İşte hortumların nedeni!
"İstanbul'da ortaya çıkan hortum bunun en iyi örneğidir"
SULTAN UÇAR/HT GAZETE ÖZEL HABER
Dünyaca ünlü Iraklı Mimar Zaha Hadid’in vârisi olarak gösterilen Tan Akıncı, “Türkiye’de gökdelenler gibi hızla yükselen bir yapı topluluğu var. Mimaride rüzgâr-ışık gibi kent yaşamını zorlaştıran ayrıntılara önem verilmemiş. İstanbul’da ortaya çıkan hortum bunun en iyi örneğidir” diyor.
TAN Akıncı 1986’da İstanbul’da, Yüksek Mimar Turan Akıncı’nın oğlu olarak doğdu. Babası, şimdilerde “Oğlum beni geçti, gurur duyuyorum” dese de aslında oğlunun mimar olmasını asla istememiş. Tan Akıncı son olarak, mimaride getirdiği ilginç proje çizimleri ve dijitalekolojik mimari tarzıyla İngiltere’de yaşayan Mimar Zaha Hadid’in tahtına vâris gösterildi. Hong Kong’lu ünlü mimar Aleksandr Wong’un projelerine de yer verilerek, Çin Hava Yolları’nın 8 milyon adet basılan dergisinde, Yüksek Mimar Tan Akıncı’nın çizimleri 10 sayfa yer aldı. Bu yazıda Akıncı, “Anti Hadid” ifadesi de kullanılarak, “Ondan daha ileri” diye övgüyle anlatıldı. Akıncı’ya Amerika’dan İngiltere’ye, İtalya’dan Çin’e iş teklifleri yağdı. Mimarlar dünyasının dikkatini çeken Akıncı, tasarımlarını ve başarı hikâyesini Habertürk’e anlattı.
İSTANBUL MIMARISINE İKLİMLE ÇÖZÜM
Türkiye’de çok bilinmeyen bir yöntemi vardı. Teknolojiden üst seviyede yararlanarak, ekolojik temelli sıra dışı mimari eserler üretti. Dijital mimarlık alanında Avrupa’da dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Tan Akıncı, her şeyi bırakıp İstanbul’a döndü. Projelerini Türkiye için yapmaya karar verdiğini anlatan Akıncı, “Türkiye’de gökdelenler gibi hızla yükselen bir yapı topluluğu var. Ancak buradaki mimaride rüzgâr-ışık gibi kent yaşamını zorlaştıran ayrıntılara önem verilmediğini görüyoruz. İstanbul’un ortasında çıkan hortum bunun en iyi örneğidir. Bu nedenlerle, şu anda rüzgârı filtre eden, ışığı filtre eden tren istasyonu gibi kamusal alanlarla ilgili mimari projeler yaptım. Yapmaya devam ediyorum. İstanbul’da hava akışı sorunu çözülür ve hortum vs. de biter” diyor. Türkiye’de de gelecek yıllarda hava-ışık dengesi gözetilen bu tür mimari eserler yapılacağını düşündüğünü ifade eden Akıncı, şunları kaydediyor: “Yurtdışından bu tür övgü ve iş teklifleri almam beni şahsi olarak elbette mutlu etti. Ancak bir Türk mimar olduğum için ülkem adına sevindim. Mimaride bakış açısı değişiyor. Balmumundan yapılmış bir masa, dış görünüm ve estetik açıdan daha ışık geçirgen bir yapıya kavuşabiliyor. Klasik mobilya dönemi de kapanacak.”
TÜRKİYE GÖKYÜZÜNE DOĞRU YÜKSELİYOR
DÜNYADA 7 bin 422 gökdelenle Hong Kong birinci, 5 bin 444 gökdelenle New York ikinci ve 3 bin 503 gökdelenle Singapur üçüncü sırada yer alıyor. İstanbul ise 100 metreden yüksek 2 bin 93 gökdelenle, gökdelenlerin doğduğu kent olan Chicago, Tokyo ve Sydney’i de geçerek 6. sıraya yükseldi. En dikkat çeken ise halen ‘Türkiye’nin 1’inci ve Avrupa’nın en yüksek 4’üncü gökdeleni’ unvanını taşıyan 2011 yılı yapımı 261 metre yüksekliğindeki “Sapphire of İstanbul” oluyor.
