Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Aydın Kurtoğlu: "Köpek balıklarının olduğu bir havuz"

        HT MAGAZİN / Arif HÜR

        FOTOĞRAFLAR: Birkan SEMERCİ

        Geçtiğimiz günlerde ‘Hayırlı Günler’ adlı single’ı ile dinleyicileriyle buluşan Aydın Kurtoğlu müzik piyasasını bir havuza benzettiğini söyledi.

        MÜZİK sektörüne hızlı bir giriş yapan Cengiz Kurtoğlu’nun oğlu Aydın Kurtoğlu ile Osman Yağmurdereli Sanat Atölyesi’ndeki ofisinde buluştuk. Kendisiyle çıkardığı maksi single’ları, müzik camiasını, eski-yeni sanatçıların durumunu ve geleceğe yönelik hedeflerini konuştuk.

        Geçtiğimiz yaz çıkardığınız ‘Köle’ adlı maksi single’dan sonra bu kez ‘Hayırlı Günler’ adlı maksi single’ı çıkardınız. Geri dönüşler nasıl?

        ‘Köle’, ‘Yana Yana’ ve ‘Hayırlı Günler’ adlı şarkılarımıza gelen tepkilere baktığımız zaman beklentilerimiz doğrultusunda bir çıkış yaptığımızı söyleyebilirim. ‘Köle’nin bu kadar ses getirmesinde düzenlemeyi yapan Serkan Balkan’ın payı yadsınamaz. Şu an ‘Hayırlı Günler’, ‘Köle’ye oranla bir adım daha önde duruyor.

        Köle şarkısı Youtube’da 4 milyonun üzerinde tık aldı. Bu rakamı bekliyor muydunuz?

        4 milyonu beklemek ne kelime, daha fazlasını bile bekliyordum. Eğri oturup doğru konuşalım, şarkı gerçekten güzel. Normalde mütevazı bir insanım ama bu konuda mütevazı olamayacağım. İçerisinde barındırdığı sözler nedeniyle geleceğe kalacak cinsten olduğunu düşünüyorum.

        Bu gazla yeni bir çalışma gelebilir mi?

        Bir çalışmam piyasaya girdiği zaman zulada sakladığım diğer çalışmanın hazırlıklarına başlarım. Önden gitmeyi ve çalışkan olduğumu söyleyebilirim. Temmuz ayında ‘Köle’nin kıvamında tekli hareketli şarkı çıkaracağım. Sonbaharın başlarında ise slow ağırlıklı 4-5 şarkıdan oluşan bir maksi single çıkaracağız gibi duruyor.

        "MEZELİK BİR ADAM DEĞİLİM"

        Birçok insan sizin Cengiz Kurtoğlu’nun oğlu olduğunuzu bilmiyor...

        Şarkılarım biliniyor, tıklanıyor ama beni tanımayan o kadar çok insan var ki. Mesela bir televizyon programına katıldığım veya sokakta dolaştığım zaman adam bana “Köle şarkısı çok güzelmiş” diyor ama şarkıyı seslendirenin ben olduğunu bilmiyor.

        Neden böyle?

        Bunun ana nedeni çok fazla ekranlarda olmamam. Yeri geldiğinde ekranlara da çıkacağız ama daha çok müzisyenliğimle adımdan söz ettirme gayreti içerisindeyim. Bu müzik piyasasında bir yaptığınız iş konuşulur bir de yaptığın işi kimse bilmez ama tanınırsınız. Ben yaptığım işlerin konuşulmasından yanayım. Yaptığı iş belli olmadan konuşanlardan olmak hiç istemedim, istemem. Gerçek bir müzisyen yapığı işin milyonlarca kişiye ulaşmasını ister. Kendinin konuşulmasını ve reklamını da ikinci plana koyar. Zaten benim magazin basınına meze olacak bir tarafım yok. Mezelik bir adam değilim.

        Siz evlisiniz ama birçok kesim bunu da bilmiyor...

        Evli olduğumu söylemede bir beis görmüyorum. 4.5 yaşında bir oğlum var.

        Müziğe adım atmadan önce turizm sektöründeydiniz. Müzisyenliğe geçişte ‘Veliaht’ adlı ses yarışması sizin için bir kırılma mıydı?

        Oldum olası içimde müziğe karşı bir sevda vardı. Aslında müziğe doğuştan beri kaymıştım. Ancak babam ilk dönemlerde bu sektöre girmeme hiç sıcak bakmadı. Babam sektörün zorluklarını bildiği için onun sözlerine kulak astım ve bu sevdada diretmedim. İçimdeki müzik savaşı, ateşi bundan 3 yıl önce babamla katıldığımız Veliaht yarışmasında mutlu sonla noktalandı. Bu benim kariyerim açısından kırılma noktasıydı.

        ‘DESTEĞİ YOK KÖSTEĞİ VAR’

        Müziğe yönelerek ‘Babamın yardımıyla daha kolay köşeyi dönerim’ diye düşündünüz mü?

        Asla bu tarz bir düşünce içerisine girmedim. Tam tersine “Keşke babam hiç tanınmamış biri olsaydı da ben de öyle bu sektöre girseydim” dedim. Bu yorumuma, şarkılarıma ve ekibime güvenmekten kaynaklanıyor. Babamın üzerinden prim yapıp bir yerlere gelme düşüncem yok. Eğer olsa az önce dediğim gibi şarkıları söyleyenin kim olduğunun bilinmemesinin yanı sıra Cengiz Kurtoğlu’nun oğlu olduğum da bilinmiyor. Demek ki ben babamın yardımıyla, kudretiyle bir noktaya gelmemişim demektir.

        Babanızın desteği yok mu?

        Babamın desteği yok kösteği var. Manevi desteğini bir kenara bırakacak olursak benim Cengiz Kurtoğlu’nun oğlu olarak dünyaya gelmiş olmam ve onun mesleğini yapıyor olmam bana avantaj değil dezavantajdır. Bir de pop değil de onun tarzında müzik yapıyor olsam bu sefer bazı çevreler bizi yarış atı gibi yarıştırıp karşılaştırmalar yapacaktı.

        "BABAMLA DÜET KAÇINILMAZ"

        Yakın bir dönemde Cengiz Bey ile bir düet yapacak mısınız?

        İlk önce bu sektörde tam anlamıyla Aydın Kurtoğlu olmalıyım. Daha bir 5-10 yılı var ama babamla bu düet tabii ki olmalı, kaçınılmaz.

        Yonca Evcimik’le yaptığım röportajda “Bazı genç sanatçılar çabuk tüketilen eserler yapıp parsayı toplamak derdinde” dedi. Sizin böyle bir derdiniz var mı?

        Yonca Hanım’ın bu dediğine harfiyen katılıyorum. Kalıcı şarkılar üretme konusunda bir sıkıntı var. Televizyonda müzik kanallarını açtığınız zaman birbirine benzer şeylerin döndüğünü görebiliriz. 90’lar çocuğu olarak 90’lara damga vurmuş sanatçılardan da güzel şeyler bekliyoruz. Yeni isimler çok tüketilen şarkılar yapıyorlar ama eskiler de eskisi gibi yapamıyorlar. Son bir yılda yaptığım bu şarkıların geleceğe kalacağını düşünüyorum. Ne varsa eskilerde var derler ama biraz da gençlere bakılsın derim.

        Biraz daha açar mısınız?

        Müzik piyasasına yakın bir zamanda girdim ama şunu gördüm: Burada bir havuz, içerisinde de onlarca köpekbalığı var. Genç müzisyenler de yeni single’larıyla tek başlarına bu havuzun içerisine balıklama atlıyor. Bu havuzda yırtıcı ve donanımlı olanlar her türlü yüzebiliyor. İyi bir işin olmasa burada yok hükmündesin ama iyi bir işin olsa bile bir didikleme söz konusu olabiliyor. Benim açımdan müzik piyasası içerisinde köpekbalıklarının olduğu bir havuz

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ