Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Belçika'da çocuklar ötenazi hakkı tanındı. Türkiye'de yetişkinlere ötenazi hakkı tanınmalı mı?

        Bülent GÜNAL-Tekin ATAY / AHT

        Ötenazi tartışmalarını bir adım ileriye taşıyacak olan ''Çocuklara ötenazi hakkı tanınması'' ile ilgili yasa tasarısı Belçika Parlamentosu'nda kabul edildi. Yasa tasarısı onay için Kral Philippe'e sunulacak. Ancak Belçika siyaseti uzmanları bunun bir formalite olduğunu belirtiyor. Belçika'da 2002 yılında yetişkinler için ötenazı hakkı yasallamıştı. Yasaya göre 18 yaşından küçüklerde ötenazi hakkı ebeveynlerin, doktorların ya da psikiyatristlerin onayı ile kabul edilebiliyordu. Ayrıca yasa ötenazi için, yetkin ve şuuru yerinde olunmasını, talebin birçok kez dile getirilmesini ve tedavisi mümkün olmayan ciddi bir hastalık nedeniyle dayanılmaz fiziksel ya da zihinsel acılar için olunmasını şart koşuyordu. Birçok Avrupa ülkesinde ve Türkiye'de ötenazi uygulanmıyor. Uzmanlara sorduk, Türkiye'de ötenazi hakkı olmalı mı?

        Prof. Dr. Gençay Gürsoy (İstanbul Tabip Odası eski Başkanı-Nörolog)

        ''Türkiye'de de hak olarak tanınmalı''

        ''Kategorik olarak ötenaziye karşı değilim. Ötenazi belli koşullar altında uygulanabilir. Kuşkusuz bu koşullar son derece titiz bir şekilde yerine getirilmelidir. İyileşmesi mümkün olmayan, büyük ağrı ve acılar çeken hastalık durumunda, hastanın bilinci açıksa, ötenazi talebi söz konusuysa, hekim grubu hastanın bu kararı depresyon haliyle almadığını onaylıyorsa ve hastalığın tıbbi olarak tedavisi mümkün değilse o zaman ötenazi bu tür hastalar için uygulanabilir. Bu koşullar altında ötenazi insani bir tıbbi müdahaledir. Çocuklar için ise durum daha farklı. Çünkü çocuk dediğimizde 12-13 yaşlarında bir insandan söz ediyoruz. Bu yaştaki çocukların bilinçli karar vermesi mümkün değil. Ama biraz önce saydığım şartlar bir çocuk için de geçerliyse, ailesinin onayı varsa, ve gelecekte sözkonusu hastalığın gelecekte tedavisiyle ilgili bilimsel emaraler yoksa, çocuğun da acı çekmesini önlemek için ötenazi uygulanabilir. Bu şartlar altında uygulanan ötenazi tıbben etiktir. Ötenazi ile ilgili altını çizdiğim şartlar çerçevesinde ötenazinin Türkiye'de de bir hak olarak tanınması gerektiğini düşünüyorum.''

        Prof. Dr. Beyza Bilgin (İlahiyatçı)

        ''Ne hemen olur ne de olmaz denilecek bir konu değil''

        ''Ötenazi, çok hassas bir konu. Ne, hemen olur ne de hemen olmaz denilecek bir konu değil. Sevgiyle, merhametle ve bilimle karar verilmesi gereken bir mesele. Çocuk için de, yetişkin için de. Ötenazi hangi durumlarda gündeme geliyor? İyileşmesi mümkün olmayan ve hastanın çok acılar çektiği durumlarda. Hiç kimse sevdiğinin ömrünün geri kalan kısmını büyük acılar çekerek geçirmesini istemez. Böyle bir durumda hastanın kendisinin ve ailesinin rızası varsa, hastalığın tedavisi mümkün değilse, geri kalan ömrü içinde hastalığa bir tedavi bulunamayacaksa, işte o zaman ötenazi olabilir. Ama tekrar altını çiziyorum, ötenazi çok çok hassas bir konu. Kişiden kişiye bile değerlendirilmesi farklı olabilecek bir konu. Ötenazi bir defa kesinlik bir intihar, bir kasıt içermemeli; içinde riya, yalan olmamalı. Zaten intihar gibi bir duruma dinin icazet vermesi mümkün değil.

        Prof. Dr. Saim Yeprem (İlahiyatçı-Din İşleri Yüksek Kurulu emekli üyesi)

        ''Allah kendinizi öldürmeyin diyor''

        ''Dini açıdan ötenazi hakkından söz etmek mümkün değil. İnsanın hayatı kendine ait bir mülk değildir; bu yönde bir tasarrufta bulunamaz. İnsanın hayatı da bedeni de Allah tarafından verilmiş birer emanettir. İnsana düşen bu emanetleri en iyi şekilde muhafaza etmektir. İnsani açıdan da durum farklı değil. Allah Kuran'da birçok ayette hem doğrudan hem dolaylı şekilde bu konuya değiniyor. ''Kendinizi öldürmeyin' diyor; 'Allah'tan ümit kesmeyin' diyor. Ötenazi Allah'ın bu açık emirlerine de karşı çıkmaktır. Konuyu pozitif bilim açısından da ele aldığınızda da ötenazinin doğru bir yaklaşım olmadığını görürsünüz. Tıp, her saniye sürprizlerle dolu, her saniye gelişme gösteren bir bilim dalı. 'Tedavisi olmayan bir hastalık' dediğinizde siz bugüne kadar ki bilimle buna cevap vermiş oluyorsunuz. Oysa yarın ne olacağı belli değil. Bu yüzden felsefi, dini ve bilimsel açıdan baktığınızda ötenazinin izahı yoktur. Çekilen acıların büyüklüğü konusunda da Allah, Hz Eyyüb sabrını örnek vermiştir. Bu nedenle İslam ötenaziye cevaz vermez."

        Kezban Hatimi (Avukat)

        ''Asla kabul edilmemelidir''

        ''Ötenazinin iki türü vardır. Birisi aktif ölüm yardımı, diğeri de pasif ölüm yardımıdır. Pasif ölüm yardımı beyin ölüm gerçekleşmiş ve artık hayata dönmesine imkan olmayan bir kişinin bağlandığı cihazlardan ayrılarak bitkisel hayata devam etmesi için yardım yapılmamasıdır. Diğer bir değişle pasif ölüm yardımı yapılmasıdır. Pasif ölüm yardımı kabul edilebilir. Ancak, ülkemizde yine de bunu söylemekte tereddüt ediyorum. Çok güven verici bir bürokrasiye sahip olmadıkça mesela önemli bir mal varlığı olan kişilerin şuurlarını kaybetme hallerinde bir an önce mirasına konmak isteyenler belki bu beyin ölmünün gerçekleştiği belgesini sağlayabilirler. Bu sebeple pasif ölüm yardımı kabul edildiği taktirde çok titizlikle düzenlenmiş bir etik kurulun kararı mutlaka aranmalıdır. Aksi takdirde organ mafyası bile devreye girebilir. Aktif ölüm yardımına gelince, aktif ölüm yardımı ölümcül bir hastalığa tutulmuş bir kimsenin kendi isteği üzerine ilaç vererek ölümünün sağlanmasıdır. Kanaatimce bu asla kabul edilmemelidir. Bunda da çok kötüye kullanmalar, temyiz kudreti olmadığı bir sırada talep edilen ölüm yardımı için temyiz kudreti olduğunu belgelemeler gibi olgularla karşılaşabiliriz. Ayrıca ahlaken kimsenin kendi hayatına son verme hakkı da yoktur. Kendisinde bu hak olmayınca başkasına vekalet vermesi de geçersiz sayılmalıdır.'

        Dr. Tanju Sürmeli (Psikiyatr)

        ''Mesafeli yaklaşıyorum''

        ''Psikiyatrlar ötenazinin kabul edildiği ülkelerde devreye, hastanın bu kararı bir depresyon halinde alıp almadığını belirlemesi için giriyor. Oysa bu kararı vermek o kadar kolay değil. Subjektif testler depresyon tanısı için doğru sonuçlar vermeyebilir. Kronik hastaların bazılarında da depresyonu maskeleme durumu da vardır. Eğer ben bir psikiyatr olarak böyle bir kurulda karar verici olacaksam, o hastayı uzun zamandır takip ediyor olmam gerek. Almanya'da ötenazi makineye bağlı hastalar için kullanılabiliyordu; oysa bu hastalar için de yeni bilimsel gelişmeler yeni umutlar doğurdu. O nedenle ötenazi konusu tartışılırken bilimsel gelişmeler de göz ardı edilmemeli. Hasta ölmek istiyorum diyebilir ama beyin dalgaları incelendiğinde bunun tersiyle karşılaşabiliriz. Ki Almanya'da bu yönde çalışmalar da yapıldı. Ötenazi üzerinde çokdurulması gereken, birçok yönden incelenmesi gereken bir konu. Ve bir psikiyatr olarak ötenaziye mesafeli durduğumu söyleyebilirim.''

        Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmiye Hadimioğlu:

        "Biz insanları yaşatmak için uğraşıyoruz"

        "Türkiye'de ötenazi yasal değil. Yasal olmadığı için tartışılan bir konu da değil. Ötenazinin Türkiye'de hem toplumsal olarak hem de tıbbi olarak kabul edilebileceğini düşünmüyorum. Benim kişisel görüşüm de olmaması gerektiği yönünde. Biz insanları yaşatmak için uğraşıyoruz. Allah'ın verdiği canı Allah alır. Beyin ölümü olmuş ve ölmesi yüzde yüz beklenen kişinin tedavi desteği kesilebilir. Fakat ötenazide hastanın veya kişinin bilerek kalbinin durmasını sağlayacak ilaç veriliyor. Bu insanı öldürmekle aynı şeydir."

        Avrupa'daki ötenazi uygulamaları

        Avrupa'da çocuklara ötanazi hakkı tanıyan sadece iki ülke var. 12 yaş üstündeki çocuklara tanıyan Hollanda, diğeri de önceki günkü oylamanın ardından dünyada bir ilke imza atan Belçika. Yetişkinlere ötanazi hakkını yasal olarak tanıyan Avrupa ülkeleri de Hollanda, Belçika ve Lüksemburg. Ötanazi konusunda resmi onay vermeyen ancak bu uygulamayı pratiğe yansıtan ülkelerin sayısı ise eskiye oranla oldukça artmış durumda. İsveç ve İsviçre'de ötanazi yasak ancak durumu çok kötü olan ve tedavi şansı görülmeyen hastalar için "intihara tıbbi destek" formülü uygulanabiliyor.

        Fransa, İspanya, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde yasal olarak yasak ancak "pasif ötanazi" olarak adlandırılabilecek yöntemle "ölüme yardımcı" olunan bir yaklaşım izleniyor. İtalya, Polonya, İrlanda, Romanya, Yunanistan, Hırvatistan'da ise ötenazi yasak ve yan yöntemlere başvurulmasına tölerans gösterilmiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ