Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Kenan Ece: "Hayat beni yurtdışına doğru sallıyor"

        Kenan Ece, ‘Bakarsın Bulutlar Gider’ adlı oyunla Avusturya’da seyirciyi selamlayacak. İlk kez Almanca oynayacak olmanın heyecanını yaşayan oyuncuyla, Viyana yolculuğu öncesinde buluşup konuştuk...

        ‘Bakarsın Bulutlar Gider’i Avusturya’da oynama fikri kimden çıktı? Süreç nasıl gelişti?

        Oyunu 1.5 sene BO Sahne’de oynadık. Oyunumuzun yazarı ve yönetmeni Özen Yula’nın arkadaşı Ülkü Akbaba seyretmiş ve çok beğendiğini söylemişti. Avusturya’da oyunun tekstini Almanca’ya çevirmiş ve Viyana’da sahnelenmek üzere projelendirmiş. Almanca konuşabildiğim için benim oynamamı istedi. Türkiye’de Selen Öztürk’le oynuyorduk orada Zeynep Buyraç’la oynayacağız. Kendisi Viyana’da yaşayan Türk kökenli bir oyuncu.

        Almanca çeviriyi oynamak nasıl olacak?

        Bazı şeyleri bire bir aktaramıyorsun ama o etkiyi yaratabilecek bir çeviri olmuş. Oyunu çıkarırken canlandırdığım Kaya karakterini şiveyle okumaya başladım. O şive Kaya’yı ortaya çıkarmıştı. Burada onu çıkarmak için başka bir yol izlenecek. Türkçe’sinde dil, karakteri bulmamı kolaylaştırmıştı. Şimdi konuştuğum Almanca’yı karakter için nasıl değiştirebilirim diye çalışacağım. Eminim ki ortaya başka bir adam çıkacak.

        ‘Kendi hikâyelerimizi daha çok anlatmalıyız’

        Bizden bir hikâyeyi başka bir ülkede oynayacak olmak sizi heyecanlandırıyor mu?

        Hem de çok... Hikâyelerimizi yurtdışında anlatabilmek çok heyecan verici. Oyundaki Kaya pazarda hububat tüccarı. Betül Hanım ev kadını. İntihar eden eşi Orhan Bey ise halı ticaretiyle uğraşıyor. Bu insanlar muhafazakâr ve dindarlar. Burada oynarken çok güzel geri dönüşler almıştık. Avrupa’ya çıktığınızda hep bir önyargı vardır ve siz onu aşmak zorunda hissedersiniz. Önyargılarla ilgili bir oyunu Viyana’da sergilemek isabetli olacak. Viyana tiyatro anlamında çok zengin bir şehir. Büyük bir tiyatro seyircisi var. Kendi hikâyelerimizi daha çok anlatmamız lazım. Dışarıda ne kadar çok anlatırsak o kadar anlaşılabiliriz.

        ‘Kendimi gezgin olarak görmeyi sevdim’

        Küçük yaştan itibaren birçok ülkede yaşadınız. Önyargılarla ilgili bir şey yaşadınız mı?

        Kendimi hep gezgin olarak görmeyi sevdim. ABD’de o zamanlar bizi çok tanımıyorlardı. Abuk sabuk sorular gelirdi bilmedikleri için. İrlanda’da Orta Avrupa kadar Türk önyargısı yok. Bir ötekilik vardı ama bununla karşılaştığımda nasılsam öyle devam ettim. Böyle çok da olumsuz bir şey yaşamadım. Amerika’da okurken tiyatro bölümündeki tek yabancı öğrenciydim. Hayatın her alanında, evinde de öteki gibi hissedebilirsin.

        Yurtdışında eğitim aldıktan sonra Türkiye’de zorlandınız mı?

        Bu kez de burada farklı oldum. Artık kendimi ayarlayabilecek noktaya geldim.

        Oyun ne zaman oynanacak?

        Oyun hem Almanca hem Türkçe oynanacağı için prova süresi uzun olacak. 1-20 Kasım arasında 12 oyun olacak. Turne ihtimalleri olabilir ve süre uzayabilir.

        Sinema filminiz ‘Taksim Holdem’ ne zaman vizyona girecek?

        Montajına başlandı. Senaryosunu çok sevdim. Tek mekânda geçiyor. Toplumsal olaylar karşısında bireyin sıkıştığı yeri anlatıyor. Vizyon ve festival tarihleri henüz belli değil.

        ‘Viyana’ya gitmek benim için yeni bir çıta’

        Bu yıl sizi televizyonda görecek miyiz?

        Teklifler geldi ama biz bu oyunu 8-9 ay önce konuşmuştuk. Bu sürede çok düşündüm ve oyunda olmayı kabul ettim. Viyana’ya gitmek benim için yeni bir çıta. Hiç Almanca oynamadım. Hem kendimi geliştirmek hem de bu hikâyeyi orada anlatmak açısından daha ağır bastı.

        2009’da İstanbul’a geldikten sonra 8 dizi 9 filmde yer almışsınız. Kariyerinizden memnun musunuz?

        Ben de seyrediyorum olanları. Japonya’ya gittim, sonra Hasan Karacadağ’ın ‘Cin’ filminde İngilizce oynadım. Bu olanlar bana da ilginç geliyor. Beni nereye götürüyor bilmiyorum ama geldiğimden beri kafamda olan şey buydu. Hangi işi yaparsam yapayım her yerde yapabilmek isterdim. Bu benim hayata dair çıtam. Planlı olmasa da hayat beni yurtdışına doğru sallıyor. Kariyerimden memnunum. Japonya benim için rüya gibiydi. Bütün bunların içinde olmak bana çok şey kattı. Kariyerim maceralı gidiyor ben de eğleniyorum.

        ‘Evlenecek olsak açıklarız’

        Canan Ergüder’le evleneceğiniz haberleri çıkmıştı. Doğru mu?

        Öyle bir şey olsa açıklarız. Şu anda böyle bir şey düşünmüyoruz.

        İki oyuncunun ilişki yaşaması zor mu?

        Aynı lisanı konuştuğun sürece mesleğinin bir önemi yok. Egolar devreye giriyorsa o bir iş ilişkisidir. Böyle bir şey benim için söz konusu olamaz. Onun işi iyi giderse mutlu olurum, kötü giderse üzülürüm.

        İlişkinizi göz önünde yaşamıyorsunuz. Buna özellikle dikkat ediyor musunuz?

        Saklanmıyoruz ama tercihimizi sakin yerlerden yana kullanıyoruz. İkimizin arasında olan şey aramızda cereyan etsin. Özel hayatımız seyirci karşısında olmasa daha iyi olur.

        Neziha KARTAL / HT MAGAZİN

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ