Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Nuh'un Gemisi "asparagas” çekmecesinden çıktı...

        Bir grup araştırmacı 2010 Nisanı’nda, Ağrı Dağı’nın 4000 metre yüksekliğinde 4800 yıl öncesine ait ahşap gemi parçaları bulduklarını ileri sürdüler. İddialarına göre bu “yüzde 100 olmasa da yüzde 99.9 Nuh’un Gemisi”ydi. Kalıntılarda küçük odacıklar olduğu ve burada hayvanların barındırıldığı söyleniyordu. Ortaya bazı görüntüler de servis edildi; hakikaten gemi kalıntısına benziyordu. Dönemin vali vekili, turizm müdürü, belediye başkanı temaslar kurdu, açıklamalar yaptı. Sonra bütün bunlar yalanlandı, görüntülerin başka yere ve gemi kalıntısına ait olduğu haberleri çıktı. Aynı araştırmacı grup 2017’de de iddialarını yineledi. Ama sonra ses çıkmadı. Haber asparagas çekmecesine kaldırıldı.

        REKLAM

        Kürşad Oğuz'un HT Cumartesi''de yer alan yazısına göre, ABD’li bestseller yazarı 51 yaşındaki Christopher Golden, çok büyük ihtimalle bu haberlerden yola çıkarak bir kurgu yaptı ve bu hikâyeyi bir korku-gerilim romanına dönüştürdü. “Ağrı Dağı,” İngilizce adıyla “Ararat” 2017 Nisanı’nda ABD’de piyasaya çıktı, Bram Stoker En İyi Roman Ödülü’nü aldı. Kitap şimdi Türkçe’de. Şimdi gerçeği bırakıp Golden’in kurgusuna dönelim şimdi.

        DİN ORTAKLIĞI

        Bir kasım günü, Kürt rehber Feyiz, Alman teknoloji firması yöneticilerinden oluşan bir grubu Ağrı Dağı’na tırmandırmaktadır. Soğuk ve karla mücadele ederken birden şiddetle yer sarsılır, arkasından uzaklara çığ düşer ve Feyiz grubu, dağın eteklerinde, yaşadığı köye indirir. Bu sırada, dağın güneydoğu yamacında daha önce hiç görmediği ve jeolojik olarak orada olmaması gereken bir mağaranın ortaya çıktığını fark eder.

        Yazar buradan Londra’ya götürür bizi. Musevi Adam Holzer ve Müslüman (aslında ateist) Meryem Karga, dünyanın dört bir yanında dağlara tırmanmış ve bir süredir bu maceralarını anlatan ortak kitaplar yazan iki yetişkindir. Bir süre önce “Adem ile Havva Dünyanın Tepesinde” adlı kitabı yazmak için Ağrı’ya da çıkmış, Feyiz’le böyle tanışmışlardır. İkili, evlilik törenlerini planlamak için bir düğün salonunun önünde buluşurlar ama Meryem planları bozar: “Her şeyi iptal et, çünkü yarın Türkiye’ye uçuyoruz. Feyiz’den telefon geldi.”

        REKLAM

        GİZEMLİ BİR LAHİT

        Aslında Türk yetkililer, artçı depremlerden korktukları için kimsenin Ağrı’ya çıkmasına izin vermemektedir. Ama Meryem duruma hâkimdir: “Biz oraya gidelim yeter. Feyiz kimlere para yedirileceğini bilir. Yasağı kaldırdıklarında dağa ilk çıkan biz olalım istiyorum.”

        İkisi de Büyük Tufan ve Nuh’un Gemisi efsanesine inanmasa da aralığın ilk günü Türkiye’ye varırlar. Başka birkaç grubun daha aynı amaçla Ağrı’da olduğunu görürler. Öne geçmek için Feyiz’in bu işlerle ilgilenen amcası Hakan Ceven’e baskı kurup kavga dövüş ikna ederler. Ceven, aşiretin çığda uğradığı ölümlerin ardından ailenin yeni reisi haline gelmiştir ve bir Yahudi ile evlenecek olan Müslüman Meryem’e tepkilidir. Şöyle der yazar: “Kürtler kadınlara Ortadoğu’daki diğer Müslümanların çoğu kadar hasmane yaklaşmazlardı fakat davranışlarına bakılırsa Hakan buna bir istisnaydı.” Bu arada Türkiye’de kendini güvende hisseden Yahudi Adam’ın sadece birkaç kilometre ötedeki İran varlığından endişe duyduğunu da öğreniriz. Neyse, dağın eteğine gelmeden Doğubayazıt’ta künefe yerler ve kültürel/dini farklar bir süreliğine unutulur.

        REKLAM

        Teçhizat hazırlanır, yola çıkılır. Amaç, Nuh’un Gemisi’ni önce bulmak, böylece kazı ve belgesel iznini alıp paraya para dememektir.

        Hız yüzünden ihtiyatsız davrandıkları yolda çeşitli tehlikeler atlatırlar ama nihayet diğer gruplardan önce “mağaraya” girerler: “Mağara zemininden tozla kaplanmış bir dizi eğri büğrü kalas hafifçe çıkıntı yapmaktaydı. Hayır, mağaranın zemini onlardı...” Bu bir gemidir ve içeride bir de, kimseye bahsetmemeye söz verdikleri bir lahit vardır.

        İLK CİNAYETLE GERİLİM

        Projenin adı, KHGP olur yani “Karga-Holzer Gemi Projesi.” Bu bir Türk, Amerikan ve İngiliz ortak teşebbüsüdür. İçinde ABD Bilim Vakfı’ndan bir temsilci, iki Türk devlet yetkilisi, BM gözlemcisi, rahip, arkeologlar, akademisyenler, öğrenciler, işçiler, rehberler olan ekip TSK helikopteriyle bölgeye iner ve mağarada çalışmalar başlar. 4000 metredeki bu gemi gerçekten Kur’an ve Tevrat’ta geçen Nuh’un Gemisi midir? Oraya nasıl gelmiş, neden inşa edilmiştir? Peki lahit içindeki boynuzlu, iblis benzeri yaratık neyin nesidir?

        REKLAM

        Bu esrarı çözmeye çalışırlarken tuhaf olaylar gelişir. İki kişi ortadan kaybolur ve gerilim başlar. Mağarada mahsur kalan ekip yalnız olmadıklarını anladıklarında tüm insanlığı tehdit eden bir kötülükle karşı karşıya olduklarını da fark ederler.

        Korku, psikolojik-doğaüstü gerilim sınıfındaki roman sadece konusu değil yerinde akışıyla da dikkat çekiyor. Yazarın Michael Crichton ya da Dan Brown gibi, çatışmacı karakterlerden faydalanarak gerilim dozunu artırdığı söyleniyor ki, bu doğru. Golden, farklı inançların Nuh efsanesine bakışını anlatmak ve gerilimi artırmak için araştırma ekibine Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, ateistlerin hepsini ve farklı milletleri koymuş. Hatta arada devlet-Kürt ilişkisini irdelemeyi de ihmal etmemiş: “Rehberlerin hepsi de Kürt’tü ve Kürtler geleneksel olarak Türk devlet görevlileriyle kankalık etmezlerdi.”

        Bunun dışında Golden’ı H.P. Lovecraft kalibresinde bulan, “Ağrı Dağ”nı “yazarın başyapıtı” veya “korku klasiği” olarak nitelendirenler var. Ben o kadar iddialı konuşamayacağım ama hiçbir şey olmasa da “asparagas”ı çekmeceden çıkarması önemli...

        REKLAM

        GOLDENNELERSÖYLEMİŞ?

        Anlatıcılığa başlarken ilham aldığım şeylerden bazıları zombi hikâyeleri ve filmleriydi. Bu ikisi yazmaya başlamamı kolaylaştırdı.

        Canavarlar hakkında yazmayı, folklorik ve mitolojik korku hikâyelerini seviyorum. Aslında hepimiz kendi canavarlarımızı yaratıyoruz, bazen çocuklarımızı korkutmak için...

        Sık eleştirilerden biri Stephen King’in üzerimdeki etkisi. Özellikle kısa hikâyelerimde büyük etkisi oldu. Daha geriye gidecekolursak Alfred Hitchcock, H.P. Lovecraft ve Edgar Allan Poe yazınımı en çok etkileyen isimler.

        KİMDİR?

        Korku-gerilim romanları ve Hellboydahil çizgi romanlar yazarı (bir kısmıMike Mignola ile birlikte) ChristopherGolden, ailesiyle Massachusetts’teyaşıyor. Türkçe’de “Teneke Adamlar”,“Kar Korkusu”, “Jack London’ın GizemliYolculukları” gibi kitapları bulunuyor.

        KRİZİN ÇİZGİ ÇİZGİ AÇIK AÇIK HİKÂYESİ

        2010 tarihli Michael Lewis kitabından 2015’teuyarlanan “The Big Short” (Büyük Açık), sadeceBrad Pitt, Christian Bale, Ryan Gosling’li kadrosuyladikkat çekmiyor, 2008 finans krizinin ardındakidalavereleri de mükemmelen anlatıyordu. Bu daonun çizgi roman versiyonu: “Büyük Çöküş - KüreselEkonomi Nasıl Rehin Alınır?” DarrylCunningham müthiş çizimleriylekafamıza kazıyor yaşananları.

        Hatırlarsınız, 2008 yılında ABD’de taşınmaz mal piyasasının aniden değer kaybetmesiyle başlayan ekonomik kriz bir anda etkisini tüm dünyada hissettirmişti. İnsanlar işlerinden olmuş, evlerini kaybetmiş, dramlar, intiharlar yaşanmıştı. Neticede bundan sorumlu olan kredi derecelendirme kuruluşlarının, büyük bankaların başına bir şey geldi. Hatta ABD’de açıkları, yine vergilerle kapandı. Bu kriz “toplumun menfaatine işleyen bir ekonomik düzende devletin ve özel sektörün rollerini” tekrar sorgulamamızı sağladı. Taraflardan birisi görevini ihmal ederse veya gücünü kendi çıkarları için kullanırsa kim mağdur olur? Hangi bedeller ödenir? Kâr kasanın, zarar ise vergi mükelleflerininse bu yaşadığımız hayat kimindir? Cunningham kendi yazıp resimlediği “Büyük Çöküş”te ekonomistlerin binlerce sayfada aktarabildiği meseleleri bu grafik romana sığdırmış. Sadece ekonomiye bakış açınızı değil, dünya görüşünüzü ve değer yargılarınızı da etkileyebilir.

        BU HAFTA NE OKUSAK?

        Şırnak’ta görev yapmış, İstanbul’a tayin olmuş öğretmen Tuncay Çevik’in ilk romanı. Yakın tarihin yaralarıyla, İstanbul’da geçiyor. Ve yaşayan en önemli film eleştirmenlerinden biri olan Thomson’dan hem farklı filmler hem de sinema tarihi üzerine zekâ dolu bir deneme.

        Bay Leonidas’ın Tuhaf Hikâyesi Tuncay Çevik Doğan Kitap

        Bir Film Nasıl İzlenir? David Thomson Çev: Ayşecan Ay Alfa Yayınları

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ