Ağzına diline sağlık Simge!

BAKMAYIN öyle içimizdeki özgüvenin sesimize yansımasına, bu ülkede kadın olarak ayakta durmak ne kadar zorsa bu meslekte de o kadar zordur kadın olarak ayakta kalmak. Dört yandan saldırırlar. O çeneleri bir saniye susmaz. Her yerde mobbingin hasını yaşarsınız. Simge Fıstıkoğlu arkadaşımız önceki gece bu tarz mobbing yani bezdiri kavramını anlatmak için okullarda ders olarak gösterilebilecek bir olaya canlı yayında maruz kaldı.

KÖS KÖS TERK ETTİ

Kadını sadece evinin süsü, cinsel obje ve eksik etek olarak tanımlayan bir kafa, hem ekran başında kendisini izleyen kadınlara hem de Habertürk Televizyonu Bizim Stadyum programı stüdyosunda bulunan Simge Fıstıkoğlu’na bir odun işlenmemişliğiyle saldırdı.

Ümit Özat isimli şahsiyet, kişisel komplekslerini ve eksikliklerini kadınlara yakıştırdığı klişe bir saldırıyla dile getirmeye çalıştı. Kadınlar futboldan anlamazmış, kadınlarla futbol tartışılmazmış gibi 50 yıllık içi boş klişelerle arkadaşımıza saldırdı. Ve hiç de beklemediği şekilde ağzının payını aldı, kös kös programı terk etmek zorunda kaldı.

İnsana, cinsel organına bakıp değer biçen zihniyetin gün içinde milyon kere karşımıza çıkmasına alışkınız biz. Kimimiz sessizce başını önüne eğer, içine kapanır. Kendine sırf memesi olduğu için çizilen çizgileri geçmemeyi seçer. Kendisi bu çizgilere hapsolmayı seçmezse işin ucunda şiddet bile olduğunu bilir çünkü.

Simge gibiler de korkmaz, çünkü kendisine saldıran kâğıttan kahramandan çok daha büyük yürek taşır küçücük bedeninde. Evet bu kafaya kafa tutabilmek için mangal yürekli olmak gerekir, çünkü sinsice arkasını dönüp ne yapacağı belli olmaz, patrona kadar çıkar gerekirse. Ama Ümit Özat kafası bu kez taşa çarptı! Simge’yi o programa çıkaranlar, kendisinin hayata yontulmamış bakışına prim vermezler. Bu şirketin kadınlarının ayakları yere sağlam basar böyle durumlarda. Şunu biliyorum ki o adam bugün bile ne yaptığının, kimleri nasıl kırdığının, kabalığının ne kadar çirkin göründüğünün farkında bile değildir. Beni çok da ilgilendirmiyor zaten.

TÜM BUNALTIMI ALDI

Beni ve birçok onuru kırılan kadını sevindiren bir şey var bugün, o da bu rezil saldırı ve cehalet dolu kafanın yumurtladığı sakil cümlelere kılını kıpırdatmayan o stüdyodaki erkeklerden çok daha cesaretli çıkan Simge’nin hak ettiği cevabı suratına yapıştırmış olmasıdır. Hele Özat dayanamayıp stüdyoyu terk ettiğinde koltuğunu sağa çekip yerini genişletme hareketi yok muydu, tüm iç bunaltımı aldı götürdü vallahi! Ağzına diline sağlık Simge!

Normal seyirci derken?

BİLİYORSUNUZ federasyonun iki sezondur uyguladığı seyirci cezalı maçta kadın ve çocuk izleyiciyi stada alması uygulamasına en çok karşı çıkanlardanım. Bu kararın kadınları insandan saymadığını defalarca yazdım. Şimdi görüyorum ki kadını erkekle eşit görmeyen rezil durumun tek bir iyiliği oldu, o da futbol dünyasındaki bazı erkeklerin gerçek yüzünü gösterdi bize.

Önceki gece Ümit Özat’ın yediği halt kadar korkunç olmasa da Rıdvan Dilmen de tatsız cümlelere imza attı. Kendisi daha önce de bu konudan yakınmıştı ama cümlelerini seçmekteki özeni önceki akşam yayınlanan Yüzde Yüz Futbol programında bu kez gösteremedi.

RIDVAN’A YAKIŞMADI

Fenerbahçe’nin durumundan bahsederken “Normal seyirci olsa böyle olmazdı” diye başlayan bir cümle kurup ardından kadın yani onun deyişiyle “anormal” seyircinin tuhaflıklarından bahsetti. Doğrudur, kadın seyirci, erkek seyirciden farklı bir tribün kültürüne sahip. Daha doğrusu bunu yeni öğreniyor. Ama en azından 90 dakika elinden gelen tüm enerjiyi sahaya iletmeye çalışıyor. Bu uygulamanın tuhaflığı ortada. Ama takımı için elinden geleni ortaya koymaya ve istikrarlı şekilde desteğini göstermeye çalışan Fenerbahçeli kadın taraftara anormal demek, maçlardan sonra her sözünü burnumu televizyon camına yapıştırıp merakla dinlediğim Rıdvan Dilmen’e yakışmadı. Gerçi takımın başkanı eline mikrofon alıp azarlarsa, yorumcusu da anormal seyirci kategorisine sokuverir. Hemen dökülür bizde bilinçaltları...