Mustafa Denizli'den şampiyonluk kehaneti

SORU: Galatasaray için zorlu bir dönem başlıyor. Sarı kırmızılı ekip Konya, Fenerbahçe ve Başakşehir maçlarında sizce sarı büyük puan kayıpları yaşar mı?

Büyük kayıplar yaşar mı yaşamaz mı, onu oynayacakları 3 maçta göreceğiz. Ben büyük kayıplar yaşayacağını zannetmiyorum. Üç maçtan en kötü 7 puan alırsa Galatasaray çok önemli bir yolun içine girer.

Şampiyonluk rüzgârını arkasına alır. En azından bir rakibinden oldukça uzaklaşır. Ama üçünün de zor maç olduğunu söyleyelim.

SORU: Beşiktaş, son 3 haftada 1 puan alabildi. Siyah beyazlılar için ligin bittiğini söylemek çok mu iddialı olur?

Bitmez. Galatasaray, bugün kazanırsa ciddi bir avantaj elde eder ama lig bitmez. 8. haftada lig bitmez! Köprünün altından daha çok sular akar. Babel’in atılması, maça alışıla gelmiş Babel-Quaresma-Cenk üçlüsüyle başlanmaması, (belki hoca Monaco maçını daha önemsiyordu) takımı etkiledi. Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra daha etkiliydi ama net pozisyonlar üretemedi.

Beşiktaş, Gençlerbirliği’ne geniş alanlar verdi. Final paslarındaki tercih hataları ve skoru koruma içgüdüsü Beşiktaş’ın lehine gelişti. Beşiktaş puanı kurtarabilirdi. Quaresma, Beşiktaş için çok önemli bir hücum figürü olduğunu dün yine gösterdi.

Yine diyorum, ne önde ne arkada hiçbir takım için lig 8. haftada bitmez. Son 2 yılın şampiyonu Beşiktaş, rehavet yaşayabilir. Bu doğaldır. Devler Ligi’nde iyi gitmesi, lig için belki konsantrasyonunu biraz düşürebilir.

SORU: Beşiktaş, salı günü Şampiyonlar Ligi’nde Monaco ile kritik bir maça çıkacak. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

Beşiktaş için öncelikle şunu da belirtelim: Eşdeğer oyuncu fazlalığının sıkıntısı yaşanıyor. Bir takımda eşdeğer oyuncuların sayısının fazla olması, hem teknik direktörün hem de futbolcuların kafasını çok meşgul eder. Beşiktaş’ın da bu sezon böyle bir sıkıntı yaşadığı bir gerçektir. Gelelim Monaco maçına...

Beşiktaş, belki de grubun form durumu en düşük takımıyla oynayacak. Fakat bu “Net şekilde kazanacak” demek mi, hayır. Ama Beşiktaş, bu lige daha çok konsantre. Monaco galibiyeti ligdeki psikolojisini de düzeltir. Ülkenin moralini de düzeltir. Monaco’ya kaybederse hiçbir şey olmaz. Kaybetmezse de yoluna çok emin şekilde devam eder. Kazanırsa da işi bitirir. Salı günü farklı bir Beşiktaş göreceğimizi düşünüyorum.

SORU: Lucescu üzerinde tartışmalar başladı. Yol yakınken yollar ayrılmalı mı? Siz ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin bunu konuşmasından da bana sorulmasından da bıktım. Onun için bu Lucescu ile ilgili değil. Kim olursa olsun hep aynı şeyi yaşıyoruz. Bırak ona karar verenler karar versin.

SORU: Milli takımın teknik direktörlüğü için sizin de adınız geçiyor. Bu iddialar için neler söyleyeceksiniz?

Bunlar her dönem sık sık yaşadığımız şeyler. Yani herkes aklına gelen bir şeyi söylüyor. Bu listenin içinde benim adımın geçmesi kadar doğal bir şey olmaz. Benim ismimin geçmesi başka şey, karar vericilerin karar vermesi başka şey.

SORU: Fenerbahçe için Malatyaspor maçı bir ‘final maçı’ olur mu?

Yeni Malatyaspor maçının Fenerbahçe için final olacağını söylemeyelim. Ancak ben Fenerbahçe’nin bu haftayı kayıpsız şekilde geçeceğini düşünüyorum. Fenerbahçe’nin Akhisar maçındaki görüntüsünden çok farklı olacağını düşünüyorum. Ve muhtemelen de değişik bir kadroyla maça çıkacaklardır.

SORU: Ampute Milli Takımı tarihi başarı kazanırken A Milli Takımı ile kıyaslanması doğru mu?

Biraz fazla popülizm yaptık. Başarı varsa ödül de olmalı. Devlet, başarıyı zaten değerlendiriyor. Bunun dışında da bir sürü özel sektör kurumu değerlendiriyor. Burada püf noktası şudur:

Başarsınlar, alsınlar. O zaman buna kimse karşı çıkmaz. A Milli Futbol Takımı, Dünya Kupası elemelerinde gruptan çıksaydı, polemik yapanlar Ampute Milli Takımı’nın başarısını bu kadar geniş görecekler miydi?

SORU: TFF Başkanı Demirören, sürpriz bir çıkışla, video hakeme karşı olduğunu söyledi. Sizin düşünceniz nedir?

Video hakem hata yapmayan hakemdir. Veya hata payı daha az olan sistemdir. Futbol akıcılığı olduğu zaman güzel bir oyundur. Video hakemi hakikaten kulüpler istiyorsa, bunun kullanılacağı pozisyon sayısının asgariye indirilmesi gerekir. Öbür türlü futbolun ruhu kaybolur.

Bir de unutulmaması gereken bir şey daha var: Futbolun en önemli unsurlarından biri de hakem kararlarının tartışılmasıdır. Futbolu gündemde tutan en önemli olaylardan biri budur. Misal bir ofsayt ve topun gol çizgisini geçip geçmediği gibi hayati kararlarla ilgili belki kullanılabilir. Çünkü futbol kesintiye uğradıkça keyfi kaçar.

SORU: Milli maç araları ligi sekteye uğratıyor, soğutuyor. Radikal değişim olabilir mi?

Gözden geçirilebilir. Yani başladığı günden bugüne ne kadar de ğişikliğine uğradığını hepimiz biliyoruz. 9 Milli maç takvimleri değiştirilebilir.

SORU: “Nasıl olur da 80 milyonluk Türkiye Dünya Kupası’na gidemez” söylemi doğru mu?

Bu kıyaslama da saçmalamaktan başka bir şey değildir. Bir zamanlar futbola hükmeden Macaris tan ’dı. Peki nüfusu çok mu fazlaydı? Portekiz, geçen sezon Avrupa şampiyonu oldu. Peki onun nüfusu çok mu faz la. Sanki kupaları ABD, Çin ve Hindistan kazanıyor gibi bakıyoruz. Bu iş nüfusla ilgili olsaydı bu ülkeler kazanırdı.

Önemli olan nüfus sayısı değil, nüfusu kullanma biçimi. Eğitim ve yarışma ayrıdır. Biz her yarışma dan sonra sürekli altyapı tartışması yapıyoruz. İkisi kel alaka konular. 50 yıldır bunu konuşuyo ruz. Ama bu sefer ders alınacağı kanaatindeyim. Bu kadar tepki karşılıksız kalmayacak. 7 Milyarlık Çin mi gitti Dünya Kupası’na?