Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik "Aldatacak kadar aşağılıksın"

        Kadınları anlamanın zorluğu konusunda sessiz bir görüş birliği vardır. Zorluk, kadınların ağızlarından çıkanla akıllarından geçen arasındaki görece çelişkiden kaynaklanır. Bilirsiniz “sen bilirsin” diyorsa bir kadın, “istediğimi yapsan iyi olur” diyor da olabilir. “Önemli değil” diyorsa, “çok önemli”, “Beni artık sevmiyorsun” diyorsa “neden beni sevdiğini daha çok söylemiyorsun”, “Karar senin” diyorsa, “benim kararıma uysan iyi olur” anlamına geldiği sürpriz değil. Söze döktükleri şeylerin doğrudan karşılığı yoktur. Onları anlamak için dolambaçlı yollardan gelmek, karmaşık bulmacaları çözmek lazımdır. Gülben Ergen’in söylediklerine geleceğim. Biraz gecikmeli ama olsun. Bu aralara tatildeyim, hoş görmek gerek. Gülben Hanım eşi Mustafa Erdoğan’ın kendisini aldattığı dedikoduları üzerine “Mustafa aldatacak kadar aşağılık birisi değil” demiş. Sizi bilmem ama bu cümle beni epeyce hüzünlendirdi. Aldatılma ihtimaline karşı akıllı bir kadının tüm korunakları da, tüm saldırıları da bu cümlede var. Gülben Ergen’in cümlesini “kocasını savunmuş” şeklinde yorumlayan da çoktur eminim. “Aldatmışsa 36 beden, yağsız biriyle yapmıştır” demiş ardından. Güya dalga geçmiş ama benim bir içim burkuldu ki sormayın. Belki de çoğu kadın gibi aldatılma durumuna yabancı olmadığımdan. Neydi Gülben Ergen’in cümlesi? Yazalım ve “ne derken ne demek istiyor” bakalım: “Mustafa aldatacak kadar aşağılık birisi değil.” Bu cümlenin Türkçe mealini ben yazıyorum, siz de kendi meallerinizi ekleyebilirsiniz pekala. En çarpıcı anlamı: “Mustafa aldatacak kadar aşağılık biridir.” En kestirme anlamı: “Mustafa beni aldattı.” En kişisel anlamı: “Mustafa beni aldattığı için aşağılık biridir.” En genel anlamı: “Aldatan herkes aşağılıktır.” En küfürbaz anlamı: “Bak Mustafa sana söylüyorum, bana bunu yaptıysan aşağılık adamın tekisin!” En politik anlamı: “Herkesin önünde aşağılık olduğunu söylüyorum ki eğer boşanırsam millet beni anlasın.” En sitemkâr anlamı: “Ben aldatılacak bir kadın mıyım, bunu bana nasıl yaparsın?” En anaç anlamı: “Bak ben o kadar güçlü ve ailesini koruyan bir kadınım ki, sen beni aldatsan bile seni koruyorum.” En gerçek anlamı: “Belli ki sen beni aldattın, ne yapacağıma karar vermek için zaman kazanıyorum.” Siz Gülben Hanımın cümlesinden eminim başka anlamlar da çıkarmışsınızdır. Söz dediğiniz şey çok katlı bir bina gibi. Her katında ayrı anlamla karşılaşabilirsiniz. Hem Gülben Ergen’in sözlerinde saklı gizli bir şey de yok. Bir kadının örselenmiş ruhu çırılçıplak ortada duruyor.

        ALDATILMA ÜZERİNE…

        Aldatılma üzerine bir psikolog derinliğinde fikir belirtecek değilim. Ancak bir kadın ve bir iletişimci olarak görüş belirtebilirim.

        “Aldatan mı haklı, aldatılan mı haklı?” Türünden cevabı olmayan sorulara da girmeyeceğim.

        Gülben Ergen “Kocam beni aldatmışsa daha zayıf biriyle (36 beden) aldatmıştır” demiş ya. Kendince meseleyi çözmüş aslında.

        Bir insan aldatıyorsa yenisi eskisinden daha iyi olduğu için değildir.

        Daha mükemmel, daha özel, daha güzel diye gitmez yeni birine.

        Daha az kilolu, daha iyi eğitimli olduğu için gitmez.

        Yenisi daha iyi sevişiyor diye de gitmez.

        Aldatan insanın yolculuğu daha iyiye doğru değildir. “Var”dan “yok”a, “yok”dan “var”a bir yolculuktur.

        Eğer daha ünlüysen, daha ünsüz, daha güzelsen daha çirkin, daha başarılıysan daha başarısız bir kadına ya da adama gidilebilir.

        Eğer senin sevişmelerin daha “elde var bir” ise daha ulaşılmaz olana,

        Daha çok veriyorsan daha az verene,

        Daha hanımefendiysen daha fahişe ruhlu olana,

        Daha kemikliysen daha etli olana,

        Daha pastelsen daha parlak olana,

        Esmersen sarışın olana, sarışınsan esmer olana,

        Daha sıcaksan daha soğuk olana,

        Çok bilmişsen hiç bilmeyene,

        Daha şefkatliysen daha katı olana,

        Daha usluysan daha arsız olana doğrudur aldatmanın yolculuğu.

        “Var”dan “yok”a, “yok”tan “var”a. Eğer kendinizi biliyorsanız, aldatılma gerekçenizi de bulursunuz.

        Özetle, aldatılma kaçınılmazdır. Önlemi alınamaz. Ya aldatılma hissiyle baş etmeyi öğreneceksiniz ya da yalnız bir yaşamı göze alacaksınız.

        AKLIMDA KALAN

        Feridun Düzağaç’ın “Beni Bırakma”sı: Feridun Düzağaç “Beni Bırakma” şarkısında “Kimse kimsenin her şeyi olamaz” diyor. Şarkının klibi televizyon kanallarında dönüyor. Her rastladığımda karşısında öylece kalıyorum. Sözleri mi daha güzel, müziği mi karar veremiyorum. Alışmışız ya birinin diğerini silip geçmesine. Müziği mi, sözleri mi, klibi mi, hangisinin diğerinden daha güzel olduğuna karar veremediğim bir şarkı. Böyle düşünen yalnız ben de değilim üstelik. Klibe rastlayan tüm tanıdıklarım hep birlikte karar vermeye çalışıyoruz: Hangisi daha güzel, sözleri mi, müziği mi, klibi mi? Biz size teşekkür ederiz Feridun Düzağaç, birbirinin aynı müzikler ortasında kulağımıza yine iyi geldiniz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ