Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Türbanlı Fatma'yı ihbar et kampanyası

        Cihan GÜNEŞ/AHT

        Almanya hükümeti “Radikalleşen Hasan’ı, Fatma’yı fotoğraflarıyla ihbar et” kampanyası başlattı. Almanya’da “Radikalleşme Başvuru Merkezi”nin Alman toplumundan radikalleştiklerine tanık oldukları kişileri fotoğraflarıyla birlikte kendilerine bildirmelerini istemesi ve hazırlanan örnek iki ihbar mektubundan birinde başörtülü Fatma ve diğerinde de Müslüman Hasan’ın olması Müslümanların fişleneceği iddiasına yol açtı. Bazı uzmanlar suçu kesinleşmemiş kişiyi teşhir etmek doğru değil İslamofobi görüntüsü var derken bazı uzmanlar ise; “Bütün Müslümanları fişlemediği için bunu İslamiyet’e karşı bir hareket olarak göremeyiz” dedi.

        ‘Suçu kesinleşmeden teşhir edilemez’

        Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emre GÖNEN

        HER demokratik toplumda terör ile ilgili çalışmalar yürüten askeri ve sivil birimler vardır. Ama bunları hukuken topluma lanse etmek doğru değil. Suçu kesinleşmemiş bir kimseyi teşhir etmek bu açıdan doğru değil. Alman hükümeti böyle bir şeyi neden yaptı bilmiyorum. Ama genel anlamda Avrupa’da İslamofobi var. Böyle bir uygulamayla terörle mücadele çok sonuç vermez.

        AB Uzmanı Can BAYDAROL:

        ‘İslamofobi görüntüsü var’

        OLAYDA İslamofobi görüntüsü vardır ve insan haklarına da aykırıdır. İnsanları ötekileştiren hiçbir davranış kabullenemez. Avrupa Birliği’nin düşünce ekseninde dine, cinsiyete, ırka karşı bir ayrımcılık yoktur. Ama Alman hükümetinin yaptığı bu uygulama bu ilkeyle bağdaşmamaktadır. Bazı insanlar belki teröre bulaşmıştır ya da bulaşma eğiliminde de olabilir ama bu o insanları teşhir etmeye gerektirmez, devletin güvenlik ve adli birimlerince gereken yapılır.

        Fatih Üniversitesi Öğretim Görevlisi Zaman Gazetesi Yazarı Mümtaz’er TÜRKÖNE:

        ‘Doğrudan doğruya inanç hürriyetine aykırıdır’

        RADİKALLEŞMENİN ölçütünü belirlemek çok zor. Dindarlık her türlü radikalliktir ama şiddet ayrı bir konudur. Siyasi ve dini şiddet ayrı bir durumdur. Bu fişleme doğrudan doğruya inanç hürriyetine aykırıdır. Bu durumun Alman hükümetine getireceği bazı yükümlülükler var ve Alman anayasasına da aykırı. Doğrudan doğruya düşünceyi suç olarak gören bir yaklaşım var. Galiba 28 Şubat Türkiye’sini örnek almışlar.

        Sosyolog ve Yazar Ali BULAÇ:

        ‘İslamofobi tüm Avrupa’yı etkiliyor’

        İSLAMOFOBİ’nin Almanya’yı ve Avrupa’yı derinden etkilemesi olarak görüyorum. Müslümanlığı şeytanlaştırıp, ötekileştiriyorlar. Avrupa’da sağ ve ırkçı partiler yükseliyor. Buna paralel İslamofobi artıyor. Müslümanların Almanya’ya bir zarar vermediğini ve onlara sağladıkları katkıları hepimiz biliyoruz. İşlenen bazı adi suçların olması İslam’ı bir tehdit olarak göstermez.

        İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kaya AYHAN: ‘Bu çalışma İslam’la mücadele diye tanımlanabilir’

        ALMAN hükümetinin haklı korkuları vardır eminim. Bu korkularla mücadele etmek için de bazı uygulamaları gerçekleştirebilir. 11 Eylül ile İslam Avrupa’da olumsuz şekilde temsil edilmeye başlanmıştır. Ama Alman hükümetinin bu uygulaması kabul edilebilir bir durum değil. Devletin terörizmle mücadelesi anlaşılabilir ama bu mücadeleyi verirken çok ince ayrıntılara dikkat etmek gerekir. Sembollere dikkat etmek gerekir. Ön hazırlığı olmayan, çalışılmamış bir çalışma olmuş. Yarım yamalak başlayan bu çalışma İslam’la mücadele diye de tanımlanabilir. Bütün etnik ve kültürel gruplar içerisinde teröre destek verecek kişiler olabilir. Ama terörle mücadelenin yöntemi bu değildir.

        Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Yasin AKTAY:

        ‘Avrupa fikrinin taşıyıcısı olan bir ülkede böyle bir şeyin olması skandaldır’

        ALMAN hükümetinin bu olayda terörle mücadele ettiğini söylemek mümkün değil. Bu tip olaylar sonrasında Müslümanların Avrupa’ya karşı bakış açısı olumsuz bir hal alıyor. Alman hükümetinin bu olayda terörle mücadele niyetinden ziyade İslamofobik unsurların etkisi altında hareket ettiği gözüküyor. Bu uygulama ırkçı ve İslam karşıtı bir uygulamadır. Almanya’ya katkısı olmayacak bir uygulamadır. Avrupa fikrinin taşıyıcılığını yapan bir ülkede böyle bir şeyin düşünülebiliyor olması bile gerçek bir skandaldır.

        Akademisyen Mehmet Ali Kılıçbay

        'Tüm Müslümanlar fişlenmiyor İslama karşı hakaret değil'

        SORUNUN yanıtını verebilmek için Alman hükümetine mensup olmak gerekiyor. Ama temel olarak bütün dünyada devletler insanları, vatandaşlarını fişliyor. Modern devlet denilen şey fişleyen devlet demektir. Bunu Amerika da, İngiltere de Türkiye de Fransa da yapıyor. Hemen her devlet bu işi yapıyor. Her devlet kendisine nasıl bir misyon biçiyorsa kendisini de yine o şekilde koruma altına almaya çalışıyor. Almanya da radikalleşmesini olasılıklı gördüğü kişilere karşı bunu yapıyor. Bütün Müslümanları fişlemediği için bunu İslamiyet’e karşı bir hareket olarak göremeyiz. Aynı durumda bir Hıristiyan da olsa yine hükümet fişleme işlemini gerçekleştirecek.

        CHP İstanbul Milletvekili Binnaz TOPRAK:

        ‘Potansiyel suçlu gibi davranılmaz’

        ALMANYA’nın bu uygulamasını anlamlandıramıyorum. Alman hükümetinin böyle bir şey yapmasını düşünemiyorum. Normal olarak demokratik bir ülkede, insan haklarına saygılı bir ülkede gerçekleşemeyecek bir uygulama. Masum insanları da zan altında bırakacak bir durum. Sanki her başörtülü potansiyel bir suçluymuş gibi bakmak doğru değil.

        Başbakan Yardımcısı Bekir BOZDAĞ:

        ‘Merkel sağduyu göstersin’

        Almanya Başbakanı Merkel’i, sünnet yasağında gösterdiği sağduyulu yaklaşımı, bu hukuksuzluğa karşı da göstermeye davet ediyorum. Masum insanlardan terörist devşirme yerine gerçek teröristlerin karşısında dursunlar.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ