Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Sanat Oscar'a aday olmak için 'Kelebeğin Rüyası' doğru bir tercih mi?

        Müge BAYRAMOĞLU / MAGAZİN Cansu KARACIK / AHT

        Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin Erdoğan ve Mert Fırat’ın oynadığı Kelebeğin Rüyası, vizyonda 21 hafta kaldı. 2.045.797 kişi izledi. 19.5 milyon TL hasılat yaptı. Ülkemizi ziyaretinde Kelebeğin Rüyası’nı seyreden ünlü aktör Russel Crowe, filmi çok beğendiğini söylemişti.

        İKİ GENÇ ŞAİRİN YAŞAMINI ANLATIYOR

        Kelebeğin Rüyası filminde Zonguldak’ta yaşayan iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun memuriyet hayatlarını sürdürürken bir yandan da edebiyata olan aşkları anlatılıyor. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa’da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye başkanının kızı Suzan’ın Zonguldak’a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer’in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, ailesinin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940’lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın sağlığını gitgide tehdit etmektedir.

        70 ÜLKEDEN BAŞVURU YAPILIYOR

        ÖNÜMÜZDEKİ yıl 2 Mart tarihinde 86’ncısı düzenlenecek Oscar Ödülleri’nin “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde Türkiye’yi temsil edecek film, Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği “Kelebeğin Rüyası” oldu. Oscar Ödülleri’nin “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisine her sene yaklaşık 70 ülkeden başvuru yapılıyor. Akademi bünyesinde yer alan “Yabancı Filmlerden Sorumlu Komite”, Oscar adaylıklarının açıklanmasından 1 hafta önce, 9 filmlik bir uzun liste yayınlıyor, Oscar adaylıkları açıklanırken listedeki film sayısı 5’e iniyor. Kelebeğin Rüyası’nın, Oscar adaylığı için yeterli olup olmadığını sinemacılara sorduk...

        Habertürk Sinema Yazarı Mehmet AÇAR:

        'Doğru seçim ama şansı yüksek değil'

        ‘Kelebeğin Rüyası’ çoğu kişinin kafasında zaten Oscar aday adayıydı. Jüri başka bir film seçseydi çok tartışma çıkardı. ‘Tepenin Ardı’ da kötü bir seçim olmazdı ama ‘Kelebeğin Rüyası’ özellikle prodüksiyon kalitesi ve hikâyesiyle öne çıkıyordu. Doğru seçim olabilir ama akademi tarafından Oscar’a aday gösterilme şansı çok yüksek değil. Bütün ülkeler en iyi filmlerini seçip gönderiyorlar. Jüri de oturup profesyonel bir biçimde en iyisini seçmeye çalışıyor.

        Belki gözyaşları içinde etkilenerek seyredebilirler. Genç yaşta hayatını kaybeden iki şair eminim onları da etkiler. Ama film bitince, her jüri gibi onlar da kılı kırk yararak hata aramaya başlar. O noktada, yönetmenliğin, oyunculukların, müziğin, sanat yönetiminin çok iyi olması önemli bir artı olmaz. Çünkü her ülke zaten Oscar’a en iyi filmini gönderiyor. Akademi üyeleri senaryoya bakar. ‘Kelebeğin Rüyası’nın senaryosu da ne yazık ki çok iyi değil.

        Yönetmen Yüksel AKSU:

        'Oscar'a uygun, 5 aday arasına bence girer'

        Çok doğru bir seçim, daha iyi bir seçim olamazdı. ‘Kelebeğin Rüyası’, tam Hollywood standartlarında bir film. Gerek görsel açıdan gerekse hikâyenin anlatımı bakımından Oscar’a uygun bir yapım. Mutlaka 5 aday film arasına gireceğini düşünüyorum.

        Yapımcı Mehmet SOYARSLAN:

        ‘Oscar’a yakışan iyi bir film’

        Oscar’a yakışan bir film. Daha önce Türkiye’yi temsil eden projeleri bu konuda yeterli bulmuyorum. Oyunculuğu, anlatımı, kulisi oldukça başarılı. İyi bir sonuçla dönülürse hepimiz mutlu oluruz.

        Yönetmen Erdal Murat AKTAŞ:

        ‘İyi bir tanıtımla başarılı olunabilir’

        Oscar Akademisi üyesi oldukça kalabalık. O yüzden iyi bir tanıtım yapılırsa başarılı olunabilir. Ödül almak tabii ki zorlu bir süre ancak aday olmak gurur verici bir şey. Sinematografisi çok başarılı. Oscar da güçlü hikâyeleri ortaya çıkarır. Daha önce Orta Avrupa’dan da Macaristan, İran ödül aldı. Türkiye’nin de vakti geldi. Bir yönetmen olarak asla kıskançlık yapmam. Aksine ilk kutlayanlardan biri olurum.

        Sinema Yazarı Atilla DORSAY:

        ‘Korkum yeniden kurgulamaları’

        Hem çok Türk olup hem de evrensele kanat açan bir film. Tek korkum filmin, Oscar için yeniden kurgulanmış olması. İçindeki şiir öğesinin azaltıldığına dair bir söylenti var. Umarım böyle bir şey yoktur. Çünkü bu her şeyden önce şiir üzerine bir film. Filmin uzun bulunduğuna dair söylentilere katılmıyorum. Daha uzun filmler de var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ