Müslüm'lü reklam duygu sömürüsü mü?

Tülay ŞUBATLI / AHT

Ünlü Sanatçı Müslüm Gürses'in geçtiğimiz hafta rahatsızlanarak yoğun bakıma alınmasının ardından sanatçının oynadığı Çaykur reklam filminin son birkaç gündür televizyonlarda yayınlanma sıklığının artması, sosyal medyada tepkiyle karşılandı. Kimileri sanatçı yaşam mücadelesi veriyorken reklamların gösterilmesini 'duygu sömürüsü' olarak nitelendirirken, kimileri de reklamlar sayesinde sanatçının daha çok hatırlanacağını ve izleyenlerin onun iyileşmesi için dua edeceğini söylüyor.

'Kesinlikle suistimal yok'

Çaykur Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Süleyman PINARBAŞ:

Reklam ajansımızın televizyon kanalları ile anlaşması dahilinde yayınlar devam ediyor. Daha önceden belirlenmiş programa uyuldu ancak hastalığın ilerlemesi bizi de çok üzdü. Çok tepki topladığımızın farkındayız ama kesinlikle durumu suistimal yok. Müslüm Bey'in reklamlarımızda oynaması bizim çay satışlarımızın artmasında da, marka imajımızın güçlenmesinde de etkisi var. Çok olumlu tepkiler alıyorduk ama hastalık durumu planları etkiledi. Gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra reklam yayından kaldırılabilir.

'Reklamı gören onun için dua eder'

Psikiyatr Tanju SÜRMELİ:

SEVENLERİ onu daha fazla hatırlamış oluyor. Onun olumlu yönden hatırlanması açısından iyi. Bir de şöyle düşünün ki, ortamda çok fazla elektro manyetik olaylar var. Birbirimizden transfer oluyor. Reklamı izleyenlerde sanatçıya karşı bir acıma duygusu gelişiyor ve 'Umarım iyi olur" diye Allah'a dua ediyor. Bunu ölçümleyemiyoruz. Ama reklamı gördüğünde onu hatırlayıp 'Allah'ım bu adama yardımcı ol' diyen sayısı artar.

'İki taraf da suistimal edilmemelidir'

Oyuncu Yeşim Ceren BOZOĞLU:

BİZİM halkımız sevdiği insanı çok candan sever, ailesinden biri kabul eder. Müslüm Gürses hem şarkıları, hem de kişiliğiyle efsanevi ve en sevilip saygı duyulan sanatçılarımızdan biridir. Yeri çok ayrıdır. Reklamın frekansı artırılarak yayınlandıysa ve masum bir hareket yoksa, orada Türk halkı ailesinden birini koruma sezgisiyle bunu anlar ve göstermesi gereken tepkiyi gösterir. Sanatçılar ve reklamcılar arasındaki denge çok hassastır. Reklam tabii ki para kazanmak için iyi bir kaynaktır. Ancak iki taraf da suistimal etmemelidir. Bu davranış kasıtlıysa eğer yarar sağlamak yerine onarılmaz zararlar verir.

'Kaldırsalar internette rekor kırar'

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İzzettin BOZKURT:

REKLAMLARIN medya planlaması aylar öncesinden yapılır. Hangi tarihte başlayıp biteceği, hangi sıklıkta yayınlanacağı önceden bellidir. Ancak sonrasında reklamverenin inisiyatifiyle bütçe artırılırsa reklamların sıklığı arttırılabilir. Reklam filmi normal yayın periyodunda yayınlanmış olsa bile Çaykur'un yerinde ben olsam o reklamın yayınını durdururdum. Şu anda insanların kendi inisiyatifiyle daha çok tıklanırdı. Örneğin şu anda pek çok kişi Facebook'ta Müslüm Gürses şarkılarını paylaşıyor, birbirine gönderiyor, ona gönülden destek sunuyorlar. Çaykur, sanatçının özel durumdan dolayı bu reklamın yayınlarını sağlığına kavuşana kadar durduruyoruz deseydi o reklamlar insanların kendi inisiyafiyle tıklanan bir kampanyaya dönüşürdü.

'Ben olsam bu durumdan yararlanmak istemezdim'

Reklam Özdenetim Kurumu Başkanı Çetin ZİYLAN:

BİZİM yaptığımız iş reklamdaki yanıltıcı unsurları belirlemekten ibaret. Bu konu bizim görev alanımızla ilgili değil. Ben şahsen Çetin Ziylan olarak bir sanatçı yoğun bakımdayken onun oynadığı reklamların yayınlanması insani bir mesele olarak görüyorum. Bu doğru mu değil mi diye sorarsanız; bu insani bir davranışla ilgili. Ben olsam bundan yararlanmak istemezdim. Duygusal olarak yapılanın doğru olmadığını düşünüyorum.

"Biraz istismara giriyor"

Uluslararası Reklamcılar Derneği Başkanı Caner TUNAMAN

Bu biraz istismara giriyor. Ancak herkesin gerçekten benim gibi düşünüp düşünmedğini bilmek için 'İritasyon Analizi"nin yapılması gerekir. Kapsamlı bir metodik örnekleme üzerinden çekilen reklamın beğenilip beğenilmediği soruluyor. Herhangi bir ev hanımı bunun tam tersini düşünebilir. Hep olumsuzlar sosyal medyada çıkar. Kimileri de 'bana göre reklamların sıklığının artırılması istismara giriyor' diyebilir. Adamcağız hasta. Müslüm Gürses'i gören o reklamı izliyor. Ama bunun reklamveren için negatif etkisi çok olur. Eğer analiz sonucunda yüzde 85-95'i rezalet dese negatif etki yapar. Ama bence böyle bir analiz yapılsa sonuç firma için olumlu çıkar. Çünkü bu reklamın hedef kitlesi C ve D grubu seyirciler.

'Vicdanı açıdan ben rahatsız olurum'

Şarkıcı Nihat Doğan:

SONUÇTA bir marka ürününü tanıtmak amacıyla para verip reklam filmi çekmiş. Oynattığı ünlü bir olay yüzünden daha da gündeme gelirse bu fırsatı değerlendirmek ister. Ticari mantıkla bakılırsa sorun yok ama vicdani olarak ben rahatsız olurum.