Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam 70’li yılların seks ikonu Emmanuelle miydi Arzu Okay ya da Figen Han mı?

        GAZETE HABERTURK

        BEYAZPERDEYE erotik filmleriyle damgasını vuran ve “Emmanuelle” olarak tanınan Sylvia Kristel yaşamını yitirince “Erotizm öldü” yorumları yapıldı. Habertürk yazarı Soli Özel, “Kristel’i uğurlarken, intihar eden Seher Şeniz’i, öldürülen Feri Cansel’i, kansere yenik düşen Mine Mutlu’yu saygıyla anıyorum” dedi. ‘Emmanuelle’ başlıklı bir yazı kaleme alan Yazar Yılmaz Özdil ise “Türkiye’nin erotizm ikonları Emmanuelle değil, Arzu Okay’dır, Zerrin Egeliler’dir, Figen Han’dır” fikrini savundu. Peki 1970’li yılların seks ikonları kimlerdi, Emmanuelle miydi, yoksa Arzu Okay, Zerrin Egeliler, Figen Han, Seher Şeniz mi? İşte ünlülerin yanıtları...

        ‘Yeşilçam yıldızlarını saygıyla anıyorum’

        Gazeteci-Yazar Soli ÖZEL:

        SYLVIA Kristel’in ölümünün ardından sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada belli bir yaşın erkekleri kafalarında kendi hayatlarının filmini geriye sararak, hafiften ya da okkalı bir iç geçirmişlerdi. Onun hikâyesi daha cüretkâr, daha seksiydi. Yüzünün hiç suni olmayan masumiyeti, bu masumiyetin yaptıklarıyla oluşturduğu tezat, bu tezatın yarattığı gerginlikti Kristel’in büyüsünün formülü. (...) Yeşilçam ürünü erotik filmler ise kötü döşemeli, yerleri kaygan, rutubet kokulu, erkek olmayan varlıkların içeri giremedikleri salonlarda oynatılırdı. O dönemin kahrını çeken kadın oyuncuların çoğu sahneden çekildiler. Kimisi aile kurdu, Arzu Okay gibi yaman olanları işkadını oldu. Ama onların bu toplumda ne iz bıraktıkları pek konu edilmedi. Biraz da bu kadirbilmezlik nedeniyle Kristel’i uğurlarken, intihar eden Seher Şeniz’i, öldürülen Feri Cansel’i, kansere yenik düşen Mine Mutlu’yu saygıyla anıyorum.

        ‘Emmanuelle bizimkilerin eline su bile dökemez’

        Gazeteci Adnan SÖKMEN:

        70’lerin ortalarındaki ‘erotizm ikonları’, şimdi 50’li yaşlarda olan bizim gibi gençlerin(!) ‘cinsellik öğretmenleri’ydi. Bu öğretmenler arasında bir sıralama yaparsak Feri Cansel, Arzu Okay, Mine Mutlu, Seher Şeniz, Dilber Ay, Zerrin Egeliler gibi isimler ilk akla gelenlerden. O dönemdeki ‘seks filmleri’ furyasının starları olan bu kadınlar, sadece sinemada değil, devrin erotizm alanındaki ünlü dergilerinden ‘Yıldız’ ve ‘Pazar’ın da kapaklarını süslerdi. ‘Yabancı öğretmenimiz’ Sylvia Kristel’e gelince yani nam-ı diğer ‘Emmanuelle’imiz, yukarıda saydığım ‘yerli’ hocaların eline su bile dökemez. Çünkü Emmanuelle, narin vücut ölçüleriyle ve soğuk tavrıyla, Türk erkeklerini fazla heyecanlandırmazdı. Bunun da nedeni, bizim ikonlarımızın daha ‘ele avuca’ gelen yuvarlak hatlara sahip olması ile birlikte, beyazperdede sergiledikleri performanslarının yüzde 100 ‘Türk’ kokmasıydı...

        ‘Biz koca bir dönemi Emmanuelle ile kapattık’

        Sanatçı Levent KIRCA:

        BİZDE bir şeyin hem yerlisi hem yabancısı olur. Yabancıya da özlemimiz vardır. Bir şey alırken dahi, “Bu yerlisi mi, yabancısı mı?” derler. Yabancısı hep orijinal olarak algılanır. Oğlum Umut ufakken kaz çıktı arabanın önüne. “Baba bu ne?” diye sordu, “Tavuk gibi bir şey” deyince, “Yani tavuğun Avrupa’sı mı?” dedi. Bizde her şeyin Avrupa’sı çok önemlidir. Hakikaten aynı yıllarda yerli oyuncular varken, Sylvia Kristel hayallerimizi süsleyendi. Emmanuelle filmlerinde izlediğim oydu. Ama bizim ülkemizde Suzan Avcı, Leyla Sayar, Özcan Tekgül gibi sanatçılar da vardı. Bunlar sinemanın vamplarıydı. Her dönem birileri olmuştur. Avrupa’ya merakımızdan biz bir dönemi Emmanuelle ile kapatmış oluyoruz.

        ‘Zerrin Egeliler’i de Sylvia Kristel’i de önemsiyorum’

        Sinema Eleştirmeni Atilla DORSAY:

        BU nereden ve nasıl baktığınıza bağlı bir şey. Türkiye’yi sadece kendi çerçevesinde ele alan ve adeta yerelliğe mahkûm eden bir bakışla bizim o soyunan yıldızlarımız çok daha önemli bulunabilir. Ama 70’lerde ve bütün çağlarda kendimizi biraz dünyalı, en azından Avrupalı hissedersek ve bütün her şeye daha makro düzeyde bakarsak Emmanuelle’in yeri ve önemi de yadsınamaz. Ben o yıllarda çok genç değilse de 30’larında bir erkek olarak tanıştığım Zerrin Egeliler’in filmlerini de Sylvia Kristel’i de önemsiyorum. Birbirlerine rakibe saymıyorum ve hepsini sevgi ve minnetle anıyorum.

        ‘Metropolde Emmanuelle taşrada Arzu Okay’

        Gazeteci-Yazar Nebil ÖZGENTÜRK:

        KİŞİSEL fikrim, taşrada Arzu Okay, metropolde Emmanuelle’in beğeni kazandığıdır. Arzu Okay’la ilgili belgesel çekmiştim. Okay, başına gelenlerle ilgili gözyaşı dökmüştü. Röportajı da çok zor kabul etmişti, çünkü hayatını sıfırlamak istiyordu. Bir restorana gittiği zaman garsonların tacizine uğradığını söylemişti. 60’a yakın erotik filmde oynamıştı. Filmleri, 12 Eylül öncesine denk düşüyor. O dönem hiç sansür uygulanmadı, sanki insanların o salona gitmesi sağlandı. Arzu Okay sokakların ikonuydu. Anadolu’da ve İstanbul’un varoşlarında Arzu Okay vardı. Emmanuelle ise daha egzotik, daha Batılı erotizmi temsil ediyordu, okumuş yazmış gençliğin ikonuydu.

        ‘Güzel kadın her yerde güzel kadındır, değişmez’

        Sanatçı Fikret HAKAN:

        YABANCI sinemaya yatkın olanlar için 70’li yılların seks ikonu Emmanuelle’dir herhalde ama güzel kadın her yerde güzel kadındır, değişmez. Biz millet olarak yabancı sanatçıya daha çok payeler veririz, kendi sanatçılarımızı küçümseriz. Aşırı bir yabancı hayranlığı içindeyiz. Türk sanatçıların değeri bilinmedi. Kimi rahmetli oldu, kimi evlendi, kabuklarına çekildi.

        ‘Türkiye’nin ikonları Arzu, Zerrin, Figen’

        Gazeteci-Yazar Yılmaz ÖZDİL:

        EMMANUELLE’i Türkiye’de seyredenlerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Türkiye’nin erotizm ikonları Arzu Okay’dır, Zerrin Egeliler’dir, Figen Han’dır, Seher Şeniz’dir, Gülgün Erdem’dir, Zerrin Doğan’dır, Mine Mutlu’dur, Necla Fide’dir. İnanmayan genç varsa babasıyla anket yapsın, hepsi Emmanuelle’e beş basar. Emmanuelle’in vizyona girmesi için özgürlük mücadelesi verdik, falan... Palavradır. Bizim Emmanuelle’lerin filmleri aynı tarihlerde çatır çatır sinemadaydı. Üstelik 18 yaş sınırı yoktu. Bildiğin okuldu. ‘Kasımpaşalı Emmanuelle’ Feri Cansel bile vizyondaydı. (...) Entellerimizin ecnebiyi kaliteli kabul edip aynı içerikteki yerliyi ikinci sınıf kabul etme merakı gibi... Tıpkı Emmanuelle’in ikon ilan edilip kuşağımızın âşık olduğu Arzu’ların, Zerrin’lerin adeta yok sayılması, haklarının teslim edilmemesi, hem ezbere bilinip hem karalanması gibi...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ