Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Kan kana karışır!

        BURASI Türkiye...

        Burada kahpe pusular, kalleş saldırılar yıllardır ama yıllardır nice insanı serivermiştir kendi kanında, derin uykuya.

        Kimimiz, bunların sadece bazısına yanarız...

        Kimimiz her uzanıp da yatanda alev alev oluruz.

        80 öncesi denendi. Gözümden gitmezdi, yanı başımızda Prof. Ümit Doğanay’ın kanlar içine yuvarlanmış hali. Prof. Cavit Orhan Tütengil’i de gördüm, Levent’te.

        Arkadaşlarımız.

        16 Mart katliamında İstanbul Üniversitesi önünde o çocuklar. 1 Mayıs meydanı. Her an, her köşe.

        Bir millet, memleket; kendinden, kendi parçasından bu kadar nefret eder mi? Her yerde etmiştir zamanında, o yüzden, etti diyelim; ama hiç bitmeden böyle sürer mi? Her çocuk başına, doğumundan ihtiyarlığına, bu kadar çok ölü düşer mi?

        Biz ölülerimizi sayarken doğanlar da şimdi bir bir öldürülüyor. Ama yolda, ama kaldırımda, ama dağda.

        Bu öyle bir memleket fotoğrafı ki, diyelimki İstanbul’da, Şişli’de bir kaldırımda, gazetesi önünde, Hrant’ın boylu boyunca uzanmış silueti yatar... Yüksekova’da bir kaldırımda, sivilleri içinde, kira evleri önünde, iki uzman çavuş, 25 yaşında Murat Özkozanoğlu ile 25 yaşında Yahya Karakaya uzanır.

        Kan... Dağlardan yollara, yollardan kaldırımlara, kaldırımlardan derelere, derelerden denizlere akıp durur.

        Kan, kanımıza karışır!

        Haberler diyor ki...

        “Lojmanları yoktu, aynı apartmanda oturuyorlardı. Sabah 7’de sivil giysiyle evden çıktılar... Kaldırımda 22 kurşun isabet etti... Komutanlıktan da acil önlem geldi: Lojmanı olmayanlar kışlaya, eşleri memlekete.”

        Bu genç insanlar, biri yeni evli, biri dört ay sonra baba olma heyecanında, 5 yıllık görevle gidiyorlar oraya... Peki nerede, nasıl yaşayacaklar?

        Ailesini, memleketinde değil de, bir gurbette görev yapar gibi yanında götürmeyecek de ne edecek? Ölümle burun buruna olmak karşılığında aldığı üç kuruş paradan kiraya vermeyecek de nasıl barınacak? O kira evinden korka korka ancak sivilleri giyip çıkmayacak da nasıl gidecek?

        Karakollar basıldığında, başlarındaki komutan sadece 21 yaşında astsubay olan o yaşta erler, hep birlik beşer, onar öldüğünde “karakolların döküntülüğü” gündeme gelmişti; o esnada bir paşam tenis oynarken. Onca ölü pahasına, Heron meron davasına, kamuoyu karakol halini gördü, bildi. Aha şimdi de lojman meselesi, sevgili millet!

        Lojmansızlık mahkûmiyetinde, karısının gözü önünde öldürülen yetmedi, eşine tecavüz edilen yetmedi; bir de bu çocuklar uzanıverdi kaldırıma.

        O yüzden ki, 40’ında hastalansa “Artık işe yaramazsın” diye kolayca kovulabilen bu gençlerin olmayan emekliliklerinin emekli derneği EMUZDER’in Başkanı Esef Merdoğlu, “Vatan sağ olsun” derken de, “Ancak” diye yutkunuyor ve “haberlerinizde haykırmak istiyoruz” diyor.

        Neden? Başka birisi anlatsın: “Ben TSK’da muvazzaf astsubayım. TSK’da lojman sınırlı bir hak. TSK’nın yüzde 20’sini oluşturan subaylara lojmanların yüzde 55’i, yüzde 50’sini oluşturan astsubaylara lojmanların yüzde 40’ı, yüzde 30’unu oluşturan uzmanlara yüzde 5’i tahsis edilmekte. (Bu dağılımın daha kötü olduğunu söyleyen de var!.. Ayrıca lojmanlar arasında ciddi kalite farkına dikkat çeken de!)

        Biz astsubaylar iki kez lojman hakkı kullanırsak üçüncü tayinde açıkta kalıyoruz. Uzman çavuşların hali bizden vahim. Bizim çocuklarımız da birer can değil mi? Suçları, babalarının astsubay, uzman çavuş olması mı?” (Bu arada, uzman jandarma hakları için de 10 Temmuz’da Bolu’dan Ankara’ya bir yürüyüş başlıyor; herhalde sadece gez gör Anadolu olsun diye değil!)

        Daha geçen, Van Saray’da şehit olan Astsubay Erkan Durukan’ın eşi Emine neden “Hakkımı vatana helal etmiyorum” diye bağırmıştı da... “Vatan”dan Güngör Mengi de “Meclis bu sese kulak vermeli” diye yazmıştı!

        Sırf Meclis mi?

        Not: Şimdi bakan olan TOKİ Başkanı Bayraktar’ın Başbakan’la birlikte verdikleri lojman sözlerini hatırlattı bir okur. Bir başkası da önce ki Genelkurmay Başkanı’nın lojmanlar da da adalet ve eşitliğe dair vaatlerini. Onların unuttuğunu okurlar hatırlıyor galiba.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ