Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Gazeteler show tv akşam ana haberlerini sunan kadın kim

        Alihan Mestci / HT PAZAR

        amestci@haberturk.com

        0212 313 67 12

        Ece Üner, artık hafta içi her akşam Show TV Ana Haber Bülteni’yle karşımızda. 14 yıldır televizyoncu, gazeteci... Babası Dinç Üner ve eşi Deniz Bayramoğlu da öyle... Haber içinde bir hayat onunkisi. Yıllar boyu Habertürk Televizyonu’nda Akşam Raporu’nda takip ettiğimiz Üner, artık Show Haber’de gündemi daha da geniş bir kitleye aktarıyor. Birkaç yıl önceki bir röportajında durumu şöyle özetliyor Üner: “Her gün benden haber dinle, beni gör ama beni hiç merak etme, deme şansımız var mı?” Yok tabii...

        Önce evden başlayalım. Eşiniz de başarılı bir haberci, sunucu. Ama o sabahları siz akşamları ekrandasınız. Eve haber getiriyor musunuz?

        Eve haber getirmiyoruz ama bu koşullarda eve kendimizi getirmemiz ve karşılaşmamız haber değeri taşıyor! Çok az görüşebiliyoruz.

        Eh, zor meslek. Show Haber’e geçerken aynı binada sadece kat değiştirdiniz...

        Haber sunduğum stüdyolar arasında yalnızca 2 kat var. Hedef kitlem büyüdü. Şimdi daha da fazla dikkat, hassasiyet, duyarlılık ve samimiyet gerekiyor. Sokakta insanların yüzlerine daha dikkatli bakıyor, onları incelerken yakalıyorum kendimi. Ne istiyor, neyi merak ediyorlar; sevindikleri, üzüldükleri, onlara dokunan veya teğet geçen şeyler neler? Kalabalıkların istatistiğinden bireylerin hikâyelerine geldim. Kuyumcu terazisi hassasiyeti gereken bir noktadayım, sorumluluğum çok büyük.

        Ekranda her saat dilimini tattınız neredeyse. Ekran yüzü olmanın bir sihri var mı?

        Sihir, küçücük bir kutudan süzülüp milyonlara ulaşmak. Ama kendimle veya çevremle ilişkim, hayatı anlamlandırmak ve kendimi bir yere konumlandırmak açısından ortada bir sihir yok. “Sanatta da hayatta da şunlar çirkindir: Sahte olan, yapay olan, ifadeli olmak yerine güzel olmaya çalışan, zorlama ve yapmacık olan, amaçsız gülümseyen, nedensiz kasılıp kurum satan; ruhtan ve gerçeklikten yoksun olan her şey, yalan söyleyen her şey” der Rodin. Ekranda bunların hiçbiri olmadım, hiçbirini yapmadım, yalan da söylemedim. Dolayısıyla ne sihir oldu ne büyü...

        ‘İNSAN ÖZGÜRLÜĞE MAHKÛMDUR’

        Bu meslekte verdiğiniz mücadeleden bahsedelim...

        Babam iki türlü insan bulunduğunu söyler; iş yapanlar ve yapıyormuş gibi yaparken kendini pazarlayanlar... O, birinci grupta yer almam için çalışmamı istedi. Zira bu grupta diğerinden daha az rekabet var. Kısacası, beni sevdiğim işte çalışmak özgürleştiriyor. Zaten özgürlüğe mahkûmdur her insan.”

        Bir dönem her ekranda kadın haber sunucuları belirdi. Sonra elenenler oldu...

        “İzleyiciye ne vaat ediyorsunuz?Aleladenin haricinde misiniz?” Ekran karakterlerinin kendine sık sık bunları sorması lazım. Biz doğru haber ve bilgi vermek iddiasıyla yola çıkıyoruz. Ancak artık habere ulaşma araçları çoğaldı. Televizyon kanallarının da kısa zamanda çoğalmasıyla birlikte toplum habere ve bilgiye ulaşmak için tek bir kanala ve tek bir sunum biçimine mecbur değil artık. Seyirci artık çok acımasız ve seçici. İçeriğin hiç olmadığı kadar sağlam olması şart. Zekâsı hırsına yetmeyenlerse fıkra olup gidiyor.

        Ekran işi zor. Bir sivilce yüzünden o gün dünya tersine dönebilir, sesiniz gidebilir...

        Burada zarf-mazruf dengesini tutturmak lazım. Değil bir sivilce yüzünden, 100 sivilce yüzünden bile dönmez tersine dünya. Ses de öyle, varsın gitsin birkaç günlüğüne... Artık geçti habercilikte o devirler. Güzellik gerekli ama asla yeterli değil. Artık izleyici koltuğa sırtını yaslayıp izlemiyor, bire bir haberin içinde. Tweet atıyor, yorum yapıyor, soru soruyor. O yüzden seyirciyi öyle iki güzel göz ve gülücükle kandıramazsınız. Altyapınız sağlamsa, aklı başında ve yeni şeyler söylüyorsanız varsınız. Yoksa pürüzsüz bir cilt ve bülbül gibi sesiniz de olsa bir zaplık canınız var.

        Her gün tepeden tırnağa inceleniyorsunuz. Saçınız, makyajınız, giysileriniz... Yorumları dikkate alıyor musunuz?

        Bir kere methedilmekten değil tenkit edilmekten hoşlanan biriyim. Bu yüzden eleştirilere bakıyor, üzerinde ciddi ciddi düşünüyorum. Haklılık payı varsa mutlaka kendime çekidüzen veriyorum. Sonuçta görünüşünüz sizden önce izleyiciye ulaşan bir tavsiye mektubu. Ama bazen bazılarının kafası bozuk oluyor. O anda ne görse karşısında gıcık olacak. Eleştiri tonlarından da anlaşılıyor, çok çatal dilli oluyorlar...

        Sizi ekranda sert bulan da var zarif bulan da... Nasıl olmaya çalışıyorsunuz?

        Samimi, duyarlı, dikkatli, donanımlı, nazik, şeffaf, net...

        ‘Çocukların yüzüne bakarken utanıyorum’

        Malum, Türkiye’de gündem çok yoğun. Etkileniyor musunuz?

        İnsanın sinir uçlarını ve sınırlarını harap eden bir gündem var. Daha sinirlerimi aldıramadığım için çok etkileniyorum. Gözüme uyku falan girmiyor. Dünle bugün kavga etmeye devam ettikçe yarının kaybetmeye mahkûm olduğu bir ülkede yaşıyorum. Çocukların yüzüne bakarken utanıyorum.

        Ece Üner

        1981 İstanbul doğumlu. Koç Üniversitesi Sosyoloji ve Tarih çift anadal mezunu. Brüksel’de AB konusunda eğitim aldı. Televizyonculuğa 2000’de başladı. 6 sene ekonomi ve diplomasi muhabirliğinden sonra spor servisine, oradan haber merkezine, sonrasında ana haber ve program sunuculuğuna geçti. CNN Türk’te “Güne Merhaba”nın sunucusu Deniz Bayramoğlu ile evli.

        Pazar akşamları da Habertürk’te

        Habertürk ekranlarında her pazar saat 21.00-23.00 arası “Enine Boyuna” programı da Ece Üner ve konuklarıyla devam ediyor. Enine Boyuna’da Üner’in konukları: Fehmi Koru, Ruşen Çakır, Orhan Bursalı ve Nihal Bengisu Karaca.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ