Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Şeyla Halis Çiçekdemir, nasıl kilo verdiğini anlattı...

        HT MAGAZİN/Güneş AKSÜS

        Siz onu televizyondan tanıyorsunuz. Dizilerin ve sinema filmlerinin en sevilen yüzlerinden biri o. Aklıma ismi geldiğinde yüzümde gülümseme oluşturabilecek enerjideki oyunculardan. Bu enerji ekrandan evlerimize kadar giriyor. Sevgili Şeyla Halis Çiçekdemir’den bahsediyorum. Onu bildiğimden beri kilosu fazlaydı. Sonra tam 22 kilo verdi ve vermeye devam ediyor. Çok merak ettim nasıl zayıfladığını, bana her şeyi anlattı. İşte yaşadığı büyük değişimin ayrıntıları...

        ‘ZAYIFLAMAYI PROJE GİBİ GÖRÜYORDUM’

        Zayıflamaya nasıl karar verdin?

        Aslında karar vermedim, sadece bir kafa değişimi yaşadım. Bilgisayardaki programı değiştirdim. 10 ay önce annemi kaybettim. Ondan sonra başladı kafa değişimi.

        Daha önceki diyet denemelerin nasıldı?

        Binlerce kez denedim. Bu güne kadar diyetisyenlere ve spor merkezlerine verdiğim parayı biriktirseydim şimdi yalıda oturuyordum. (Gülüyor)

        Sürekli başa dönüyordun ve yarım kalıyordu diyetler öyle değil mi?

        Evet. Bir dönem 10, bir dönem 15 kilo verdim. Biraz kilo verdikten sıkılıp bırakıyordum çünkü kafayı değiştiremiyordum. Hep bir hedefle giriyordum hikâyeye, “Şimdi diyetisyene gidip 10 kilo vermeliyim” diyordum. Kafamda baskı vardı. Zayıflamayı iş gibi, proje gibi görüyordum. Aslında oyuna hazırlanan, karakter yaratan, rol çıkaran insana kendini yaratmak daha kolay gelmeli. Sen seninle uğraşıyorsun. Oyunculukta kendinden bir başkasını çıkarabiliyorsun. Kendimle uğraşabilirmişim ama demek ki kafam o anlamda kilitliymiş. Biraz geç oldu ama bunu fark ettim ve “Kilo vermiyorum ben, derdim bu değil. Benim derdim sağlıklı bir yaşam sürmek” dedim. Sağlıksız bir aileden geldim. Babamı kalpten annemi kanserden kayebettim. Kendi sağlık sorunlarım var ve artık bir kızım var. “Onunla ne kadar sağlıklı vakit geçirebilirim?” diye düşünmeye başladım. Annemi kaybedince, aile büyüğü olarak kimsenin kalmaması duygusu beni etkiledi. “Tamamen yalnızsın ve ayakta durmak zorundasın” duygusu geldi. Ağlaya ağlaya nereye kadar? Bunu hissettiğim an kafamın değişim anı oldu. Aslında ben diyet yaparak kilo vermedim. Ben karar verdim.

        ‘BASİT BİR SİSTEM KURDUM’

        Ne yaptın peki?

        Hayatımdan fast food’u çıkararak, çok yiyip zarar görüyorsam artık fazla yemeyerek basit bir sistem kurdum.

        Nasıl sürdürülebilir kıldın bu basit sistemi?

        Biz Tiyatro Kılçık’ta prova yaparken “Bir de şunu deneyelim, bir de böyle oynayalım” deriz. Yönetmenimiz en sonunda “Arkadaşlar ilk yöntem doğru yöntemdir. İlk akla gelen doğru mantıktır” der. Doğru rol çıkar birden.

        Bu mesleklerimizin ortak noktası o zaman.

        Biz de de yeni yöntemler, yeni tarzlar, popüler diyetler var ama aslında gerçek tek ve belli. Kişiye göre değişen kısımları var sadece... Evet, kişiye göre değişen kısımlar kişilerin sağlık problemleri. Onun dışında hikâye değişmiyor. Örneğin benim hipoglisemim var. Kan tahlilleri, hormonlar, hepsine göre diyetler ve tedaviler içindeydim. Farklı diyetler denedim ama olmadı. Eskiden çok yediğimde anneme “Anne çok yedim” diye ağlayıp sizlayabilirdim.Şimdi öyle bir şey de yok. Ağlayıp sızlayabileceğim biri olmadığı için kendime “Ya ağla acı gerçekle yüz yüze gel ya da ağlama opsiyonunu ortadan kaldır” dedim. Her insanın güçlü ve güçsüz olduğu zamanlar vardır. Güçlü ve güçsüz yönlerimizi bilirsek bunları fırsata çevirebiliriz. Geçenl akşam ben bunun bir örneğini yaşadım. Öyle bir yedim ki anlatamam!

        ‘YASAK DEDİĞİN AN KİLO ALMAYA BAŞLIYORSUN’

        Neden yedin o kadar ?

        Çok acıktım ve “Patates kızartması yapsam” dedim.

        Ve sonra gerisi geldi...

        Evet. Kilolarca patates kızartması yiyebilirim. Patates kızartması kilo aldırmıyor, gerçekten... Tabii önünde ve ardında ne yediğin ve ne kadar yediğin çok önemli.

        Evet! Bu her şey için geçerli. Mesela sence en çok ne kilo aldırır?

        Çikolata.

        Peki aldırmadığını söylesem...

        Evet aldırmıyor. Ben her gün çikolata yiyorum ama az yiyorum, bitter yiyorum. O gün başka ne yedin, kaç adım attın? Bunları ayarayınca kilo almıyorsun. Yasak dediğin an zaten kilo almaya başlıyorsun.

        "121 kiloydum son ayda 99'a indim"

        Hamilelikte kaç kilo almıştın?

        Benim hamileliğim biraz sıkıntılı geçti. 9 ay kustum ve 15 kilo verdim. Doğumdan 1 yıl sonra “Yemek yemeyi çok özledim” diyerek çok fazla yedim. Bir anda 120 kilonun üzerine çıktım ve uzun süre orada kaldım. Krep arası çikolata, poğaçalar, açmalar yiyordum o ara. Ben yemeklerimi kendim yaparım. Evde çeşit çeşit yemeğim olsa da “Fast food mu söylesek?” diyordum. 2 günde bir dışarıdan yemek istiyordum. n Bunu kesince ne fark etti? Maddi manevi bir fark oldu, böyle bir fark olamaz! Fast food’u kestiğim an kilo vemeye başladım. Biz sette çok düzensiz saatlerde yemek yiyoruz. Evde pişirdiğim yemekleri sete götürmeye başladım. Sefertasıyla gittim sete. Bu bana o kadar iyi geldi ki. Et, pilav, salata, fasulye, bildiğin ev yemeklerini her gün düzenli tüketince zayıfladım. Ayda bir de mutlaka 1.5 porsiyon iskenderimi yedim, yanında kolamı içtim. n Kaç kilo verdin peki? 121’den 99 kiloya indim. Doğumdan 1 yıl sonra 120’yi geçmiştim. Sonra 113’e indim yavaş yavaş. Son 9 ayda da 99 kiloya indim.

        ‘Pizzadan, iskenderden korkmayın!’

        Bir günün nasıl geçiyor? Neler yiyor, nasıl besleniyorsun?

        Sabah mutlaka kepek ekmeğine kaşarlı tost yer ve çay içerim. Evden sete yemek götüremediğimde öğlen 1.5 porsiyon döner yiyorum. Soslu döner ve altındaki ekmeği seviyorum. Artık soslu ekmeğin yarısını bırakıyorum. Çok şeker kullanıyordum, çaya-kahveye 4 şeker atardım, şimdi 1’e düşürdüm. Yasak yok beslenmemde! “Yasak” dersem daha çok şeker koyasım geliyor mesela. Aralarda da kuruyemiş, badem, üzüm yiyorum. Akşam başka bir şey yemiyorum. Canım çektiğinde yanında salatayla sadece 2 dilim pizza da yiyorum. Ama çok sık yapmıyorum bunları.

        Sabah börek, akşam pizza değil yani.

        Hayır tabii ki. Canım ne zaman isterse ama çok sık değil. Daha önce gittiğim bir diyet doktoru “Evde sadece benim yemeklerimle kilo verebilirsin ama dış dünyaya çıkınca geri alacaksın” demişti. Beni dışarıda yemekten korkuttu.

        Kendine diyetisyenim diyen ama gerçek diyetisyen olmayanlardandır...

        Evet. Ben dışarıda ve evde canım ne isterse yiyerek halletim işte! Korkmaya gerek yok. Pizzadan, iskenderden korkmayın. Ye ama az ye! Neden korkutuyorsunuz ki? Üremek, hayatta kalmak ve karnımızı doyurmak için yaşıyoruz. Neden korkayım yemeklerden? Zaten hayat yeterince kötü, her an bir savaş var. Bu zorluklar içinde niye bir de “Onu yeme, bunu yeme” diye stres oluşturuyorsunuz? Yemek yemek nasıl kötü olabilir ki? Korkarak olmaz bu iş. ‘Pizzadan, iskenderden korkmayın!’

        Benim hep mutlu, keyifli zayıflama diye anlattığım sistemi uygulamışsın. Demek ki elinde listeyle gezmeye gerek yok!

        Aynen öyle! Arkadaşlarım hâlâ “Hedef kaç kilo?” diye soruyorlar. Bugün bırakıp, yarın tekrar başlayabilirim. Hedef diye bir şey yok benim için. Yürüyüşten, spordan nefret ederdim. Yürümeyi öğrendim. Son 2 haftadır yürüyemediğim için kendimi eksik hissediyorum. Dansa başladım. Dumble kaldıracağıma hocalarımla dans ediyorum, eğleniyorum. ‘Yürümeyi öğrendim’

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ