Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Murat Cemcir: Eskiden serseriydik - Magazin haberleri

        İlk filmleri ‘Çalgı Çengi’den bugüne çok şeyin değiş- tiğini belirten ikiliden Cemcir serserilik itirafında bulundu: “Eskiden fütursuzca ama yine de kontrolü elden bırakmadan şaka yapabiliyorduk. Daha serseriydik. Şimdi milyonlar izlemeye başlayınca otokontrol devreye giriyor.”

        "MİZAHIN ZEKASI HAFİFE ALINMAZ"

        Murat Cemcir ile Ahmet Kural’ın yeni filmleri ‘Ailecek Şaşkınız’da komedi bu kez aşkla bezenecek. Cemcir ile Kural, mizahın bir zekâsının olduğunu ve kendini sürekli güncellediğini belirterek ‘Mizahın zekâsı hafife alınmaz’ diyorlar.

        REKLAM

        10 yıl önce yolları kesişmeseydi kariyerlerinin nasıl ilerleyeceğini bilemeyiz ama ‘Çalgı Çengi’ ile ‘Düğün Dernek’ serisinin ortaya çıkmayacağını biliyoruz. Ve yeni filmleri ‘Ailecek Şaşkınız’ın da... Röportaja giderken nereden nereye geldiklerini, daha doğrusu nasıl geldiklerini düşünüyordum. Birçok yetenekli kişi küçücük bir cesaret gösteremediği için kaybolurken onlar yollarına ‘Ya ümitsizsiniz; ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz; ya da çare sizsiniz’ sözündeki ikinci şıkla çıktı.Ceplerindeki 35 bin TL ile ‘Çalgı Çengi’yi çekerek ümitleri de kendileri oldu çareleri de.

        O filmin 59 bin kişilik gişesine ‘Vahhh vahhh. Biz güzel çektik de millet bizi anlamadı’ şeklinde ağlamak yerine dümenini sebattan, küreklerini azimden yaptıkları kayıklarıyla ulaştıkları bereketli topraklarda 6 milyon 980 bin kişiyle ‘Düğün Dernek’ yaptılar.

        Mizah güçlerini filmlerinin, dizilerinin senaryosunu yazıp yönetmenliğini yapan Selçuk Aydemir kaidesi üzerinde birleştirerek düş- lerini gerçekleştirmekle kalmayıp Metin Akpınar - Zeki Alasya, Stanley Laurel - Oliver Hardy, Dean Martin - Jerry Lewis, Gene Wilder - Richard Pryor gibi sinemanın unutulmaz ikililerinden olabileceklerini önceki 4 filmini izleyen 15 milyon 911 kişiye gösterdi.

        Murat Cemcir ile Ahmet Kural...

        ‘Çalgı Çengi’den yeni filminiz ‘Ailecek Şaşkınız’a kadar uzanan yolda neler yaşadınız?

        Murat Cemcir: Sorumluluk daha fazlalaştı. Eskiden fütursuzca ama yine de kontrolü elden bırakmadan şaka yapabiliyorduk. Ama daha serseriydik. Çünkü sınırlı sayıda insan izliyordu. Şimdi milyonlar izlemeye başlayınca otokontrol devreye giriyor. Yaşın da verdiği tecrübeyle ve daha çok insanın izliyor olması bizi filtreden geçiriyor. Bir şakayı on defa düşündükten sonra yapıyoruz.

        Otokontroller, filtreler şaka üretkenliğini nasıl etkiliyor?

        M.C.: Daha iyi etkiliyor. Çünkü on defa düşünüyoruz. Tecrübe üretkenliği daha da artırıyor. Artırmasaydı böyle bir film çekemezdik. Sete geldin gördün.

        Ahmet Kural: Murat, Selçuk ve ben... Bir şaka toplam 30 defa düşünülmüş oluyor.

        İlk filminizi 35 bin TL’ye ‘Ailecek Şaşkınız’ı ise milyon dolarlara çektiniz. İlk röportajı bir kafede şimdikini otel süitinde yapıyoruz. Hiç ‘Heyttt be’ dediğiniz oluyor mu?

        M.C.: Ben o zaman menemen yemiştim. Şimdi havyar yiyorum. Eskiden havyar yemezdim. Bir de eti normal yerdim, şimdi acı hardal sürmeden yiyemiyorum. Bunlar şaka tabii...

        A.K.: Ben her sabah aynanın karşısına geçip ‘Heyttt be’ derim.

        ‘Ailecek Şaşkınız’ın çıkış noktası nedir?

        A.K.: ‘Biraz şehir komedisi yaparsak nasıl olur?’ diye düşündük. Bir de ‘Bir filmde artık güzel görünelim’den çıktı olay.

        M.C.: Hep bir aksan yaptık, şive yaptık. Hep bir toprak insanını anlattık. Toprak çocuğu olunca...

        Ben Tokatlıyım, Selçuk Sivaslı. Ahmet ise seyyah gibi çok gezmiş.

        A.K.: Yıllarca obada yaşadık.

        M.C.: Öbürü dağlı. Selçuk, 1845’ten beri Sivaslıymış.

        Siz soy ağaçlarına bakabildiniz mi?

        A.K.: Ben bakmıyorum. Biliyorum çünkü. Çok da bakmak istemiyorum. Değişik şeyler çıkıyor.

        M.C.: Yüzleşemeyeceğimiz şeyleri görmek istemiyoruz. Bir dakika! Filmle ilgili söyleyeceklerim bitmemişti. ‘Çalgı Çengi’den sonra ‘Düğün Dernek’i çektik. Sonra ikincilerini. ‘İşler Güçler’de olduğu gibi bir şehir komedisi çekmek istedik. ‘Ailecek Şaşkınız’ın mizahı ‘İşler Güçler’inkine yakın bir mizah.

        A.K.: ‘Ailecek Şaşkınız’da kadınlar daha ön planda. Oynayan, hikâyenin seyrini değiştiren hep kadınlar.

        M.C.: Kadınlar karar verir ya her şeye...

        Hep öyle mi olur?

        M.C.: Eee, öyle olur. Yuvayı dişi kuş yapar. Biz hikâyeyi dişi kuş üzerinden anlattık. Ve bizim için çok değişik bir deneyimdi. Yeni oyuncularla çalışmak çok güzel. ‘Ailecek Şaşkınız’da bir tane bile filmde lokal şaka yok. Daha evrensel, daha uluslararası bir film. Durum komedisi üzerine kurulu.

        Sinemadan kazandığınızı sinemaya mı yatırıyorsunuz? Yoksa... Sizin için ‘Tokat’ın yarısını aldı’ deniliyor...

        M.C.: Yarısını değil.

        A.K.: Öyle miiiii?

        M.C.: Yok be oğlum. 2 tane hamam 1 han. Yok ağabey, yatırımlar filmlere. Bir de insana.

        Fenomen olmuş filmlerinizden sonra yeni bir film. Karşılaştırılmalara hazır mısınız?Mizahta başarının tanımı nedir?

        M.C.: Yeniye hep açık olmak zorundayız. Çünkü mizahın bir zekâsı vardır ve kendini hep günceller. O zekâ hafife alınır ve güncellemeye ayak uydurulmazsa Allah rahmet eylesin. Çünkü tek aksiyonla 10 kişi aynı anda ağlatılabilir ama aynı anda güldürülemez.

        A.K.: Gençliği de yakalamak gerek. Onların mizah anlayışı çok farklı. Onları da kapsayan bir mizah anlayışı olmalı. ‘Böyle güldürüyorum, böyle devam edeceğim’ diye bir durum söz konusu olamaz.

        ‘ÇUKUR’U İZLİYORUZ’

        Dün gülünene bugün gülünmeyebilir mi?

        A.K.: Gülünmeyeceğini anladıktan sonra tabiri caizse bir şeyin cılkı çıkıyorsa artık ona kimse gülmez. Zaten bize de komik gelmeyeceği için onu yapmayız.

        M.C.: Annemin de gülüyor olması lazım 8 yaşındaki birinin de. Bu kadar genel bir izleyiciye ulaş- mak istiyorsak ona göre planlıyor olmamız, ona göre biliyor olmamız lazım. Mizah dergisi de okumalıyız çok izlenen yapımları da izlemeliyiz. Şu anda ‘Çukur’ çok izleniyor. ‘Bu diziyi neden bu kadar çok izliyorlar, neden bu kadar seviyorlar’ı öğrenmek için oturup ‘Çukur’u izliyoruz. İnsanların neyi niye sevdiği bilinirse şaka ona göre yapılır. Diğer türlü şakalarımıza kimse gülmez. Evde aynaya bakıp sadece karşımızdakine şaka yaparız.

        Şöhret, beraberinde asosyalliği getirdiğine göre gözlem gücünüzü nasıl koruyorsunuz?

        A.K.: Kuş gözlemcisi gibi olmaya gerek yok. Hayatta neler olup bittiğini sabahtan akşama kadar televizyonda görüyoruz. O kadar komik olaylar var ki. Dışarı çıkıp gözlem yapmak yerine evde oturup televizyondan her şey öğrenilir.

        M.C.: Televizyonlarda cinayet vakaları bile çözülüyor. Belki her yere rahat rahat girip çıkamıyoruz ama arkadaşlarımız, eşimiz dostumuz var. Onlarla görüşüp konuşmakla da gözlem yapılabilir. Sosyal insanlarız yani.

        Yeni nesli yakalamak için bir metodunuz var mı?

        A.K.: Öyle bir metot yok. Neye güldüklerine bakıyoruz. Şu anda Youtube’da birçok fenomen var. O fenomenlerin yaptığı mizahın nasıl olduğuna bakıyoruz. Hakikaten çok farklı şeyler var, farklı şeylere gülüyorlar. Biz de o mizahı yapı- yoruz, yapmak istiyoruz.

        M.C.: Bumerangın hâlâ Avustralya menşeli bir silah olduğunda kalınırsa mizah güncellenmez.

        ‘Dean Martin-Jerry Lewis olmayı tercih ederiz’

        Arkadaşlığınız hangi ikiliye benziyor?

        A.K.: Dean Martin - Jerry Lewis olmayı tercih ederim. Çünkü Murat, Dean Martin’e benziyor.

        M.C.: Herkes böyle söylüyor, biri de ‘Murat, Steve McQueen’e benziyor’ demiyor. Evet, Dean Martin - Jerry Lewis olur. n Birbirinizin hayatına ne ölçüde müdahale ediyorsunuz?

        A.K.: Hiç.

        M.C.: Yetişkin insanlarız. Yanımda diye söylemiyorum çok yetenekli bir adam. Selçuk da öyle. Herkesin özel hayatı, ailesi, dostları, gelecekle ilgili planları ve kariyer yönetimi var. Sonuçta herkesin bir dünyası var. İşte oraya çok girmemek lazım.

        A.K.: Ters bir durum olduğunda ‘Bak farkında değilsin, ne oluyor?’ dediğimiz durumlar, birbirimizi uyandırdığımız zamanlar elbette oluyor. Müdahale dediğimiz en fazla bu. Yoksa benim hayatıma karışmaz.

        M.C.: Aynen, kimse kimsenin hayatına karışmaz.

        FERHAT İLE GÖKHAN'IN MACERASI

        SelçukAydemir’in senaryosunu yazıp yönettiği ‘Ailecek Şaşkınız’da Ferhat (Ahmet Kural) CEO olarak babasının şirketinin başına geçer. Sağ kolu da CFO Gökhan (Murat Cemcir) olur. Ferhat’ın şirketin yemeklerini hazırlayan Muzaffer’in (Cengiz Bozkurt) kızı Elif’e (Saadet Işıl Aksoy) gönlünü kaptırmasıyla olaylar başlar.

        Gösterime 2 Mart’ta girecek olan ‘Ailecek Şaşkınız’ın röportajı doğal olarak bol kahkahalı oldu. Cemcir ile Kural’ın röportaj sırasındaki hallerini HTDokun’da izleyebilirsiniz.

        HTDokun: Melik DEMİREL Emre NAMOĞLU

        Fotoğraflar: Özlem ÖZÇELİK

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ