Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Sanat Kültür ve Turizm Bakanlığı, 40 edebiyatçıya 463 bin TL teşvik verecek. Edebiyatçılar devletten teşvik alır mı?

        Ümran AVCI/İSTANBUL

        KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı, internet sitesinden yaptığı duyuruda, 463 bin TL bütçelik teşvik için yapılan 290 başvurudan 40’ının desteklendiği açıkladı. Ancak hangi eserlerin ne için destekleneceği, hangi yazarlara ne amaçla teşvik verileceği ve bunu belirleyen kurul açıklanmadı. Edebiyatçılar da sonucu başvuru sırasında kendilerine verilen şifre ile internet üzerinden öğrendi. 25 Aralık 2013 tarihli olan ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamında yazım desteği tutarı için “Destek konusu eserin kapsamı ve nitelikleri dikkate alınarak, 276.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımından elde edilecek miktarı geçmemek üzere kurul tarafından belirlenir” denildi. En son yapılan açıklamada da bütçenin 463 bin TL olduğu belirtildi. Kurulda kabul edilen projelerin 15’inin edebi türü romanken, 43 başvurunun yapıldığı şiire verilen destek 4’te kaldı. Teşvik, edebiyatçıları böldü. Kimi edebiyatçılar, yazarların desteklenmesine olumlu baktıkları ancak bu teşvike para kazanan yazarların başvurmasının etik olmayacağı konusunda birleşti. Bazı edebiyatçılar ise bir yazarın hükümetten para almasını eleştirdi.

        ‘Yazarın destek almasına hiç karşı değilim’

        Mario Levi (Yazar):

        BIRINCISI; ben bu mesele basına, sosyal medyaya düştüğünde haberdar oldum. Kültür Bakanlığı’nın destek verdiğini bilmiyordum; dolasıyla ne destek alan ne de başvuran yazarlardanım. Ancak bunun belirli birtakım ilkelere bağlanması koşuluyla bir yazarın destek almasına hiç karşı değilim. Yani, bir yazar romancı, hikâyeci, ne ise “Ben bir eser yazacağım ve bunu daha rahat yazmak için desteğe ihtiyacım var” diye başvuru hakkına sahip olmalı. Ama hiçbir şekilde içeriği benimsetmek veya içeriği kabul ettirtmek gibi bir zorunluluğu olmamalı. Ana ilke bu olmalı. Usulen içeriği belirtebilir ama içeriğe göre karar verilmemeli. İkincisi; açıkçası eğer böyle bir şeyden haberim olsaydı neticede 20-30 bin TL bir destek verileceğini bilseydim yine başvurmazdım. Çünkü buna değmez. Destek dediğin büyük olmalı. O zaman anlamı olur. Bu ilke yerine getirilirse devlet hiçbir şekilde içeriğe karışmamalı, içeriği tayin edici bir ölçüt olarak görmemeli.

        ‘Hangi yazar para aldıysa açıklansın’

        Pınar Kür (Yazar):

        KIM gidip hükümetten para talep ediyor isimleri açıklansın. Bu, bir yazara hiçbir şekilde yakışmıyor. Kendi yayınevinden belki avans isteyebilir ama hükümetten yardım istemesi bence çok yanlış. Çünkü artık onların sözcüsü olma durumunda. Kendi özgürlüğünü kaybeder. Genelde “Biz karışmıyoruz” deseler de tabii ki karışıyorlar. Bütün hükümetler için söz konusu. Bir solcu hükümet olsa ondan da istemem. Böyle bir durum varsa, buna müracaat ediliyor. Jürinin kimin seçtiğini görmek lazım. Kim müracaat etmiş, ne kriterle veriliyor bu para? Bu 290 kişi kim, niye verildi açıklansın. Benim temelden karşı olduğum şey, bir yazarın böyle bir talepte bulunması. Genç yazar da olsa bu söz konusu.

        ‘Çok doğru ve olumlu’

        Ahmet Ümit (Yazar):

        DAHA önce böyle bir şey yoktu, ilk kez oluyor. Kültür Bakanlığı daha önce sinemaya destek veriyordu. Burada da edebiyatçılara, genç edebiyatçılara veriyor. Bence çok doğru ve olumlu bir şey. Almanya’da yapıyorlar ama orada merkezi hükümet değil de yerel yönetim destek veriyor. Ben açıkçası, genç bir yazarken ve kitaplarım satmazken gündüzleri çalışıp geceleri yazardım. Dolayısı ile 5-6 bin TL’lik, 10 bin TL’lik destek olursa, bu hayırlı bir iş olur. Burada şöyle bir sakınca olabilir sadece; eğer merkezi hükümet tarafından bu yönde bir politik kayırmaca gibi bir şey olursa bu bir sakıncadır. O nedenle de şeffaf olunmalı ve herhangi politik bir ayrıma gidilmemeli. Bence olumlu bir çaba.

        ‘Gölge etmesinler yeter’

        Ahmet Telli (Şair):

        BÖYLE bir girişimden haberim yoktu. Bu dünyanın dışında biriyim ben. Kültür Bakanlığı gölge etmesin, başka ihsan istemez. Kanaatim budur. Bu kirletilmiş ve kirletilmekte olan alana hiç girmek istemem. Kirlendikçe daha da kirlensinler. Şiirin bu kadar az desteklenmesine gelince; şiirin asaletinden kaynaklanıyor. Şiir metalaştırılamaz. Belki biraz bunun farkındalar. Her şeyi meta eksenli düşündükleri için şiirin metalaştırılamayacağını düşünerek öyle bir kanaate varmış olabilirler.

        ‘Yardıma muhtaç çok var’

        Ayşe Kulin (Yazar):

        BEN şahsen başvurmadım. Edebiyatçılara destek verilmesini gönülden dilerim. Kendim için değil; çok yazan ve çok satan 10 yazarız. Bizim dışımızda yardıma muhtaç çok yazar var. Bir fırsatını buldum ifade edeyim, dükkânlar da sadece bizim kitaplarımızı ön plana çıkarıyor. Bu bir satış stratejisi ve birçok yazara da haksızlık oluyor. Ben gidip “Benim yerime ya da yanıma bunu da koyun” desem yapmazlar ama şahsen üzülüyorum. Ben 25 yıl yazar olmaya çalışmış ve yayıncı bulamamış bir yazarım. Onun acısını bilirim. Yardım almalarını çok isterim. Çünkü birçok insanın buna çok ihtiyacı var. Kabul ettiremiyorlar yazdıkları kitapları bastırmayı. İyi olduğuna inandıkları bir şey var ellerinde; hiç olmazsa belki maddi yardımla internet ortamında yayımlayabilirler kitaplarını. Ama hangi ölçüye göre yardımı vermişler? Bu konuda ve her konuda şeffaf olunmalı. Bu şekilde bir yardımı kim aldı bilmiyoruz, hangi kitaplarla aldı bilmiyoruz, ölçüler neydi bilmiyoruz.

        ‘Bağımsızlık lekelenir’

        Onur Caymaz (Şair):

        DEVLETIN sanatçısı olmaz. Sanatçı dediğin, her zaman, işin doğası gereği devletin karşısındadır. Hayat ve sanat hakikat, devlet yalandır. Zira devlet, kurum olarak sanatın özgürlüğünü her daim engellemiştir. Bir destekten söz edilecekse bakanlık telif gelirlerinin düzenlenmesiyle ilgilensin, korsan kitaplarla uğraşsın, yazar evleri kursun, kütüphaneler açsın; asıl destek bunlardır. Değilse orada emir-komuta ilişkileri devreye girer, sanatın bağımsızlığı lekelenir. 3-5 tane amcanın hangi eserin özgün, hangisinin özgün olmadığına karar verip para ödemesi kadar korkunç bir şey düşünemiyorum. Deniyor ki: “Film yapanlar da devletten katkı alıyor!” Katkıyla bahşişin ne olduğu karıştırılıyor. Öyleyse Kültür Bakanlığı, 2 erkeğin aşkını anlatan ve edebiyatımızı geliştireceği ve özgünlüğü çok açık olan bir kitaba da destek versin. Yapabilir mi? Bunun devletin kendi entelektüelini yetiştirme çabası olduğuna inanıyorum. Daha kötüsü 4 şiir projesinin desteklenmiş olması. Yazarlara da yazarkasalara da başarılar diliyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ