Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Mehmet Astsubay Ayçe'ye kavuşmayı hayal ediyor

        Mehmet Astsubay, Erzurum 9. Kolordu'da görev yaparken, 1951 yılında gelen emirle, 31 günlük deniz yolculuğunun ardından Kore'nin Busan Limanı'na ulaştı. Buradan trenle Seul'e geçen astsubay, bir süre dinlendikten sonra Kore Savaşı'nda Türk birliğinin konuşlanacağı yere gitti.

        Kore'ye ulaşmasından yaklaşık 2 ay sonra cephede bir geri çekilme esnasında Mehmet Astsubay'ın şoförü, yol kenarında yatan bir çocuk bulduğunu söyledi. Duruma müdahale eden Mehmet Astsubay, nefes aldığını fark ettiği çocuğu birliğe götürdü.

        AA'nın haberine göre, Mehmet Astsubay, baygın halde birliğe ulaştırılan ve sıhhiyelerin yardımıyla iyileştiren küçük çocuğa, Pınarbaşılı arkadaşının tavsiyesiyle "Ayşe" ismini koydu.

        Daha sonra gerek Korelilerin gerekse birlikte bulunan diğer ülke askerlerinin telaffuzda zorlanması nedeniyle ismi "Ayçe"ye dönüşen küçük kız, kısa zamanda Türkçe öğrendi. Bir süre hastalıkla mücadele eden Ayçe, Mehmet Astsubay'ın ilgisi sayesinde sağlığına kavuştu ve birlikteki herkesin sevgisini kazandı.

        Gündüzleri Mehmet Astsubay ve birlikteki diğer askerlerle top oynayan, koşuşturan Ayçe, geceleri de malzeme deposundan kendisi için ayarlanan uyku tulumunda dinlendi. Türk birliğinde herkes tarafından sevilen Ayçe, Mehmet Astsubay ile çarşıya çıktı, gezdi ve onun peşinden hiç ayrılmadı.

        REKLAM

        ÇARESİZCE GEMİYE İNDİ

        Askeri birlikte geçen yaklaşık 10 ayın ardından ayrılık vaktinin geldiğini öğrenen Ayçe, Mehmet Astsubay'ın kendisini de götürmesi için yalvardı. Ayçe'yi yanında götürmek için görüştüğü Koreli yetkililerden olumsuz yanıt alan Mehmet Astsubay, küçük çocuğu kendisinden sonra gelen kafilede bulunan Astsubay Kemal Fırat'a emanet etti. Mehmet Astsubay, 1952 yılında Ayçe'nin yalvarışlarına kulak verememenin çaresizliği içerisinde kendisini Türkiye'ye getirecek gemiye bindi.

        REKLAM

        Aradan geçen yıllarda gazi astsubay, manevi kızım dediği Ayçe'yi aklından hiç çıkarmadı. Kore'den geldikten sonra evlenen ve 3 çocuk sahibi olan Mehmet Astsubay, her ortamda, fırsat bulduğu her yerde Ayçe'yi anlattı.

        Yıllar süren kavuşma hayalinin yerini artık umutsuzluğa bırakmaya başladığı 2004 yılında kardeş şehir projesi kapsamında Güney Kore'ye davet edilen Mehmet Astsubay'ın, Ayçe'ye kavuşabilme umutları yeniden yeşerdi.

        Gazi astsubay, Güney Kore'ye gider gitmez yetkililerle görüşerek, Ayçe'nin bulunması için manevi kızıyla çektirdiği fotoğrafın ulusal gazetelerde yayınlanmasını sağladı.

        Buradan bir sonuç alamayan Kore gazisi astsubay, Koreli yetkililerden gelen "Ayçe'ye ulaşamıyoruz. Savaştan sonra sığınmacı olarak Avustralya'ya gitmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruyoruz." cevabıyla büyük üzüntü yaşadı.

        Mehmet Astsubay, aradan 65 yıl da geçse de Ayçe'ye kavuşacağı günü bekliyor.

        Kendi hikayesiyle benzerlik gösteren "Ayla" filmini vizyona girdiği dönemlerde sağlık sorunları nedeniyle izleyemeyen Mehmet Astsubay, filmi izleme fırsatı buldu. Bu sırada duygusal anlar yaşayan Astsubay, Ayçe'sinin bulunmasını istiyor.

        REKLAM

        "TURKISH NUMBER ONE" DİYORLARDI

        Yaşadıklarını büyük bir özlemle anlatan Gazi Karamustafaoğlu, "Başka bir şey yapamadım, elimden bir şey gelmedi. Yetkililer de ben de çok uğraştık ama bulmamız mümkün olmadı. Şimdi hayattaysa 70-72 yaşında olması lazım." dedi.

        Çok kıskanç bir eşi olduğunu belirten Karamustafaoğlu, Kore'den gelirken getirdiği yaklaşık 500 fotoğrafı eşinin makasla kestiğini, sadece Ayçe ile çekilmiş fotoğrafı kurtarabildiğini ifade etti.

        Karamustafaoğlu, Korelilerin Türkleri savaştan önce tanımadıklarını vurgulayarak, "2004'te gittiğimizde ise ay yıldızı gören herkes 'Turkish number one' diyorlardı. Gittiğimizde 600 dolara yakın bir alışveriş yaptım. Benden para almadılar. 'Sizin hesabınız ödenmiştir' dediler. Çok ısrar ettim ama almadılar. Aldığım ürünleri geri vermeye çalıştım onları da almadılar." diye konuştu.

        Senaryosu Yiğit Güralp'e ait olan ve gerçek bir hikayeden uyarlanan "Ayla" adlı film, Kore Savaşı sırasında kimsesiz bir şekilde bulduğu beş yaşındaki kızın bakımını üstlenen Astsubay Süleyman Dilbirliği ile Ayla adı verilen kız çocuğunun hikayesini anlatıyor.

        "Ayla" filmiyle hikayesi beyaz perdeye aktarılan Süleyman Dilbirliği 7 Aralık'ta, eşi Nimet Dilbirliği de 8 Aralık'ta hayatını kaybetmiş, cenazeleri Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilmişti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ