Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Metin Zakoğlu: ‘Bu ülkede kedi sevsen ağlatırsın bu milleti’

        HT MAGAZİN / Neziha KARTAL

        TÜRKİYE’DE evde tiyatroyu başlatan Metin Zakoğlu evde tiyatro fikrinin nasıl çıktığını, yeni projelerini ve Bodrum macerasını HT MAGAZİN’e anlattı.

        ■ Oyunculuk hayatınıza nasıl girdi ve ne zaman başladınız?

        Benim genlerime işlemişti, ben öyle doğdum. Hayatımda başka hiçbir meslek düşünmedim. Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyorum.

        ■ Evde tiyatro nasıl ortaya çıktı?

        Ben tembel bir adamım. İnsanlar bana gelsin istiyorum. Evimin rahatlığına alışığım. Bir evin salonunda bir tiyatro projesi nasıl gelişir dedim. Bir tiyatro deneyi yaptım, tuttu. Şimdi de devam ediyor.

        ■ Evde tiyatroyu izlemek isteyenleri nerede kaşılıyorsunuz?

        Suadiye’de bir evdeyim. Haftanın 7 günü kapılarımız oyun için gelenlere açık. Ayrıca engelli kardeşlerim eğer bana ulaşırlarsa onların evlerine ücretsiz gidip oyun sergiliyorum.

        ‘100 YIL SONRASINA İMZA ATIYORSUNUZ’

        ■ ‘By Zak Kabar’ evden sizi tiyatro salonuna geçirdi. O devam ediyor mu?

        Evet, kendime ait bir tiyatro salonum var. Dubleks sinemalarının içinde 150 kişilik bir kabare salonu o da, evde tiyatro da devam ediyor. Evde tiyatro sadece 20 insanın geldiği gerçek bir evin salonunda hiçbir tiyatro dekoru olmadan yaptığım bir şey. Tiyatroyu tiyatro yapan etkenlerin hiçbiri yok. Ses yok, perde yok, sahne yok... Televizyonda Flash TV açık. Geliyorum onu kapatıyorum, “Size anlatacak daha güze hikâyelerim var” diyorum ve başlıyor.

        ■ Tiyatro dışında sizi dizi ve sinemalarda da görüyoruz. Bu alanların farkı ne sizce?

        Hepsi aynı iş, sadece zamanları farklı. Dizi dediğin mesele ömrünü tüketen bir iştir. Zaten çok az proje kabul ediyorum. Sinema benim en büyük tutkum. Hatta son zamanlarda tiyatronun bile önüne geçti. Çok evrensel bir şey ,100 yıl sonrasına imzanızı atıyorsunuz.

        ■ Film projesi var mı? ‘Saftirikler’ isimli bir sinema filmimiz var. Mart ayında çıkar diye düşünüyorum. Orada çok gariban ama mahallesindeki MS hastası bir çocuğun tedavisi için her şeyi yapan bir adamı canlandırıyorum.

        ‘TV’YE FARKLILIK GETİRMEK İSTİYORUM’

        ■ Sizi hep komedi ile özdeşleştiriyor insan... Ben ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ ile tiyatroya başlamış bir adamım. Çok iyi bir dram oyuncusuyumdur. İçeriği dopdolu dramatik bir filmde oynamayı da çok istiyorum. Komedi çok daha zor. Bu ülkede kedi sevsen ağlatırsın bu milleti. Ancak güldürmek çok daha zordur. Komik tarafımı daha çok kullanıyorum.

        ■ Türkiye’de çok fazla komedi işi yapılıyor. Onları başarılı buluyor musunuz?

        İçlerinde iyi olanlar tabii ki var. Benim başarılı bulmadığım bir film 6 milyon seyirciye ulaşabiliyor. Shakespeare’in bir sözü vardır, ‘Binlerce aptalın sizi alkışlamasındansa bir akıllının beğenmesini yeğ tutarım’ der. Ben işte o bir kişiye iş yapmaya çalışan aktörlerdenim.

        ■ Yeşilçam’ın 100. yılında 100 film çekiliyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

        Nitelik çok önemli ancak 100 film çekiliyor olması da önemli bir gelişme. Ama 100 tane filmden kaç tanesi seyirciye ulaşacak o önemli olan. Kaç tanesi geleceğe kalacak. Ben Türk sinemasının özellikle Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar’dan sonra seyirci açısından büyük gelişme olduğunu düşünüyorum.

        ■ Yeni bir televizyon projeniz var mı?

        Bu işler teklifle alakalı. Televizyonda bir kabare programı yapmak istiyorum. Tiyatroya getirdiğim farklılığı TV’ye taşımak istiyorum.

        ‘HER ŞEY DAHİL tiyatro’

        ■ Bodrum’a yerleşmiştiniz. Geri dönmenizin sebebi nedir?

        Bodrum’da oluşturulmamış bir tiyatro seyircisi var. Bodrum’da modern anlamda doğru düzgün bir tiyatro salonu yok. Sanat anlamında kimse Bodrum’a bir yatırım yapmamış. Hiç olmayan bir şeyi ilk ben yaparsam tutar diye düşünmüştüm. Büyük bir heyecanla gitmiştim oraya ama beklediğim ilgiyi alamadım. Bir oyunumu izliyorlar, ikincisini izlemeye gerek duymuyorlar. Seni görmüş olmaları onlar için yeterli oluyor. Bodrum’da tiyatro yapamayacağını anladığım için şehrime geri döndüm. Anadolu yakasındayım karşıdan beni izlemeye gelen var, Bodrum’da karşı komşum bile gelmedi. Ücreti söylüyoruz “Yemek içmek buna dâhil mi?” diye soruyorlardı. Her şey dahil sistemine alıştıklarından tiyatroyu da öyle sanıyorlar.

        ■ Kariyeriniz için dönüm noktası hangi projenizdi?

        Bir Delinin Hatıra Defteri. Genco Erkal’dan sonra 20 yaşında oynadığım, çok büyük sükse yapan ve beni var eden oyundur. Başarısız olsaydım biterdim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ