Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Yosi Mizrahi: ‘Dizileri küçümsemek, ekmek yediğin kaba pislemektir’

        HT MAGAZİN / Neziha KARTAL

        Fotoğraf: Mija Ramö

        18 Eylül’de vizyona girecek olan ‘Detay’ filminde başrol oynayan Yosi Mizrahi, film için “Festival kafasında bir iş oldu ama seyirciyi her on dakikada bir sürprizle şaşırtacağız” diyerek iddialı konuştu. Psikolojik-gerilim türündeki filmi tek mekânda ve sadece geceleri çalışarak çektiklerini söyleyen Mizrahi, filmde asıl sürprizin yıllardır komedide gördüğümüz Necmi Yapıcı’nın karakteri olacağını belirtti. Ünlü oyuncu gişe konusunda gerçekçi olduklarının ve Türkiye’de komedi dışındaki türlerin iş yapamadığının altını çizdi.

        ‘Detay’ nasıl bir film, seyirci neler bulacak?

        Bu bir psikolojik gerilim filmi. Türk seyircisinin çok alışık olduğu bir iş değil. Senaryo sürecinde bulundum ve işin doğuşundan beri biliyorum. Çok çalıştık ve lezzetli bir iş çıktı.

        İsmi neden ‘Detay’, hayatın hangi detayını göreceğiz?

        İsminin neden Detay olduğunu ancak izleyince anlayacaksınız. Filmde hayata dair çok küçük detayları konu alıyoruz. Hayatımızdaki küçük detaylarda nasıl boğulduğumuzu ve o detayların aslında hayatımızı yönlendirdiğini anlatıyoruz. Bir de tek isim olmasını çok istedik. Tek ve vurucu olmalıydı.

        Filmde nasıl bir hayatı anlatıyorsunuz?

        Film günümüzü anlatıyor. Şu an hepimizin bağımlı olduğu sosyal medyanın ve cep telefonlarının hayatı nasıl değiştirdiğini anlatıyoruz. Hepimizin gözetlendiği, hiçbir özelimizin kalmadığı bir hayatı yaşıyoruz. Filmdeki Taner’in ‘Doğru düzgün adam olacaksın, öyle küçük sırların olmayacak’ sözü aslında filmin özeti. Sosyal medya temelinde, aslında kontrol manyağı bir adamı anlatıyoruz. Filmin her on dakikada bir yeni bir şey öğrenip şaşırtıyoruz. Film tek mekânda ve bir gecede geçiyor.

        Türk izleyicisi televizyonda seyrettiği dramı neden sinemada seyretmiyor?

        Çünkü televizyon bedava. Seyircinin biraz gülmeye ihtiyacı var. Sinema veya tiyatro için insan emek harcar, vakit ayırır. Televizyon ayaklarına gelir. Türkiye’de algılar gülme ve eğlence üzerine kurulmuş. Çünkü gündemi çok karışık, çorba gibi bir ülkede insanlar gülmek istiyor. Başarılı işlerle seyirciyi bizim alıştırmamız gerekiyor.

        Dizi, tiyatro ve sinema. Oyuncu olarak her üçünde de projeleriniz devam ediyor. Üç kulvarda da olmak zor olmuyor mu?

        Oyunculuğu üçe ayırmıyorum. Oyunculuk bir bütündür. Dizileri ne kadar fazla insana ulaştırırsam, yapacağım oyunu daha fazla insana ulaştırabilirim. Dizileri, seyirciyi tiyatroya çekmek adına yapıyorum. Dizi oyunculuğunu ve dizileri küçümsemek, ekmek yediğin kaba pislemektir. ‘Beğenmiyorsan yapma’ derler adama. Hem o parayı alacaksın, hem egon beslenecek ki bunu hiçbir oyuncu inkâr edemez, hem de bu işi sadece parası için yapıyorum diyeceksin. Yapma o zaman.

        Çekimler nasıl geçti?

        İlginçti, gerçek mekân kullandık ve hep gece çalıştık. Her gece işe gelip gün ışıyana kadar çalışıp ayrılıyorduk.

        ‘HAYATTA UCUZ DERS YOKTUR’

        ‘Detay’ kötü karakterin başrolde olduğu bir iş. Bu seyirciyi uzaklaştırmaz mı?

        Birinin kötü olması adamdan nefret etmemize sebep olmuyor. Adam dönemin adamı, yalancı ama nefret etmiyoruz. Diğer türlü seyirciye de sıcak gelmezdi. Taner’in şeytan tüyü var, kötü olduğunu bilsek de nefret edemiyoruz. Hayatınızı yaptığınız seçimler belirler. Bazen doğruyu değil yanlışı seçmek insana daha çok şey kazandırır. Bu film biraz bunun kafasında. Yanlışı seçerek neyi yapmamam gerektiğini öğreniyorum. Biraz pahalı bir ders ama hayatta ucuz ders yoktur. Gecenin başında kutlama yapılırken sabaha karşı bitmiş bir adamı görüyoruz.

        Filmden beklentiniz nedir?

        Gişe konusunda gerçekçi davranıyoruz. Bu ülkede en fazla iş yapan filmlerin komediler olduğunu hepimiz biliyoruz. Ne aksiyon ne dram milyonu görüyor. Seyrettikten sonra ‘Çok festival kafasında mı olmuş’ diye kendimize de sorduk. Bu söylemden seyirci korkmasın. Keyifle seyredilecek bir film var ortada.

        Tiyatroda hangi oyundasınız?

        Tiyatro benim asıl arenam. Ama çok fazla oynayamıyorum. Geçen yıl ‘Beyaz Fil’ isimli bir oyun yaptık. Fransa ve ABD’de oynanıyor. O da enteresan bir iş oldu. 60 dakika tek perde ve bir psikiyatri kliniğinde geçiyor. Psikiyatri kliniğinin müdürünü oynuyorum. Şişli Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda eylülde yeniden başlayacağız. Kafalarda başka pencereler açacak bir iş. Bu yıl Cem Yılmaz’ın filmi ‘Ali Baba ve Yedi Cüceler’ filminde de yer aldım.

        ‘Sherlock Holmes kafasında biriş’

        ‘Filinta ’ dizisi nasıl gidiyor?

        O aslında Sherlock Holmes kafasın da bir iş. Çizgi roman tadında bir dizi yapıyoruz. Çekimlerine başladık. Bu sene Rıza Kocaoğlu ve Berrak Tüzünataç da kadroya dahil oldu. Bu sezon aksiyonu bol bölümler olacak. Orda da Esat Paşa’y ı canlandırıyorum. Güce tapan ama çok da becerikli olmayan, alt tabakadan gelip en büyük hayali sadrazam olmak olan bir adam.

        İlk başlar da dizinin reytingleri çok iyi gelmemişti ve kaldırılacağı konuşuluyordu. Devam etmenizi ne sağladı?

        Biraz kötü başladık. Bizden önce ‘Diriliş’ başladı. O başladığı günden beri zirveye oynadı. Bundan dolayı biz başarısız göründük. 4. bölümden sonra açıldık.

        Dördüncü bölüm de ne oldu?

        O bölüm aksiyonu bol çok kaliteli bir bölümdü. Sonra AB grubun da ilk beşe oynadık. TRT yönetimi de ‘AB’yi iyi tuttuğunuz sürece sıkıntı yok’ dedi ve yola devam ettik.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ