Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Bülent Çolak: ‘Akıllara ve kalplere yapışacak bir film çektik’

        ‘Geniş Aile: Yapıştır’ adlı sinema filminde ‘Ulvi’ karakterini canlandıran Bülent Çolak, Olcay Ünal Sert’e çarpıcı açıklamalar yaptı. Çolak, “Toplumca çok gergin olduğumuz şu günlerde bu film gazımızı alır” diyor.

        ■ Geniş Aile ekran macerasından 4 yıl sonra filmiyle sevenleriyle buluştu. Heyecanlı mısınız?

        Çok heyecanlıyım. Yeni bir bebek doğurduk. Şimdi onu seyirciyle beraber büyüteceğiz inşallah. Televizyona yaptığımız iş 3 sezon sürmüştü. Bu film, 4 yıl aradan sonra vizyona girdi. 4 yılın ardından sanki hiç ara vermemişiz gibi tatlı muhabbetimiz devam etti. Filmi yine mavrası bol ve ‘Geniş Aile’nin yapısına sadık şekilde çekmeye çalıştık. 108 bölüm çekilmiş, 90 dakikadan hesaplarsanız bayağı bir bölüm yapar. Biz olabildiğince bütün dengeleri gözeterek 100 dakikalık bir film yaptık. Seyirci ilk hafta büyük ilgi gösterdi.

        ‘AYI BİZİ GERÇEKTEN KOVALADI’

        ■ Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

        Karakterler cebimizdeydi, hemen çıkardık karakterleri. Grubun kendisine yabancılaşmadık ve her şey çok güzel gelişti. Full eğlenceli, yaratıcı ve güzel bir senaryo vardı elimizde. Yine yönetmenimiz Ömer Uğur çekti. Kendisi oyuncuya çok açık alan bırakan bir yönetmen. Rahatça çekimlerde küçük doğaçlamalar yapabiliyoruz. Bu da tabii seyirciye olumlu olarak geçiyor. Ekip olarak birbirimizi tanımamız da avantajdı. ‘Geniş Aile: Yapıştır!’, bence akıllara ve kalplere yapışacak! Şarkıları da dillere dolanacak.

        ■ Filmdeki yatak sahnesi tamamen spontone mi gerçekleşti?

        Yok, ucuna başına tabii bir şeyler konuyor. Tamamen spontone değil, o kadarına izin vermiyoruz! Yoksa bu ekip doğaçlamaya acayip müsait bir ekip, birinin “Dur” demesi lazım. Orada da yönetmenimiz devreye giriyor.

        ■ Bir de ayı kovalama sahnesi var filmde...

        Filmdeki o sahne gerçek bir sahne. Ayı beni ve Ufuk’u (Özkan) gerçekten kovaladı. Ben karavana çarpana kadar koştum. Zor sıyırdım. Tabii karakterlerin içinde kalmaya çalışıyoruz ama o sahnede Ufuk ve ben gerçekten ayıdan kaçtık. Ayının bakı cısı Özbek vatandaşı, ayı da Rus ayısıymış, bakıcısının elinden kaçmış. Ayı bayağı bize ayılık etti yani, peşimizden bir koştu, şok olduk. Ufuk’un üzerine gelecekken son anda kayışla tutuldu. Tüm set kaçtı, sonra yeniden ortada buluştuk.

        ‘SANAT BİRLEŞTİRİR, AYRIŞTIRMAZ!’

        ■ Canlandırdığınız Ulvi karakteri, filmde dizidekinden biraz daha cesur sanki...

        O senaryoyla alakalı bir durum. Ulvi yetersiz, bebek akıllı, saf bir karakter. Ulvi’yi çok seviyorlar, ben de çok seviyorum.

        ■ Son yıllarda komedi filmlerine olan ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

        İnsanlar gülmek istiyorlar artık. O kadar çok kötü haber duyuyoruz ki her gün, insanlar sıkıntılarından kurtulup rahatlamak istiyorlar. Son gün bakıetti filmde ilgiyi çok sıkıntıgünlerde toplumca oldukça gergin günler yaşıyoruz. Bu gam, keder bizi yorduğu gibi herkesi yoruyor ve insanlar rahatlamak istiyorlar. Şiştik! ‘Geniş Aile: Yapıştır!’ bir nebze şişkinliğimizi, gazımızı alır diye düşünüyorum. Belki insanları bir nebze güldürür, buna da ihtiyaç var çünkü. Ülkemizde son dönem yaşananlardan dolayı festivaller, konserler iptal ediliyor. Çok iyi anlıyorum, çok tatsız şeyler yaşıyoruz, gam ve keder yüklüyüz ama bir yandan da hayat devam ediyor. Böyle zamanlarda sanat toplumu birleştirir. Konserleri ve film festivallerini iptal ettiğimiz zaman motivasyonumuzu da düşürmüş oluyoruz. Bu durum sadece eğlence sektörüne mal edilmemeli. İnsanlar birlik için motive olmalı bence. Sanat her zaman insanları birleştirir, ayrıştırmaz!

        ‘AŞK İÇİMİZDEKİ YAŞAM SEVİNCİDİR’

        ■ Özel hayatınız nasıl gidiyor? Renkli mi?

        Çok renkli... Benim hayatta 2 aşkım var: Karım ve oğlum.

        ■ Size göre aşk nedir?

        Aşk içimizdeki yaşam sevincidir! Yaşam sevinci gözünde bir fer oluşturuyorsa o aşk halidir.

        ■ Son dönem çekilen komedi Türk filmleri oldukça eleştiriliyor...

        Bu, biraz da tüketim kültürüyle alakalı bir şey. Biraz fast food her şey. Biz bu fast food işlerin arasında samimi bir iş çektik.

        ■ Hem komedi oynuyorsunuz hem de dram, bu bir avantaj olmalı. Siz hangisine daha yakın buluyorsunuz kendinizi?

        Türden ziyade senaryonun iyi ve derinlikli olmasına bakıyorum. Evladiyelik işler yapmak ister insan. İzi kalsın istiyorum yaptığım işlerin. Suya yazılan yazı gibi olmasını istemez kimse. O yüzden Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zaim, Mahsun Kırmızıgül gibi başarılı yönetmenlerin filmlerinde oynamayı çok isterim. Sinema, tiyatro ya da dizi, yaptığım her işin kaliteli olmasını arzu ederim. Her ne kadar televizyon market olsa da orası da önemli. Televizyonda bir anda milyonlara ulaşıyorsunuz bunu da önemsemek gerekir. Televizyonda da yaratıcı işler olabilir. ‘Geniş Aile’ bunun göstergesi. ‘Yaptığım işlerin izi kalsın istiyorum’

        ■ Yeni bir projeniz var mı?

        Dizi projesiyle ilgili görüşmeler devam ediyor. Tiyatro yapıyorum. Aziz Nesin’in, ‘Azizname’ oyununu sahneleyeceğiz, onun provasındayım. Bu ayın 20’sinden sonra İstanbul’da oynayacağız. Anadolu ve Avrupa turnelerimiz de olacak.

        ■ Rolünüz nedir?

        Oyunda birçok rolü oynuyorum. Yönetmenimiz Murat Ozan. Başrollerde Selen Seyven, Melih Ekener, Mehmet Çepiç, Ece Müderrisoğlu, Öner Ateş ve ben varım. Şimdiden birçok turne teklifi aldık. Çok güzel bir iş yolda, geliyor.

        ■ Kemal Sunal’ın oynadığı filmler hiç eskimiyor. Neye bağlıyorsunuz bunu?

        Samimiyete. Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal, Şener Şen ve Ayşen Gruda bence çok iyi bir ekip.

        ■ Günümüzdeki filmler o tadı veriyor mu sizce?

        Vermiyor. Nedeni de yaşam tarzlarında yatıyor. Dünya artık o dünya değil! Kapitalizm tüm vahşiliğiyle hayatımızın içinde. Günümüzde çok fast food bir kültür oluşmaya başladı. Eskiden Ertem Eğilmez, Sadık Şendil, Atıf Yılmaz, Halit Refiğ ekolü vardı. Şimdi o kadar çok fazla yapım şirketi, hikâye, senaryo ve oyuncu var ki... Elini sallasan oyuncuya çarpıyorsun. Herkes oyuncu değil ve herkes yırtıp sıyrılmak istiyor. Şimdiki oyuncular sahne tozu yutmadan kırmızı halıyı görmek istiyor. Buna gerek yok, önce meşakkatli bir yoldan geçmen lazım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ