Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Başkasının parasıyla Umre caiz mi?

        AHT

        Rüşvet ve yolsuzluk iddiası kapsamında başlatılan 17 Aralık operasyonunda tutuklanan işadamı Reza Zarrab'ın, aynı operasyonda tutuklanan Kaan Çağlayan'ın ailesini özel uçağıyla umreye götürdüğü belirtildi. Basına yansıyan haberlere göre, 22 Mart 2013'teki ziyarete; Ekonomi Bakanlığı'ndan istifa eden Zafer Çağlayan, eşi Songül Çağlayan, diğer oğlu Ahmet Çağan Çağlayan, gelini Kübra Ece, koruma Emrah Sarıyüce, İbrahim Arslan ile Ebru Gündeş ve Reza Zerrab katıldı.

        İlahiyatçılara başkasının parasıyla ya da sponsorluğuyla umre ziyaretinin caiz olup olmadığını sorduk. İşte yanıtları...

        'Yemek ısmarlar gibi umre ısmarlanmaz'

        Çukorova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK:

        SİZİN paranız, umreye gidecek imkanınız var ve sağlık durumlarınız el vermiyorsa ancak o zaman bir başkasının yerine vekaleten gidebilirsiniz. Ancak, gittiğiniz bu umre veya hac bir başkasının yerine geçer de deniliyor. Maddi durumu iyi, sağlığı yerinde ama bir başkası ona adeta bir yemek ısmarlar gibi tutup umreye götürüyorsa, bu sadece Hicaz coğrafyasının topraklarını turistik amaçlı gezi olur. Diyanette çalışmanın avantajından dolayı masraf yapmadan, üste tek kuruş harcamadan hatta para da kazanarak haccı da aradan çıkarmak doğru değildir. Kuran-ı Kerim'de 'Hac ibadeti için gücünüz, imkanınız yetmesi' şartı var. Ancak bu şart bugünkü tabirle, 'Bir yolunu bulun da, nasıl bulursanız bulun' şeklinde bir koşul değildir. Kişiler kendi öz imkanları, alınterleri ile ortaya koydukları bir emekle bu yolculuğa çıkmalıdır. Bunun dışında bir başkası size hac-umre ısmarlarsa olmaz. Bu yolculukta vicdani, ahlaki ve niyet temizliği çok önemlidir.

        'Makam istismarıyla umre yolculuğu yanlıştır'

        Prof. Dr. Bayraktar BAYRAKLI:

        BİR insan fakirse ve onu bir zengin, hacca veya umreye götürüyorsa, onun haccı ve umresi kabuldür. Çünkü hacca gitmenin şartı, 'imkan' meselesidir. Bu adam da buna imkan bulmuştur. Haccını yapmıştır. Fakat bir insan, bulunduğu makamı istismar ederek, başka birisi tarafından hacca ya da umreye götürülmesi doğru değildir. Çünkü o insan zaten kendi imkanlarıyla hacca gidebilir. Niye başkasının parasıyla hacca gidilir? Orada iyiniyet yoktur.

        'Kabul edenin niyeti önemlidir'

        YÖK Üyesi- İlahiyatçı Prof. Dr. İbrahim HATİPOĞLU:

        ARKADAŞLIK ve kardeşlik hukuku çerçevesinde, hediye ve ikram kabilinden yapılan yardımlaşmalar meşru sayılmalıdır. Sözgelimi; dostluk ve kardeşlik hukuku içerisinde birbirinizle yardımlaşıyoruz, bu esnada birbirimize ikram ve zımnen hediye kabilinden yaptığımız harcamalar makul karşılanabilir. Ancak ben olsam, bu tür yanlış yorumlanabilecek durumlarda, hediye kabilinden de olsa ikramı kabul etmem. Bu tür etkinlikler, kurumların çalışanlarını umreye göndermesi, umrede kendisine yardımcı olacak bir kişiyi yanında ücretini karşılamak üzere götürmesi gibi değerlendirilebilir. Bir kişi, rüşvet vermek kastıyla umreye veya başka bir yere götürmüş ya da bir ikramda bulunmuş ve 'Ben filanca kişiyi umreye götüreyim, karşılığında da şöyle bir şey alayım' düşüncesi aklında geçmiş ise, umreye gidenin de 'Beni umreye götürdüğüne göre benim de ona şöyle bir iyiliğim dokunsun' şeklinde bir düşünce aklından geçmişse bunu ben dinen ve örfen doğru bulmam. Burada, ikramda bulunanın veya ikramı kabul edenin niyeti önemlidir.

        'Gitmesi doğru değil'

        Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi İslami ilimler Fak. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal YENİÇERİ:

        GİDEN kişi, umreye götüren kişinin haram paraya götürdüğünü biliyorsa katiyen umreye gidemez. Caiz olmaz çünkü haram para ile sadece umreye gitmek değil, haram para olduğunu biliyorsa ondan alamaz, o parayla da bir hayır yapmaya kalkışamaz. O adamın uçağı varsa ve de uçağı da haram parayla almışsa, o durumda o uçakla da umreye gidilemez. Fakat mahkeme kesinleşmeden de o paranın doğrudan doğruya haram olduğunu, o uçağın da doğrudan doğruya haram parayla alındığına da hükmedemeyiz. Fakat şüpheli durumlar vardır. Şüpheliyse, henüz ispatlanmış bir durum yoksa kişi gidebilir fakat gene de ben gitmemesinin doğru olacağını düşünürüm.

        'Dinin ruhuna uygun değil'

        Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi- Prof. Dr. Hayri KIRBAŞOĞLU:

        ŞAİLE ilişkiler söz konusu olduğunda, umre de olsa, hac da olsa bu şaibeli ilişkileri temizlemez. Ticari çıkarlar uğruna, umre gibi ziyaretler kirli ilişkilere alet ediliyorsa, bu dini istismara girer. Bu nedenle caiz değildir. Ahlaken de doğru olmadığına şüphe yok. Bir kişi tövbe etmek için de Umre'ye gidebilir ama bu şekilde gitmez. Yani başkasının parasıyla veya kişisel menfaat sağlamak için böyle bir yolculuğa çıkmaz. Zaten nasıl seküler kesim New York'a Paris'e turistik seyahat için gidiyorsa, tuzu kuru olan dini kesimin büyük çoğunluğu da Umre'ye turistik seyahat için gidiyor. Umreyi, haccı sosyetik gezilere dönüştürdüler. Bu tür Umre seyahatleri dinin ruhuna uygun değildir.

        'Umre açısından problem olmaz, caizdir'

        Süleymaniye Vakfı Başkanı Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR:

        BİR kişi ikramda bulunmuşsa bulunur. Bu bir ikramdır. Eğer ikram olarak umreye götürmüşse de bunda umre açısından bir sakınca yoktur, caizdir. Bir işadamının, bir bakanı ve ailesini özel uçağıyla Umre'ye götürmesi elbette dikkat çeker ama bir arkadaşınız da sizi Mekke'ye götürebilir. Bir arkadaşınız sizi Paris'e, Londra'ya da götürebilir. Bunda bir problem yok.

        'Helal ederse umreye gidebilir'

        Prof. Dr. Emin IŞIK:

        BİR insan gönlünden bir başkasını hiçbir menfaat beklentisi olmadan, alır umreye götürürse, bunda sorun yok. Yani başkasının parasıyla ancak helal ederse umreye gidilebilir. Hiçbir çıkar ya da beklenti olmaması önemlidir. Çıkar ilişkisi ya da farklı beklentiler üzerine umre olmaz. Haram parayla helal iş yapılamaz. Bu dinen günahtır.

        'Gayrimeşru bir şey olmadığı sürece gayet normaldir'

        Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan ASLAN:

        BAŞKASININ menfaat sağlamak ayrı bir konudur ve delile muhtaçtır. Delil olmadan kimse hakkında kötü zanda bulunmak, aleyhine fikir beyan edip, yaymak doğru değildir. Herkes delil sabit olana kadar suçsuzdur. Ona yargı hüküm verir. Başka birisi gel beraber gidelim deyip masrafını karşılaması, lokantaya ya da yemeğe davet etmesi gibidir. Gayrimeşru bir şey olmadığı sürece gayet normaldir, olabilir. Giden kişi karşı tarafın niyetini bilmeyebilir. Birisi sizi iyi niyetlerle çağırmış, aldatmışsa onun bileceği şeydir. Bütün insanlar özü itibari ile iyi insandır. Biri sizi iyi, hayırlı bir işe çağırıyorsa kötü niyet aranmaz. Sonradan kötülüğü meydana çıkmışsa öncesinde ille de kötü niyet aramak da doğru değil. Öyleyse herkesten şüphelenmek gerekir. Her işte niyet önemlidir.

        'Arkadaşınızın yemek ısmarlaması gibi bir durum'

        Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas ÇELEBİ:

        BİR dostunuz, arkadaşınız size belli bir miktar para bağışlar; siz de o parayla istediğiniz yere gidersiniz. Burası Umre de olabilir. Böyle bir durumda sakınca yoktur. Aynı bir arkadaşınızın size bir yemek ısmarlaması gibidir bu durum. Ama Dolandırarak, çalarak kutsal ziyaret yapılmaz. Hak, hukuk çiğnenerek Umre yapılmaz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ