Ahmet Çakar "Ünlülerin birçoğu halkı beğenmiyor"
'Adam mısın!'da Beyaz Futbol ekibiyle kamera karşısına geçen Ahmet Çakar, ünlülere verdi veriştirdi. Şöhreti hazmedemediklerini ve büyük kısmının halkı beğenmediğini, cahil bulduğunu söylediği ünlülere veryansın etti
‘HERKES ŞEKİL DERDİNDE’
- Samimiyetiniz maddi ve manevi karşılık buluyor mu?
Çok... Türk toplumu çok akıllı. Kıçın başın ayrı mı oynuyor? Belli yerlerin menfaatlerini mi konuşuyorsun? Belli adamlara dokunup diğerlerini kolluyor musun? Türk toplumu bunu 1-2, bilemedin 3 programda şak diye çözüyor. Ne konuşursan konuş. İster ekonomi, ister siyaset, ister spor, ister başka bir şey... O elektrik geliyor evlere.
En eğitimsiz teyzemiz bile vücut dilinden, ses tonundan, bakışlarından diyor ki “Bu adam iyi adam. İnandığını söylüyor, kıçı başı ayrı oynamıyor.” Yaptığımız her işin maddi bir karşılığı var. Ama toplumun algıladığı gibi değil. Zannediyorlar ki gece başı 10’ar bin lira alıyoruz, ayda 50’şer-60’şar bin lira... Öyle paralar yok. Çoğu ünlü kazandığı parayı piyasasını yüksek tutmak ve egosu için abartıyor.
- Neden böyle?
Dünya böyle. Popüler kültürün temel özelliği şekildir. Samimiyetten uzak, samimiymiş gibi davranmak... Herkes şekil derdinde. Ötesi mutsuzluk. Mutsuz olan kişi de hem kendisinin hem de başkalarının hayatını çekilmez hale getirir.
- Şöhretlilerin en büyük sorunu nedir?
Şöhreti hazmedememektir. Yüzde 90’ı mutsuz. Ünlülerin büyük kısmı aşırı kompleksli, halkı beğenmiyor, cahil, kıro buluyor, kendini çok görgülü zannediyor. Hemen hemen tamamı samimiyetsiz. Ünlülerin çoğu böyle.
Ahmet Çakar, ‘Adam mısın!’nda kâh ‘Samara Morgan’ oldu kâh ‘Süper Mario’ kılığına girdi.
‘HERKES KENDİNİ ÖNEMLİ SANIYOR’
- Sizi çok seven var, sevmeyen de var. Bu durumu nasıl yorumlarsınız?
Toplumun % 95’inin sevdiği adam yanmıştır, bitmiştir. Veya % 95’inin nefret ettiği adam da bitmiştir. Popülaritenin, tanınmışlığın en mantıklı matematiksel karşılığı seven kadar sevmeyenin de olmasıdır. Eğer ki herkes sizi seviyorsa, siz oynuyorsunuz demektir.
Gayri samimisiniz, yüzünüzde bir maske var, heptoplumun istediği şeyleri söylüyorsunuz demektir. Memleketimizin en büyüksorunu samimiyetsizlik. Herkes birbirine oynuyor. Bir de herkesin kendini önemli sanması bir büyük sorun. Sanki kansere tedavi bulmuş, sanki açlığa çözüm üretmiş. Şuna gıcık kapıyorum: Bir-iki dizide 10’ar dakika oynamış adam menajer tutuyor, çantasını birilerine taşıtıyor. Bir trip bir trip. Allah kahretsin...
‘ENTELEKTÜEL MAFYA ÇOK FAAL’
- Türk sinemasının en büyük sorunu nedir?
Bilmiyorum, Türk sineması hakkında pek bilgim yok.
- Türk filmlerinin çoğunun komedi türü olmasını sorun olarak görenler var. Ne dersiniz?
Bunların hepsi hikâyedir. Halk neyi istiyorsa onu seyreder. Öyle bir şey yok. Ben romantik film yapıyorum, seyredilmiyor.
Adam çıkıyor orada iki defa gaz çıkarıp gişe rekoru kırıyor. Halk onu seviyor. Halkın tercihlerini tartışamazsınız. Çekilmiş her film sanattır. Dünyada entelektüel bir mafya var. Bu mafya Türkiye’de de çok faal.
Entelektüel mafya bazı yönetmenleri, bazı şarkıcıları, bazı yazarları ne yaparlarsa yapsınlar çok büyük iş yapıyormuş gibi lanse eder. Onlara göre onların ekibinde, kontrolünde olan bir sanatçı ne yaparsa yapsın iyidir de Türk halkı anlamamıştır. Çünkü onlara göre Türk halkı cahildir. Yemişim ben onları.
- Onların yaşamımıza dokundukları hiçbir nokta yok mu?
Yok, onların kendilerine de faydaları dokunmuyor. Tek düşünceleri ‘Nasıl alkol içerim?’, zaman zaman bazılarının da ‘Nasıl uyuşturucu alırım?’ Yaşlı bir adamsa ‘Nasıl genç kız tavlarım?’ Entelektüel mafya dediğin adamların çoğu rezil adamlardır. Kendini üstün zanneder. Halkta karşılığı yok bu heriflerin.
‘ANTİPATİKTİ AMA ŞEREFSİZ DEĞİLDİ DESİNLER’
- Neyi başarırsanız mutlak başarıyı elde etmiş olursunuz?
Öldüğüm vakit mezara koyarlarken sevmeyen insan bile bana şunu desin: “Bu adam şuydu buydu ama kötü bir insan değildi. Ahlaksız, şerefsiz bir insan değildi. Tamam gıcık kapardık. Söylemleri sertti. Zaman zaman insanlara dalar çıkardı, hakaret ederdi. Sertti, bazen acımasız konuşurdu. Ama kalemini, mikrofonunu para karşılığı satmazdı. Onun bunun köpeği gibi konuşmazdı. İnandığını söylerdi. Antipatikti ama şerefsiz değildi.” Bunu deseler kâfi.
‘ALLAH ADAMLIKLA TEST ETMESİN’
- Kimler adamdır?
Gerçek adam yoktur. Herkesin üç aşağı beş yukarı hataları, kusurları, eksiklikleri, yanlışları vardır. Allah, kimseyi adamlıkla test etmesin. Mesela sokağa çık. Adam 50 yaşındadır, bir yerde çalışıyordur,namuslu bir adamdır. Adama “Hiç rüşvet aldın mı?” diye sor “Katiyen” der. Allah test etmesin yeter ki. Bu testi de Allah yapar.
Hiç kimse “Ben yüzde yüz adamım” falan demesin. Bugüne kadar yüzde yüz adam gibi yaşamış olan adamlar da “Ben ölene kadar adam kalacağım, bu konuda kesin eminim” demesin. Bu kadar hırsızlık, fahişelik var. Hepsi kötü karakterli kişiler olduğundan mı? Bazen insanlar yaşadıkları olay neticesinde yoldan çıkar.
