Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Türkiye'ye nazar mı değdi?

        HT GAZETE / SULTAN UÇAR

        BAŞBAKAN Erdoğan’la yaptığı görüşmenin ardından açıklama yapan Kurtlar Vadisi dizisinin “Polat Alemdar”ı, oyuncu Necati Şaşmaz’ın, “Türkiye’ye nazar değiyor” sözleri yeni bir tartışma başlattı. Uzmanlara “Nazara mı geldik?” diye sorduk. “Siyasete nazar değmez” diyen uzmanlar, uluslararası çekememezlik fikrinde birleşti. Türkiye için ilk uyarının Reyhanlı, ikincisinin Taksim Gezi Parkı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, üçüncü uyarının gelebileceğine işaret etti.

        ‘Nazar değil algı sorunu var’

        TESEV Başkanı Can PAKER:

        YAŞANAN sürece, ‘Başımıza bir şey gelmiş’ diye veya ‘Nazar değmiş’ diye bakmıyorum. Siyasette de sosyolojide de nazara inanmam. Süreci doğru değerlendirebileceğimiz sosyolojik olgular var. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren irtica korkusu yaşatıldı. Toplum liderleri insanları sürekli bu algıyla yaşattı. Son dönemde asker, bürokrat gibi bu kitlenin etkisi kalmayınca, kendilerini çaresiz hissettiler. Muhalefetin de iktidar olma şansını az görüyorlardı. Çaresizlik, zamanla öfkeye dönüştü. Algı sorunu çıktı. Hükümet alkol kanunu çıkardı. Ama bu İslami karar olarak algılandı. Başbakan 3 çocuk önerdi. Özel hayata müdahale diye algılandı. Taksim’de polisin yaptığı müdahale de bu öfke potansiyelini patlattı. İnsanlar özel hayatlarına müdahale edildiği zannıyla masumca Taksim’e yürümeye başladı. Sonra işin içine provokatörler girdi. Provokasyonun asıl hedefi, bir istihbaratımız olmamasına rağmen barış sürecidir. Çünkü bu süreç Türkiye’nin siyasetini, demokrasisini ve dış dünyadaki yerini bambaşka bir yere getirecek. Bu süreç hırpalanmak ve siyasetin karar verme gücü azaltılmak isteniyor.

        ‘Uluslararası bir çekememezlik var’

        Sosyolog Prof. Dr. Yasin AKTAY:

        NAZAR teorilerinin sosyolojide yeri yoktur. Türkiye’nin işleyişinin karşısında uluslararası bir çekememezlik oluştu. Bunu anlamak için nazar teorisine ihtiyaç duymaksızın her şeyin ortada olduğu bir durum yaşanıyor. Türkiye’nin bölgesinde güç olması, başarıları, başka güçlerin direnciyle karşılaşıyor. Bölgede güçlü olanların tahammül edemeyecekleri bir gelişmedir. Gezi Parkı’nın ilk oluşumu olmasa da, daha sonra uluslararası düzeyde bir desteğin harakete geçmesinin bu çekememezlikle ilgisi var diyebiliriz. Olayın başlangıcının masum olduğu yönündeki değerlendirmeler de, sonradan ortaya çıkan koalisyona bakıldığında inandırıcılığını yitiriyor. Türkiye, bu koalisyonu anlamaya ve bu güce karşı kendi gücünü toparlamaya çalışmalıdır.

        ‘Nazar değil Türkiye’ye ihtar’

        Zaman Gazetesi Yazarı Ali BULAÇ:

        BU olayın bence en önemli boyutu sosyolojik bir gerçeği ortaya çıkarmış olmasıdır. Büyük kentlerde nüfusun yoğunlaşması nedeniyle kentler şiddet ve stres biriktiriyor. Herhangi bir olayda bu şiddet ve patlama olarak ortaya çıkıyor. İkincisi ise AVM’lerde somutlaşan bir durum var. Orta sınıfın ve esnafın memnuniyetsizliğini dile getiriyor. Çarşı grubunun da buna katılması somut örnek. Yavuz Sultan Selim adının köprüye verilmesi ve Reyhanlı olaylarıyla birlikte Alevi yurttaşlar bir huzursuzluk duyuyor. Aslında küçük gibi görünen bir mesele toplumsal bir olaya dönüştü. Sosyolojik olarak bunun analizini yapmamız gerekir. Meselenin bir de uluslararası boyutu var. Başbakan’a karşı bir operasyona dönüştürülmek istendi. Başbakan hedef alındı. Türkiye’nin, Suriye politikası nedeniyle hedef alındı. Suriye konusunda ABD, Çin ve Rusya anlaştı. Birinci ihtar Reyhanlı, ikincisi Taksim Gezi Parkı’ydı. Üçüncüsü ve dördüncüsü de gelebilir. Nazar değil ihtar yani.

        ‘Kurtlar Vadisi magazinleştiriyor’

        Sosyolog Prof. Dr. Ferhat KENTEL:

        NECATİ Şaşmaz bu sözleri söyledi. Kendisi görüşme heyetinin içinde yer almamaktadır. Hakkında Gezi Parkı’ndaki eyleme katıldığı yönünde bazı söylentiler çıktığı ve aslında ‘Katılmadım’ diyebilmek adına Başbakan’ı şahsi olarak ziyaret ettiği kanaatindeyiz. ‘Başbakan’ım ben günahkâr değilim’ demek istedi. Varsayalım nazar değmiş olsun, ama bunu basına çıkıp açıklamasındaki niyetini ve bu görüşmeden ne bekliyor onu anlayamadık. Türkiye, bu tür açıklamaları böylesine ciddi bir süreçte asla, zerre kadar ciddiye almamalı. Asıl mesele Taksim Gezi Parkı’nda eylem yapan ve bir derdi olan insanlardır. Referandum bu kadar önemliyken, biz Kurtlar Vadisi’ndeki başrolü oynayan adamı dinledik. Çok ciddi bir konu maalesef magazinleştiriliyor.

        ‘Apolitik bir yaklaşım olur’

        Eski AK Parti Mardin Milletvekili Süleyman ÇELEBİ:

        NAZAR hadisesini gündeme getirmek apolitik olur. Nazar falan yok. 10 yıldır iktidar olan bir parti var. Mevcut durumun biraz daha aşağı çekilmesiyle ilgili çalışmalar yapılabilir. Yıllarca tek başına iktidar olmuş bir siyasi partinin vatandaşına karşı daha hoşgörülü olması ve gerginlikten kaçınması gerekir. Vatandaşların gönlü mutlaka alınmalıdır. Vatandaşları isyan ettirecek söylemlerden uzak durulmalıdır. Uzun yıllardır, Türkiye’nin içten ve dıştan zayıflatılmasına odaklanmış bazı mihraklar var. Mihrakların bu hareketlerine mümkün olduğu kadar set çekmek gerekir. Onların başarısızlığı için iktidarların ciddi gayret göstermesi ve vatandaşının desteğini yanına alması gerekir. Politikacılar bu konunun içine girerek, durumu lehlerine çevirip fırsattan yararlanmaya kalkışabilir. Buna zemin hazırlanmamalı.

        ‘Türkiye zor bir süreçten geçiyor’

        Habertürk Astroloji Yazarı Hande KAZANOVA:

        TÜRKİYE şu an astrolojik olarak değiştirici ve dönüştürücü, zor bir süreçten geçiyor. ‘Mayıs ve haziran çok önemli, birtakım karışıklıklar, olaylar, sorunlar baş gösterecek’ demiştim. Türkiye üzerinde özgürlük rüzgârları esiyor. Belirli açıların tetiklenmesiyle bu ay ve önümüzdeki dönem içinde özgürlük temaları ve demokratik yaklaşımlarla ilgili konular daha çok ortaya çıkabilir. Tutulmaların ısrarla söylediği, inatlaşmaların olmaması ve her iki taraf için de sağduyuyla hareket edilmesi gereken bir dönem. Şu an hiçbir şey göründüğü gibi değil. Çünkü 8 Haziran’da oluşan yeni ay Mars ve Neptün karesi içeriyordu. Aldanmaların, yanlış yönlendirmelerin, aldatılmaların olacağı bir 15 gün içindeyiz, ama bu her iki taraf için de geçerli.

        ‘Ülke değil kişiler nazara gelir’

        İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi-İlahiyatçı Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:

        NAZARA gelme konusu, bakışların insanları etkilediği kesindir, bu doğrudur. Siz bir yerde bir varlık gösteriyorsanız, sizi kıskananlar elbette olacaktır. Nazar kelimesi en fazla insanlar için söylenebilir. Kişisel olarak nazar kişiye değebilir ama bir ülke nazara gelmez. Ülke ya da kişi başarılı olursa kıskanılabilir. Bu bir yarışı da getirir. Dik duranlar kazanır. Şu anda ülkenin kazanmasının tek yolu, çalışmaya devam etmektir. Dışarıdan hatalar çok daha iyi görünür; içeriden hatayı görmek daha zordur. Dışarıdan ne denildiğine bakılmalıdır. Elbisenizdeki kuş pisliğini siz göremezsiniz. Ama size bakan bir çocuk bile bunu görebilir.

        ‘Türkiye’nin başarıları rahatsız ediyordu’

        Gazeteci-Yazar Abdurrahman DİLİPAK:

        İŞLER iyi gidiyordu, birileri bunun devam etmesini istemedi. Bu tür durumlar, komşular, akrabalar arasında da olur. Türkiye’nin başarıları birilerini rahatsız ediyordu. Olup biteni tek bir olayla açıklamak çok mantıklı, doğru bir şey değil.

        ‘Nazar niye hep bize değiyor?’

        Siyaset Bilimci Prof. Dr. Doğu ERGİL:

        EĞER Türkiye sürekli nazar değen ve hep dış güçlerin manipülasyonuna açık bir ülkeyse bir şeyi yanlış yapıyoruz demektir. Ya Türkiye’den sorumlu olan yöneticiler ve ülkenin sahibi olan bizler görevimizi yapmıyoruz. Ya da olan biteni doğru dürüst yorumlayıp gerekeni yerine getirmiyoruz demektir. Bunu da ‘Nazar değdi, dış mihrakların oyunu hiç bitmiyor’ diye yorumluyoruz. Bu çok büyük bir kolaycılıktır. Değişimi algılamak konusunda eksikliğimiz var. İkincisi de sorunları nedenleri üzerinden değil sonuçları üzerinden değerlendiriyoruz. Her krizi değişim ve düzeltim doğrultusunda bir fırsat olarak görürsek, krizleri komplo ve felaket olarak yorumlamaz ve kapıya dayanmış olan değişime ayak uydururuz.

        ‘Politikada sadece şanssızlık olur’

        Siyaset Bilimci Prof. Dr. Mümtaz’er TÜRKÖNE:

        POLİTİKADA nazar olmaz. O yüzden kimse de bir yerine nazar boncuğu takmaz. Politikada sadece şanssızlık olur. Yaşananlar, nazarla değil siyasi gerçeklerle açıklanabilecek bir durumdur. 11 yıldır bir iktidar var ve iktidar alternatifini oluşturmayan kalabalık bir kitle var. Bunların hepsi yan yana getirildiğinde ortaya bir hadise çıkıyor. Çünkü fay kırıklarının birbiri üzerine yol açtığı enerji ve bir anlık enerji akışı depreme yol açıyor. Yine de hükümetin şansının iyi gittiğini düşünüyorum. Çünkü bu sayede Türkiye için asıl önemli olan barış süreci üzerindeki baskılar hafifledi.

        GEZİ PARKI’NA NAZAR BONCUĞU!

        Necati Şaşmaz’ın, “Maalesef Türkiye’miz bunu hak etmiyor. Sanırım bize nazar değdi” sözlerinin ardından, Gezi Parkı’na dev bir “nazar boncuğu” pankartı asıldı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ