'Kulak çekme' üstadıydı

Türk basınının en renkli simalarından biri olan usta gazeteci Ahmet Vardar yakalandığı pankreas kanserine yenik düştü.

O köşesinde üstlendiği misyonla bir fenomen, bir halk kahramanı oldu. Ezilenlerin sesiydi. Bir otobüs şoförü, yolculara kötümü davranıyor, hemen köşesinden kulağını çekerdi Ahmet Ağabey o şoförün. Hatta daha da kızarsa, ‘Bir çarparım bir de yer çarpar’ demekten çekinmezdi. Çukurları kapatmayan belediye başkanlarının da, yolsuzluk yapanların da, hatalı sollayanların da korkulu rüyasıydı. İşaret parmağını uzatıp, ‘Gelirim oraya ha’ dedimi, üstüne söz söylenmezdi. Halkın ‘Ahmet Ağabeyi’ydi o. Ailesi Rumeli’den gelmişti. Şivesiyle, kabadayı duruşuyla, gözünü budaktan esirgemeyen tavırlarıyla da tipik bir Rumeliliydi. Henüz lise sıralarındayken en büyük hayali gazeteci olup, cüzdanında sarı basın kartını taşımaktı. Liseyi bitirir bitirmez soluğu Babıali’de almıştı. Artık o bir gazeteciydi. Mesleğe polis muhabiri olarak başlamıştı. Polis muhabirliği üzerine o kadar oturmuştu ki, yıllar önce verdiği bir röportajında bu konuya şöyle değinmişti: “Polis muhabirliğinden geldiğim için beni emekli polis sananlar olmuştu zamanında. Halbuki ben de gazetecilik okulundan geldim.’’ Vardar için 1960 yılı çok özel bir yıldı. Hayalini kurduğu sarı basın kartına kavuşmuştu. Ve kavuşur kavuşmaz da “Sırf basın kartını göstermek için” soluğu belediye otobüsünde almıştı. Çünkü o zamanlar gazeteciye büyük saygı duyulur, itibar gösterilirdi. 10 yıl polis-adliyemuhabirliği yapan Vardar, sırasıyla Vatan, son Havadis, Yeni İstanbul, Yeni Sabah, Akşam ve Son gazetelerinde çalıştı. Daha sonra Günaydın’da istihbarat şefliği ve haber müdürlüğü yaptı.

KENDİNE HAS ÜSLUBU VARDI

Ahmet Vardar özellikle hafızalara Sabah Gazetesi’nde ‘Alo Sabah’ adlı köşesiyle kazınmıştı. Babacan tavrı, kendine hasüslubuyla ‘kulak çeken gazeteci’ olarak köşesinden halkın sorunlarına, şikâyetlerine değiniyor, çözümler arıyordu. Ama yazıları alışılagelmiş köşe yazılarından farklıydı: “.. PS 26 plakalı Doğan’ın sürücüsü, tabakhaneyemi yetişiyorsun?...”, “Necdet Altunbudak, nemaları ne zaman ödeyeceksin?”, “Salih Akkılıç, sen ne biçimsu arıtma cihazı satıyorsun be adam!”, “Bioenerji uzmanı Esin Terzi, bu yaptığın tokatçılıktır.”

Kovana çomak soktu, hedef oldu

Sık sık arı kovanına çomak soktuğu için aldığı tehditler de birbirini kovalıyordu. Hatta birkaç kez silahlı saldırıya da uğradı. Ama bu saldırılar onu bildiği yolda yürümekten alıkoymadı. Gazetedeki köşesinin yanı sıra aynı formattaki ‘Ahmet Vardar Soruyor’ adlı televizyon programı da büyük ilgiyle izlendi. 1986’da Sabah Gazetesi’ne geçen Ahmet Vardar, yaklaşık 20 yıl Sabah Haber Ajansı Genel Müdürlüğü’nü yürüttü. Ahmet Vardar 2 yıl önce Vatan Gazetesi’nden emekliye ayrıldı.

Ahmet Vardar kimdir?

Gelmeyeyim şimdi oraya

- 1937 yılında doğdu.

- Vefa Lisesi’ni bitirdi.

- 1959’da gazeteciliğe başladı.

- Ergül Vardar ile evlendi. İki çocuk babasıydı.

- En çok kullandığı sözler: Çekerim kulaklarını. Gelmeyeyim oraya.

- Canlı yayında kırdığı pot: “Lan Sağlık Bakanı.’’

Sevenleri uğurladı

Gazeteci Ahmet Vardar, Fatih Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Gözyaşlarını tutamayan eşi Ergül Vardar’ı büyük oğlu Bahadır Vardar teselli etti. Taziyeleri kabul eden Bahadır Vardar, “Amerika’ya geleceğini ve balık tutacağını söylüyordu. Torunlarını görecekti. Hastalığının ne kadar ciddi olduğunu kendi de bilmiyordu. ‘Ne zaman ayağa kalkacağım? Hastaneden koşarak kalkmak istiyorum’ diyordu” dedi. Cenazeye ailesi, yakınları ve meslektaşlarının yanı sıra Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, eski İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir de katıldı. “Raki” lakaplı ünlü dolandırıcı Güney Zobu da Vardar’ın kendisiyle yaptığı röportajın yer aldığı 1979 tarihli Günaydın Gazetesi ile törene katıldı.