Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Konut projelerindeki sosyal donatılar yargı gündeminde

        Esra ERDOĞAN / HABERTÜRK

        İSTANBUL’da bir inşaat projesinden daire satın alan A.Ş., projenin reklamlarında olmasına rağmen birçok sosyal ve sportif donatıların gerçekleştirilmediğini belirterek, değer kaybının ödenmesi için dava açtı. A.Ş. dava dilekçesinde, “Dairelerle birlikte 1 milyon metrekare arazi üzerinde, 50 bin ağaçla çevrili yeşil alan, yüzme havuzları, yürüyüş, koşu ve bisiklet parkurları, buz pateni ve buz hokeyi pistleri, basketbol ve tenis kortları,ticaret merkezi gibi imkânlar sunularak, kaliteli, sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir yaşam alanı inşa edileceği ilan edildi. Ancak, sitenin genel çevre duvarı ve demir parmaklıkları bile tamamlanmadı” dedi. Davayı kabul eden mahkeme, A.Ş’ye 17 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Bu kararı bozan Yargıtay, inşaat firmasının yapılmayan sosyal donatıları gizlemek için herhangi bir hileye başvurmadığını belirterek, alıcının şikâyetine konu olan eksikliklerin evin satın alındığı dönemde anlaşılabileceği yönünde karar verdi. Böylece karar firma lehine kesinleşmiş oldu. Bu durumu taraflar şöyle yorumladı...

        Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı Aydın AĞAOĞLU: ‘Tüketici ciddi bir inceleme yapmalı’

        TÜKETİCİ Kanunu’nda ayıbın 30 gün içerisinde satıcıya bildirilmesi şartı vardı. 28 Mayıs’ta yürürlüğe giren yeni Tüketici Kanunu bu süreyi 6 aya çıkardı. Ancak gizli ayıplarda bu uygulanmaz. Yani kullanım ömrü boyunca gizli ayıptan ötürü tüketici hak arayabilir. Yargıtay bu kararında iddia edilen ayıpların gizli olmadığına, tüketicinin bunu aldığı anda fark edebileceğine ve 30 günlük süre içerisinde başvurabileceğine işaret ediyor. Bu nedenle kararı bozmuş. Belli ki evi alan hemen dava açmamış. Yargıtay’ın verdiği karar çok da doğru değil. Tüketici haklı burada. İlk 30 günde dava açmadı diye Yargıtay’ın bunu tazminattan mahrum etmesi doğru değil. Zaten yeni Tüketici Kanunu da bunu 6 aya çıkardı. Bu noktada tüketicilere şunu söylemek isterim. Satın aldığınız ev gibi değerli ürünlerde hem mutlaka satın alma kararından önce hem de satın alıp yerleştikten sonra ciddi bir inceleme yapın. Gördüğünüz bir eksiklik, ayıp söz konusu ise bunu mutlaka yazılı olarak ispatlanma açısından müteahhide, satıcıya bildirin. Müteahhitler yaptıkları evin üretim hatalarından ötürü 5 yıl boyunca tüketiciye karşı sorumludur. Ama siz süresinde ihbar etmezseniz, ihbarı yaptığınızı ispat edemezsiniz mağduriyetinizin sürmesi söz konusu olabilir. Aksi halde Tüketici Kanunu konut satın alan tüketicileri koruyor.

        İMO (İnşaat Mühendisleri Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat ERSAN: ‘Arkadaş ispatlayamamış’

        VATANDAŞIN bir daire aldığı zaman müteaahitle ciddi bir sözleşme yapması lazım. Bu ortak mahal dediğimiz alanların sözleşmede belirtilmesi lazım. Vatandaş bitim aşamasında sosyal donatıların olmayışını ispatlayamamış. Çünkü müteahhit firma, “Böyle sosyal bir alanı proje kapsamında yapıp teslim edeceğim” diye alıcıya böyle bir taahhütte bulunmamış. Açıkçası olayın nedeni yapılan sözleşmede sosyal donatı alanlarının yazılmamış olması. Yargıtay bunu haklı göstererek mahkeme kararını bozmuştur. Yani vatandaş sadece bir daire satın aldığı için bu mertebeye gelmiştir. Mahkeme bunu tam algılayamamış olabilir. Arkadaş sosyal donatı alanlarını resmiyette ispat edememiş. Yargıtay da müteahhidin suçunun olmadığını, sadece bir daire satın aldığını ve bu dairenin de eksiksiz tüketiciye teslim edildiğini söylüyor. Elindeki sözleşmede de böyle bir sosyal donatı olarak birtakım alanların olduğunu fark edemeği için Yargıtay bu kararı bozuyor.

        Avukat Olcay Halk KILIÇ: ‘Yasa farkından kaynaklanıyor’

        TÜKETİCİNİN Korunması Hakkındaki Kanun’a göre “Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür” ve yine aynı kanuna göre “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir”. Malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları vardır. Ancak eski kanun döneminde ayıbın satıcıya bildirilmesi süresi önem arz etmekteydi. Yeni yasa ile ayıbı belirli 30 gün içinde ihbar etmesi yükümlülüğü kaldırılmıştır.

        Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan ÇAKAR: ‘Karar düşündürücü vatandaş itiraz etsin’

        ORTADA açık bir ayıp var. Açık bir eksiklik var. Bu zaten Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’a açıkca giren bir şey. Yargıtay onu usulden reddetmiştir. Yargıtay zaman zaman böyle kararlar verebiliyor. Eğer vatandaşın dilekçesinde bunun açık ayıp olduğu belirtiliyorsa ve yerel mahkeme de vatandaşın lehine bu şekilde karar vermişse doğrudur. Bu şekilde olması lazım, böyle karar verilmesi lazım. Yargıtay’ın böyle bir şekilde çelişkili karar vermesi son derece ilginç ve düşündürücü. Vatandaş iyi bir avukatla görüşerek Yargıtay’da karar düzeltmeye gitsin ve itiraz etsin. Dilerim ki lehine sonuçlanır.

        Avukat Sedat VURAL: ‘Oturmadan nasıl bilsin?’

        ADALET denilen kavramın içinde toplumsal vicdan var, akıl var, mantık var. Türkiye’de inşaat firmalarının genel sorunu bu. Bir dairenin ya da inşaat kompleksinin ayıplı olup olmadığını ancak içine girince yani dairede oturmaya başlayınca anlarsınız. Bu ayıpları vatandaş dairenin içine girmeden inşaat firmaları gidermek zorunda. Yargıtay’ın kararı yanlış. Bu karar Yargıtay’ın klasik devletçi bakış açısını gösterir. Vatandaş kullanmadan nasıl hatayı görsün, dava açsın? Bu bağlamda yerel mahkemenin kararı oldukça isabetli. Vatandaşın değer kaybı karşılanmalıydı.

        Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hasan İŞGÜZAR: ‘Süreyi geçirmiş olabilir’

        DAİRE satın alan her kişinin inşaat mühendisi ya da mimar olduğunu düşünemeyiz. İnsanlar ileride o tesislerin yapılabileceğini düşündüğü için kanunda öngörülen ayıplayıcı süreleri geçirmiş olabilir. Yargıtay’ın aldığı bu karar tüketicinin aleyhine bir karardır. Tüketici hukuku açısından mahkeme kararı doğrudur. Orada aldatıcı bir reklam söz konusu. Daireyi satın aldığı tarihte onlar olmasa bile ileride yapılacağı konusunda aldatılmıştır. Yargıtay’ın aldığı karar tüketiciyi koruyan bir karar olmamıştır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ