Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Mirkelam: Gençler kitleleri peşinden koşturamıyor

        Mirkelam, HT Magazin’den Arif Hür’ün sorularını yanıtladı.

        Belki geçip giden zamanları bir yerlerde bulamayacağız ama onun şarkılarına her daim bir yerlerde rastlayacağız. Mirkelam, müzik kariyerinde 22 yılı geride bırakmış durumda. 1995’te çıkış parçası ‘Her Gece’yle milyonların gönlünde taht kurmayı başaran usta sanatçı, uzun yıllardır mütevazı bir yaşam sürüyor. Röportaj vermeyi pek sevmeyen Mirkelam’la 5 Kasım’da Big Boyz Festival kapsamında Küçükçiftlik Park’ta vereceği konser öncesi bir araya geldik. Müzikte bayrağı Barış Manço’dan aldığını dile getiren Mirkelam, birbirinin kopyası şarkılar seslendiren genç müzisyenleri ise topa tuttu...

        Türkiye’nin ilk hobi ve aktivite festivali Big Boyz Festival cuma günü başlıyor. Siz de bu festival kapsamında sahne alacaksınız. Bu festival size neler hissettiriyor?

        Orijinal olması işin içinde akıllı insanların olduğunu belli ediyor. Türkiye’de böyle bir festivalin düzenlenmesi güzel. Çünkü, domates, karpuz festivali gibi hep benzer şeyler var. Enteresan organizasyonlar hoşuma gidiyor.

        ‘FESTİVALLER DESTEKLENMELİ’

        Ülkemiz festival düzenleme konusunda özellikle Batı ülkelerine göre oldukça geri vaziyette. Festivallere neden yeterince önem vermiyoruz?

        Dönüp dolaşıp hep sanatçılara kabahat bulunur ama sorun sanatçılarda değil. Sanatçılar oraya katıldıklarında değerli olabilecek şeyleri üretiyorlar. Bunu düzenleyecek kişiler ya bu işten para kazananlar ya da üniversitede kafaları başka şeylere çalışanlar. Babalarımızın annelerimizin dediği gibi ‘yaramazlık yapanlar’. Her tür festival desteklenmeli.

        Verdiğiniz konserlerde sizi dinlemeye gelenleri nasıl eğlendireceğinizi iyi biliyorsunuz. Yaşınıza rağmen bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?

        Enerjimi annemden aldım herhalde! Çok fazla karşı tarafı düşünme, kendimi onun yerine koyma huyum var. Eğlenmeyi ve eğlendirmeyi de seviyorum. Ben eğlenirsem seyircinin de eğleneceğini düşünüyorum. Üstelik şarkılarım da buna müsait. Sesim tiz olunca böyle oldu. Michael Jackson da tizdir, dans eder, tiz daha enerjik bir sestir. İnce sesin frekansı yüksek olduğu için fiziksel olarak insan tabiatına etki ediyor.

        Sanatçı dostlarınızın şarkılarınızı yorumladığı ‘Mirkelam Şarkıları’ albümünüze istediğiniz geri dönüşü alabildiniz mi?

        Aldık tabii. Zaten o albümün çıkması da bir geri dönüştü benim için. Emeği geçen herkese, bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Geri dönüşten kastınız parayla ilgiliyse, para çocukluğumdan beri beni çok ilgilendiren bir şey değil. Ünse, ünüm yerinde, problemimiz yok. Konserlerimiz çok güzel gidiyor. Geri dönüş dediğin nedir ki zaten? Yeni şarkıyla ilgili de yakında yeni sürprizlerimiz olacak.

        90’larda seslendirdiğiniz şarkıların hâlâ ilk günkü sıcaklığını koruduğunu, aynı etkiyi insanlarda yarattığını görüyoruz. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

        Geçen gün İskender Paydaş’la konuşuyorduk. ‘Bu ‘Tavla’ nasıl şarkıymış’ dedi. 10-12 kişi söylemiştir kendi albümlerinde. Belki 5 kere reklam müziği olmuştur. Bu şarkının vermiş olduğu enerji, orijinallik bence onu değerli kılan. Hep bahsediyorum, ‘Seni seviyorum’ yerine ‘Tavla’ demek, dünyayı yeniden biçimlemek aslında. Barış Manço’da da, MFÖ’de de, Bülent Ortaçgil’de de bu var. ‘Seni seviyorum’ yerine ‘Benimle oynar mısın’ diyor, bundan daha güzel bir şey olamaz. Ben karşı cinse ‘Seni seviyorum’ yerine ‘Benimle oynar mısın’ da diyebilirim ve bu daha değerli bence.

        Müzik eğitimi almak müzisyenlerin kariyerine nasıl etki ediyor sizce?

        Müzisyen olabilecek kabiliyetli insanlar mimar oluyor mesela ve müzisyenler azalıyor. Endüstiriyi şöhret ve para kuruyor. Örneğin Türkiye’de sinema endüstrisi müzik endüstrisinden daha yüksek. Hem maddi hem manevi açıdan. Dolayısıyla bütün kabiliyetli insanlar o tarafa gidiyor. Buna kızacaklar vardır ama öyle yani. Bu tarafı da güzel yapmak önemli. Mesela müzikte insanların içinden çıkan şeyler acıyla ilgiliyse acı oluyor ama ‘İşte Hendek İşte Deve’yi de yazmak lazım. ‘Gittin de ağladım da aman da kalbim yanıyor da üstüne tuz bastım da’ bunları yazmamak lazım. Bunları yazarsanız dinleyici onu dinliyor. Bu bir tarafı. Bir yanda da genlerimiz var. Genlerimizin davranış şekli var. Finlandiyalı gibi sevinemeyiz ve dövünemeyiz. Kendi tarzımız var. Bu tarz genlerimizden dolayı karışık ve onun sonucunda da böyle şarkılar çıkıyor.

        ‘1940’lardaki Londra gibiyiz’

        Son yıllarda İstanbul’da adeta bir şantiyede yaşıyoruz. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?

        Keşke daha önce azar azar olsaydı bunlar. Sanki şu an bombardımana uğramışız gibi. 1940’lardaki Londra’da gibiyiz. Kamyonlar, toz, pislik. Bu şehirde yaşayan insanlar için sağlıklı değil. Her dönemin kayıp insanları olur, biz de öyleyiz. Yüz sene sonrakiler rahat edecekler belki ama üzücü olan her elli senede bir o binaların değişecek olması.

        Son dönemde bazı sanatçıların tık satın alma yoluna gittiği görülüyor. Bu yarış size neler hissettiriyor?

        Beni ilgilendirmiyor, ben oraları geçtim. Bunun biraz biliniyor olması bile güzel bir şey bence. Ürettiğiniz şeyin devamlılığı olmalı. Birinden bayrağı almanız lazım. Ben bayrağı Barış Manço’dan aldım! Çünkü onu dinliyordum. Şimdi insanlar bayrağı kimden devralacak? Popüler şeyleri dinliyorlarsa o üründen yola çıkarak bir yere gidemeyeceklerini de bilmeliler.

        Festivalde bizi neler bekliyor?

        Türkiye’nin ilk hobi ve aktivite festivali Big Boyz Festival, uçaktan gyrocopter’e, hobi atölyelerinden engel tanımayan motosiklet şovlarına, macera tutkunlarını bir araya getirecek söyleşilerden Ceza, Pentagram, Mirkelam konserine, birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapacak. Festival kapsamında Ceza 3 Kasım’da, Pentegram 4 Kasım’da Mirkelam ise 5 Kasım’da sahne alacak.

        ‘Benzer şarkılarla kolay ünlü olursun’

        90’lı yıllara damgasını vurmuş sanatçıların üretiminin günümüzde azaldığını görüyoruz. Doymuşluk mu söz konusu yoksa çağa adapte olamamak mı?

        Çağa adapte olamamak gibi bir şey söz konusu değil çünkü çağda pek bir şey yok. Dünyada da yok O güzel yıllar geride kaldı. Aynı şey Phil Collins için de geçerli ama genç sanatçılar da kitleleri peşinden koşturan bir şeyler yapmıyorlar. Normal müzikler var, hepimizi tatmin eden. Çağla ilgili olabilir, tatmin duygusuyla ilgili olabilir. Sanatçıları etkileyen şeyler azaldı demeyeceğim, bilakis çoğaldı.

        20 yıllık müzik kariyerinizde milyonların diline pelesenk olmuş, ruhuna dokunan pek çok şarkı yorumladınız. Günümüz şarkılarında ise duygu ve ruh eksikliğinden dem vuruluyor. Bu tip şarkılar yapmak müzisyenlerin kolayına mı geliyor sizce?

        Burada da aynı şey geçerli ‘İşte Hendek İşte Deve’ de tutan bir sözdür. Ama ondan sonrasıdır işte mesele. Ondan sonra koyacağınız virgül, o virgülü nereye koyacağınız bile artı bir şeydir duygu için, insanlar için, sanat için. ‘Kokoreç’ dersiniz ama üstüne bir şey koymanız gerekir. ‘Asuman’ için de geçerli bu, parça ilk çıktığında şimdilerin lafıyla radyo dostu şarkı değil, ters bir şarkıydı ama sonra sonra anlamını ya da anlamsızlığını bula bula bir yere oturuyor. Biz ‘Her Gece’yi ilk yaptığımızda, hakikaten alternatif bir müzikti o, rock müziği zaten popülerdi ama alaturkayla rock’ı karıştırmak ve benim sesimden lanse etmek hem orijinaldi, hem riskliydi, hem de ilkti. ‘Her gece üzülmüşüm’ lafı herkesin söyleyebileceği bir şey ama ondan sonra ne dediğiniz ve nasıl dediğiniz, insanları nasıl etkilediğiniz önemli. Yoksa benzer şarkı bulunur. Dünyada da bizde de böyle, aynısını yaparsanız daha kolay ünlü oluyorsunuz. O sözden sonraki saniyeler önemli.

        ‘Tabutum yakışıklı olacak’

        Sanatçıların pek çoğu hayatlarını sosyal medyada ifşa ediyorlar. Sizin özel hayatınızdan çok nadir paylaşım yaptığınızı görüyoruz. Bunun özel bir nedeni var mı?

        Hepimizin manyak tarafları var. Bazı insanlar gösteriyorlar ama ben göstermek istemiyorum. Sahnede çiçekli pantolon, gömlek giyiyorum ama günlük hayatta giyemem. Sosyal medyada eğlenceyi abartmamak lazım. Çünkü bunun insan hayatına katkısı yok. Şayet sosyal medya bireyin eğitimini, ülkenin kültürünü etkiliyorsa problem vardır!

        Sizin için yerli Benjamin Button diyorlar...

        O film gösterime çıktığında çok arkadaşım söylemişti. Bu daha başlangıç, bunun 30 sene sonrası var yani. Tabutum yakışıklı olacak.

        Mirkelam, Aysen Sabancı’yla ilişkisini uzun yıllardır gözlerden uzak bir şekilde sürdürüyor.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ