Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Google'dan içerik silme talep etmek , sansür anlamına gelir mi?

        Bülent GÜNAL / AHT

        İnternet arama motoru Google, bu hafta açıkladığı 2013 Şeffaflık Raporu’na göre, Ocak 2013-Haziran 2013 arasında dünya genelinden toplam 3 bin 486 içerik silme talebi aldı. Bu taleplerin yarısı Türkiye’den geldi. Yılın ilk ayında Türkiye’deki yetkililer Google’dan 12 bin 162 madde için toplam 1673 silme talebinde bulundu. Neden Türkiye Google’dan en çok içerik silme talebinde bulunan ülkeler sıralamasında birinci oldu? Bu artış sansür anlamına gelir mi? Uzmanlara sorduk...

        'Skandallar patladıkça başvuru artıyor'

        Yazar Pınar KÜR:

        Bizim memlekette maskeyle dolaşan çok insan var. Başka ülkelerde de var ama Türkiye’de sanırım daha fazla. En yakın dostlardan bile gizlenen sırlar var. Kendi sırlarıyla ilgili bazı konular gündeme geldiğinde ve bunlar internete düştüğünde savunma mekanizması olarak hemen bu tür haberlerin silinmesi talebi geliyor. Benim hakkımda da birçok mecrada çok şey yazıldı, çizildi ama ben umursamadım. Ama bu konularda hassas olan insanlar var. Bir de kaset skandalları var. Bu tür olaylar patladıkça Google’a yapılan başvuru sayıları da artıyor.

        'Ya utanılacak şey yapıyoruz ya iftira atıyoruz'

        Bilgi Üniversitesi Matematik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali NESİN:

        Ya utanılacak çok şey yapıyoruz, ya da çok iftira atıyoruz. Google’dan bu kadar çok içerik silme talebinde bulunduğumuza göre dedikodu ülkesi olmuşuz anlamı da çıkabilir. Ortalıkta seks kasetleri iddiaları dolanıyor, en mutaassıp insanlara bile atfediliyor bu durum. Bu gidişle özel hayatın anlamıda değişecek gibi geliyor.

        'İlginç sonuçlar içeren bir rapor'

        Sosyolog Hülya Uğur TANRIÖVER:

        Nereden bakılırsa bakılsın Google’ın açıkladığı rapor ilginç sonuçlar içeriyor. Siyasi içeriklerin silinmesi talebi resmi kanallardan geliyorsa, o zaman denetimin sıkı tutulduğu anlamı çıkar. Siyasi içerikten kastedilen ırkçılık da olabilir. Diyelim ki Alman hükümetisiniz, Nazizmle mücadeleyle ilgili yasanız da var. Bu tür siyasi içeriklerle mücadele kapsamında başvuru da yapılmış olabilir. Türkiye’den de benzer şekilde ırkçılık, şiddet konulu içeriklerle ilgili başvurular yapılmışsa bunların hukuki dayanağı vardır. Ama demokratik hak olan fikir beyanlarını içeren siyasi içeriklerin silinmesiyse söz konusu olan, o zaman burada siyasi baskı vardır anlamı çıkar. Bu sorulara cevap bulabilmek için Türkiye’nin yaptığı başvuruların neler olduğunu incelemek gerekir.

        'İnterneti manipüle etmek için kullandığımızı gösteriyor'

        Dijital Demokrasi Platformu Koordinatörü Bilal EREN:

        Google global bir şirket. Gerçekten ciddi delillendirmede bulunmazsanız, talebiniz dikkate alınmaz. Google bu konuda işini iyi yapıyor. Hiçbir zaman tek taraflı olarak bir linki kaldırmaz. Delillerle o linkin sahibine başvurur ve haklılık söz konusuysa bu silme işlemi gerçekleşir. Bu sonuç ülkemizde sosyal medyanın ve internetin, insanların özel hayatlarını manipüle etmek için de kullanıldığını göstermekte. Maalesef bunu düzeltmek ve bu başvuruları normal rakamlara indirmek için dijital bir bilinç oluşturmalıyız.

        'Anayasal haklara saldırı var'

        Ceza Hukukçusu Doç. Dr. Yılmaz YAZICIOĞLU:

        Türkiye Google’a siyasi içeriklerin silinmesiyle ilgili en çok başvuruda bulunan ülke olmuş. Bizden 5 kat fazla nüfusa sahip ABD’yi, 10 kattan fazla nüfusu olan Hindistan’ı da katlayıp geçmişiz. Devlet eliyle en çok sansürü talep eden ülke biziz. Türkiye’de devlet tarafından korunması güvence altına alınan Anayasal haklara saldırı var. Bu rapor, Türkiye’de haber alma hakkına saygı gösterilmediği gibi, temel hak ve özgürlüklere de kısıtlayıcı tedbirler alındığını gösteriyor.

        'Sınıfta kaldığını gösteriyor'

        Zaman Gazetesi Yazarı Prof.Dr. Mümtaz’er TÜRKÖNE:

        Bazı kriterler koymak lazım. Birincisi farklı fikirlere tahammül. Ama bu sonuçlar gösteriyor ki, Türkiye bu konuda sınıfta kalmış. İkinci kriter, ifade ve düşünce özgürlüğü. Google’ın açıkladığı 2013 Şeffaflık Raporu, Türkiye’nin bu konuda da sınıfta kaldığını işaret ediyor. Google’ın açıkladığı sonuçları genel olarak hoşgörüsüzlüğün ve tahammülsüzlüğün bir göstergesi olarak yorumluyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ