Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Usta komedyen Hacı Ali Konuk'la keyifli sohbet...

        HT Magazin/ Neziha KARTAL

        25 yıllık tiyatrocu, usta komedyen Hacı Ali Konuk, şimdi de Birol Güven’in yapımcılığını üstlendiği ‘Merdiven Baba’ filminde başrolde. ‘Seksenler’ dizisindeki ‘Bekçi Bekir’ karakteriyle fenomen olan usta oyuncuyla ‘Merdiven Baba’yı, oyunculuğu ve sektörü konuştuk. Türk tiyatrosu ve sinemasında orijinalliğin olmadığından yakınan Konuk, bunu “Bizim oyunlarımız imitasyon kalıyor” sözüyle dile getirdi.

        ‘Merdiven Baba’ filmi için komedi diyoruz ama fragman oldukça duygusaldı. Dram yönü daha mı ağır basıyor?

        Trajikomik bir hikâye aslında. İçinde durum komedileri de olan, kâh ağlatıp kâh güldüren bir film. İnsanın burnunun direğini sızlatıyor. Duygulu bir film ama ağır dram değil. Hayatlarını zorluk içinde geçiren insanların hikâyesi.

        Bir röportajınızda ‘Oynadığım rollerle bir amaca hizmet etmek istiyorum’ demişsiniz. Bu filmde ne anlatmak istiyorsunuz?

        Aslında burada bir başarı hikâyesi var. Bir aile babasının sevgiyle neleri başarabileceğini anlatıyor. Zorluklarla mücadele ederken karşılaştıkları durumların içinden nasıl çıkabileceklerini gösteriyor. Aslında sevgiyi anlatıyor. Dünyanın ne kadar boş olduğunu, sevginin kalıcı olduğunu anlatan bir film. Kaybettiğimiz bazı iyilikleri hatırlatıyor. ‘Eskiden böyle değildi’yi anlatıyor.

        ‘Merdiven Baba’ için Türk usulü süper kahraman diyebilir miyiz?

        Evet, o süper kahraman, bir tek pelerini eksik. Ama büyük bir kahraman.

        Sizce süper kahraman kimdir?

        Dışarıdan, gökyüzünden gelecek bir süper kahraman aramaya gerek yok. Sıkıştığın ve bunaldığın an yanındaki olan sevdiğin, dost dediğin kişi süper kahramanındır.

        ‘Merdiven Baba’nın süper gücü nedir?

        Süper gücü sevgisi. Çok iyi bir adam olması. Benim de öyle. Hayatta tek yaptığım şey iyilik yapmak.

        Birol Güven gişe kaygısı olmadığını söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

        Esas mesele iyi film yapabilmek. Türk sineması absürt komedilerle ilerliyor ama biz sinema filmi yaptık. Bakış açısıyla, renkleriyle, olması gerektiği gibi bir iş. Bazı filmleri izliyorsun sinema değil, dizi izliyormuşsun gibi. Kimisi hesap makinesiyle film yapar kimisi sinema yapar. Hesap makinesi ile değil sinema gibi sinema yaptık. Önemli olan tarihe kalan bir film yapmak. Çok seyredilen birçok film suya yazılmış yazı gibi.

        ‘Merdiven Baba’nın devamı gelir mi?

        Gişe kaygımız yok denirse bir tane daha çekilebilir, neden olmasın.

        Son yıllarda sinema filmi sayısında hızlı bir artış var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

        Çok fazla üretim olması güzel bir şey. Hareket olur sinemada. Belki buradan rekabet doğabilir. Keşke 200 film çekilse ama yaparken de kaliteli yapmak lazım.

        Türk izleyicisi olarak televizyonda dramı seviyoruz da neden sinemada komedi izliyoruz?

        Televizyonda kurallar var, sinemada daha rahat argo konuşma imkânı var. Dil olarak daha serbest olduğu için. İnsanlar sinemaya rahatlamak için gidiyor.

        Birçok oyuncunun sadece ticari kaygıyla oynadığı diziler dünyanın birçok yerine satılıyor. Neden sinemada aynı başarıyı gösteremiyoruz?

        Bizde yazar çok az. Kimse bir şey üretmiyor. Tüketime alıştırılmışız. Her şeyi tüketiyoruz. Hiç Türk oyunu gördün mü dünya çapında isim yapan? Yok, çünkü onların yaptıklarını Türkçe’ye çevirmekten başka bir şey yapmıyoruz. ‘Romeo ve Juliet’i kendi kültürünmüş gibi oynayabilir misin? Bizim oyunlarımız imitasyon kalıyor. Dizilerimizi de siyasi sebeplerden dolayı Araplar seyrediyor.

        Sektörde oyunculuk yapmak için popüler olmak şart mı?

        Bir yerden başlamanız gerekiyor. Ama o bir yer neresi ben de bilmiyorum. Popülerlik sayesinde iş sana geliyor. Fakat kenarda kalmış çok yetenekli insanlar var. Şans ve sosyal ilişkiler diyelim. Kendini ne kadar iyi anlatabildiğinle alakalı. Bu biraz zaman meselesi. Hemen büyük rollere gelenler ya dünya güzelidir ya mankendir.

        Peki, iyi oyuncu nasıl olur?

        Karakteri iyi yansıtmalı. Kendinden bir şeyler katıyor ama farklı bir karakter ortaya çıkarıyorsa ve bu karakter de hayatta kendisine yer buluyorsa ‘Bu adam oynamış’ diyoruz. Hep Amerikan sinemasıyla kıyaslıyoruz ya Türklerin oyunculuğuyla onların oyunculuğu çok farklı. Onlar 3 ay kendilerini eve hapsedip role hazırlanıyorlar. Okuma provası yerine gerçek mekânlarda prova yapıyorlar. Bizde okuma provasında seçiliyor. Oyuncuyu sahnesinde görmek gerekiyor. Yetenekli insanlar kendilerini masada gösteremiyor.

        ‘Seksenler’ dizisindeki ‘Bekçi Bekir’ karakterine sizin dokunuşlarınız neler?

        Senaryoda yazılan, İstanbul Türkçesi ile konuşan sıradan bir bekçiydi. Ona bir şey katmak lazımdı. Kattıklarım doğrultusunda Bekçi Bekir bu hale geldi. ‘Seksenler’de herkes tiyatro kökenli olduğu için doğaçlamalar vardır, Bekçi Bekir de doğaçlamaydı.

        Dizide Zeki Müren taklidi yapmıştınız. Taklidini yaptığınız başka ünlüler de var mı?

        Yelpazem çok geniş ama orada Bekçi Bekir ne kadar Zeki Müren taklidi yapabilir diye zorlamıştım. Bire bir değil. Taklidi Ata Demirer çok güzel yapar. Bizim yaptığımız taklidi karaktere katabilmektir. Mizah taklidi kendinle bütünleştirdiğinde başlar.

        Tiyatro devam ediyor mu?

        ‘Panik Atak Mahir Atak’ devam ediyor. ‘Hak Dostum Hak’ isimli, tiyatronun Abdülhamid’den bu yana serüvenini anlatan bir oyunumuz var. Bir de yeni oyun ‘Bıyık Brothers’ var. Bu yıl üç oyun.

        Üç oyun ve dizi. Nasıl yetişiyorsunuz?

        Bir de diş hekimliği var. Arada iş geldikçe dostlara yapıyorum. Oyuncunun bir diğer mesleği olması lazım. Oyunculuk her zaman para kazandırmaz. Her an iş bulamayabilirsiniz. Oyuncu olmak isteyenler mutlaka kendilerine bir meslek edinsinler.

        ‘Oyunculuk büyütülecek bir şey değil’

        Oyuncularda en çok neyi eleştirirsiniz?

        Aslında çok eleştirmiyorum çünkü şartlar var. Yönetmen öyle istemiştir, senaryo kötüdür, bir sürü şey var. Bir karakter yaratıyorsan oyuncusun demektir. Elbette oyuncunun da her şeyi başarabilmesi lazım. Şarkı söylemesi, dans etmesi, kendisini her alanda geliştirmesi gerek. Bir de herkes oyuncuyum diyor. Çok büyük para kazanılıyor zannedildiği için oyuncu olmak istiyorlar. Bu kadar büyütülecek bir şey değil. Tek özelliğin seni çok insanın tanıması.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ