oldu İbrahim Tatlıses’in. Şimdi sıra en son anılan isimde. Damla Buket Çakıcı’da. Yani sıra ona geldi derken “Evlenecekler” haberini duyunca “E, tamam sıra geldi, zamanıydı” dedim. Biz Ayşegül Yıldız’ı son durak biliyorduk ama bitmemiş daha. Demek ki olması gerekenler tamamlanmamış. Ne diyelim hayırlısı olsun. Bir yastıkta kocasınlar.

İbrahim Tatlıses evleniyor

ŞU AN HERKES ŞU DURUMDA

-Resim koymazsam bana şimdi laf söyleyecekler.

-Ülkede tuhaf bir sessizlik var korkuyorum.

-Her an F16 jetleri yine tepemizde dolaşacakmış gibi korkuyorum.

-O gece korkunçtu. Sırf bu yüzden doktora gidiyorum. Ruh durumum çok kötü.

-Konserlere devam etmemiz gerekiyor. Yoksa bu sektör duracak ilerlemeyecek.

-Bir hafta geçmesini bekliyorum albümü çıkarmak için. Ortalık o kadar karışık ki ne yapacağımı şaşırdım.

-Uzun süredir sosyal medyaya girmiyorum. Moralim bozuluyor. Zaten açarken korkuyorum.

-Sokakta buluşmayalım evde parti yapalım. Şimdi olmaz sokakta buluşmak. Gören falan olur.

-Bu hafta beş davet geldi hepsi de evlerinde. Gizli, küçük bir davet olacakmış orada çalacağım.

CEM YILMAZ'IN İSYANI

Tam da işte listenin en başında yer alan “Sosyal medyaya bir şey koymazsam laf edecekler” durumundan çıkmamız gerektiğinin kanıtıdır Cem Yılmaz’ın durumu. Daha önce Kıvanç Tatlıtuğ da isyan etti. Ve birçok kişi... Ki bence çok haklılardı. Herkes her an, her şekilde duygusunu yansıtmak zorunda değil. Kimisi içinde fırtınalar kopar, sosyal medyaya resim koymayı bırak, bakmaz bile. Ama bir resim koymuyor diye o kişiyi “İşte bu, suçlu bu. Bakınız böyle yapıyor” diye yargılamak korkunç bir şey.

HERKES NEYİ Mİ MERAK EDİYOR?

Ne Kenan İmirzalıoğlu, ne Tarkan, ne Sezen Aksu, ne Ajda Pekkan. Milletin derdi Kerimcan Durmaz. Kimi görsem, kiminle konuşsam, kime ne söylesem “Ay boş ver sen onları. Kerimcan Durmaz’ı anlat” diyor. Vallahi de billahi de aynen böyle söylüyorlar. Çok uzun süredir Kerimcan ile ilgili birçok şey yazıyorum, çiziyorum. Hatta merak eden insanlar da “Amma yazdın. Yazmayın bu tarz insanları” diyor. Diyor, diyor ama herkesten çok ne yaptığını ne ettiğini onlar merak ediyor. Hem “Takip etmeyin, yazmayın” diyor hem de “Gerçekten o kadar para kazanıyor mu?” diye soruyor. Yani kimsenin başka bir starı merak ettiği yok şu ara. Bu artık iyi bir şey mi kötü bir şey mi siz karar verin. Ve yine bu “Aman takip etmeyin bu insanları” diye burun kıvıranlar “Benim otele çağırsak gelir mi?”, “Acaba menajerine nasıl ulaşırız?”, “Çok para ister mi?” diye konuşuyor. Enteresan bir kısırdöngü anlayacağınız.

DJ'LİK ARTIK CİDDİ BİR İŞ OLDU

Yıllar önce de yazmıştım. “DJ’lik diye bir iş oldu artık ve ciddi bir sektöre dönüştü. İnsanlar bunun eğitimini alıyor ve çok ciddi paralar kazanıyorlar” diye. Ozan Doğulu bile Kenan Doğulu’dan daha çok para kazanıyor. Bir an boş vakti yok DJ’lik yapmaya başladığından bu yana. Şimdi fotoğrafçı Nihat Odabaşı da DJ’lik yapmaya başlamış. Daha doğrusu eskiden de yapıyordu ama artık bunu profesyonel hayata dökmeye karar vermiş ve dersler alıyor. Hatta birçok ana-baba tanıyorum. Eskiden futbolcu olsun, popçu olsun, oyuncu olsun derken şimdi, “DJ olsun bizim çocuğumuz” diyor. Gerçekten tuhaf değil mi? Sadece ben mi şaşırıyorum bu duruma? Ama işte çocuğunun DJ olmasını isteyen ebeveynler var. Artık herkes rahat para kazanmanın derdinde. Kimse zorlanarak para kazanmak istemiyor.