Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Yalan Dünya Memet Güler

        Büyük oluyor, işin içinde bu kadar parlak isim olunca insandaki beklenti de çok büyük oluyor. Üstelik günlerdir tanıtımı yapılıyor Yalan Dünya’nın dört bir tarafta. Seyircinin beklentisi iyice artırılıyor. Ve en nihayetinde, cuma gecesinde tanıştık yılın bu en iddialı dizisiyle. Ancak umutlarımız tükenmeye başladı yapımın daha ilk saniyelerinde, ilk sahnelerinde. Peş peşe ekranda boy gösteren yıldız isimler, oyunculuk kariyerlerinin en renksiz, en soluk, en donuk tiplemeleriyle karşımızdaydı.

        Örneğin Olgun Şimşek. Olgun Şimşek, yetenekliler yeteneklisi bir aktör demek. Ama gelin görün ki yıllar önce rol aldığı Bir Demet Tiyatro’daki müzevir Kudret’in fersah fersah gerisinde kalan bir tiplemeyle dolanıyor ortalıkta. Birkaç saat sonra yine Kanal D ekranında sahnede yerinde duramayan, seyirciyi gülmekten kıran, fişek gibi, şimşek gibi o Beyaz’dan da eser yok ortalıkta.

        MAHSUN’A YAPILAN ÇOK AYIP

        Altan Erkekli nedense bütün dizilerde aynı adamı canlandırıyor son zamanlarda. Yalan Dünya’nın ana karakterleri sanki ilk defa karşılaşmışlar gibi, olacak şey değil ama hepsi sırıtıyor rollerinde. Hele de evin salonunda geçen sahnelerde, belli ki yeterince prova yapılmamış, birbirlerine acayip yabancı duruyorlar. Mesela bir Hasibe Eren... Bir Avrupa Yakası’na güç katan o harika Makbule tiplemesini hatırlayın Eren’in, bir de Yalan Dünya’daki haline bakın. Açıkçası ekibin yan rollerindeki isimler taşıyor diziyi.

        Evin annesi Füsun Demirel (Servet) şahane, Nihal Yalçın (Açılay), Bartu Küçükçağlayan (Orçun), Tuna Orhan (Tufan), Ömür Arpacı (Reis), Hakan Meriçliler (Çağatay) ve Gupse Nogay (Nurhayat) rollerinin altından alınlarının teriyle kalkmayı başarıyorlar. Diziyi, takımdaki yıldız oyuncular değil, yan karakterler sırtlanmış, taşıyorlar. Diziyi, takımdaki yıldız oyuncular değil, yan karakterler sırtlanmış, taşıyorlar. Ayrıca hemen her sahnede, rakip kanal atv’de, aynı saatte yayınlanan Mahsun Kırmızıgül’ün toplumsal bir yaraya parmak basan yapımı Hayat Devam Ediyor’la bu kadar dalga geçmeleri de hiç şık durmamış. “Hele önce sen bir çık kendini kanıtla, başarını ispatla, sonra rakiplerine laf at” demezler mi adama! Mahsun’un dizisi henüz iki ayını yeni doldurdu ekranda. Belli ki Avrupa Yakası gibi bir efsaneye imza atan Gülse Birsel, Yalan Dünya’nın rakibini hicveden o kısımlarını diziye yeni ekledi. Ciddi bir trajedi olan çocuk gelinler meselesini daha ilk bölümlerinden bu kadar dillerine dolamaları, kusuruma bakmasınlar ama beni iyice yordu, soğuttu.

        Hele de dizinin her yerine lüzumlu lüzumsuz ekledikleri o gülme efektleri işin iyice tadını bozdu. Komik olmayan, içinde herhangi bir espri bulunmayan sahnelere bile basmışlar kahkaha efektini. Ne kadar prova yaptılar, ne kadar zamanda hazırladılar, birlikte ne kadar çalışma fırsatı buldular bilmiyorum. Ama uymamışlar, uyuşmamışlar, kaynaşmamışlar birbirlerine. Hele de akla o sıcacık, yayın günü hasretle beklenen, güldüren, eğlendiren, kendimizi o ailenin bir parçasıymış gibi hissettiren Avrupa Yakası gelince... Olmamış, dağ, fare doğurmuş. Bakalım toparlayabilecekler mi? Hepinize iyi haftalar

        SON’un sonunu büyük birmerakla bekliyorum

        EZEL’İN kanalında, Ezel’in yayın günü ve saatinde, Ezel’in yapımcısı ve Ezel’in yönetmeninden, üstelik bir de Berkun Oya gibi bir kalemi de yanına alarak yola çıktı Son. Kadrosunda birbirinden yetenekli, iddialı isimlerle “Merhaba” dedi seyirciye. Ve özellikle de Uluç Bayraktar’ın kendini hissettiren yönetmenliğinde, bizi heyecan yüklü, usta işi bir yapımı izlemeye davet etti. Seyirciyi şoke eden sürprizlerle, insanın başını döndüren gelgitlerle, ayrıntıdan bütüne yansıyan detaylarda; Erkan Can, Nehir Erdoğan, Engin Altan Düzyatan, Berrak Tüzünataç ve Yiğit Özşener’in rehberliğinde seyir zevki veren, heyecan yüklü, müthiş tempolu bir dizinin ilk işaret fişeğini gönderdi. Ben bu davete icabet edeceğim. Eğer kaçırdıysanız, sizleri de kendi tarzını yaratma peşindeki bu iddialı yapıma daha yakından bakmaya davet edeceğim; ediyorum.

        PEPEE’DEN MEKTUP GELDİ

        GEÇEN pazartesi günü Bizim Ekran’da Okan Bayülgen’in kafayı ilk Türk çizgi film kahramanımız Pepee’ye taktığını yazmıştım, hatırlarsınız. Okan, Pepee’nin de bize benzediğini ve kırlarda koşup eğlenmek, coşmak yerine pişmanlık içinde debelendiğini söylemiş, miniklerin sevgilisi Pepee’yi adeta “Acıların Pepee’si” ilan etmişti. Yazıyı, “Bakalım Pepee’nin yaratıcısı Ayşe Şule Bilgiç buna ne cevap verecek?” diyerek bitirmiştim. Beklenen cevap gecikmedi. Şimdi ben susuyorum ve sözü Ayşe Şule Bilgiç’e bırakıyorum.

        “ÖNCELİKLE Habertürk’teki köşenizde Pepee ile ilgili yazınızda kullandığınız düzeyli üslubunuzdan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bundan tam 4.5 sene önce Türkiye’nin ilk çizgi filmini yaratmak düşüyle yola çıkan bir avuç insandık. Düşyeri’ni kurduğumuzda iki kişi çıktık yola. Bugün bu yolculukta 60 kişilik bir ekip haline geldi Düşyeri. Pepee ilk günden bu yana, doktorlar eşliğinde, tüm konsepti ve senaryosu hazırlanmış, belki de anne olmamın etkisi ve önce kendi kızıma izleteceğim bir çizgi film yapacağım düşüme hizmet etmesi için çok ince eleyip sık dokuduğum bir projedir. 3-6 yaş aralığındaki çocuklarımız için özel tasarlanan ve her birinde pedagojik olarak ciddi faydalı alt metinler yer alan 60’a yakın bölüm yaptık. Bu bölümlerin 58’inde Pepee o yemyeşil kırlarda hoplayıp zıplıyor, kahkahalarla koşuyor, bisikletiyle çılgınca tepeciklerden atlıyor.

        Ve her bölümümüzün eğitim içeriğine uygun bir şarkısı var. Örneğin zıtlıkları öğrettiğimiz bir bölümde, “Soğuk-Sıcak” şarkımız var. Keza Pepee çeşitli türküler eşliğinde halk danslarımızı yapıyor. Hanımey’i söylüyor, Hüdayda ile çoşuyor, Çayeli Türküsü ile horon tepiyor. 60 bölümün içinde yer alan 30’a yakın şarkının içinde sadece iki bölümümüzde, çocukların empati yeteneklerini geliştirmeye hizmet eden iki duygusal şarkımız var. Sevgili Okan Bayülgen, 60 bölümün içindeki bu iki şarkıya ve bu şarkıların geçtiği, Pepee’nin bisikletten düştüğü ve 60 bölüm içinde tek ağladığı bölüm olan kısma odaklanmış durumda. Sevgili Okan’ın kendi bakış açısıyla yaptığı yorumları da eğlenceli bulduğumuzu ve bizi rahatsız etmediğini itiraf etmeliyim. Çünkü Okan zaten muhalif bir kişilik. Okan işin eğlencesini çıkarmak için Pepee’yi bisikletten düşme bölümünden ibaret tutmaya devem edecektir. Belki yakında halk oyunu oynuyor olmasına da kendince takabilir.

        Canı sağ olsun. Pepee bugün tüm Türkiye’nin, yarın dünyadaki pek çok ülkenin bağrına basacağı bir çocuktur. Çünkü arkasında saf ve temiz duygularla yıllarını bu çocuğa vermiş, sıfırdan çizgi film yapımını kendi kendine öğrenmiş bir ekibin sinerjisi, umutları ve mücadelesi var. Üç senedir yayındayız ve ilk günden bu yana her yayında izlenme oranlarımız müthiş hızla yükseldi. Seyircimizden gelen bu müthiş destekle geçen yıl tüm zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen ikinci çizgi film projemizi hayata geçirmeye başladık. Düşyeri, Türkiye’nin kendine has çizgi film kahramanlarını, dünya standartlarında, tüm bilimsel gerçekler ışığında vücuda getirmeye devam edecek. Bu noktada her türlü düzeyli ve üsluplu eleştiriye sonsuz sabrımız ve saygımız var. Yeter ki üslup olarak sizler gibi doğru bir noktadan yola çıkılıyor olsun. Düzeysiz yorum ve eleştirilere bizim adımıza tüm Türkiye cevap verdiği için biz sessiz kalmayı tercih ediyoruz. Tekrar, yazınızdaki tavrınız için teşekkür ediyor ve Pepee’nin eğlenceli 58 bölümünden birkaç tanesine göz atmanızı ümit ediyorum. Sevgilerimle...”

        Ekran tarihinin en sürükleyici dizisi FRINGE BU GECE BAŞLIYOR

        BİLİME, bilinmeyene, bilimkurguyameraklıysanız aman bu gece saatler tam22.45’i gösterdiğinde ekran karşısında olunuz efendim. Çünkü JJ Abrams imzalı bir ekran fenomeni Fringe’in, 4. sezon yeni bölümleri Amerika’dan iki gün sonra bu gece Dizimaxmore HD’de perdesini açıyor. Mümkün olanla olmayan arasındaki çizginin kaybolduğu, insanın bütün bildiklerini unuttuğu müthiş heyecan fırtınası kaldığı yerden devam ediyor.

        Tüm dengelerin de değiştiği 4. sezonun ilk bölümünde, Peter’in ait olduğu yere dönmesi için alternatif evrene geçmesi gerekir ve Olivia’dan yardım ister. Bu sırada paralel evrendeki ekip, şekil değiştirenlerin gizemini çözmeye çalışmaktadır. Peki iki evren arasındaki varoluş savaşını hangi taraf kazanacak? İki gerçeklik arasındaki çıldırtan denge nasıl kurulacak? Ben ekran karşısında olacağımbüyük bir keyifle, biliyorumfanatikleri de orada olacak. Büyük buluşma bu gece...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ