Marmaris’te cennet: Selimiye!
Beş yıldızlı dev oteller, yüksek sesli eğlenceler, makyajlı sosyetik güzeller yok burada. Marmaris'in Selimiye Köyü başka türlü bir tatil yeri. Buraya gelenler sessizliği, ağaçların gölgesinde siestayı sevenler...
BALIKÇI KÖYÜ
Damla Çeliktaban, HT Cumartesi'de Selimiye'yi kaleme aldı.
Marmaris’ten 40 kilometre uzaklıktaki Selimiye, Hisarönü Körfezi’nin içinde bir balıkçı köyü, etrafı dağlarla çevrili bir saklı cennet. Beton istilasına uğramamış nadir yerlerden biri... Bu istiladan şimdiye kadar kurtulabilmiş olmasının sebebi, köye karayolunun 1992 yılında gelmesi. 1900’lü yılların başından itibaren Rum ailelerin deniz kenarında, Türklerin ise daha yukarılarda yaşadığı köye Marmaris’ten ulaşım, ancak Datça üzerinden deniz yoluyla mümkünmüş.
DENİZ GÖL GİBİ SAKİN
Kışın bin kişinin yaşadığı köyün nüfusu yaz aylarında dört katına çıkıyor. Selimiye’nin coğrafyası, kendine özgü yapısıyla Güney Ege’nin yeni favorisi... Çevresini sanki kucaklarmış gibi saran dağlar yüzünden burada denizin daha çok göle benzer hali var. Bu kadar korunaklı ve kapalı bir deniz elbette ki her daim durgun, dalgasız ve sakin...
Köyün yerlileri kendilerine yetecek kadar balıkçılık, hayvancılık ve bahçetarımı yaparak tam bir Akdeniz hayatı yaşıyorlar. Selimiye’de günün her saati siesta, her sene emeklilik mevsimi...
Burada özellikle sabah erken saatlerde yüzerken küçük balıklarla arkadaşlık edebilirsiniz. O anların huzuru anlatılır gibi değil.
Yine sabahın erken saatlerinde yürüyüş de zevkli oluyor; köyün başından sonuna üç kilometrelik bir yol bekliyor sizi.
TEKNE TURUYLA KOYLARI KEŞFEDİN
Burası aynı zamanda mavi tur teknelerinin de favori adreslerinden. Siz de bu bölgeyi denizden görmek isterseniz Selimiye’de geçireceğiniz günlerin bir kısmında günlük tekne turlarına katılıp civar koyları gezebilirsiniz. Kara yoluyla ulaşılamayan minik koylarda denize girerken ve oynaşan balıkları izlerken Akdeniz’e bir kere daha hayran olmamak mümkün değil.
GÜRÜLTÜ YOK ABARTI YOK
Selimiye’ye tatile gelenler; sessizliğin, maviyle yeşilin dans edişinin, dağların arkasından batarken gökyüzünü kızıla boyayan güneşin, badem ve muz ağaçlarının gölgesindeki öğle uykularının tadını çıkarmak için burayı tercih ederler. Beş yıldızlı oteller, yüksek sesli müzik yayını yapan eğlence mekânları, denizi işgal eden iskeleler, makyajlı ve mayokinili sosyetik güzeller (ikoncan Eda Taşpınar’ın annesinin mekânı burada olmasına rağmen) Selimiye’de yok... Burası başka türlü bir tatil mekânı. Mütevazı fakat kaliteli pansiyonlar, Akdeniz’in en güzel balıklarını en makul fiyatlara yiyebileceğiniz balıkçılar, tülbent bezinden püfür püfür yazlık elbiseler satan birkaç dükkân var.
BOZBURUN’A VE ŞELALEYE GİDİN
Selimiye’ye kadar gelmişken Bozburun ve Söğüt’ü görmemek olmaz. Bozburun, Selimiye’den biraz daha büyük bir balıkçı kasabası. Akdeniz ve Ege’nin birleştiği yer. Yerli halkın marangozluk ve denizcilik becerileriyle şekil verdiği ahşap yatların yapıldığı bir de tersanesi var. Bozburun’da limanda akşamüstü çayı pek keyifli.
Söğüt ise tam karşıdaki Yunan adası Simi’yi seyrederken lezzetli ızgara ahtapot ve mezeler yiyebileceğiniz bir başka küçük köy. İki-üç salaş restoranı, birkaç pansiyonu ve şahane günbatımı seyredebileceğiniz sahiliyle masalsı bir yer...
Selimiye yakınlarındaki görülecek yerlerden biri de Turgut Köyü’ndeki şelale. Buranın gölgesi ve serinliği bunaltıcı sıcaklara karşı birebir...
MARİNADA KEYİF
Bu bölgeye ilk kez gidiyorsanız ve Marmaris’i de görmek istiyorsanız, marinaya mutlaka uğrayın. Bu güzel mekânda güzel bir yemek yiyebilir, alışveriş yapabilirsiniz.
GÜNÜBİRLİK GEZİ ÖNERİSİ
Tatiliniz uzunsa, bir günlüğüne Selimiye’den Datça’ya gidin ve Eski Datça’yı gezin, Palamutbükü’nde yüzün. Cumartesi günü giderseniz Datça pazarından alışveriş yapın.
BAL, BADEM ALIN
Selimiye’den zeytinyağı, bal, badem gibi yöresel ürünler alabilirsiniz. Renkli kilimler, tül gibi koton giysiler de cezbedici.
