Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya İnternet medyası İnternet medyasında çeteler ve tetikçiler var

        “İnternet medyasında çeteler ve tetikçiler var”

        Hadi Özışık, böyle dedi geçenlerde Habertürk’ten Kutlu Esendemir’e verdiği röportajda.

        Ne zamandır yazacağım, gündem ancak izin verdi. İnternet Medyası Derneği Başkanı Özışık haklı. Kesinlikle ve sonuna kadar haklı.

        ***

        İnternet medyasında işini ciddi, layıkıyla, emeğe saygı anlayışı içinde yapanların sesi oldu Hadi Özışık bu çıkışıyla.

        Tabii aynı zamanda, bu derdi paylaşan biz gazeteciler ve okurların da.

        Her sektörde olduğu gibi ‘sağlamlar’ ile ‘çürükler’ aynı sepette internette de.

        ‘Çürük’ kokusu bütün sepete siniyor. Kirli gösteriyor sepetin tümünü.

        Zaman içinde, ‘sağlamlar’dan bazılarına da, kenarından köşesinden sirayet ediyor çürüme.

        ***

        - Kaynak göstermeden kullanılan haberler, yorumlar, yazılar...

        - Kaynak gösterilse de, içinden cımbızlanan bir bölümün başlığa çıkartılmasıyla bir anlamda tahrif edilen, anlamı kaydırılan ve algısı farklı şekillendirilen haberler, yorumlar, yazılar...

        - Kaynağı tarafından yalanlanmış ya da tashih edilmiş haber, yorum veya yazıların ilk halini ‘kes - yapıştır’ yöntemiyle yayınlayıp, akılları sıra daha fazla ‘hit’ peşinde koşmalar...

        - Daha fazla ‘tık’ peşinde koşarken, adını andıklarından ‘tık’ çıkmayınca, o insanlar tarafından ciddiye alınmayınca daha da pervasızlaşan, hadsizleşen, terbiyesizleşen bir tarz...

        - “Çamur at izi kalsın” anlayışıyla gerçek habercilerin, mesleğin emekçilerinin hedef tahtasına oturtulması alışkanlığı...

        - “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözünün toplumda (maalesef) gördüğü itibara güvenerek, masa başında, kaleme alınan düzmece metinler, ‘sözde’ analizler...

        - Tehditvari bir üslup ile insanları korkutmaya, sindirmeye ve bu şekilde önce o kişilerin kendilerini muhatap almasını sağlamaya, bir adım sonrasında da o insanlardan nemalanmaya çalışan bir anlayışın tezahürü “Flaş... Flaş... Flaş...”lar...

        İnternet sepetindeki ‘çürükler’den kastım, işte bu saydıklarımı günlük, standart uygulamaya dönüştürenler.

        Hadi Özışık’ın dikkat çektiği nokta da, bu alışkanlığı bir tarza, bir yönteme dönüştürenlerin şimdilerde ‘kutsal ittifak’ dönemine evrilmiş olmaları belli ki.

        ***

        Fiyatı bir ‘üst banner’ ya da bir ‘açılır reklam penceresi’ kadar olan bu ‘sözde haberci’leri; ‘parazit’lere benzetirim oldum olası. Gerçek habercilerin, mesleğin emekçileri üzerinden beslenen ‘asalak’lara.

        Bırakın haberciliklerini, kendileri bile ‘gerçek’ olmayanlar bunlar.

        Sitelerinde künyeleri dahi olmayanlar.

        Gerçek isimleri, gerçek adresleri, gerçek kimlikleri ile var olamayanlar.

        Yıllardır o sektörün içinde olan, dernek başkanlığı yapan Özışık kadar detaylı bilmem mümkün değil tabii.

        Benim istediğim açık: Ciddi, tutarlı, saygın, kurumsal ve rekabetçi bir internet medyası.

        Bu nedenle de, benim gibi düşünenlerin atacağı adımlara naçizane destek vereceğimi kayıtlara geçirmek istedim.

        Çelik'in yazısını Hadi Özışık gazeteciler.com'da "Murat Çelik 'asalaklar'a fazla fiyat biçmiş!" başlığıyla değerlendirdi:

        Murat Çelik, "İnternet Medyası'ndaki asalaklar"ı öyle bir güzel anlatmış ki... Bir yıl boyunca bu konuda konuşulacakları özetlemiş sanki..

        Murat, hedef olmamak için, bu konuda kalem oynatamayanların da duygularına tercüman olmuş bir başka anlamda...

        Bile bile lades yani!

        ***

        Murat Çelik'in sözünü ettiği "çürük"lerin İnternet Medyası'ndan ayıklanabilmesi için, korkusuzca yazmak ve konuşmak gerekir. Aksi takdirde, "çamur at izi kalsın"ın ötesine geçen "asalaklar"ın "tehdit" ve "şantaj"larının ardı arkası kesilmeyecek!

        Gördüğünüz gibi, tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş!

        Haysiyet cellatları, attıkları çamurun iz bırakmadığını görünce, kirli ellerini ekmeğimize sürmeye başladılar. Rızık verenin Allah olduğunu bilemeyecek kadar cahil olan bu "asalaklar"ın gözdağı, tehdit ve şantajlarıyla amacına ulaşmaları mümkün değil.

        Zira, geçmişte yedikleri naneler herkesin dilinde!

        ***

        Şantajcıların sonu bellidir!

        Mide bulandırdıkları için, yuvarlana yuvarlana hakettikleri yeri buluyorlar sonunda.

        Yıllarca attığı iftiralarla ün salan Sebahattin Önkibar nerede şimdi?

        Bir zamanlar Mesut Yılmaz'ın has adamı değil miydi bu arkadaş?

        Medyanın tepe noktalarını Mesut Yılmaz'ın iteklemesiyle işgal etmedi mi?

        Tekrar soruyorum!

        Sebahattin Önkibar şimdi nerede?

        ***

        Murat Çelik'in sözünü ettiği "asalaklar"ın varlığı Mehmet Ali Birand'ın da ifade ettiği gibi uzun ömürlü değil. Bunların yeri yurdu belli değil ama fiyatları belli.

        Murat'ın yazdığı kadar değil ama!

        Bu "asalaklar"ın fiyatı "üst banner" ya da "açılır reklam penceresi" kadar olamaz. "Tepe banner"in bir aylık bedelinin yanından bile geçemez bunlar. "Açılır pencere" dediğin banner fiyatları ne kadar biliyor musun Murat? Bir ara telefonlaşalım da ben sana söyleyeyim!

        Peki bunların fiyatı ne kadar?

        2 bin 500 TL!

        Kulluk yaptıkları kişi sayısı ikiyi geçerse...

        4 bin lira...

        ***

        Bu arada...

        Salih Memecan'ın tepesinde olduğu Medya Derneği, copy-past konusunda gazetelerin genel yayın yönetmenlerinin isteği üzerine bir çalışma yapıyor. Genel Yayın Yönetmenleri haklı olarak, ürünlerinin çalındığından yakınıyor, bu konuda tedbir alınmasını istiyorlar.

        İnternet Medyası Derneği'nin bu konuya karşı çıktığı yönünde bir algı oluşmuş!

        Salih Memecan'ı aradım dün...

        Enis Berberoğlu ile de konuşmuştum zamanında...

        Bir kaç gün önce TGRT Haber'de bu konudaki görüşümü net bir şekilde açıkladım.

        Bu konuya ayrıntısıyla başka bir yazıyla değineceğim!

        Çünkü bir başka derneğin adı İMD ile karıştırılıyor!

        ***

        Murat Çelik'e not: Sevgili kardeşim sana korkusuzca "İnternet Medyası'ndaki asalaklar"ı yazdığın için teşekkür ederim. Bilmelisin ki, "tehdit" ve "şantaj"larıyla piyasaya korku salmaya çalışan bir başka "asalak" yarından sonra Yıldırım Demirören nazarında senin ekmeğinle oynamaya başlayacak, "yazarım ha" ya da "yakında yazarım" gibi kahpece şantajlar...

        Bu asalak, maalesef bir arkadaşımızı bu şekilde işinden etti.

        Ama Aydın Doğan'ın hakkını teslim edelim, bir asalaklar ordusu dikildi karşısına, kimseyi dinlemedi ve o arkadaşımıza sonuna kadar sahip çıktı. O arkadaşımızın adı Candaş Tolga Işık'tır... Mevzuları az çok sende biliyorsun!

        Murat Çelik'e 2. not: Sevgili Murat, şimdi sen "İnternet Medyası'ndaki asalaklar"ı yazdın ya... Çok geçmeden, gerek twitter'da gerekse tetikçilik yaptıkları sitelerinde "burdayım" diyecekler. Ben "İnternet Medyası'nda tetikçiler var" dediğimde, "burdayım" demişlerdi..

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ