Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Özge Borak: "Ata'yla çok önce..."

        HT MAGAZİN / Ömür SABUNCUOĞLU

        Özge Borak, başrolünü Engin Hepileri ile paylaştığı ‘Bana Adını Sor’ adlı filmde, yetimhanede birlikte büyüdüğü bir adama âşık olan ama hislerini açamayan bir kadını canlandırıyor. Borak “Aşk, nerede bulursan oradadır. Her şeyin içinde aşk olabilir” diyor.

        Özge Borak, son dönemin yıldızı en çok parlayan oyuncularından biri. Şu sıralar sinema, tiyatro ve televizyonda başarıdan başarıya koşuyor. ‘Güldür Güldür Show’da güldürüyor, ‘Balım’ müzikalinde dans ettiriyor, yeni sinema filmi ‘Bana Adını Sor’daki rolüyle de izleyecileri ağlatıyor. Kendinden emin ve mağrur duruşunun yanı sıra neşeli halleri onu farklı kılıyor. İstanbul’da havanın buz gibi soğuk olduğu bir günde fotoğraf çekimimizi yaptık ama Özge’nin sıcacık sohbetiyle ısındık...

        Başrolünü Engin Hepileri’yle paylaştığınız ‘Bana Adını Sor’ filmi vizyona girdi. Biraz konusundan bahseder misiniz?

        Beraber yetimhanede büyümüş bir kız ve oğlan var. Kız aşçı, çocuk da piyanist olmuş. Kız çocuğa çok âşık ama çocuk onu arkadaşı ve kardeşi gibi görüyor. Başka bir kadın daha var. Sürprizlerle dolu ve duygusu çok yoğun bir aşk hikayesi.

        Kız sevdiği adama aşkını bir türlü itiraf edemiyor yani.

        Evet, söylemiyor ama arif olan anlar durumu var. Filmi çok anlatamıyorum çünkü sürprizi bozulsun istemiyorum. Sinemada filmi izleyenlerin, “Ben olsam ne yapardım?” sorusunu kendilerine soracakları bir konu var. Zaten yaşanmış ve gerçek bir hayat hikâyesi.

        “Aşk mı, emek mi?” sorusu mu sorgulanacak?

        Evet, sevgi ile emek iç içe geçiyor. İnsanların izledikten sonra, sinema salonundan çıkarkenki duygularını gerçekten merak ediyorum.

        'HER ŞEYİN İÇİNDE AŞK OLABİLİR'

        Peki size göre “Aşk mı, emek mi?’ sorusunun yanıtı ne?

        O yoğunluğu yaşamak gerekiyor. Yaşamadan yanıtlamak çok zor. Hani hep tartışılır ya, “Bir çocuğu büyüten mi yoksa doğuran mı annedir?’ diye. Bu da o tarz bir olay.

        O zaman aşk ne demek?

        Aşk nerede bulursan oradadır. Her şeyin içinde aşk olabilir. Bu bir kalemde de olabilir, bir elmanın içersinde de... Yıldız Kenter’in, ‘Hep Aşk Vardı’ diye bir oyunu vardı. Tıpkı onun gibi.

        Filmin çekimleri ne kadar zamanda tamamlandı?

        3 haftada bitirdik. Çekimler daha çok İstanbul’da, Anadolu Yakası’nda yapıldı.

        Filmde yağmur altında çektiğiniz sahneler çok konuşuldu.

        Zor koşullar da oldu sanırım. Yağmur sahnesi Anadoluhisarı’nda çekildi, orası güzel havada bile serin olan bir yer. Çok üşüdüm. Yönetmenimiz sahneyi hiç seyrettirmedi. Ben de herkesle birlikte galada izledim.

        Kaç saatte çektiniz o sahneyi?

        4 tekrar yaptık sanırım. Ekip çok hızlı hareket etti. Aynı kıyafetlerden bir tane daha vardı. Tamamen kuruyup, bir daha çektik. Islak ıslak, soğuk havada, çok zor bir çekim oldu. Hemen havlu ve polar battaniyeler getirdiler sağolsunlar.

        ‘SAHNE BİTİNCE ÇOK AĞLADIM’

        Hastalandınız mı?

        “Bugün hastalanmazsam bir daha hastalanmam” dedim ve hakikaten de hastalanmadım. Hasta oluyormuş gibi oldum ama olmadan atlattım.

        Duygu olarak sizi yoran sahneler oldu mu?

        Çok. Duygusu çok yüksek sahneler vardı. Hikâyenin gerçek olduğunu bildiğim için, kendimi o kişinin yerine koydum ve durduramadım. Sahne bittikten sonra çok ağladım.

        ‘Saçımda boya yok’

        Sizi çok zayıflamış gördüm. 34 bedene mi düştünüz?

        Bazı pantolonlarda evet. O kadar çok koşturuyorum ki evde bırakın yemek yemeyi, saçımı tarayacak zamanım yok. Öğün sayısı 2’ye düştü. Kim kolumdan çekerse oraya gidiyorum, o arada da biri bir şey verirse yiyorum.

        Cildinizin güzelliği merak ediliyor. Sırrı ne?

        Yüzüme nemlendirici olarak sürdüğüm kremlerin içeriğine bakıyorum. İçinde en az madde olanı alıyorum.

        Hiç kısa saç kullandınız mı?

        Küçük bir kız çocuğuyken kulağıma kadar, kısacık olmuştu. Şu anda aslında en kısa olan dönemlerden birindeyim. Katlı bir kesim var. Bu arada saçımda hiç boya yok. Bir kere bile boyamadım.

        Gerçekten hiç mi boyatmadınız?

        Dur yalan söylemeyeyim. Şakaklarımdaki beyazları saçımla aynı renge boyatıyorum. Yaşlanıyoruz artık. (Gülüyor) Onun dışında hiç boyatmıyorum.

        'GENEL OLARAK KENDİMİ SEVERİM'

        Saçınızdaki ilk beyaz teli gördüğünüzde endişelendiniz mi?

        Yok ya, nasılsa olacak. Bende çok yok zaten. Belli bir bölgede toplanıyor. Onun da üstünü kapattırıyorum.

        Yaşlanmak sizi korkutuyor mu?

        Anneme baktıkça her yaşın güzel olduğunu görüyorum ve korkmuyorum.

        En beğendiğiniz yeriniz neresi?

        Bilmem. (Kahkahalar) Ben genel olarak kendimi severim ama öyle ukalalık derecesinde değilimdir.

        En iyi ve en kötü huylarınız nedir?

        Pratiğimdir, hızlı çözüm bulurum. Kötü huyumsa kararsız olmak. Başkasına seçerim ama konu kendim olunca saatlerce giysilerime bakıp “Bugün ne giysem?” dediğim oluyor.

        "ATA'YLA YENİ FİLMİ ÇOK ÖNCE KONUŞMUŞTUK"

        Ata Demirer, önümüzdeki yıl çekimleri Bursa’da yapılacak olan yeni sinema filminde sizin de oynayacağınızı söyledi. Doğru mu bu?

        Çok önce konuşulan bir şeydi. Olursa konuşuruz tabii. Net bir şey yok şu an.

        Ata Demirer’in ‘Niyazi Gül Dört Nala’ adlı filminde Şebnem Bozoklu’nun oynadığı rolün sizin için yazıldığı iddia edilmişti. Bu doğru mu?

        Ben o filmde yoktum.

        Hayatta kendinize koyduğunuz hedef ne?

        Her zaman yaptığımın üstüne bir tane daha koymak isterim. ‘Balım’ın provalarında “Başka hangi müzikali oynarız? Yurtdışına açılır mıyız?” sorularını kendime sormaya ve araştırmaya başladım.

        Her rolü oynar mısınız?

        Oyuncuyum, “Oynamam” diyeceğim rol yok.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ