Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Ezo Sunal: Yaptığım işten mutluyum

        HT MAGAZİN / Neziha KARTAL

        17 yaşından bu yana oyunculuk teklifi aldığını ve gelen teklifleri kurduğu çocuk atölyesinden dolayı kabul etmediğini belirten Ezo Sunal, kendi adını taşıyan çocuk atölyesindeki çalışmalarıyla ilgili “Bir işi iyi yapmaya çalıştığınızda her iş zordur. Yaptığım iş iyi olsun diye bütün dikkatimi ona veriyorum” diyor

        Usta oyuncu Kemal Sunal’ın kızı Ezo Sunal, 2007’de açtığı Ezo Sunal Çocuk Atölyesi ile annesinin yolundan devam ediyor. Kurduğu çocuk atölyesindeki eğitim yaklaşımlarına dair bir kitap çıkarmaya hazırlanan Sunal, oyunculuk teklifleri için ise “Güzel içime sinen bir proje olursa neden olmasın” diyerek açık kapı bıraktı.

        Annenizin Gül Sunal Anaokulu’nda öğretmenliğe başladınız ve şu an Ezo Sunal Çocuk Atölyesi var. Anaokuluyla bağlantınız devam ediyor mu?

        Ben İngiltere’den döndüğümde Gül Sunal Anaokulu vardı zaten. Benim bu mesleği seçmemde büyük rol oynamıştır. Annemin çalışkanlığı ve ilgisiyle devam etti. 2007 yılında ben kendi atölyemi açtım. Başladığımızda bir apartman katıydık sonra orası bize yetmedi. Anaokulunu kapatmaya karar verdik ve o binada Ezo Sunal Çocuk Atölyesi olarak devam ediyoruz. Annem hâlâ oranın en çalışkan elemanı ve işimdeki en büyük destekçim.

        Çocuk atölyesinde neler yapıyorsunuz?

        18 aylık bebeklerden başlayarak oyun gruplarımız var. Oyun grubu denilince insanlar basit gibi görüyor ama o dönemde çocuklar öğrenmeye çok açık. Biz de onlara taşıyabildiklerince sorumluluk yüklüyoruz. 7 yıldır devam ediyoruz ve artık öğretmenlerimiz oldukça tecrübeliler. Yeni gelenler alanlarında tecrübeli hocalarımızın yanında tecrübe kazanıyor. Dans müzik ve dil çok önemli. Türkçe üzerine özellikle düşüyoruz. Yeni şeyler ekliyoruz, yeni yaklaşımlar deniyoruz ama klasik eğitimi yok saymamak gerekiyor.

        Bu yaz ilk kez İstanbul dışına çıkıyorsunuz. Ardından okulun şubeleri gelir mi?

        Yakın zamanda şube açmak gibi bir düşüncemiz yok. Ama bu yaz Şirince’de hareketli ritim ve perküsyon kursu düzenliyoruz. Yurtdışından gelecek hocalar ile yine içinde Orff yaklaşımı olan bir kurs olacak. Tiyatro Medresesi’nde yapılacak.

        Başka bir projeniz var mı?

        Yaz sonunda bir de kitabım çıkacak. Orff yaklaşımının da içinde olacağı ama bize ait bir yaklaşım. Ezo Sunal Çocuk Atölyesi’nin eğitim tarzını insanlarla paylaşacağız. Anne-babaların da çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmelerine yardımcı olacak bir kitap üzerinde çalışıyoruz. Kitaptaki etkinlikleri 1 çocukla da 50 çocukla da yapabilirler.

        ‘ATÖLYE İÇİN DİZİ YAPTIM’

        İngiltere’de çocuk gelişimi ve sinema eğitimi aldınız. Bu iki alanı nasıl bir araya getirdiniz? İngiltere’de tanıştığım bir profesör ikisi arasında bağ kurabildi. İkisi için de gözlem yeteneğinin kuvvetli olması gerekiyor. Ben küçükken veteriner mi olsam dansöz mü diye düşünüyormuşum. Çelişki konusunda istikrarlıyım.

        Türkiye’de tiyatro yapmayı düşündünüz mü?

        Düşünmekle olmuyor. Tiyatro çok ciddi bir iş ve insanlar ömürlerini veriyor. Bunu yapabileceğim zaman çok isterim ama şu ana kadar böyle bir vaktim olmadı. Hayat bu yöne aktı ve ben yaptığım işten çok mutluyum.

        2007’de ‘Tutsak’ dizisi ile ekrana merhaba dediniz ama devamı gelmedi. Dizinin başarısızlığı sizi küstürdü mü?

        O diziyi atölyeyi kurmak için yaptım. Tamamen duygusal sebeplerle kabul etmiştim. Çok güzel insanlarla birlikte çalıştım ve benim için güzel bir deneyimdi.

        ‘Milat’tan sonra teklifleri kabul etmediniz...

        İçinde olmak istemediğim oldu, zamanlarımız uyuşmadı veya şehir dışı işleriydi ve benim kendimi ona uydurma durumum yoktu. Teklifleri kabul etmeyişimin temelinde atölye vardı. Çünkü bütün vaktimi ona harcıyordum. Bir işi iyi yapmaya çalıştığınızda her iş zordur. Yaptığım iş iyi olsun diye bütün dikkatimi ona veriyorum.

        ‘KENDİMİ İYİ TANIYORUM’

        Konuyu tamamen kapattınız mı yoksa projeye mi bağlı?

        İçime sinen bir proje olursa neden olmasın. Atölye artık kendi başına işler hale geldi, sistemini oturttuk. Yıllar önce bir röportajımda ne ile uğraştığım sorulmuştu. ‘Ben öğretmenim’ dediğimde röportajcının suratındaki acıyı anlatamam. Sonra bana “Olsun” dedi, acır gibi. Onu düşündükçe hâlâ gülüyorum. İnsanlar şaşırıyor ama ben mutluyum gerisi de önemli değil. Kendimi çok iyi tanıdığımı ve kendim için doğru olan şeyi yaptığımı düşünüyorum.

        Nasıl bir projede kiminle yer almak istersiniz?

        Beni heyecanlandırması lazım. Evimde televizyon yok. O yüzden güncel dizileri fazla bilmiyorum. Televizyon olunca yapmak istediklerimin yüzde 30’unu yapabildiğimi gördüm ve taşındığımda evime televizyon almadım. Zaten evde az vakit geçiriyorum onu da televizyona harcamak istemedim. Şimdi televizyon gördüğümde ona kilitleniyorum.

        Ali Sunal ile oynamak ister miydiniz?

        Tabii ki isterim. Birkaç defa ‘Güldür Güldür Show’da misafir oyunculuk yaptım. Tiyatro eğlenceli olur. Ali’yi sahnede çok beğeniyorum.

        ‘Sütçünün kızı olarak büyüdüm’

        Babanıza benzeyen yönleriniz neler?

        Ben aslında babama benziyorum. İlk bakışta insanlara çok farklı gelse de bazı bakışlarım var aynı babamdır. Yüz hatlarımı ona çok benzer. Ali’nin sesi çok benzer ama o daha anne tarafına çekmiş. Küçüklüğümden beri ‘Bu nasıl Kemal’in kız’ derlerdi. Sütçünün kızı olarak büyüdüm. ‘Gerçek anne baban Keşan’da’ diye dalga geçerlerdi. Çocukken daha beyaz yüzlü ve sarıydım ama büyüdükçe babama benzedim.

        Herkesin bir Kemal Sunal karakteri vardır sizinki hangisi?

        Hiçbirini ayıramam. Hepsi herkes için güzeldir ama benim için çok değerli. Babamın filmleri arasından seçim yapamam.

        En çok hangi özelliğini seviyorsunuz ve özlüyorsunuz?

        Ayırmak çok zor, her şeyini özlüyorum. Onu her şeyiyle özlüyorsun, güzelliği de o zaten.

        Çocuklarla bu kadar yakın olan biri evliliğe de yakın mıdır?

        Çocukları çok seviyorum ve çok kıymetliler. Bana çok şey öğretiyorlar ve birlikte çalışması en keyifli yaş grubuyla çalışıyorum. Tabii ki isterim ama kendimi şartlamıyorum.

        Birçok insan babanızın filmlerinden etkilenip çocuklarına ismini verdi. Siz çocuğunuzun adını Kemal koyar mısınız?

        Hiç oraları düşünmedim. Ama koyarım, Kemal’den daha güzel ne koyabilirim ki...

        Sunal Atölyesi bu yaz Dalaman’da

        Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa otel işbirliğiyle başladığınız Carpi Kidz Paradise projesi sizin İstanbul dışındaki ilk işiniz olacak. Biraz bahseder misiniz?

        İlk defa böyle bir şey yapıyoruz, bunun sebebi de otelin yaklaşımı. Tatil sürecinde çocuklar sadece animasyonla değil eğitimlerine de devam etsinler istiyoruz. Eğlence tabii ki çok önemli ama bu proje ile takip edilebilir programlarla çocuklar eğitime de devam edebilirler. Bu düşüncelerle bizi seçmeleri çok hoştu, biz de ne kadar atölyemizi zorlayacak olsa da bu projeyi kabul ettik. Atölyemiz yazın da açık ancak otele tecrübeli hocalarımızdan 2 tanesi gidecek ve ben de ara ara oradaki çocuklarla gidip tanışacağım. Temelde atölyenin küçük ve tatile uygun hali gibi düşündük. 18 ay 10 yaş arası çocuklar için eğitimde eğlence ortamı sunuyoruz.

        Okulunuzun ve Carpi Kidz Paradise projesinin temelinde Orff yaklaşımı var. Orff nedir?

        Carl Orff’un eğitime kazandırdığı bir yaklaşım. İlk çıkışı anaokulları için müzik eğitimine alternatif yaklaşım olması ancak günümüzde huzurevlerinde dahi uygulanabiliyor. Temelinde hareket, ritim ve müzik var. Herkesin ortaya bir şey koyabildiği bir ortam ve bu çocukların gelecekteki tutumlarını da etkiliyor. Kendine güvenen ve hoşgörülü çocuklar yetişiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ